16
GÜRBÜZ ERGİNER
Çeşitli sorunların b ü y ü k bir bölümü, bizim az önce tanımladığımız
a n a k o n u ile ilişkilidir. H e r bir sorunlar kümesi özel ve oldukça gelişkin
t e k n i k l e r ve y ö n t e m l e r i gerektirir. Bu nedenle antropoloji, diğer bilim
lerde olduğu gibi çeşitli dallara ayrılmıştır. Bu dallardan her biri genel
k o n u n u n özelleşmiş yönlerini ele a l m a k t a d ı r . Gene bu bilim dalları en
iyi şekilde biyolojik antropoloji ve sosyal /kültürel antropoloji olarak
iki a n a başlık altında toplanabilir.
Biyolojik Antropoloji
H e m araştırdığı sorunların karmaşıklığı ve çeşitliliği, hem de uy
g u l a m a d a kullandığı gelişkin ve çok u s t a c a teknikler biyolojik antro
polojiyi son yirmi yıl içinde antropolojinin diğer dallarından d a h a fazla
değiştirmiş ve özelleştirmiştir. Fizik antropoloji ilk dönemlerinde
iskeletler, y a ş a y a n insan toplulukları ve insanın y a k ı n akrabaları üze
r i n d e giderek standartlaştırılmış ölçümleme ve morfolojik gözlemlerle,
bir dereceye k a d a r basit istatistik analizlerin uygulanışını içermiştir.
Boylar, kafatası, v ü c u t ölçüleri ölçülmüş ve toplumlar sınıflandırılmış
ya da değişmenin k a r m a ş ı k dizilişine doğru eğilimli ortalamaların temeli
üzerine o t u r m u ş t a m a m e n açık çeşitli kriterlere göre tiplendirilmiştir.
Bu d ö n e m d e gerekli ek bilgi, karşılaştırmalı a n a t o m i , fizyoloji, sınırlı
paleontoloji bilgisi ve basit Mendelci genetikle sınırlı alan içinde kalı
y o r d u . B u g ü n , özel sorunlarla ilgilenen biyolojik antropolog, yoğun
bir biçimde moleküler biyoloji, electrophoresis gibi tekniklerle, hemog
lobin araştırması, grup genetiğinin karmaşık m a t e m a t i ğ i gibi sorunlara
d a y a n m a k t a d ı r . Fizik antropologlar için gerekli yeteneklerin a r t a n
çeşitliliği ve karmaşıklığı, ancak giriş niteliğindeki genel bir k i t a p t a
yeterince ele alınabilecek olan, a r a ş t ı r m a n ı n d a h a özel bir alanının
o r t a y a çıkmasıyla sonuçlanmıştır.
B u n l a r : İ k l i m , yükseklik, k a y n a k l a r ı n dağılımı, insan nüfusunun
yoğunluğu ve dağılımı, toplulukların genetik yapısını etkileyen seçici
faktörler ve u y u m mekanizması gibi faktörler arasındaki ilişkilerin
ekolojik açıdan araştırılması gibi konulardır. Gene b u n l a r öte y a n d a n ,
sosyal ve kültürel olgular ile k a r m a ş ı k bir ilişki içindedirler. Ekolojik
yaklaşımla ilgili çevre fizyolojisi, yerleşik y a ş a m d a düzenlemeler, d a h a
yüksek yerlere göç ya da bazı b a k ı m l a r d a n u z a y uçuşlarındaki ağır
lıksız o r t a m sorunu ile ilgilenir. Bunların bir kesimi, gençlerde b ü y ü m e
örüntüleri, beslenmenin etkileri, fizik ya da v ü c u t biçimlerinden t u t u n ,
b u n l a r l a az çok bağıntılı diğer biyolojik ve k ü l t ü r e l işlev biçimleri ara-
ANTROPOLOJİNİN KONUSU VE ALANI 17
sındaki ilişkiler, hastalıkları ve bunların sağaltılmasını etkileyen çev
resel ve genetik faktörleri belirlemeye çalışan tıbbî antropolojinin
araştırma alanı içine girer.
İnsan biyolojisinin pek çok yönü diğer alanlardaki uzmanlar tara
fından da araştırılır. Biyolojik antropolog insan çeşitliliği, uyum, özel
likle de kültür olayları ile ilgili konularda farklılaşır ve antropolojinin
temel bir kesimini kendisine çalışma alam olarak seçer. İnsan pek çok
biyolojik özelliği, hayvanlar dünyasının geri kalan üyeleri ile açıkça
paylaşır. Diğer hayvanlar gibi insan ve onun ataları, yeni ya da değişen
çevresel koşullara uyum için çeşitli biyolojik değişmelere uğramıştır.
Bununla birlikte, bazı noktalarda insanın ataları, insanın uyum meka
nizmasının hız ve çeşitliliğinin büyük bir oranda artmasına olanak
sağlayan kültür yeteneğini geliştirmiştir. Kültür aracılığıyla insan,
biyolojik uyumun yavaş seyreden süreci olmaksızın sadece yeni çev
resel baskı ve güçlere uyabilir hale gelmemiş, aynı zamanda kendi
çevresinin çeşitli yönlerini kontrol edebilmeyi de giderek artırmıştır.
Bu yeni uyum yeteneği insanın nüfusça çoğalmasında ve çok değişik
çevrelerde yaşamasında, biyolojik gelişiminin hızı ve yönünde etkili
olmuştur.
Biyolojik antropolojideki araştırmaların çok farklı boyutları iki
ana bölüme ayrılır. Bu bölümlerden birincisi: Evrimleşme sürecinin
bir ürünü olarak insanın incelenmesi, ikincisi: İnsan toplumlarının
analizi ve incelenmesidir. Bu ikinci alanda çok farklı yöntemler kul
lanılmasına karşın sonuçlar birbirleriyle yakından ilişkili olup bilimin
bir dalında elde edilen bilgiler diğerinde ortaya çıkan sorunlara ışık
tutar. İnsan çeşitliliğinin ortak konusu hakkındaki her iki merkezi
yaklaşım hem fizik hem de kültürel antropolojinin ana sorunu olup,
birbirini izleyen bu iki konu, insan uyumunun anlaşılması için temeldir.
Evrimin bir ürünü olarak insanı anlamak için, bütün yaşam biçim
lerinin gelişmelerinin bazı noktalarının ve yaşamın kendi doğasının
anlaşılması gerekir. Biyolojik antropolog ilgisini daha çok, insanın fizik
özelliklerinin tarihi üzerinde yoğunlaştırır. O, ilk insanın izlerini bulmak
için yeryüzünde araştırmalar yapar. İlk insan biçimleri kendi aralarında
ve modern insan ile dikkatlice karşılaştırılırlar. Bu tür karşılaştırmalar
dan; en eski insan topluluklarından günümüzde yaşayan insan top
luluklarına kadar geçen süre içinde ortaya çıkan belli yapısal özel
likler ya da bu özelliklerin bir bölüğü izlenebilmektedir. Böylece, belli
ayırd edici bir özelliğin insanlar arasında ilk kez ne zaman ortaya çık-