Microsoft Word 1- murat aydoğDU. doc



Yüklə 220,53 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/9
tarix29.10.2017
ölçüsü220,53 Kb.
#7332
1   2   3   4   5   6   7   8   9

6         

                                                                                Doç. Dr. Murat AYDOĞDU 

 

 

(terra indominicata, demesne) ve bunun içinde yer alan küçük köylü çiftlik-



lerinden (mansus, manse) ve ortak arazilerden (çayır, otlak, orman vb.) olu-

şuyordu


19

. Feodalitede toplumsal yapının en altında yer alan soylu olarak 

kabul edilmeyen küçük çiftçiler (serfler) yer almaktaydı. Serflerden başka 

hür köylüler de bulunmaktaydı. Bu hür köylülerin elinde az da olsa çiftlik 

bulunmakta bunlara “alod” denmekteydi

20

. Serflerin hür köylülerden tama-



men farklı hukuki statüleri (hak ve yükümlülükleri) mevcuttur. Serf, latince 

“servus” kelimesinden gelen köle veya hizmetli anlamını taşımaktadır. 

Ancak bazı görüşlere göre serf, küçük üreticiler anlamına gelmektedir

21



Üretici oldukları kesindir, ama toprağa bağlı olarak alınıp satılabilmeleri 

özelliği nedeniyle köle nitelikleri daha fazladır. Gerçekten de serfler de 

kendi içinde derece derece idi. Büyük bir çoğunluğu “tenure” denilen top-

rağa sahip olmakla birlikte, demesne serfleri, cotter ve border denilen serf 

türleri de mevcuttu. Lordun toprağına “demesne” (domain, reserve), serfin 

toprağına “tenure” (mansus, manse) denmekteydi

22

.  


Demesne serfleri (hizmetlileri), sürekli lordun evinde (malikanede) 

lordun toprağı için kalan, lordun toprağı için kira ödeyen kişilerdi. Aslında 

toprağı olan serflerin de asıl görevi demesne toprağını  işlemekti. Zaten 

serflerin toprağı ile lordun toprağı yan yana bulunmaktaydı. Buna açık tarla 

(open field) sistemi deniyordu

23

. Serfler, kendi tarlaları yanında bulunan 



lordun toprağında 2-3 gün ücret almadan çalışırdı

24

. Borderler köyün kıyı-



sında en fazla 2-3 dönüm toprağı olan yoksul köylüler olup daha az görevi 

vardı. Serflerin en alt tabakası ise cotter olup, onların toprağı yoktu

25



                                                           



19

   Somçağ, s. 11. 

20

   Bunların sayısı dönem dönem azalmakla birlikte feodalite içinde daima yer bulmuş, 



ancak ödedikleri vergiler serflerin ödediği vergilerle aynı olmuştur. Somçağ, s. 13-15. 

21

   Cin/Akyılmaz, Feodalite ve Osmanlı, s. 48; Somçağ, s. 14-15. 



22

   Somçağ, s. 11. Serfe verilen topraklar (tenure) bölgeye göre değişebiliyordu. Örneğin 

İngiltere’de 15-30, Fransa’da 40-50 dönüm olmak üzere değişiyordu. Bkz. Cin/ 

Akyılmaz, Feodalite ve Osmanlı, s. 49, dn.70. Ancak aynı kitapta yer alan başka bir 

bilgiye göre, serfe verilen topraklar İngiltere’de 10-15, Fransa’da 5-30 hektar olmak 

üzere değişiyordu. Bkz. Cin/Akyılmaz, Feodalite ve Osmanlı, s. 64, dn.123. 

23

   Özyüksel, s. 40. 



24

   Cin/Akyılmaz, Feodalite ve Osmanlı, s. 62; Özyüksel, s. 40-41; Somçağ, s. 12. 

25

   Somçağ, s. 57. 




Ortaçağ Feodal Mülkiyet Anlayışı ve Osmanlı Hukukundaki Toprak …

                7 

Lordun toprakları üzerinde ufak bir kulübeleri vardı ve boğaz tokluğuna 

çalışırlardı. Border ve cotterler çok düşük günlük ücret alırlardı. Toprağa 

sahip serfler, toprağı  bırakıp gidemezdi. Toprağı terk eden olursa bağlı 

olduğu süzeren (lord, kont vb.) tarafından yakalanıp getirilme riski vardı. Bu 

anlamda süzerenin takip hakkı (droit de poursuite) bulunmaktaydı

26

. Toprağa 



bağlılık nedeniyle toprakla birlikte alınıp satılırlar idi. Kölelerden farklı 

olarak birbirlerinden ayrı değil ailece ve toprağa bağlı olarak satılırlardı. 

Örneğin bir lord, başka bir lorda toprağı ve ona bağlı serfleri topluca satma 

hakkına sahipti

27



Serflerin toprak sahipliği aslında ödünç alma olarak nitelendirilmek-



teydi. Yani toprağı veren süzeren, bir takım bahanelerle toprağı serfin elin-

den alma olanağına sahipti. Serf toprakları mirasçılarına doğrudan intikal 

etmiyor, relief denilen bedeli ödemeleri gerekiyordu. Hür insanlarla ve başka 

bir süzerenin (malikane sahibinin) serfi ile ile evlenmesi ağır  şartlara bağ-

lıydı.  İstediği zaman serflikten kurtulamazdı. Serfin çocuğu serf olarak 

doğar, ancak çok yüksek ücret ödeyerek, hür bir kadınla evlenerek, kiliseye 

girerek veya malikaneden kaçıp doğrudan kralın topraklarında (genelde 

şehirde) en az bir yıl bir gün yaşayarak hürriyetlerine kavuşabilirlerdi

28



Yakalandıklarında çok ağır cezalar alacaklarından kaçma durumu istisnai 



idi

29

. Serflerin kendi aralarındaki uyuşmazlıklara veya serf ile malikane 



sahibi senyör arasındaki davalara yine malikane mahkemesi (senyör başkan-

lığında yani hem davalı hem yargıç konumunda) bakmaktaydı

30

. Ancak iler-



leyen dönemlerde kral, yargılama yetkilerine sınırlamalar getirmeyi başar-

mıştır. Örneğin  İngiltere’de Kral II. Henry döneminde gezici mahkemeler 

kurulmuş, senyörün verdiği karar, serf tarafından bu mahkemelere götürül-

müştür. Keza Fransa, Almanya ve Avusturya’da serfler, malikane mahke-

mesinin kararlarını üst mahkemede temyiz edebilmiştir

31



                                                           

26

   Cin/Akyılmaz, Feodalite ve Osmanlı, s. 57. 



27

   Cin/Akyılmaz, Feodalite ve Osmanlı, s. 49-50. 

28

   Bu yüzden bir Alman atasözünde “Stadluft macht frei” (şehir havası özgür yapar) 



denmektedir. Bkz. Cin/Akyılmaz, Feodalite ve Osmanlı, s. 56. 

29

   Cin/Akyılmaz, Feodalite ve Osmanlı, s. 50-51. 



30

   Cin/Akyılmaz, Feodalite ve Osmanlı, s. 52. 

31

   Cin/Akyılmaz, Feodalite ve Osmanlı, s. 56. 




Yüklə 220,53 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə