Metabolizma ders kurulu siNDİRİm sistemi FİzyolojiSİ ders notlari prof. Dr. Sena erdal cumhuriyet üNİversitesi tip faküLtesi



Yüklə 287,03 Kb.
səhifə3/8
tarix20.10.2017
ölçüsü287,03 Kb.
#5674
1   2   3   4   5   6   7   8

İNCE BARSAK HAREKETLERİ


Gastrointestinal kanalın diğer kısımlarında olduğu gibi ince barsak hareketleri de iki grupta toplanabilir. Karıştırıcı hareketler ve itici hareketler. Karıştırıcı hareketler başlıca üç çeşittir. Bunlar, tonus değişmeleri, pendüler (sarkaç) hareketler ve segmentasyon kontraksiyonlarıdır.

Segmentasyon hareketleri barsağın ufak konsantrik halkalar halinde kasılmalarıdır. Her kasılmanın boyu 1 cm kadardır. İnce barsağın her tarafında meydana gelirler. Çoğunlukla düzensizdirler, zaman zaman ritmik olurlar. Ritmik hareketler duodenumda dakikada 12 kadardır, aşağılara indikçe azalır. Halka biçimi kasılmalar incebarsağı segmentlere ayırarak bir sosis görünümü verir. Böylece besinin oldukça katı bir süspansiyonu olan kimus ince barsak salgılarıyla karıştırılarak bir hayli inceltilir ve absorbsiyona uygun kıvama getirilir.

Segmentasyon hareketleri için enterik sinir sisteminin (myenterik pleksusun) varlığı gereklidir. Pleksusun atropinle bloke edilmesi halinde kontraksiyonlar çok yavaşlarlar. Bununla beraber, kasılmaların şiddeti parasempatik uyarı ile artar, sempatik uyarı ile azalır.

Kimus ince barsaklarda yürütülürken pendüler hareketlerle sağdan sola döndürülür. Penduler hareketler longitudinal kasların ince barsaklarda düz bir şerit gibi değil spiral tarzda barsak duvarını sarmalarından ileri gelir. Spiral düzen, bu kaslar kasıldıkları zaman barsağın uzun ekseni boyunca önce bir yana sonra diğer yana dönmesine neden olur.

Bu hareketler bir yandan kimusu salgı ile karıştırırken diğer yandan kimusun sıkı bir şekilde ince barsak mukozası ile temasa gelmesini böylece besinlerin yeterli bir şekilde absorbsiyonunu sağlarlar. Dakikada ortalama 10 kez meydana gelirler.

İnce barsağın itici hareketleri peristaltik dalgalardır. Barsağın herhangi bir yerinden başlayabilirler ve daima anus doğrultusunda dakikada 1-2 cm hızla giderler. Dolayısıyla kimus pilordan ileo-çekal valvüle 3-5 saatte ulaşır.

İnce barsaklarda peristalsis yemekten hemen sonra artar. Artış gastroenterik refleksle meydana gelir. Refleks midenin gerilmesi ile uyanır ve myenterik fleksus yolu ile barsağa iletilir. Gastroenterik refleks barsağın total eksitabiletisini yükseltir ve bunun sonucu olarak gerek motilite gerekse salgı çoğalır. Hastalık hallerinde barsak mukozasının şiddetli irritasyonu veya barsakların aşırı gerilmesi, persitaltik hareketleri kuvvetlendirir ve "peristaltik saldırı" denilen hareketin ortaya çıkmasına yol açar. Bu dalgalar ince barsak içeriğini kısa zamanda kolona ileterek barsakların irritanlardan ve aşırı gerilmeden kurtulmasını sağlarlar.

Kimusun ince barsaklar içinde gidiş hızı başlıca midenin boşalma hızı ile düzenlenir. Duodenum gerildikçe peristaltik dalgaları şiddetlendirir ve kapsam gerginliği azaltmak için hızla yürütülür. Böylece ileo-çekal valvule ulaşan kimus, bir başka yemek mideye girinceye kadar, bazen birkaç saat orada bekletilir. İkinci bir yemek yenildiği zaman gastro-ileal refleks ileumda peristaltizmayı şiddetlendirir ve kimus çekuma geçer.

İntramural pleksus içindeki lokal sinir refleksleri ile uyarılan müskülaris mukoza, mukozada kısa veya uzun birtakım dalgalanmaların meydana gelmesine sebep olabilir. Bu kasların bir kısmı yukarıya villusların içine doğru uzanırlar ve villusların aralıklı olarak kasılmalarını sağlarlar. Kaslar kısaldığı zaman mukozadaki kıvrımların artması kimusun karşılaştığı mukoza yüzeyini genişletir ve absorbsiyon çoğalır. Diğer yandan villusların kasılması ki uzama kısalma şeklinde olur. Villusları süt sağar gibi sıvazlayarak lenfin merkezindeki kanallardan lenfatik sisteme serbestçe akmasına yardım eder. Bu iki tip kontraksiyon aynı zamanda villus çevresindeki sıvının karıştırılmasını ve yeni sıvı yüzeylerinin villus ile devamlı temasını sağlar.

SAFRA KESESİNİN HAREKETLERİ VE BOŞALMASI


Safra karaciğer tarafından devamlı salgılanır. Buradan sistikus kanalı yoluyla safra kesesine getirilerek biriktirilir ve konsantre edilir. Ancak özel bir uyaran keseyi kasılmaya sevkettiği zaman barsağa akar. Uyaran ince barsaklarda yağın bulunmasıdır. Yağ kimus içerisinde, barsağa geçtiği zaman mukozadan "kolesistokinin" denilen bir hormon salınmasına sebep olur. Hormon salındıktan sonra kan yolu ile keseye gelir ve kesede ritmik kontraksiyonlar yaratır. Kesenin kasılması yalnız başına safrayı barsağa boşaltmaya yetmez, çünkü koledok kanalının barsağa açıldığı yerde bulunan Oddi sfinkteri safra kesesinin kontraksiyonlarına rağmen tonik kontraksiyon halindedir. Ancak kolesistokinin Oddi sfinkterinide gevşetir. Ayrıca her bir peristaltik dalga duodenum üzerinden geçerken, bu dalganın hemen önündeki relaksiyon dalgası oddi’nin gevşemesine yardımcı olur. Böylece safra ufak fışkırmalar halinde duodenuma akar. Kesenin boşalmasının yağlarla düzenlenmesi yağ sindirimi yönünden çok önemlidir. Çünkü safradaki safra tuzları kimustaki yağın emulsiyon haline dönmesini sağlarlar ve onları, ince barsak salgılarındaki lipazların sindirmesine elverişli duruma getirirler. Ayrıca sindirilen yağların barsak epitelinden geçmesine yardımcı olurlar.

İLEOÇEKAL VALVİN FONKSİYONU


İleoçekal valvin esas görevi kolon kapsamının ince barsaklara geri akmasını önlemektir.

İleoçekal valvin yaprakları çekumun içine doğru çıkıntı yaparak bu görev için çok iyi bir şekilde adapte olmuşlardır. Valv, ters yönden yani kolon tarafından gelecek 50-60 cm. su kadar bir basınca dayanabilir. Ayrıca valvden hemen önce ileum duvarında kalınlaşmış bir kas tabakası bulunur ki buna "ileoçekal sfinkter" adı verilir. Sfinkter normalde hafif kontraksiyon halindedir ve ileum içeriğinin çekuma boşalmasını yavaşlatır. Fakat yemeklerden hemen sonra "gastroileal reflekse” bağlı olarak ileumda peristaltizm şiddetlenir ve kimusun çekuma boşalması hızlanır. Her peristaltik dalga ile 4 ml, kadar kimus ileumdan çekuma boşalır. Ayrıca mideye giren besinlerin uyarısı ile mide mukozasından salgılanan "gastrin hormonu” da ileoçekal sfinkter üzerine gevşetici bir etki yaparak boşalmasının hızlanmasına yardım eder. Buna rağmen her gün sadece 1500 ml. kimus çekuma boşalır.

İleoçekal sfinkterin kasılma derecesi esasen çekumdan kalkan reflekslerle kontrol edilir. Çekum gerildiği zaman, ileoçekal sfinkterin kontraksiyonu artar ve bu yolla ileumun boşalması büyük ölçüde geciktirir. Ayrıca çekumda herhangi bir irritan madde bulunmasıda ileoçekal sfinkterin kasılmasına sebep olur. Örneğin, apandiksi iltihaplı olan bir şahısta, çekumun bu kısmının irritasyonu ileoçekal sfinkterin şiddetle kasılmasına ve ileumun boşalmasının tamamen durmasına yol açabilir. Çekumdan ileoçekal sfinktere giden bu refleksler miyenterik pleksus yoluyla nakledilirler.


Yüklə 287,03 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə