Türk biRLİĞİ yolunda avşar türkmenleri sempozyumu biLDİRİler kitabi 21 Temmuz 2017 Kayseri



Yüklə 4,44 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/77
tarix15.03.2018
ölçüsü4,44 Kb.
#32400
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   77

10
Şeref Kocakaya
yaparken de yeni dinin motiflerini kullanmışlardır. Örnek vermek gerekirse “Delikli taştan 
geçme” uygulamasını yapmış ama İslami motifleri kullanarak İslamileştirmiştir. Nevruz ise 
genellikle Anadolu’da Hızır-İlyas kültüyle bütünleştirilmiştir. Umay kültü ise Hz. Fatıma’ya 
atfen Fatma Ana veya Fadime Ana olarak İslami bir motif olarak yer değiştirmiştir (Eroğlu, 
2006: 5-6).
Daha çok “hurafe” ve “ batıl inanç” olarak da nitelendirilen bu inanış ve uygulamalar, 
Türk halklarına has, hemen hemen her Türk toplumunda bazı değişikliklere rağmen, ortak 
uygulamalardır. Bu inanış ve uygulamalar ilk planda geçiş ritüelleri denilen doğum, evlilik 
ve ölümle ilgili inanış ve uygulamalar olduğu gibi tabiat kültleri, atalar kültü, halk hekimliği 
vb.inanışları da içine almaktadır. Bu çalışmada Türk halk inanış ve uygulamaları içerisinde 
uygulanmakta olan İslami motifler ele alınmıştır.
Doğumla ilgili inanışlarda İslami motifler
Doğum  insan  neslinin  devamını  sağlayan  önemeli  olaylardan  bir  tanesidir  (Polat, 
2006:151).  Türk  dünyasının  çeşitli  coğrafyalarında  ve Anadolu’da  doğumla  ilgili  olarak 
çok çeşitli inanış ve uygulamalar bulunmaktadır ( Gökbel, 2004:223).Çocuk sahibi olma, 
özellikle “ocağı tüttürme” olarak nitelendirilmektedir. Gelin eve girer iken kucağına çocuk 
verilmesi, yatağına çocuk yatırılması gelin arabalarının oyuncak çocukla süslenmesi olayı 
bununla ilgilidir. Evlenen her aile çocuk sahibi olmak ister. Eğer ailede belirli bir zaman 
geçmesine rağmen, çocuk olmuyorsa kusur genellikle ilk etapta kadında olduğu düşünülür. 
Ancak günümüzde bu yargı tıbbın gelişmesi ile değişmiş ve kusurun erkekte de olabileceği 
düşünülmektedir.  Çocuk  sahibi  olma  erkeğin  de  toplumda  saygınlık  kazanması  sebep 
olmaktadır. Dolayısı ile çocuk sahibi olamayan ailelerin tıbbı yöntemlerin dışında çocuk 
sahibi olabilmek uygulamış olduklarıiçin çeşitli inanış ve uygulamalar bulunmaktadır.Bunlar 
dede ve baba denilen, halk tarafından kutsal sayılan kişilerin türbe ve mezarlarının ziyaret 
edilmesi, buralarda dua edilmesi kurban kesilmesi, bez (çaput)bağlanması gibi uygulamalar 
bulunmaktadır. Hatta kız çocuğu isteyenlerin pembe, erkek çocuğu isteyenlerin mavi, hiç 
çocuğu olamayanların ise yeşil veya beyaz renkte çaputlar bağlandığı bilinmektedir (K.K.1).
Bunu yaparken de çeşitli dualar, Kuran’dan bazı süre ve ayetler okunmaktadır. Ayrıca çeşitli 
adaklar adanarak kurban da keserler (K.K.2).
Doğum  sırasında  yapılan  uygulamamalara  bakıldığında  bu  esnada  yapılan  birçok 
uygulama bulunmaktadır. Özellikle annenin ve çocuğun, sağlıklı doğum gerçekleşse bile, 
çeşitli tehlikelerle karşılaşılacağına inanılmaktadır. AlkarısıAnadolu’nun hemen hemen her 
yerinde lohusa kadınlara musallat olduğuna inanılan bir kötü ruhtur. Bu anneye ve çocuğa her 
zaman için zarar verebilmektedir. Alkarısından gelebilecek tehlikelerden anneni ve çocuğun 
korunması için çeşitli uygulamalar yapılırken, lohusanın odasına kuran konması en önemli 
uygulamadır. Genellikle kanına çocuğa ve her ikisinin bulundukları odada Felak, Nas sureleri 
ve  Ayet’e-l  Kürsi  okunmaktadır.  Al  karısının  yaşadığına  inanılan  yerlere  “besmele”  ve 
“destur” çekilerek girilir( Örnek, 145). Hocalara gidilerek çeşitli muskalar yazdırılır, lohusa 
kadına ve çocuğa takılır( Gökbel,1997: 102). Doğumdan sonra çocuğa İslami usullere göre 
ad konarak kulağına “ezan” ve “kamet “ okunur. Ayrıca kırklama uygulamasında “salavat “ 
getirilmesi ve çeşitli duaların okunması İslami motif olarak dikkat çekmektedir.
Evlilik ilgili inanışlarda İslami motifler
Evlilik insanlar için aile mefhumunun oluşmasını sağlayan bir olaydır. Dün yanın 
çeşitli yerlerinde yaşayan bütün Türk topluluklarında aile kutsal bir kurum olarak görülmekte 
ve aile kurumunun yaşatılması için çok çaba sarf edilmektedir. Aile (oğuş)Türk milletinin 
küçültülmüş  en  alt  birimidir  (Kafesoğlu,  1994:  215-217).  Evliliği  çeşitli  tehlikelerden 
korumak  için  çok  sayıda  inanış  ve  uygulama  bulunmaktadır.  Bu  inanış  ve  uygulamalar 
evlilik  öncesinden  başlamaktadır.  Özellikle  “kısmet  açmak”  ile  ilgili  uygulamalar  daha 
çok bayanlarla ilgilidir. Yatırları, türbeleri ziyaret ederek oralarda dualar edilmesi ve dilek 
dilenmesi,  hocaya  giderek  kısmet  acıtılması  gibi  uygulamalar  bulunmaktadır.  Bunlar 


11
Türk Birliği Yolunda Avşar Türkmenleri Sempozyumu 
yapılırken  geleneksel  uygulamalar  yapılırken  İslami  anlamda  dualar  okunması  bir  motif 
olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünürcülük yapılırken “Allahın emri…” diyerek başlamak, 
kız  isteme  bittikten  sonra  dua  edilmesi,  damadın  giydirilirken  dualar  edilerek  tekbir 
getirilme, dini nikah kıyılması ve duası, gerdekten önce damadın şükür namazı kılması vb. 
uygulamalar islami motifler olarak karşımıza çıkmaktadır (K.K.3).
Ölümilgili inanışlarda İslami motifler
Türklerde ölüm insan hayatını son bulması olarak bu dünyada göç edip ahiret hayatına 
adım  atması  olarak  nitelendirilir.  Ölüm  ilgili  inanış  ve  uygulamalara  bakıldığında  çeşitli 
islamimotifler  dikkat  çekmektedir.  Ölmek  üzere  olan  bir  hastaya  “şehadet”  getirtilmesi, 
başucunda  kuran  ve  özellikle  “yasin”  okunması  ölmeden  önce  yapılan  uygulamalardır. 
Ölüm  sonrası  ise  camilerde  o  kişinin  öldüğünün  ilan  edilmesinin  alameti  olarak  “  Sela” 
verilmesi, cenazenin İslami usullerce “gusül abdesti” aldırılarak yıkanması ve kefenlenmesi, 
musalla taşına götürülmesi ve cenaze namazı kılınması, cenaze taşınırken “tekbir ve salavat 
getirilmesi, mezarının doğu – batı yönünde kazılması, cenazenin mezarda başı batıya gelecek 
şekilde ve hafif sağ tarafına meyilli, yönü kıbleye çevrilecek bir şekilde yatırılması, defin 
işlemi gerçekleşirken kuran okunması ve dua edilmesi en önemli uygulamalardır (K.K.4). 
Ayrıca devir uygulaması bulunmaktadır. Ölen kişinin sağlığında yapamadığı ibadetler ve 
ettiği  yeminlerin  karşılığında  bir  miktar  paranın  tespit  edildiği  uygulamaya  devir  denir. 
Devir uygulaması “namaz- oruç- yemin” gibi ibadetlerin karşılığıdır. Ölen kişinin “kırkı” 
ve  “elli  iki”  çıkıncaya  kadar  kuran  okunması,  can  (balta)  ekmeği  ve  elli  iki  ekmeğinin 
yedirilmesin kuran okunması hatim indirilmesi, kabir ziyaretlerinde, özelliklede Ramazan 
ve Kurban bayramı arifesinde, Kurandan Yasin, İhlas ve Fatiha surelerinin okunması İslami 
motif olarak dikkat çekmektedir (K.K.5).
Diğer inanışlar ve uygulamalarda İslami motifler
Tabiat kültleri ile ilgilide çok sayıda İslami motifler bulunmaktadır. Özellikle ay ve 
güneş tutulmasında kılınan, küsuf ve husuf namazları, gök gürlemesi ve şimşek çakmasında 
“salavat” getirilmesi vb. inanışlar bunlardandırUmay kültünün zamanla İslamileşerek Hz. 
Fatıma’ya dönüşmüş ve Fadimana veya Fatma Ana olmuştur. Fal, sihir ve nazarla ilgili yapılan 
uygulamalarda yine Kurandan çeşitli ayetler ve duaların okunması ile İslami bir hüviyet 
kazanmıştır. Her işe başlarken besmele çekilmesi “besmele”, çeşitli Türk kahramanlarının 
yerini İslami Hz. Ali gibi kahramanların alması, çeşitli hastalıkların tedavisinde Kurandan 
şifa ayetlerin okunması gibi uygulamalar dikkat çekmektedir (K.K.3)..
Sonuç
Türk halk inanışları geçmişten günümüze Türk toplulukları arasında yaşatıla gelen 
uygulamalardır. Köklerini eski Türk dini olan “Gök Tanrı” inancından alan bu inanış ve 
uygulamalar, Türklerin farklı coğrafyalarda karşılaşmış oldukları toplumlar ve o toplumların 
dinlerinden de etkilenmişlerdir. Bu açıdan Türk halk inanışları tarihi bir köke ve derinliğe 
sahiptir. Bu bakımdan anlamlı ve değerlidir. Dolayısı ile batıldır, hurafedir ve dine aykırıdır 
diyerek bir kenara atılamazlar. Stratejik açıdan bakıldığında Türk halk inanışları, geniş bir 
coğrafyada yaşayan Türk topluluklarını bir birine bağlayan en önemli unsurları bünyesinde 
barındırmaktadır.    Türkiye’de  ise  Alevi  –Sünni  ortak  paydalarınıİslam  dinin  inanç  ve 
ilkelerinin  oluşturduğu  kadar,  halk  inanışları  da  oluşturmaktadır.  Türk  halk  inanışlarını 
anlamadan ve bilmeden Alevilik ve Sünniliği anlamak ve doğru bir şekilde değerlendirmek 
mümkün  değildir.  Kamuoyundaki  empoze  edilen  görüşün  aksine,  Orta  Asya’daki  Türk 
halk inanışları ile Türkiye’deki ve özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerindeki 
inanışların  şaşırtıcı  bir  biçimde  aynı  ve  benzer  olduğu  görülmektedir  ve  bunun  tesadüf 
olduğu söylenemez.
Bu  sebepledir  ki  Türk  halk  İnanış  ve  uygulamaları  Türk  milletinin  geçmişteki 
köklerini  günümüze  bağlayan  zincirin  birer  halkalarıdır.  Bu  halkaların  bağları  ne  derece 
canlı, sağlam tutulursa Türk kültürü ve dolayısı ile Türk milleti varlığını, birliğini devam 
ettirebilir. Bu hem Anadolu hem de dünya Türklüğü için vazgeçilmezdir. Halk inanışları 
Türk topluluklarının içine sızabilecek tehlikeli düşünce ve cereyanların önündeki engellerden 


Yüklə 4,44 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə