T c cumhurđyet üNĐversđtesđ EĞĐTĐm bđLĐmlerđ enstđTÜSÜ



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə43/44
tarix06.02.2018
ölçüsü5,01 Kb.
#25941
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   44

146 
 
 
 
Analiz  edilen  veriden  örneklem  seçme:  Araştırma  doküman  incelemeye 
dayalı  olduğundan  tüm  doküman  verisinin  bir  bütün  olarak  analize  konu  olması 
mümkün  değildir.  Bu  nedenle,  eldeki  veri  setinin  içinden  bir  örneklem  oluşturulur. 
Bu  durumda  öncelikle  bunlar  arasından  belirli  bir  örneklem  yöntemi  kullanarak  bir 
grup  doküman  seçilebilir  ya  da  kitaplarda  kapsanan  her  konunun  araştırmaya  dahil 
olması  yerine  belirli  konu  ve  üniteler  araştırmada  kullanılır  (Şimşek  ve  Yıldırım, 
2011:197). Bu bağlamda, araştırmada kaynaklardan ilgili bölümler dahil edilmiştir. 
 
-Kategoriler  geliştirme:  Kategoriler  araştırmacı  tarafından  önceden 
oluşturulmuştur  ve  araştırmanın  amacını  yansıtır  (Şimşek  ve  Yıldırım,  2011:197). 
Araştırmanın amacına  yönelik dönemler ve sanatçının üslup özellikleri incelenirken 
teknik biçim, konu, modeller gibi kategoriler geliştirilmiştir. 
 
Analiz  birimini  saptama:  Araştırma  amacına  bağlı  olarak  karakter  ve  kişi 
analiz  birimi  seçilmiştir.  Karakter  ve  kişi,  bir  analiz  birimi  olarak  çoğunlukla 
kullanıldığı  doküman  türlerinde  roman,  tiyatro,  dizi,  film  olabileceği  gibi;  sanat, 
tarih,  edebiyat  konularında  yazılmış  materyal  ve  ders  kitapları  da  olabilir.  Bu 
bakımdan analiz birimi, seçilen kategoriye uyan kişi ya da kişileri içerir (Şimşek ve 
Yıldırım,  2011:199).  Doküman  türlerinde  Empresyonizm  sanatçılarının  eserleri 
seçilmiştir. 
  
-Sayısallaştırma: 
“Dokümanlardan 
elde 
edilen 
verinin 
mutlaka 
sayısallaştırma  ve  nicelleştirmesi  gerekmeyebilir.  Araştırmacı,  saptadığı  kategoriler 
ve analiz birimi doğrultusunda analizden sonra bulduğu sonuçları rahatlıkla düzyazı 
şeklinde de rapor edebilir (Şimşek ve Yıldırım, 2011:197)”. Dolayısıyla araştırmada 
eserlerin incelenmesinde düzyazı olarak incelemeler yapılmıştır. 
 
 
 
 
 
 


147 
 
 
 
 
 
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 
 
 
4. SONUÇ 
 
Çalışmada, 
hava  perspektifini  iyi  kavrayabilmek  için  öncelikle  ışık,  ışıkla 
oluşan  renkler,  renkli  görme  (gözün  algılama  biçimleri),  plastik  değer  olarak  renk 
kavramları  açıklanmıştır.  Bu  bilgiler  ışığında  hava  perspektifi  konusu;  gün  içinde 
gün  ışığının  niteliğine  ve  mevsimsel  etkilere  göre  renklerde  oluşan  değişimler 
yönünden  açıklanmaya  çalışılmıştır.  Resim  sanatında  hava  perspektifinin  uygulama 
biçimleri  ise,  ışık  ve  renk  konusunun  en  iyi  inceleyicileri  olan  empresyonistlerin 
eserleri incelenerek ortaya konulmaya çalışılmıştır. 
 
Işık; bir ışık kaynağınca çıkarılan, düz dalgalar halinde yayılan, etrafımızdaki 
maddi  varlıkları  görmemize  ve  renkleri  ayırt  etmemize  yarayan,  doğada  rastlanılan 
elektro  manyetik  dalga  şekillerinden  biridir.  Doğada  bulunan  bir  cismin 
görülebilmesi için, cismin ışık yayması veya bir ışığı yansıtması gerekir. Bu yansıma 
ise ışığın  yapısına ve çarptığı cismin  yapısına göre değişiklik göstermektedir. Işığın 
doğal veya yapay ışık kaynağı oluşu, ışığın şiddeti, ışığın renk ısısı; cismin yüzeyinin 
parlak  ya  da  mat  oluşu,  pürüzlü  ya  da  pürüzsüz  oluşu,  transparan,  opak  ya  da  yarı 
geçirgen oluşu görüntüyü etkilemektedir. 
 
Bizler  için  önemli  olan  ışık  ise  beyaz  ışıktır.  Beyaz  ışık,  insanın  görme 
boyutları  içinde  kalan  bölümü  oluşturur.  Çağdaş  bilimin  açıklamalarına  göre, 
elektromanyetik  dalgalardan  meydana  gelen  renklerin  farklılaşmaları,  bu  dalga 
boylarının  ve  titreşimlerinin  değişik  olmasından  doğar.  Yani  her  renk  farklı  dalga 
boylarında titreşimleri bize göndermektedir. (Temizsoylu, 1987: 10) Güneş ise temel 
ışık  kaynağıdır.  Güneş  ışığı,  beyaz  ya  da  renksiz  olarak  algılanmasına  rağmen 


148 
 
 
gerçekte  kırmızı,  yeşil  ve  mavi  dalga  boylarını  eşit  oranlarda  karışımından 
oluşmaktadır (Holtzschue, 2009:12) 
 
Işığın,  genellikle  beyaz  ışığın  kırılma  sırasında  bir  spektrum  halinde  yani 
kendini oluşturan tayf renklerine ayrılarak yayılmasına “renklere ayrılma” denir. Bu 
olay 17. yüzyılda Newton’un Prizma Deneyi’nde, beyaz ışığın saydam bir prizmadan 
geçirilerek  bir  ekran  üzerine  düşürülmesiyle,  ekran  üzerine  düşen  ışığın  artık  beyaz 
olmayıp  gökkuşağında  görülen  yedi  renk  şeklinde  ışığa  ayrılmasıyla  gösterilmiştir. 
Bu  yedi  renk:  kırmızı,  turuncu,  sarı,  yeşil,  mavi,  lacivert  ve  mor’dur  (Çağlarca, 
1986:5,6).  
 
Işık  kaynağı  olmayan  cisimlerin  renkleri,  üzerine  düşen  ışığın  rengine  bağlı 
olarak değişir. Bir cismin görünür rengi o cismin özelliği, aydınlatan ışığın çeşidi ve 
gözlerimizin o andaki haliyle o cismin etrafındaki cisimlerin renklerine bağlıdır. Bir 
nesnenin  renkli  olabilmesi  için,  o  nesnenin  üstünden  yansıyan  ışıklar  geri  gelerek 
gözümüzün  ağ  tabakasında  görüntü  oluşturması  gerekir.  Görüntü  oluşabilmesi  için 
ise,  ışık  en  fazla  gerekli  olan  elemandır.  Bu  nedenle  karanlık  bir  odada  hiçbir  şey 
görünmemektedir (Temizsoylu, 1987: 10). 
  
Hava  perspektifinin  etkisinin  hissedilmesindeki  faktörlerden  biri  de  görme 
olayıdır.  Görme  olayının  gerçekleşmesi  ve  görsel  idrakin  temeli;  ışık,  göz  ve  beyin 
tarafından meydana gelmektedir. Đnsan gözünün görsel olarak yakaladıklarının sırası 
şöyledir: Göz ilkin çevresindeki hareketi ışığa bağlı olarak yakalar. Sonra koyu-açık 
farklılıklarını algılar; en sonunda ise, renksel algılama ile beraber tüm özellikleriyle 
nesnel varlığı algılar (Holtzschue, 2009:2). 
 
          Görmenin  nasıl  gerçekleştiğini  kavrayabilmek  için  ise  gözün  yapısını  ve 
fonksiyonlarını incelemek gerekmektedir. 
 
Göz, ışığı algılamaya uyarlanmış bir organdır ve rengi tanımlamak için ışığı 
beyne iletir. Işık göz bebeğinden geçerek göze girer ve göz içerisindeki arka bölümde 
bulunan  retinaya  düşer  (Holtzschue,  2009:36).  Foveanın  merkezinde  yer  alan,  sarı 
renkli  bölgeye  “fovea”  denir.  Fovea,  retinanın  en  hassas  bölümüdür.  Göz 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə