00 Jenerik 23. indd



Yüklə 219,86 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/8
tarix30.10.2018
ölçüsü219,86 Kb.
#76456
1   2   3   4   5   6   7   8

İslâm Araştırmaları Dergisi

8

dışarıda bırakılması din kavramını o denli genelleştirir ki çoğunlukla din olarak 



anlaşılan şey ile dinî olmayan şey arasındaki fark ortadan kalkar. Din kavramının 

kavramsal genişlemeye uğramasının sebebi, seküler hümanizmin dine karşı baş 

kaldırması ve tabiatüstü olandan, duadan, kutsaldan ve ölüm sonrası hayattan 

vazgeçmesidir. Bu sebeple dinî fenomenin ayrı bir fenomen şeklinde oluşturulma-

sına yönelik ciddi bir muhalefet söz konusudur.

26

Religion’ın Dışlayıcı Tanımlaması

Kavramsal genişlemenin zıddı ise kavramsal daralmadır. Bu durum, kavram 

“uygun muhtemel muhtevayı olabildiği kadar dışlayacak şekilde alan bakımından 

küçüldüğü” zaman ortaya çıkar. Kavramsal daralma genellikle indirgemeciliğin 

bir neticesidir.

27

Bu noktada William Herbrechtsmeier S. H. Alatas’ın kendisini kavramsal 



daralma yapmakla suçlayabilir. Zira Alatas din tanımının içerisine merkezî bir 

özellik olarak tabiatüstü varlık veya varlıklara yönelik inancı koymaktadır. Buna 

karşılık Herbrechtsmeier Budizm’in tabiatüstü varlıklara yönelik inançtan büyük 

ölçüde yoksun olduğunu, fakat mabet, ritüel uygulamalar, kutsal metin, hac yer-

leri, azizlere saygı ve rahip-keşiş gibi dine ait diğer özelliklere sahip bulunduğunu 

iddia etmektedir.

28

 Ona göre Theravada öğretisinin insanüstü bir Buda figürün-



den kaynaklandığı iddiası Budizm’e yönelik bir çarpıtmadır. Zira buradaki öğretiyi 

(dharma) meşru kılan  şey, Buda’nın insanüstü olması değil, aşkın olmasıdır ki 

bu, onun aşkın ruhunun Budist öğretilerde, yani dharma’da bulunduğunu ifa-

de etmektedir.

29

 Herbrechtsmeier Batılı bilim adamlarının, üzerinde çalıştıkları 



toplumların tecrübe ve anlayışlarına uymadığı hâlde, kendi din görüşlerini Batılı 

olmayan bağlamlara taşıdıklarını, bunun da Batı dışındaki çeşitli “emic” (kültü-

rel farklılığı yansıtan) dinî fenomenlerin empatiye dayanan ve tahrif edilmemiş 

tarzda anlaşılmasına izin vermeyecek şekilde “etic” (kültürel farklılığa duyarsız) 

din kavramıyla sonuçlandığını iddia eder. Bunun bir örneği Batılı yaklaşımın din 

olgusunu tabiatüstü varlıklara tapınmayla ilişkilendirmesidir.

30

Alatas, emic din kavramının Budist anlayışlara hatalı biçimde atfedildiği suç-



lamasına karşılık, Buda’nın kendisinin tabiatüstü bir varlıktan bahsetmediği 

26  Alatas, “Problems of Defining Religion”, s. 231-232.

27  Alatas, “Problems of Defining Religion”, s. 227, 229.

28 William Herbrechtsmeier, “Buddhism and the Definition of Religion: One More Time”, 

Journal for the Scientific Study of Religion,

 32/1 (1993), s. 7.

29  Herbrechtsmeier, “Buddhism and the Definition of Religion”, s. 11.

30  Herbrechtsmeier, “Buddhism and the Definition of Religion”, s. 1.




Sorunlu Religion Kavramı ve Hinduizm Kurgusunun Bîrûnî’ye Atıfla İrdelenmesi

9

hususunun doğruluğuna rağmen, Asya’daki milyonlarca Budist’in tabiatüstü 



varlıklara inandığını pekâlâ iddia edebilir. Esasen Alatas, kendisiyle din kavramı-

na ulaşılan enumerative induction’ın temelinin empirik gerçeklik olduğunu gös-

termek için Budizm örneğini kullanmaktadır. Budizm örneğinde asıl önemli olan

bazı agnostik Budistlerin ve Batılı bilim adamlarının Budizm’de tabiatüstü var-

lıkların olup olmadığı konusunda ne söyledikleri değil, bilakis Asya’daki milyon-

larca Budist’in gerçekten de Alatas tarafından ileri sürülen din tanımına

31

 uygun 


şekilde Budizm’i anlayıp anlamadıkları ve uygulayıp uygulamadıklarıdır.

Dinin kapsayıcı ve dışlayıcı tanımlamaları üzerine yukarıda yapılan tartışma-

dan çıkan sonuç, kavramsal genişleme ve daralmanın, din olgusuna yönelik Batılı 

fikirlerin ve tecrübelerin Batı  dışındaki dinî fenomenlere yukarıdan empozesinin 

kısmî birer sonucu olduğu düşüncesidir. Amacımız açısından oldukça ilginç ve dik-

kat çekilmesi gereken bir husus ise diğer “dinler”e yönelik bu tarz, bir empozeden 

kaynaklanan kurgulamaların mahiyetidir. Hem --religion’la ilgili kavramsal geniş-

leme örneğinde olduğu gibi-- din kavramının hem de --Herbrechtsmeier tarafından 

iddia edildiği üzere, Budizm’in teist bir din olarak nitelendirilmesinde olduğu gibi-- 

belli bir dinin tanımlanmasının ne şekilde Batılı anlayışların sonucu olabileceğini 

yukarıda gördük. Bu durum, büyük önem arz eden --genel anlamıyla “din”e ya da 

belli dinlere yönelik-- bu tarz Batılı kurguların mahiyeti sorusunu gündeme getir-

mektedir. Makalenin geri kalan bölümlerinde bu soru ele alınacaktır.

Religion’ın Entelektüel Açıdan Hıristiyanlaştırılması

Bu konudaki dayanağımız Joachim Matthes’in, daha önce atıf yaptığımız, 

“Religion in the Social Sciences” başlıklı yazısıdır. Religion terimi bütün inanç-

ları ifade etmesine rağmen, Avrupalı bilim adamları din üzerine eleştirel tarzda 

yazdıklarında, kastettikleri şey ya Protestanlık (dinin afyon olduğu fikri) ya da 

inananların (yani Protestanların) dinine karşılık kurumsallaşmış dindir (yani 

Katoliklik). Bu durum, religion teriminin Hıristiyanlık dışındaki inançlara uygu-

lanması noktasında da geçerlidir. Burada, diğer dinler adına sorunlu kurgulama-

lara yol açacak şekilde Hıristiyanlık’la kapalı veya açık mukayese söz konusudur. 

Bu hususu anlamak için mukayese mantığına dikkat etmek gerekmektedir.

Mukayese mantığı, birbiriyle mukayese edilen iki şeyin, soyutlamanın daha 

yüksek bir seviyesinde bulunan üçüncü bir birimin (Latince adlandırmayla ter-

tium comparationis) altına yerleştirilmesinden ibarettir.

32

 Mesela elmaların ve 



armutların meyve kategorisi altına yerleştirilmesinde olduğu gibi. Asıl sorun da 

31  Alatas, “Problems of Defining Religion”, s. 222.

32  Matthes, “Religion in the Social Sciences”, s. 96.



Yüklə 219,86 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə