Büyük Dinleri Tanımak



Yüklə 379,11 Kb.
səhifə49/52
tarix01.08.2018
ölçüsü379,11 Kb.
#59924
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   52

19. Evlilik


Evlilik dinlerin fevkalade önemli konularından biridir:

1. Dinlerin çoğunda, diğer dinlerin takipçileriyle evlenmek yasaktır. Ehl-i Sünnet Müslüman bir erkeğin kitap ehli bir kadınla evlenmesini caiz biliyor ve Şia mezhebinde bu cevaz sadece geçici evlilik için geçerlidir.

2. Bazı kimselerin bazılarıyla evlenmesi yasaktır. Mesela, aile içi evlilik ki, bu yasağın kabilenin tamamını kapsaması mümkündür. Bazı durumlarda kabile içi evlilik ve hatta aile içi evlilik övülmüştür. Tarih anne ile oğlun evliliği müstesna her türlü akraba evliliğine şahitlik etmiştir. Aile içi evlilikler bazı durumlarda (Firavunların aileleri gibi) saltanat ailesine has olmuştur ve bundaki hedef de onların kanının aşağı tabakaların kanıyla karışmamasıydı.

İslam’da evliliğin yasak olduğu kimselerin çoğu mahremlerdir. Mahremlik ise; nesep yakınlığı, musahere (evlenerek aileye katılma gibi) ve süt emme yoluyla meydana gelir. Bazıları da mahrem değildir ama onlarla evlenmek belli bir süre veya ebediyen yasaktır. Tıpkı eşin kız kardeşi ve evli bir kadın gibi. Mahrem olma, Yahudilik ve Hıristiyanlıkta da bu şekildedir. Şu farkla ki, Yahudilikte amcanın, kardeşinin kızıyla evlenmesi caizdir ve Hıristiyanlıkta amca, hala, dayı ve teyze (cousins) çocuklarının birbiriyle evlenmesi caiz değildir. Ancak ikinci kuşaktan olursa müstesna. Süt emme yoluyla mahremlik yerine, haram evlilik vaftiz baba[1] ve evlatlığı kapsamaktadır. Zerdüştlerin bacı kardeş ve hatta babayla kızın evliliğini caiz bildikleri yönünde kanıtlar vardır.[2] Ancak daha sonra İbrahimi dinlerin etkisi altında kalarak onu yasaklamışlardır. Firdevsi’nin iddiasına göre İran’ın efsanevi padişahı Behmen, Pehlevi dini yani “Zerdüşt dini” üzere kendi kızı “Humay” ile evlendi[3] ve onu kendi veliahdı yaptı:

Bir kızı vardı adı Humay,
Maharetli, bilgili ve görüşü tutarlı.
Herkes ona dedi asil,
Dünyada onu görmekle mutluydu.
Baba güzelce kabul etti onu,
Pehlevi diye bilinen din üzere.
Ay gibi parlayan Humay,
Ne kötüdür ki gebe kaldı şahtan.[4]

3. Evlilik birçok dinde manevi bir bağdır ki, diğer anlaşmaların aksine bir törenle gerçekleştirilmelidir. Yahudiler evliliği Kiduşin yani “kutsal iş” olarak adlandırıyorlar. Hıristiyanlar onu yedi kutsal törenden biri kılıyorlar ve İslam onu üzerinde vurgu yapılan bir sünnet olarak bilmektedir. Öyle bir sünnet ki, zaruret anında farza dönüşebilir. Bir törenin düzenlenmesi, nikâh akdinin okunmasının gerekliliği ve o akit için kutsal dilin kullanılması bu anlaşmanın diğer anlaşmalarla olan farkını göstermektedir.

İbrahimi dinlerle diğer dinlerin benzer görüşleri vardır. Katolik ve Ortodoks Hıristiyanları evliliği yedi kutsal törenden biri sayıyorlar ve ona ibadet rengi veriyorlar. Bu yüzden keşişin kilisede evlilik akdini okumasını gerekli biliyorlar ve bu esnada tıpkı Ortodoks törenlerinde yapıldığı gibi gelin ve damadın başına yarım taç koyularak teşrifi bir merasim gerçekleştiriliyor.

Katolik ve Ortodoks Hıristiyanlığında rahiplerin, rahibelerin, diyakozların, keşişlerin ve piskoposların evlenme hakkı yoktur.[5] Bu kutsal ibadet yerine ameli olan başka bir kutsal ibadete yani ruhbanlığa veya ruhaniliğe yöneliyorlar ki, bu ikincisi yedi mukaddes törendendir.

4. Bazen Hıristiyan azizlerin evliliğin faziletiyle bekârlığın faziletini birleştirmek için ilişkisiz evlilikleri olmuştur. Hindular cinsel konulardan kaçınmaya brahmacharya adını vermektedirler. Bazen de (Gandi gibi) bazı kimseler, üreme haddinde bir evliliği bu fazilete aykırı görmemişlerdir.

5. Amerika’da Hıristiyanların fırkalarından Kakerlerin bir kolu olan Shakerler (Shakers) evliliği herkes için haram bilmektedir. Ancak dinler ve mezhepler çoğalma yoluyla devam ederler. Yaklaşık 250 yıl önce ortaya çıkan bu fırka yok olmaya yüz tutmuştur ve XXI. yüzyılın başlarında yapılan son istatistiklere göre bu fırkadan sadece yedi kadın geriye kalmıştı.

6. Dünyanın dini geleneklerinde çok eşlilik köklü bir konudur ve din kurucularının birçoğunun birden fazla eşi vardı. Ancak Hz. İsa bunun aksine evlenmemişti.[6] Buda eşini ve evladını bırakıp, riyazet peşine düştü.

Avrupa Yahudiliğinde çok eşlilik Haham Graham b. Yahuda’nın (ö. 1028) fetvasıyla haram edildi. Bu yasaklama yavaş yavaş doğudaki Yahudilerde de etki bıraktı. Hıristiyanlıkta hiçbir zaman çok eşlilik yoktu. Ancak öncesi Hıristiyan olan Mormonlar nezdinde çok eşlilik yaygın idi. Sonraları haram kılındı. Sihler de çok eşliliği caiz bilmezler. Cahiliye Araplarında bu hususta bir sınırlama yoktu. Ancak İslam bunu dört kadında sınırladı. Adaletsizlikten korkma durumunda ise sadece bir kadın almak caizdir.[7] Çok eşlilik konusunda dört şey tasavvur edilebilir:

a) Bir erkeğin bir kadınla evlenmesi (monogami): Hıristiyanlıkta ve diğer bazı dinlerde vardır.

b) Bir erkeğin birkaç kadınla evlenmesi (polygyny): Birçok dinde caizdir.

c) Birkaç erkeğin bir kadınla evlenmesi (polyandry): Tibet Budaları gibi bazı toplumlarda rastlanmaktadır. O toplumlarda birkaç kardeş, bir kadınla evlenmektedir ve doğan çocuk da hepsine ait olur.

d) Birkaç erkeğin birkaç kadınla evlenmesi (group marriage, polygynandry): Çok nadir olarak bazı toplumlarda görülmektedir. 05 Aralık 1999 tarihindeki haberlerde Kaliforniya eyaletinde “Toplu evliliğin” resmileştiği geçmişti. Bu esas üzere iki erkek, iki kadınla evlendi ve evlilikleri kayıt altına alındı.

Gayet açıktır ki bu evliliklerden herhangi biri, bir dinde caiz olmadığı takdirde o din bu evliliği fuhuş olarak görür. Yukarıda bahsettiğimiz son evlilik türü, bütün dinler nezdinde fuhuş sayılmakta ve kınanmaktadır.

7. Tevrat’ta kardeşlik kanunu (Levirate) hakkında şöyle okumaktayız:

“Birlikte oturan kardeşlerden biri oğlu olmadan ölürse, ölenin dulu aile dışından biriyle evlenmemeli. Ölenin kardeşi dul kalan kadına gidecek. Onu kendine karı olarak alacak, ona kayınbiraderlik görevini yapacak. Kadının doğuracağı ilk oğul, ölen kardeşin adını sürdürsün. Öyle ki, ölenin adı İsrail’den silinmesin. Ama adam kardeşinin dul karısıyla evlenmek istemiyorsa, dul kadın kent kapısında görev yapan ileri gelenlere gidip şöyle diyecek: Kayınbiraderim İsrail’de kardeşinin adını yaşatmayı kabul etmiyor. Bana kayınbiraderlik görevini yapmak istemiyor. Kentin ileri gelenleri adamı çağırıp onunla konuşacaklar. Eğer adam, “Onunla evlenmek istemiyorum” diye üstelerse, kardeşinin dul karısı ileri gelenlerin önünde adamın yanına gidecek, onun ayağındaki çarığı çıkaracak, yüzüne tükürecek ve “Kardeşine soy yetiştirmek istemeyen adama böyle yapılır” diyecek. Adamın soyu İsrail’de “Çarığı çıkarılanın soyu” diye bilinecek.” (Yasanın tekrarı, 25:5-10).

8. Mehir dört şekilde tasavvur edilebilir:

a) Tıpkı İslam’da olduğu gibi damadın geline mehir vermesi.

b) Hindular arasında olduğu gibi gelinin damada mehir vermesi.

c) Yahudilikte görüldüğü gibi gelin ve damadın birbirlerine mehir vermesi.[8]

d) Hıristiyanlıkta olduğu gibi kimsenin kimseye mehir vermemesi.

İlk üç şıkta mehiri veren veya alan, damadın veya gelinin babası gibi bir başka şahıs da olabilir.[9]

İslam’da mehir vardır ve çeyiz ise İslam dünyasının bazı bölgelerinde örfi bir gelenektir. Bu yüzden nikâhın fıkıh konularında sadece mehirden bahsedilir ve çeyiz söz konusu değildir.

9. İslam fıkhında daimi evliliğin yanı sıra “muta” denilen geçici bir evlilik de vardır. Bu evlilik Hz. Resulullah (saa) döneminde ve ondan birkaç yıl sonrasına kadar meşru idi. Ancak ikinci halife bu evliliği haram kılmıştır. Geçici evlilik Şia fıkhında devam etmektedir. Ehl-i Sünnetin bazı fakihleri son yıllarda onun benzeri olan “misyar” nikâhını çıkarmışlardır.

Günümüzde çok eşlilik ve muta (veya misyar) bazı Müslümanlar tarafından hoş karşılanmamaktadır. Bu yüzden adı geçen evlilikler nadir olarak gerçekleşir ve genellikle gizlidir. Bu evliliklerde kimse kutlama düzenlemez.[1] Diğer taraftan iki cins arasında arkadaşlık (dating) ve eşcinsellik bazı Hıristiyan gruplar nezdinde kabul görmektedir. Bu yüzden bu işler geçmişin aksine serbest bir şekilde gerçekleşmektedir. Eşcinselliğin serbest olduğu bazı ülkelerde zaman zaman kutlamalar da düzenlenmektedir.

10. Köleliğin olduğu dönemde cariyeler satın alınır alınmaz yeni sahiplerine helal oluyorlardı ve rahimlerinin boş olduğundan emin olduktan sonra onlarla beraber olmak caiz idi. Hür bir kimse normal evlilik için veya cariye almak için maddi imkânı olmadığında zaruret halinde başkasının cariyesiyle evlenmesi caiz idi (Nisa/25). Böyle bir evlilik gerçekleştiğinde o cariye, sahibine haram oluyordu ama hala sahibinin mülkünde sayılıyordu. Köleler de cariyelerle evlenebiliyordu. Bu evlilikten doğan çocuklarda köle oluyordu.

[1] Eskiden sonraki kadınların evliliğinde de velime verilirdi. Bu gelenek çok eşliliğin normal karşılandığı bölgelerde devam etmektedir. Mutanın hiçbir zaman kutlaması olmamıştır.

[1] Vaftiz baba çocuk vaftiz edildiği anda onun dini işlerini üstlenen kimsedir. O, çocuğun anne babasının ölmesi veya çocuğun dini eğitimine önem vermemeleri durumunda vazifesini yerine getiriyor.

[2] Ebu’l Ala-i Meerra şöyle diyor:

Hıristiyanlar amcakızını yasakladılar,

Mecusiler kız kardeşle evlendiler.

[3] Günümüzdeki Zerdüştler Humay’ın Behmen’in gerçek kızı olmadığını söylüyorlar.

[4] Şehname, s.340

[5] Ortodoks fırkasına göre daha önceden evli olan kimse, diyakoz veya keşiş olabilir.

[6] “Onun belaya düşürecek bir eşi, hüzünlendirecek bir evladı, kendisine celp edecek bir malı ve zillete düşürecek bir tamahı yoktu. Bineği, ayaklarıydı ve hizmetçisi elleriydi.” (Nehc’ül Belağa, 160. Hutbe).

[7] Nisa/3

[8] Damadın mehiri şöyledir ki, evlilik belgesinde: Eğer gelini boşarsa veya ondan önce ölürse 200 zuz (para birimi), yaklaşık bir kilo gümüş (ve eğer dul olursa 100 zuz, yaklaşık yarım kilo gümüş) ona ödeneceği taahhüdü verir. Gelinin mehiri, onun çeyizi ve diğer mallarıdır ki, Yahudilikte kocanın malı olur. İslam’da mehir, evliliğe bağlıdır, boşanmaya veya kocanın ölümüne değil. Gelinin malları ve çeyizi de kendisine aittir. Esasen çeyiz örfi bir konudur.

[9] Mesela Hz. Musa’nın kayın babası kızının mehirini alan kimseydi (Kasas/27).


Yüklə 379,11 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə