Erich fromm psikanaliz ve



Yüklə 136,65 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə28/34
tarix14.05.2018
ölçüsü136,65 Kb.
#43828
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   34

gerçeği  dolaysız,  bozulmamış,  çarpıtılmamış  olarak  kav­
rama  olanağı  kazanması  durumudur;  ancak  yabancı­
laşma  sürecinden  geçildikten,  anlama,  yargılama  yete­
neği  (anlık  yeteneği  «intellect»)  gelişimini  tamamla­
dıktan  sonra  ulaşılabilecek  baskıdan  kurtulmuşluk  du­
rumu,  o  çocukluk  saflığına  yeniden,  daha  yüksek  bir 
düzlemde  geriye  dönmektir;  insanın  yeniden  bu  çocuk­
luk  saflığına  geri  dönebilmesi  önce  bu  saflığı  yitirdikten 
sonra  olabiliyor.
Bütün  bu  düşünceler  Eski  Ahid’de  Adem’le  Havva’­
nın  Cennet’ten  dünyaya  düşüşleri  öyküsünde  ve  gene 
ilerdeki  bir  çağda  bir  kurtarıcı,  bir  Mesihin  geleceği  yo­
lundaki  kâhinliğe  dayalı  inançta  açıklıkla  belirtilmiş­
tir.  Kutsal  Kitabın  öyküsünde  insan  Cennet  bahçesin- 
deyken  farklılaşmamış,  ayrımsallaşmamıştır,  bütünle 
tam  bir  bütünlük  içindedir.  Ne  bilinç  vardır,  ne  ayrım- 
sallaşma  vardır,  ne  seçenek,  ne  özgürlük,  ne  de  günah 
vardır.  İnsan  doğanın  ayrılmaz  bir  parçasıdır,  doğayla 
arasında  en  küçük  bir  açıklık  olduğundan  bile  haberi 
yoktur.  Bu  başlangıçta  var  olan  bireylik  öncesi  birlik 
bütünlük,  insanın  yaptığı  bir  seçimle  ikiye  biçilmiş  olu­
yor.  Aynı  zamanda  bu  seçim,  ilk  buyruk  dinlemezlik, 
ilk  özgürlük  eylemi...  Bu  eylemle  bilinç  de  yüze  çıkıyor. 
İnsan  artık  kendinin  kendi  olarak  ayırdmdadır.  Havva 
adı  verilen  dişiden,  hayvanlardan,  topraktan  ayrıklı­
ğının bilincindedir.  Bu ayrıklığının yaşantısı onda  utanç 
duygusu  uyandırır.  Hâlâ  da  başka  insanlardan  ayrıklık 
yaşantısı  (bilinçdışmda  da  olsa)  bizler  için  utanç  nede­
ni  oluyor.  Adem  Cennet  Bahçesinden  çıkıyor  ve  insan­
lığın  öyküsü  de  böylece  başlıyor.  Artık  bundan  sonra 
insan,  o  her  şeyle  uyum  içinde  olduğu  önceki  durumu­
na  geri  dönemeyecektir,  ama  aklını,  nesnel  bakış  açı­
sını,  tam  anlamıyla  sevebilme  gücünü  geliştirerek  yeni 
bir  uyum  sağlamaya  çaba  harcayabilir.  Ta  ki  peygam-
94


herlerin  sözleriyle  «okyanuslar  suyla  dolu  olduğu  gibi 
dünya  da  Tanrı  bilişiyle  dolsun».  Mesih  inancı  açısın­
dan  bakınca  tarih,  bireylik  öncesi,  bilinç  öncesi  uyum­
dan  yeni  bir  uyumun,  yetkinleşerek,  mükemmelleşerek 
akim  gelişimine  dayalı  bir  uyumun  oluştuğu  alandır. 
Bu  yeni  uyum  dönemi  Mesihin  dönüp  dünyada  Cennet’i 
kuracağı  çağdır.  İnsanla  doğa,  insanla  insan  arasındaki 
çelişkinin  yok  olup,  çöllerin  verimli  meyve  bahçelerine 
döneceği,  kurtla  kuzunun  yanyana  yaşayacağı  silah­
ların  saban  demirine  dönüşeceği  bir  çağ  başlayacaktır. 
Mesih  çağı  Cennet’ten  kovulma  öncesi  çağı  gibidir,  ama 
gene  de  o  dönemin  tam  karşıtıdır.  Birliğe,  dolaysızlığa, 
bütünlüğe  erişmiş,  gelişmesini  tamamlamış  insan,  ye­
niden  çocukluğa  dönüyor,  bir  yandan  da  çocuksu  tut­
kulardan  bütün  bütün  kendini  kurtarıp  büyümeyi  de 
başarıyor.
Aynı  düşünceler  Yeni  Ahitte  de  açıklanmıştır. 
«Doğrusu  size  diyeceğim  şu  :  Kim  T a n n ’mn  göklerdeki 
krallığını  küçük  çocuk  gibi  kabul  etmezse  asla  oraya 
girmeyecektir.»  (44)  Bu  sözlerin  anlamı  açık;  gene  bir 
çocuk  olmalıyız,  dünyanın  yaratıcı,  yabancılaştırılma­
mış  kavranışmı  yaşantılaştırmalıyız.  Ama  çocuk  olur­
ken  bir  yandan  da  tam  yetişkin,  olgun  bir  kimse  ola­
rak  kalmayı  da  becerebilmeliyiz.  Öyleyse  Yeni  Ahitin  şu 
sözlerle  anlattığı  yaşantıyı  gerçekleştirmiş  oluyoruz. 
«Çünkü  şimdi  aynadan  dumanlı  ve  donuk  olarak  gör­
düklerimizi  yüz  yüze  göreceğiz.  Şimdi  gördüğümüz  yal­
nız  bir  parçacığıdır  ama  o  zaman  bilindiğimiz  gibi  bi­
leceğiz.»  (45)
«Bilinç  dışını  bilinçleştirmenin  anlamı  baskının  üs­
tesinden  gelmek,  yabancılaşmadan,  bana  yabancı  olan
(44)  Luka  18 :  17.
(45)  I,  KorintoslüLara  13:  11.
95


benden  kurtulmaktır.  Uyanmak,  yanılsamaları,  düzme­
leri,  yalanları  dağıtıp,  silkip  yokedip,  gerçeği  olduğu  gi­
bi  görmektir.  Uyanan  adam  bağımsızlığını  kazanan 
adamdır.  Özgürlüğünü  ne  kendisinin  ne  de  başkaları­
nın  kısıtlayamayacağı  adamdır.  İnsanın  daha  önce  ayır- 
dmda  olamadığı  şeylerin  sonradan  ayırdmda  olabilmesi 
bir  evrim  geçirmesiyle  olabiliyor.  Gerçek aydınlanmanın 
kökeninde  hem  akılla,  anlayışla  varılan  yaratıcı  düşün­
ce  var,  hem  de  gerçeğin  sezgiyle,  dolaysız  kavranışı  var. 
Yalan  ancak  gerçeğin  düşünce  olarak  yaşantılaştırıla- 
bildiği  yabancılaşma  durumu  için  söz  konusudur.  Uyan- 
mışlık  durumunda  gerçeğe  karşı  zihnimi  açık  tutaca­
ğımdan  yalana  yer  kalmıyor.  Gerçeği  tam  olarak  ya- 
şantılaştırabilmenin  etkisiyle  yalan  eriyip,  yok  oluyor. 
Sonuç  olarak  bilinçdışını  bilince  çıkarmak  demek,  ger­
çeği,  yalnız  gerçeği  yaşamak  demektir.  Gerçek  artık 
yabancılaşmaktan  kendini  kurtarmıştır.  Kendimi  ger­
çeğe  açıyorum.  Gerçeğin  her  nasılsa  öyle  olmasına,  ol­
duğu  gibi  olmasına  karşı  değilim.  Bu  nedenle  de  ger­
çeğe  verdiğim  karşılık  «içtenlikle  doğru»  bir  yanıttır.
Dünyanın böyle  dolaysız,  tam olarak kavranışı  Zen’- 
in de  amacıdır.  Dr.  Suzuki’nin  bilinçdışı  konusunda  yaz­
mış  olduklarına  da  değinerek  psikanalizin  görüşleriyle 
Zen’in  görüşleri  arasındaki  ilişkiye  daha  da  açıklık  ka­
zandırmaya  çalışacağım.
En  başta,  deyimlerden  gelen  güçlüklerin  gereksiz 
yere  konuları  karmaşık  bir  duruma  soktuğu  kanısında 
olduğumu  söylemeliyim.  İnsanın  varlığının  bütünlü­
ğüyle  gerçekleştirdiği  bir yaşantının  daha  çok  ya da da­
ha  az  ayırdmda  olması  gibi  işlevsel  deyimler  kullana­
cak  yerde  bilinç  ve  bilinçdışı  gibi  deyimler  kullanılması 
anlamayı  güçleştiriyor.  Eğer bu  incelemelerimizi  deyim­
lerden  gelen  güçlüklerden  kurtarabilmiş  olsak,  bilinç-
96


Yüklə 136,65 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   34




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə