8
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
“Kütüphanelerdeki bibliyografik sınıflandırma ile Devlet İstatistik Enstitüsü’nün yıllık kitap
üretimine ilişkin yaptığı sınıflandırma on başlık altında ele alınmaktadır.
Genel Konular;
Felsefe-Ahlak; Sosyal Bilimler; Dil; Kurumsal Bilimler; Uygulamalı Bilimler;
Güzel Sanatlar ve Spor;
Edebiyat; Tarih, Coğrafya- Biyografya.
Kitap türlerini ve yayıncılığının alanlarını asgari düzeyde sınıflandırmak için altı gruba ayır-
mak mümkündür:
a. Ders Kitapları: İlkokuldan üniversiteye kadar olan eğitim sürecinde, okullarda okutulan
ve yardımcı kaynak olarak tavsiye edilen ders kitaplarının yayıncılığını kapsamaktadır. Ders
kitapları, birçok ülkede eğitim bakanlığının onayından geçtikten sonra okullarda okutulmasına
izin verilmektedir.
b. Akademik, Bilimsel, Teknik ve Tıp Kitapları: Üniversite, akademi, araştırma kurumları
ve
enstitülerin doktora tezleri, özel araştırmaları ve bilimsel çalışma sonuçları gibi çalışmalara
ilişkin yaptıkları ve sadece konunun uzmanları tarafından alınıp okunan yayıncılık alanını kap-
sar.
c. Çocuk Kitapları: Okul öncesi ve okul çağındaki çocuklara yönelik, bol renkli resimli ki-
taplardır. Çocuk kitapları, çocukların hem eğitilmesinde hem de çocuklara okuma alışkanlığı
kazandırmasında, kitabın sevdirilmesinde önemli bir etkiye sahiptir.
d. Kaynak Kitaplar: Sözlük, atlas, harita, seyahat rehberi ve ansiklopedilerin yayıncılığı bu
türü oluşturmaktadır. Kaynak kitaplar, yaşamın her döneminde, herkesin ihtiyaç duyacağı bil-
gilere en kolay yoldan ulaşabilme olanağı sağlamaktadır.
e. Din Kitapları: Bu tür yayıncılık alanı, kutsal kitaplar,
kutsal kitap tefsirleri, dua kitapları,
dini bilgiler kitapları, peygamberin hayatı, peygamberin sözleri, dini hayata yönelik çeşitli yak-
laşımların yer aldığı kitaplardır.
f. Genel Yayıncılık: Yayıncılık sektöründe en yaygın olan alandır. Bu tür yayıncılığa roman,
hikaye biyografi, gezi notları, şiir, sanat, müzik, resimli kitaplar girmektedir. Gelişmiş ülkeler-
deki kitap pazarının yarısını ve ihraç edilen kitapların yüzde 25 lik kısmını
genel kitaplar oluş-
turmaktadır” (Gürcan, 1997, s.27-31).
Genel yayıncılık içerisinde yer alan şiir kitapları, diğer kitap türlerinden farklılıklar gösterir.
Bunları daha iyi görmemiz için şiirin genel yapısını incelememiz gerekmektedir.
“Şiirin kendine özgü bir yapısı vardır. Salt kendisinin olan bir kuruluşla ortaya çıkar şiir.
Örneğin şiir ne matematik yazısıdır, ne fizik öğretisi, ne demiryolu döşeme tasarısı, ne de savaş
gerekçesi. Şiir başka bir şeyle karıştırılmaması gereken bir varlık özerkliğiyle kendini açığa ko-
yar” (Uygur, 1985, s.136).
Şiirin tanımını yapmak oldukça güçtür. Çünkü şiir anlayışı her döneme ve her insana göre
değişebilmektedir. Ama her şeyden önce şiir bir sanattır. Vezin, kafiye ses uyumu gibi öğelerle
oluşturulmuş olan bu söz veya yazılar, bizi başka ruh durumuna sokabilir. Şiirin bir kelimesi-
9
SANAT & TASARIM DERGİSİ
nin değişmesi veya yapısındaki biçimin değişmesi bile onu şiir yapan büyülü yanını bozabilir.
Şiir insanın hiç durmadan iyiyi, güzeli, doğruyu araması sonucunda gelişmiştir.
Dilin bulunup
gelişmesi, düşüncenin gelişmesi şiirin ve sözcüklerin anlatım gücünü hızlandırmıştır. Şiir çoğu
zaman bizi duygulandırır, ürpertir ve düşündürür.
“Şiir; hayatın mısralarla yaşanması, iç olguların anı defteri, bir şeyi olmaktan olmağa götüren
bir güç olarak da kabul edilmektedir. Bazılarına göre ise; sırlar aleminin özü,
hislere sinmiş bir
dünya, aklımızdan geçen düşlerin bir nağmesidir. Varlık bütünü karşısında kendine öz bir dav-
ranışın belli ölçüler içinde anlatımı; varlığı belli bir yönden açıklayan, tutumun özel ürünüdür”
(Karaalioğlu, 1980, s.11).
Biçim bakımından da şiirin düz yazıdan ve diğer kitap türlerinden farklı olduğu görülmek-
tedir. Şiir duygulara seslenen ritmin, imgenin biçem oyunlarının alanıdır. Düz yazı ise kesin
kuralları olmayan bir dili, akılcı bir söylemi ortaya koyar. Şiir sözlerin anlatım gücüdür; öz ile
biçim ilişkisinden yaratıldığı içinde biçimi oldukça önem taşır.
Şair
kişiliğine özgü hareket, davranış, oluşturduğu kelimeler ve daha başka unsurlarla, kendi
formunu yine kendisi yaratır. Bu form içinde ses ve ritim gibi etkenlerden de yararlanabilir.
Şiirin manzum şekli, kafiyesi, ölçüsü dil yapısı ve sanatsal bir ruh yapısından çıkması, onun biçi-
mini bize gösterir. Görülüyor ki şiir bu yapılarından dolayı düz yazıdan farklıdır. Bu farklılıklar,
onun kitap yapısında da görülmelidir.
Metin ya da şiir yazıldıktan sonra onun kitap biçimine gelmesinde pek çok yol kat edilmeli-
dir. Kitaba öncelikle bir tasarım ürünü olarak bakmak gerekir. Araştırmamızda problem olarak
edindiğimiz şiir kitabı tasarımı konusunda tasarımın elden geldiğince sorunsuz olabilmesi için
izlenmesi gereken yolları aşağıdaki başlıklar altında görebiliriz.
2. Şiir Kitaplarında Tasarımın Önemi
Grafik Sanatı’nın
en önemli özelliklerinden biri; çağdaş iletişimin en etkili görsel dilini oluş-
turmasıdır. Grafik Sanatı, bu oluşumu tasarımlarla gerçekleştirir. Bir bilgiyi, bir iletiyi bir baş-
kasına veya bir kitleye iletme işi, tasarımın amaçlarından biridir. Bu amacı üstlenen tasarım,
kendi önemini de ortaya koymaktadır. İletme işi, bir deterjan kutusu ambalajı,
bir konser afişi,
bir siyasi parti afişi için de önemli ve gereklidir. Dolayısıyla bir kitap için de durum böyledir.
Çünkü kitaplar, insanın düşünce ve duygularını yazı yoluyla kitlelere ulaştıran basılı iletişim
araçlarıdır. Diğer ürünler gibi kitaplar da bir tüketim ürünüdür. Kitabın çoğu ürünlerden bir
farkı, kalıcılığının daha fazla olmasıdır. Bunlar göz önüne alındığında da kitapların ürün olarak
tasarlanmasının gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Tasarım açısından önemli olan etmenlerden biri, ürünün grafik tasarımcı tarafından tasar-
lanmış olmasıdır. Bu etmen ürünün daha iyi tanıtılmasını ve estetik bir yapı kazanmasını sağ-
layabilecek bir niteliktir. Grafik Sanatı, bir çok ürün gibi kitap ürününün de tanıtılması, duyu-
rulması, işlevsel ve estetik bir görünüm sağlaması amacına yönelik görevini tasarımla sağlar. Bu
tasarım aşamalarında grafik tasarımcısı, plastik sanatların, teknolojinin ortak araç ve ilkelerin-
den yararlanır.