Türk ceza hukuku ders notlari içindekiler 1 önsöz 22 BİRİNCİ BÖLÜM 16 ceza hukuku düzeni 16



Yüklə 2,65 Mb.
səhifə36/42
tarix29.11.2017
ölçüsü2,65 Mb.
#13150
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   42

F. Uzlaşma


Kendine özgü bir kurum olduğu halde, Kanun, uzlaşmayı, salt şikayete bağlı suçlarda mümkün gördüğünden, 73/8. madde hükmünde, şikayet ve şikayetten vazgeçme ile birlikte düzenlenmiştir. Uzlaşma, şikayetten vazgeçmeden farklı olarak, failin ve mağdurun karşılıklı iradelerinin bulunmasını gerektirmektedir.

Uzlaşma, 73/8. madde hükmünden farklı olarak, ayrıca Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenmiştir ( m. 253, 254, 255 ).


1. Mahiyeti

Uzlaşma, şikayete bağlı suçlarda, zararın giderilmesi temelinde, faille mağdurun barışmasını sağlamaktır. Böylece, kamu davası açmayarak veya davayı düşürerek yargının işini azaltmak, suçluyu cezadan ve özellikle cezaevi ortamından uzak tutmak, dolayısıyla faili tüketici kılmayarak bireysel ve kamusal ekonomik yarar sağlamak amaçlanmaktadır.

Uzlaşma, kiminin iddia ettiğinin tersine, ne ceza hukukunun kamusallık niteliğinin giderilmesi ne de kamu davasının özelleştirilmesidir. Kanunun gerekçesinde bir açıklık olmamakla birlikte, öyle sanıyoruz ki, kanun koyucu, uzlaşma ile, zorunlu olmadıkça, özellikle kısa süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda, mağdurun tatmini temelinde, ceza mahkumiyetinin bireysel ve toplumsal ağırlığını gidermeyi amaçlamaktadır.

Uzlaşma fiili suç olmaktan çıkarır.

2. Uzlaşmanın şartları

Uzlaşmanın konu suçlar, Kanunun ifadesiyle, “soruşturulması ve kovuşturulması” salt şikayete bağlı suçlardır. Bu demektir ki, şikayete bağlı suçlar dışında kalan suçlar, uzlaşmanın konusu olamazlar.

Uzlaşacak kişiler fail ve mağdurdur.

Mağdurdur, yani suçla ihlal edilen ve ceza ile korunan hukuki değer veya menfaatin hamili olan kişidir. Bunu, Kanun, “suçtan zarar gören” olarak ifade etmiştir. Mağdur, gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisidir.

Mağdur, uzlaşmayı “ özgür iradesi ile” kabul etmiş olmalıdır. Mağdurun serbest iradesine dayanan bir kabul yoksa, elbette uzlaşma da yoktur.

Fail kanunun suç saydığı fiili işleyen kişidir. Failin uzlaşması, suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya başka bir biçimde gidermeyi kabul etmesidir. Bu demektir ki, failin suçunu kabul etmesi, uzlaşmanın önşartıdır. Uzlaşma, failin de özgür iradesine dayanmalıdır. Tabii, failin özgür iradesi yoksa, uzlaşma da yoktur.

Hile, cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit ( m. 28 ) halinde irade özgür değildir.

Kanun, ödenmesi veya giderilmesi gereken zararın, türünü belirtmiş değildir. Kanuna bakıldığında bunun salt " maddi zarar " olduğu sonucuna ulaşmak mümkündür. Ancak, CMK. 253/2. maddesi hükmü " zarar " ifadesini değil, “… maddi ve manevi zararın tümü…” ifadesini kullanmakta, dolayısıyla CK’ un 72/8. maddesi hükmü ile çelişmektedir. Bizce, çelişki, ancak iki kanundan birinin ötekini tamamladığı kabul edilirse giderilebilir.

Zarar, madem maddi zarar ve manevi zarar olarak ortaya çıkmaktadır, BK. 41 ve 46. maddesi anlamında zarardır. Böyle olunca, bir özel hukuk ilişkisinin keyfi olarak ceza hukukuna taşınması övülecek bir düzenleme değildir.

Cumhuriyet savcısı veya hakim, failin ve mağdurun özgür iradeleri ile uzlaşmış olduklarını saptanmalıdır. Kanun, bunu, "... Cumhuriyet savcısı veya hakim tarafından saptandığında " ifadesini kullanmaktadır. Öyleyse, saptama, salt bir tespit işlemidir. Bu bağlamda olmak üzere, Cumhuriyet savcısı veya hakim; uzlaşmanın, tarafların özgür iradesinin eseri olup olmadığını mutlaka araştırmak zorundadır.

Bunun usul ve esasları, Kanunun 73/8. maddesi hükmünün amacını aşacak bir biçimde, CMK. un 253 ve 254. maddelerinde düzenlenmiştir. CMK' un 253. maddesindeki düzenleme, tespit işleminin usul ve esaslarını göstermek yerine, Cumhuriyet savcısı veya hakimi, fail ve mağdurun işine karıştırmış, kamusal erk sahibi kişileri bir tür arabulucu yapmıştır.

Kanunun 73/8. maddesi hükmü karşısında, uzlaşma tarafların özgür iradelerinin eseri olmak zorunda olduğundan, Cumhuriyet savcısı veya hakim, hiçbir ad ve maksatla, failin ve mağdurun iradeleri üzerine etki edemez, bu anlama gelen bir davranışta bulunamaz.

Böyle olunca, uzlaşmada, CMK’ un Cumhuriyet savcısı ve hakime verdiği görev ve yetkinin sınırı, Kanunun 72/8. maddesi hükmüdür. Cumhuriyet savcısı veya hakim, yetkisini, bu hükmün amacını aşacak bir biçimde kullanılamaz.


3. Uzlaşmanın Hüküm ve Neticesi

Tarafların özgür iradeleri ile uzlaştıkları saptadığında, kamu davası açılmaz veya davanın düşmesine karar verilir.

Kanun, “ bu husus Cumhuriyet savcısı veya hakim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşmesine karar verilir “ demektedir. CMK., 253/8. maddesinde, “ zarar uzlaşmaya uygun olarak giderildiğinde ve uzlaşma işleminin giderleri fail tarafından ödendiğinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir” hükmüne yer vermiştir. CMK’ un 253/2. maddesinde, “uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde davanın düşmesine karar verilir “ demektedir. CK’ un 73/8. maddesi hükmü CMK ‘un 253/8. ve 254/2. maddeleri hükmü ile karşılaştırıldığında, aralarında önemli " anlam ifade farklarının" olduğu gözlenmektedir. Her nedense, tarihi kanun koyucu, iki kanun metnini yan yana koyarak çelişkisiz bir düzenleme yapma becerisini gösterememiştir.

Kuşkusuz, kanunların maddeleri arasında uyum sağlanması zorunludur. Elbette, uyumlaştırmada hareket noktası, CK’ un 73/8. maddesi hükmü olmak zorundadır, çünkü uzlaşma, Devletle suçlu arasında olan cezalandırma ilişkisini ortadan kaldıran bir neden olarak, yansımaları ceza yargılamasında da görülse, özü, esası bakımından bir ceza hukuku kurumudur.

Kanunun " ... kamu davası açılmaz veya davanın düşmesine karar verilir " hükmü, amir hükümdür. Öyleyse, Cumhuriyet savcısının veya hakimin taktirine yer vermemektedir.

Öte yandan, uzlaşma, fail ve mağdurun karşılıklı özgür iradelerini gerektirmekle birlikte, taraflar arasında bir sözleşme değildir, çünkü taraflar, uzlaşmadan ne vazgeçilebilir, ne de cayılabilir.

Kamu davasının açılmaması veya düşme kararı ile birlikte, failin sanıklık sıfatı kalmaz. Uzlaşmaya konu olan fiil, artık suç olmaktan çıkmış olduğundan, cezaî bir hüküm ve netice de doğurmaz.



Yüklə 2,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə