00 Jenerik 23. indd



Yüklə 219,86 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə8/8
tarix30.10.2018
ölçüsü219,86 Kb.
#76456
1   2   3   4   5   6   7   8

İslâm Araştırmaları Dergisi

16

çalışmasındaki tüm ilgili kavramlar için de geçerlidir. Diğer bir ifadeyle, evrensel 



bir din kavramı, dinin tanımlanması ve analitik tarzda ele alınmasında kullanılan 

tüm diğer kavramlar için de nötrlüğü gerektirir. Aynı  şekilde, bunun tam tersi 

durumda, evrensel olmayan, mesela dışlayıcı bir din kavramı, din çalışmasında 

kullanılan tüm diğer kavramları evrensel dışı kılacaktır.

Buna göre, kullanılan din kavramı evrensel olduğu sürece bir dine ait kav-

ramların başka bir din hakkında konuşurken kullanılması kendinde bir sorun 

oluşturmamaktadır; asıl sorun din kavramı evrensel olmadığında ortaya çıkmak-

tadır. Mesela din sosyolojisinde “sect” (mezhep) ve “denomination” (cemaat) gibi 

kavramlar başka bir kavramdan yani kiliseden (church) hareketle tanımlanmış 

kavramlardır. Dinî bir kurum olarak kilise fikri diğer dinlerde mevcut olmadığın-

dan, denomination ve sect gibi kavramların diğer dinler için kullanımı, bu dinlerin 

entelektüel açıdan Hıristiyanlaştırılmasıyla sonuçlanmaktadır. İslâm söz konusu 

olduğunda, denomination ve sect kelimelerinin bu dinin Sünnî ve Şiî kollarına 

uygulanması mümkün değildir; çünkü bu kelimeler İslâm’da mevcut olmayan 

kilise mefhumuyla belli bir bağlantıya işaret etmektedir. Dolayısıyla sorun, sect ve 

denomination gibi kelimelerin evrensel olmayışından kaynaklanmaktadır.

Fakat bu, bir dine ait kavramlar başka bir dine --onu entelektüel olarak ken-

dine benzer biçimde kurgulamaksızın-- uygulanacak şekilde evrenselleştirilemez 

demek değildir. Bu noktada, Müslüman âlim Bîrûnî’nin Hint din(ler)ini anlama 

teşebbüsü üzerine yapılacak bir değerlendirme önemli olacaktır.



Bîrûnî’nin Hint Dinlerine Yönelik Kurgusu

Ebu’r-Reyhân Muhammed b. Ahmed el-Bîrûnî (ö. 453/1061), önemli ese-

ri Tahk¢k mâ li’l-Hind’de, Hintlilerin dinini, felsefesini, edebiyatını, coğrafyasını, 

bilimini, âdet ve hukukunu içine alacak şekilde, Hint medeniyetinin kapsamlı bir 

izahını ortaya koymayı amaçlamıştır.

65

Eserinin önsözünde Bîrûnî, gözleme karşılık duyuma dayalı haberle ilgili ilginç 



bir tespitte bulunur. Biz hep gözleme dayalı haberlerin gereğinden fazla güvenilir 

olduğunu düşünmüşüzdür. Bîrûnî de bu tespite katılarak der ki: “Bakan insanın 

gözü, bakılan şeyi bulunduğu yer ve gerçekleştiği zamanda algılar; habere ise bel-

li âfetler ilişmiştir.”

66

 Bununla birlikte Bîrûnî, söz konusu âfetler olmasa haberin 



65  Bu makalede hem Tahk¢k mâ li’l-Hind’in Arapça aslına (A.H.1377/A.D.1958 [A.D.c1030]) 

hem de Sachau’nun İngilizce çevirisi Alberuni’s India’ya (Delhi 1910) başvurulmuştur. 

Köşeli parantez içindeki rakamlar eserin yazıldığı  yılı göstermektedir. Aksi belirtilmediği 

sürece tüm alıntılar Sachau’nun çevirisinden yapılmıştır.

66  Alberuni’s India: An Account of the Religion, Philosophy, Literature, Geography, Chro-

nology, Astronomy, Customs, Laws and Astrology of India about AD 1030

, çev. Edward 

C. Sachau (Delhi: Low Price Publications, 1910), s. 3.




Sorunlu Religion Kavramı ve Hinduizm Kurgusunun Bîrûnî’ye Atıfla İrdelenmesi

17

gözleme üstün geleceğini belirtir. Bunun sebebi “Gözlemin konusu sadece mevcut 



anlık varlıkken, buna karşılık haberin şimdiki, geçmiş ve gelecek zamanları eşit 

olarak kuşatmasıdır. Böylelikle haber, bir anlamda, hem var olana hem de var 

olmayana raci olmaktadır.”

67

 Bîrûnî’ye göre bu manada yazılı gelenek, duyuma 



dayalı bir haber türü ve de en güveniliridir; bununla birlikte bir olayla ilgili bir 

haber akla veya fizik kurallarına ters düşmediğinde, bu haberin doğru veya yanlış 

oluşu “çeşitli milletler arasındaki farklı menfaat ve her türlü husumet ve düş-

manlığın etkisi altında olmaları sebebiyle, haberi getirenlerin karakterine” bağlı 

olmaktadır.

68

 Her çeşit yalan ve çarpıtma haber konusunda okuyucuyu uyaran 



Bîrûnî, Mu‘tezile mezhebinin muhaliflerini örnek olarak gösterir. Bîrûnî, Ebû Sehl 

Abdülmün‘im b. Ali b. Nûh et-Tiflîsî adlı bir âlimi ziyareti sırasında, söz konusu 

âlim Mu‘tezile mezhebinin yanlış tanıtıldığından bahsetmiştir. Mu‘tezile’ye göre 

Tanrı mutlak bilendir, bundan dolayı da (insanın bilgi sahibi olması anlamın-

da) bilgiye sahip değildir. Buradan Mu‘tezile’ye atıfla çıkarılan yanlış yorum ise 

Tanrı’nın cahil olduğudur!

69

 Nitekim dönemin Müslüman âlimlerinin çalışmala-



rında Hint dinleriyle ilgili çarpıtılmış haberler bulunduğu gerekçesiyle Bîrûnî’yi 

Hint dinleri konusunda yazmaya cesaretlendiren de yine bu âlimdir.

70

Bîrûnî’nin Hinduizm kurgusunu yeniden inşa etmeye çalışırken, Edward 



C. Sachau’nın Arapça aslından yaptığı  İngilizce çevirisinin yeterli olmayacağı-

nı belirtmek gerekir. Zira Sachau’nun XIX. yüzyıl sonlarında yaptığı bu çeviri, 

Hinduizm’in ne olduğu konusunda dönemin Avrupa’sına ait fikirleri Arapça te-

rimlere yedirmektedir. Mesela, Bîrûnî kitabına yazdığı Arapça önsözde “Hint din-

leri” (edyânü’l-Hind) şeklinde bir ifade kullanmaktadır.

71

 Fakat bu ifade Sachau 



tarafından, sanki Bîrûnî Hinduizm denilen tek bir dinden bahsediyormuş izleni-

mi verecek şekilde, “Hinduların inançları” (the doctrines of the Hindus) şeklinde 

çevrilmiştir.

72

 Halbuki bu, aşağıda göreceğimiz üzere, doğru bir ifade değildir.



Bîrûnî’nin Hint dinlerine yönelik kurgusunu yeniden inşa etmeye kitabının 

başlığından başlamak yerinde olur: Kitâbü’l-Bîrûnî fî tahk¢ki mâ li’l-Hind min 

makûle makbûle fi’l-‘akl ev merzûle.

 Bu başlık  şu  şekilde tercüme edilebilir: 

67  Alberuni’s India, s. 3.

68  Alberuni’s India, s. 3.

69  Alberuni’s India, s. 5.

70  Alberuni’s India, s. 6-7.

71  Ebû Reyhân Muhammad b. Ahmed el-Bîrûnî, Kitâbü’l-Bîrûnî fî tahk¢ki mâ li’l-Hind min 

makûle makbûle fi’l-‘akl ev merzûle

, haz. C. E. Sachau (Haydarâbâd: Matbaatü Meclisi 

Dâirâti’l-maârifi’l-Osmâniyye, 1377/1958), s. 4.

72  Alberuni’s India, s. 7. Esasında Sachau’nun tercümesiyle ilgili yapılacak herhangi bir 

çalışma, Bîrûnî’nin Hindistan’la ilgili çalışmasından çok, Hint dinlerinin entelektüel açıdan 

Hıristiyanlaştırılması üzerine yapılmış bir çalışma olacaktır.



İslâm Araştırmaları Dergisi

18

“Hindistan’ı meydana getiren aklen kabul edilebilir veya edilemez şeylerin araş-



tırmaya dayalı kitabı”. Sachau tarafından da dikkat çekildiği üzere, Bîrûnî’nin 

yöntemi, Hint medeniyetini bizzat Hintliler tarafından anlaşıldığı şekliyle ortaya 

koyarken Hintlilerin kendilerini konuşturma üzerine kuruludur.

73

 Bu doğrultuda 



Bîrûnî sıklıkla, ya bizzat okuduğu ya da kendisine aktarılan Sanskritçe metinler-

den alıntılara yer vermektedir.

74

Tahk¢k mâ li’l-Hind



’in ikinci bölümü Sachau tarafından “Hinduların Tanrı 

İnancı” (On the belief of the Hindus in God) şeklinde çevrilmiştir. Halbuki Arapça 

aslında yer alan başlık “Onların Yüce Allah Hakkındaki  İnançları”  şeklindedir. 

Dahası, “Hindu” kelimesi Arapça metinde yer almamaktadır. Metinde yer alan 

Arapça Hind kelimesi ise dinî çağrışıma sahip değildir. Hintlilerin inancıyla il-

gili açıklama, onların Tanrı inancının açıklandığı ikinci bölümde başlamaktadır. 

Buradaki Tanrı’yla Bîrûnî Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar tarafından ta-

pınılan Tanrı’yı kastetmektedir. Açıklama, Tanrı’nın mahiyeti, yani O’nun konuş-

ması, bilgisi ve fiilleriyle ilgili açıklamayla başlamaktadır.

75

 Daha sonra Bîrûnî, 



bu açıklamaların Hintli havas tabakasının Tanrı inancına yönelik olduğunu be-

lirtmektedir. Burada Bîrûnî, Tanrı kavramı konusunda, yüksek gelenek ile avam 

tarafından benimsenen görüşler arasında bir ayrım yapmaktadır.

76

Bu açıklamalar ışığında ortaya çıkan şey, belli sayıda kitaba, yani Patancali, 



Veda

 ve Gita’ya dayanan monoteist bir din tasviridir. Veda Brahma’ya “gönderil-

miştir” (enzelnâhu ‘alâ Brahma).

77

 Hadiseye sosyolojik açıdan bakıldığında, yük-



sek geleneğe ait soyut metafizik fikirler ile avama ait lafızcı antropomorfik fikirler 

arasında böyle bir ayrım yapılması gereklidir.

Bu yüzden Bîrûnî, Brahma tapınması etrafında gelişen, günümüz itibariyle 

genellikle Hinduizm’in bir kolu veya mezhebi olarak görülen; fakat tarihî açı-

dan Vaişnavizm, Şivaizm ve Şaktizm gibi büyük Hint gelenekleri arasında sadece 

küçük bir geleneğe karşılık gelen, Veda ve Sanskritçe merkezli özel bir dinden 

bahsetmektedir.

78

 Bîrûnî, Brahma etrafında gelişen bu geleneği bir dharma olarak 



görmektedir. Bu manada dharma, başka unsurların yanı sıra, toplumun “varna” 

73  Alberuni’s India, s. 25; Tahk¢k mâ li’l-Hind, s. 19.

74  Bîrûnî’nin Sanskritçe bilgisiyle ilgili olarak bk. Suniti Kumar Chatterji, “Al-B

ýruný and San-

skrit”,  Al-B¢r†n¢ Commemoration Volume A.H. 362-A.H. 1362 (Calcutta: Iran Society, 

1951), s. 83-100; J. Gonda, “Remarks on Al-B

ýruný’s Quotations from Sanskrit Texts”, 

Al-B¢r†n¢ Commemoration Volume,

 s. 111-118.

75  Alberuni’s India, s. 27-30; Tahk¢k mâ li’l-Hind, s. 20-22.

76  Alberuni’s India, s. 31-32; Tahk¢k mâ li’l-Hind, s. 23-24.

77  Alberuni’s India, s. 29; Tahk¢k mâ li’l-Hind, s. 21.

78  Klaus K. Klostermaier, A Survey of Hinduism (New Delhi: Munshiram Manoharlal, 1989), 

s. 53.



Sorunlu Religion Kavramı ve Hinduizm Kurgusunun Bîrûnî’ye Atıfla İrdelenmesi

19

denilen kastlara bölünmesi esasına dayalı sosyal sınıflandırma sistemi de dahil ol-



mak üzere, bir sosyo-ahlâkî kanun ve yükümlülükler sistemini ifade etmektedir.

79

 



Bîrûnî dharma’yı “din” şeklinde tercüme ettiğine göre, bununla İslâm’daki “din” 

kavramının religion kavramıyla uyuştuğu kadarıyla, religion’ı anlıyor olmalıdır.

80

 

Esasında bu, Bîrûnî’nin tanıdığı tek Hint dinidir. Bîrûnî, Hindistan’da diğer dinle-



rin, yani İslâm, Yahudilik ve Hıristiyanlık dışındaki dinlerin varlığından haberdar 

olsa da Vaişnavizm, Şivaizm ve Şaktizm gibi diğer dharmaları (Sanskritçe ifadey-

le “sampradiya”) tanımamaktadır. Dahası, Tahk¢k mâ li’l-Hind’in tüm bölümleri 

incelendiğinde, “Hint dini” (dînu’l-Hind) tabiriyle Bîrûnî’nin, kendilerini bir ilâh 

veya bir ilâh grubunun inananları olarak gören bir cemaatin toplu bilinci gibi bir 

şeyi kastettiği ve bu bilincin teolojinin ötesinde bilginin, modern sosyoloji tara-

fından din kapsamında görülmeyen çeşitli kollarını içine aldığı anlaşılmaktadır. 

Bahsi geçen bilgi kolları teoloji, felsefe, edebiyat, metroloji, coğrafya, astronomi 

ve kronoloji ile davranış ve âdetler bilimini içermektedir.

Modern Din Bilimi Açısından Bîrûnî’nin Önemi

Bîrûnî’nin Hint dinleri üzerine yaptığı çalışmaların modern din bilimi açısından 

önemi dört temel sebebe dayanmaktadır. Bu sebeplerden ilki, Bîrûnî’nin muka-

yeseli din biliminin öncüsü olmasıdır. Çok yönlü bir bilim adamı olan Bîrûnî’nin 

deneyci bilim adamlığı yönü, Kitâbü’l-Cemâhir gibi müspet bilimler üzerine kale-

me aldığı eserlerinde açıkça görülmektedir. Fakat Bîrûnî, bu bilimlerde kullandığı 

yöntemlerin din çalışmaları için uygun olmadığının farkına varmış ve Hint üzeri-

ne yaptığı çalışmasında mukayeseli bir bakış açısını benimsemiştir. Mesela, Hint 

havassının soyut ve metafizik fikirleri ile sıradan halkın antropomorfik fikirleri 

arasında ayrım yaparken, benzer bir karşıtlığın Yunanlar, Yahudiler, Hıristiyanlar 

ve Müslümanlar arasında da bulunduğuna; diğer bir ifadeyle bu tip bir karşıtlığın 

tüm dinlerde görülen evrensel bir eğilim olduğuna işaret etmiştir.

81

 

İkinci sebep, Bîrûnî’nin Hint üzerine yazdığı kitabın, objektifliğin gereğinin 



bilincinde olan bir sosyolojik çalışmanın ilk örneği olmasıdır. Bu manada Bîrûnî 

Hint toplumunun tarafsız bir gözlemcisi olarak hareket etmiştir. Bu durum, kita-

bın başlığından da anlaşılmaktadır: Kitâbü’l-Bîrûnî fî tahk¢ki mâ li’l-Hind min 

makûle makbûle fi’l-‘akl ev merzûle

, yani “Hindistan’ı meydana getiren ak-

len kabul edilebilir veya edilemez şeylerin araştırmaya dayalı kitabı.” Bîrûnî’nin 

buradaki yaklaşımı, mantıken geçerli olanı esas alarak değerlendirmelerde 

79 Klostermaier, A Survey of Hinduism, s. 46.

80  Tahk¢k mâ li’l-Hind, s. 30; Alberuni’s India, s. 40.

81  Alberuni’s India, s. 24, 111.




İslâm Araştırmaları Dergisi

20

bulunmaktadır. Bîrûnî, Hint dinleri üzerine kendi dinî/İslâmî bakış açısından ha-



reketle değer yargısında bulunmaktan kaçınma gereğinin bilincinde olarak Hint 

medeniyetini bizzat Hintliler tarafından anlaşıldığı şekliyle sunmaya çalışmıştır.

82

 

Bu sebeple, daha önce vurgulandığı üzere, sıklıkla ya bizzat okuduğu ya da ken-



disine aktarılan orijinal Sanskritçe metinlerden alıntılar yapmıştır.

Üçüncü olarak Bîrûnî’nin Hint kitabı yöntemler açısından da önemlidir; zira 

modern anlamda sosyal istatistik, uygulamalı sosyal araştırma ve sayısal veri 

konusuna yönelik pek çok görüş içermektedir.

83

 Bu görüşleri bilgi hataları, veri 



paylaşımı, bilginin sınırları ve istatistik gibi kategoriler altında değerlendirmek 

mümkündür. Bîrûnî, çalışmasında büyük ölçüde Sanskritçe kaynaklara dayandı-

ğından, bilgi hataları noktasında varsayımı ve tercümeden kaynaklanan sorunları 

asgariye indirmeye özen göstermiştir.

84

 Ayrıca etnik milliyetçilikten kaynaklanan 



muhatabı memnun etme eğilimi, yalan, kendini doğru çıkarma, haberin sıhhati 

sorunu ve her türlü çarpıtmayı gündeme getirmiştir.

85

 Bilgi paylaşımı noktasında, 



Hintlilerin, “Tabiatları gereği bildiklerini paylaşmaktan sakınır ve bırakın yaban-

cıları, başka sınıftan olanlara bile bunları aktarmada cimrilik gösterir” olduklarını 

söyleyerek bilgiyi paylaşmaktan kaçınanları eleştirmiştir.

86

 Yine bilginin sınırları 



konusunda bir dili bilme, müstensih hataları, metnin belli bir ölçüye göre yazılma 

âdeti ve dinî bağnazlık gibi bir dizi engele işaret etmiştir.

87

 İstatistik tekniği husu-



sunda da Bîrûnî, Boruch tarafından işaret edildiği üzere, modern bir kavram olan 

göreli frekans dağılımından haberdar olmasa da, seyrek görülen olayları tartıştığı 

yerlerde âdeta bu yöntemin tam gelişmemiş bir versiyonundan bahsetmiştir.

88

Bîrûnî’nin çalışmasının, haber kaynaklarının çoğunlukla yazılı metinlere da-



yanması bakımından dar çerçeveli olduğu tespiti doğru olmakla birlikte, sosyo-

lojik açıdan ilginç olan husus Arapça “din” (çoğ. “edyan”) kelimesine yönelik 

tanımlamadır. Gerçi bu terim modern anlamda “religion” şeklinde çevrildiğinde 

kompleks yapısı kaybolmaktadır. Bu durum ise Bîrûnî’nin Hint’le ilgili elde etti-

ği verilere İslâmî bir din anlayışı mı yüklediği, yoksa bu geniş din fikrini yazılı 

veya sözlü Hint kaynaklarından mı  çıkardığı sorusunu gündeme getirmektedir. 

82  Alberuni’s India, s. 25; Tahk¢k mâ li’l-Hind, s. 19. Bîrûnî’nin yöntemiyle ilgili daha fazla 

bilgi için bk. A. Jeffery, “Al-B

ýruný’s Contribution to Comparative Religion”, Al-B¢r†n¢ Com-

memoration Volume

, s. 125-160.

83  Robert F. Boruch, “Ideas about Social Research, Evaluations and Statistics in Medieval Ara-

bic Literature: Ibn Khaldun and al-Biruni”, Evaluation Review, 8/6 (1984), s. 823-842.

84  Boruch, “Ibn Khaldun and al-Biruni”, s. 826.

85  Boruch, “Ibn Khaldun and al-Biruni”, s. 828-30.

86  Boruch, “Ibn Khaldun and al-Biruni”, s. 836; alıntı için bk. Alberuni’s India, s. 22.

87  Boruch, “Ibn Khaldun and al-Biruni”, s. 837.

88  Boruch, “Ibn Khaldun and al-Biruni”, s. 838.




Sorunlu Religion Kavramı ve Hinduizm Kurgusunun Bîrûnî’ye Atıfla İrdelenmesi

21

Ne yazık ki bu, Bîrûnî veya Hinduizm uzmanları tarafından henüz tam olarak ele 



alınmış bir soru değildir.

Bîrûnî’nin din bilimi açısından önemine yönelik yukarıda işaret edilen noktay-

la bağlantılı dördüncü ve son husus ise Bîrûnî’nin, Latince “religio” kelimesinin 

sadece Hıristiyanlığa uygulandığı bir devirde, İslâm dışındaki dinlere de uygu-

ladığı evrensel bir “din” fikrine sahip olmasıdır. Aynı zamanda Bîrûnî, Hint’le 

ilgili malzemeye İslâmî bir model veya İslâmî anlamlar yüklemek suretiyle Hint 

dinlerini entelektüel veya kültürel anlamda İslâmlaştırma yoluna da gitmemiş-

tir. Bu noktada bazı yazarlar tarafından, Bîrûnî’nin Hint düşüncesini ele alırken 

Müslüman kategorilere yer verdiğine dikkat çekilmiştir. Bruce Lawrence tarafın-

dan işaret edildiği üzere, Tahk¢k mâ li’l-Hind’in teoloji ve felsefeyle ilgili giriş 

bölümleri,  İslâm’ın Tanrı anlayışına dayanan bir seçki mantığını ve sistematiği 

çağrıştırmaktadır.

89

 Fakat bu durum asla Müslüman kategorilerin empozesi şek-



linde görülmemelidir. Daha önce belirtildiği üzere, Bîrûnî’nin kitabını tercüme 

eden Sachau’nun bizzat kendisi Bîrûnî’nin yönteminin, yazar olarak kendisi ko-

nuşmak yerine “Hintlilerin klasik kaynaklarından uzun alıntılar yapmak suretiyle, 

Hintlilerin kendilerini konuşturmak” olduğu tespitinde bulunmuştur.

90

 Gerçi bu 



tespite rağmen ne yazık ki Sachau’nun kendisi Bîrûnî’nin Arapça metnini ter-

cüme ederken her zaman Bîrûnî’yi konuşturmamış, kimi zaman metni modern 

Avrupa gözlükleriyle okumuştur.

Sonuç

Bu makalenin teorik çıkış noktası, Hinduizm ve İslâm gibi Hıristiyanlık dışı 

dinler söz konusu olduğunda din biliminin, Batı’da gelişmiş bir disiplin olması 

sebebiyle, belli sorunlar barındırmasıdır.  Şüphesiz bütün inanç sistemleri, yüce 

varlık, tabiatüstü alan, insanın bu varlıkla ve alanla ilişkisi ve ölüm ötesi gibi 

konularla ilgili inançları ve uygulamaları kapsayan bir oluşumu şümullü biçimde 

ifade eden kendi kavramlarına sahiptir. Fakat modern din bilimi diğer dinlere 

ait bu kavramlara kendi kavramsallaştırma sürecinde genellikle itibar etmemiş-

tir. Bunun bariz bir örneği bizatihi “din” (religion) kavramıdır. Hıristiyanlık’la 

bağlantılı din kavramı ve sair terimlerin diğer dinlerin araştırılmasında yaygın 

tarzda kullanılması, zorunlu olarak diğer dinî sistemlerin Hıristiyanlık tarafından 

kurgulandığı sorusunu gündeme getirmektedir. Zira tarih, sosyoloji, antropoloji 

ve din felsefesinde bu türden çoğu araştırmayı besleyen kavramlar Hıristiyanlık 

89  Bruce B. Lawrence, “Al-B

ýruný’s Approach to the Comparative Study of Indian Culture”, 

Studies in Islam,

 11/1 (1978), s. 6.

90  Alberuni’s India, s. xxiv.




İslâm Araştırmaları Dergisi

22

kaynaklıdır. Dolayısıyla, din biliminde mevcut olan şu iki sorun göz önüne alın-



dığında, alternatif bir inşa ihtiyacının önemi daha iyi ortaya çıkacaktır ki bu so-

runlardan biri dinler arası, diğeri dinler-içi mukayeseyle alakalıdır. Dinler arası 

mukayese açısından ortaya konan soru karşılaştırmalı çalışmalarda kategorilerin 

kullanımıyla alakalıdır. Mesela İslâm, Hıristiyanlık ve Hinduizm karşılaştırıldığın-

da, dinin kavramsallaştırılması nasıl ve neye göre olmalıdır? Dinler-içi mukaye-

selerde ise ilaveten kavramsal sorun devreye girmektedir. Mesela Sünnî ve Şiî 

şeklindeki  İslâm içi bölünmelerden ne şekilde bahsedilmelidir? “Denomination” 

ve “sect” terimlerinin Sünnî ve Şiî  İslâmı’na yönelik araştırmalar için kullanımı 

uygun mudur?

Geçmişte ilerlemeci, aydınlanmış ve rasyonel Batı ile geri kalmış ve irrasyo-

nel Doğu karşıtlığına dayanan bir oryantalizm anlayışı hâkimdi. Günümüzde ise 

oryantalizm, sosyal bilimler ve insan bilimlerinde söz konusu karşıtlığı büyük öl-

çüde aşmış görünmektedir. Bununla birlikte, ötekinin kendine yönelik anlayışını 

marjinalleştirme ve hatta susturma şeklinde yeni bir biçim kazanmıştır. Bunun 

bariz örneği, yukarıda işaret edildiği üzere, din bilimi kapsamındaki disiplinlerde 

Hıristiyanlık dışındaki dinlerin kavramsal dilinin mevcut olmayışıdır.

Bu makalenin amacı, Hint dinlerinin araştırılmasına yönelik alternatif bir kav-

ramsal çerçeve üzerine ön tartışma yapmaktı. Seçilen örnek Müslüman bir âlimin 

Hint dinlerine yönelik çalışmasına dayansa da, bu şekilde diğer dinleri İslâm pers-

pektifinden inşa etme gibi bir amaç güdülmemiştir. Bilakis Bîrûnî örneğinin seçil-

me sebebi, onun büyük ölçüde Hint dinlerinin mensuplarının kendilerine yönelik 

anlayışlarını esas almış olmasıdır.



Yüklə 219,86 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə