Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Ocakları
TAED
52* 301
ateşli konuşmalar yaptığı miting önemli bir etki yapmıştır. Hem İstanbul Hükümeti,
hem de
İtilaf Devletleri bu mitingden rahatsızlık duymuştur.
Başta İstanbul olmak üzere şubeleri hızla artan Türk Ocakları sadece işgalleri protesto
eden mitingler yaparak Mustafa Kemal Atatürk’e destek vermemiştir. Mustafa Kemal Atatürk
Samsun’a çıktığı andan itibaren Meclis-i Mebûsan’ın toplanmasını sürekli olarak dile
getirdiğinden, Türk Ocağı da buna destek vermiş, milletvekili seçimleri ile ilgilenmiş,
seçimlerim yapılması ve Meclis-i Mebûsan’a “milliyetperver (milletini seven)” insanların
girmesi
için çalışmalar yürütmüştür. Bu çalışmalar sonrasında Millî Türk Fırkası (Partisi)
kurulmuş, seçimlere girme hakkı kazanmış ve Hamdullah Suphi Tanrıöver’in milletvekili
olması sağlanmıştır (Bayraktutan, 1996, s. 197). Bu da, Misâk-ı Milli’nin Osmanlı Mebûsan
Meclisi’nde görüşülürken yarar sağlayacaktır. Ayrıca, Türk Ocakları şubeleri Fransızların ve
İngilizlerin güneydeki işgalleri, Yunanlıların İzmir’i işgali karşısında Mustafa Kemal Atatürk’e
destek telgrafları çekmişlerdir. Buna en güzel örneklerden bir tanesi Antep Türk Ocağı
tarafından telgraftır. Telgrafta; Mustafa Kemal’in yayınladığı tamim ve telgraflardan haberdar
olunduğu, İngiliz işgaline karşı tedbir alınması istenmekte, Antep’in ilelebet Türk kalması için
çalışan Antep gençliğinin Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılığı dile getirilmiştir (Sarınay, 1997, s.
20).
Mustafa Kemal Atatürk’ün takip etmiş olduğu “tam bağımsızlık” anlayışını veya
politikasını destekleyen, her konuda destek veren Türk Ocakları kısa bir süre sonra İstanbul’u
denetimi altında tutan İtilaf Devletleri’nin uğraş alanı haline gelmiştir. Milliyetçi direnmenin
merkezlerinden biri hatta en önemlisi olarak gördükleri Türk Ocakları ile ilgilenmekten geri
durmamışlardır. İzmir’in işgalini protesto için İstanbul’da düzenlenen ünlü Fatih ve
S
ultanahmet mitinglerine Türk Ocakları öncülük ettiğinden, İngilizlerin ilk işgaline uğrayan
yerlerden biri Türk Ocağı Merkezi ve şubeleri olmuştur. İngilizler 12 Mart 1920’de, daha
resmen İstanbul’u işgal etmeden birkaç gün önce, gerçekleştirmiş oldukları işgalde Türk
Ocaklarının evraklarına, kitaplarına ve koleksiyonlarına el konulmuştur. Üyelerinden ve
yöneticilerinden bir çoğu Malta’ya sürgün edilmişlerdir. Kıymetli evrakları, bir çoğu fedakâr
ocaklıların evlerinde saklanarak kurtarılabilmiştir (Tunaya, 1988, s. 438). Bütün bu takip ve
baskılara rağmen, dağılmayan ve çalışmalarına devam eden Türk Ocakları, durumu Mustafa
Kemal Atatürk’e bildirmişlerdir. Mustafa Kemal Atatürk “durumun yabancı elçilikler nezdinde
protesto edilmesi, ayrıca protesto mitingleri tertiplenmesi” (Atatürk, 2004, s. 285-286)
tavsiyesinde bulunmuştur.
302
* TAED
52
Tahir KODAL
Bir taraftan Mustafa Kemal Atatürk’ün yapmış olduğu tavsiyelere uyarken, diğer
taraftan da Anadolu’ya geçme çağrısına uyarak, Millî Mücadele’ye katılmak için gizlice
Anadolu’ya geçmişlerdir. Hamdullah Suphi, Halide Edip, Müfide Ferit, Ahmet Ferit, Hüseyin
Ragıp, Ahmet Agayef, Yusuf Akçura, Mehmet Emin (Yurdakul) gibi Türk Ocaklılar Karadeniz-
İnebolu-Ankara yoluyla Mustafa Kemal Atatürk’ün yanındaki yerlerini almışlardır (Georgeon,
1999, s. 126-
127). Mustafa Kemal Atatürk “milliyetperver” insanların Ankara’ya gelmesinden
ve kendisine destek olmasından son derece mutlu olmuştur. Türk Ocaklılar, Mustafa Kemal
Atatürk’ün etrafında bir fikir halkası oluşturmuşlar, O’na her konuda destek olmuşlardır.
Bunların başında; Kazım Karabekir, Hamdullah Suphi, Reşit Galip, Mustafa Necati, Mahmut
Esat, Vasıf Çınar, Celal Sahir, Ruşen Eşref, Veled Çelebi, Besim Atalay, Tunalı Hilmi ve İzzet
Ulvi gibi ateşli ve millî amaca inanmış Türk Ocaklı milliyetperver insanlar yer almıştır.
B-
CUMHURİYET DÖNEMİNDE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE TÜRK
OCAKLARI
Millî mücadele döneminin zor şartları nedeniyle bazı şubeleri kapanmış olan ve
çalışmaları yavaşlamış olan Türk Ocakları, Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği ile 29 Aralık
1
922’de yeniden canlanmış, Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti’nin toplandığı salonda Türk Ocaklılar
toplanmış, bir kalpak içerisinde numaralar çekilmiş ve Mustafa Kemal Atatürk’e 1 numara
verilmiştir. Böylece, Türk Ocakları yeni bir heyecanla yeniden çalışmalarına başlamış, Mustafa
Kemal Atatürk Ankara’da Türk Ocağı’nın üyesi yapılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk
Ocağı’na üye olmasının ardından Türk Ocaklarının hem üye, hem de şube sayısı çoğalmış,
Ankara Türk Ocağı’nın yarısından fazlasını Mustafa Kemal Atatürk’ün arkadaşları,
milletvekilleri, yazarlar ve öğretmenler oluşturmuştur. Hatta kısa bir süre sonra en kalabalık
dernek Türk Ocağı olmuştur (Şapolyo, 1966, s. 800).
Özellikle Cumhuriyetin ilan edilmesi, devlet ve toplum hayatına ilişkin köklü
değişikliklerin yapılmaya başlaması üzerine, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, hemen
hemen bütün Türk ocaklılar, Türk Ocaklarını yeni rejimin benimsenmesi, kabul görmesi ve
tabana yayılması için üzerine yaslanılması gereken kurumlar ve güç olarak görmüşler, yoğun bir
ilgi göstermişler, maddî ve manevî destek sağlamışlardır. Türk Ocaklarının resmî yayın organı
olan Türk Yurdu Dergisi Mart 1923’te yeniden çıkartılmaya başlayınca, “Türk Yurdu, yeni
Türkiye’ye istinatgâh olan fikirleri takviye ve neşir edecektir….vaktiyle olduğu gibi Türk
Ocakları’nın harsî ve ilmî faaliyetlerini tespit edecek, Türk milletinin harsî (kültürel) birliğine
çalışacaktır. Aynı zamanda Türk Yurdu, garp medeniyetini benimseyen ve Türk milletini garp