kavram olarak deneyden yola çıkılarak kurulmuştur, ama
ben
eidos’u bu sayıdan çeşitleme yoluyla elde eden [özne]
olarak, bu
eidos'un her türlü sayı kurma kuramından “önce”
olduğunu söylerim; kanıtı da, her türlü “genetik” açıklama
nın, her zaman genetikçe açıklanması gereken “bir şeyin”
edimsel (aktüel) bilgisine dayanmasıdır. İki sayısının oluşu
munun empirist yorumu, bu sayının daha kökeninde anla
şılmış olmasını
önceden varsayar. Dolayısıyla bu anlaşılmış-
lık tüm empirik bilgi için bir koşul, onun bize verdiği
eidos
da sadece saf bir olabilirliktir, ama bu olabilirliğin, empirik
bilimin uğraştığı gerçekliğe göre bir “önceliği” vardır.
3.
Eidos'lar bilim i (Eydetik).
- O zaman bu bilime
geçerliğini geri vermenin mümkün olduğu meydana çıkar.
İnsan bilimlerinde hissedilir derecede belirgin olan, ama
sonunda onlara modellik eden matematik ve fiziğe de
bulaşan bilimsel kesinsizliklerin kaynağı, körü körüne de
neycilik saplantısıdır. Fizik yapmadan önce fizik olayının
ne olduğunu, özünü, incelemek gerekir; diğer disiplinler
için de durum aynıdır. Kökensel sezgiyle kavranan eidos’un
tanımından, empirik araştırmayı yönlendirecek metodo
lojik sonuçlar çıkarılabilir. Örneğin, psişiğin özü kavran
madıkça, fiziğin özüyle her türlü karışmadan kaçınılacak
şekilde hiçbir ciddi empirik psikolojiye girişilemeyeceği
şimdiden bellidir. Başka deyişle, tüm empirik bilgiye kıla
vuzluk eden eydetik yasaları tanımlamak gerekir ki,
bu çaba
genel eydetik bilimi ya da doğanın ontolojisi (yani
essen-
ce’ın esse’sinin [özün varlığının] incelenmesi) dediğimiz
şeyi oluşturur. Bu ontoloji, geometrinin gelişimi ve fiziksel
bilginin sağlığa kavuşturulmasında oynadığı rol esnasında,