Dinler tariHİ BİLİm dali



Yüklə 1,11 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə36/45
tarix22.10.2018
ölçüsü1,11 Mb.
#75425
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   45

 
98
çektiği  ızdırapla kavmini kurtaracaktır. Tüm İncillerin,  İsa’nın  ızdırap ve ölümü 
İşaya’da bahsedilen cefâkar kula uygun şekilde dile getirdiğine inanılır
503
.   
4.  Hipostatik Birlik 
Tanrı ve insan olan İsa’nın tek ve aynı kişide fiziksel birleşmesi anlamına gelen 
hipostatik birlik, iki tabiat ya da doğanın tek bir kişiymiş gibi birleşimi  şeklinde 
tanımlanır
504
. Yani İsa Mesih’in şahsında Tanrı’nın insanda, insânîn da Tanrı’da olduğu 
bir birleşmedir. Nitekim  Nâsıralı  İsa ile her an her yerde bulunabilen ve evrenin asıl 
yaratıcısı olan Tanrı’nın  Bir’de olduğu inancı  Hıristiyanlığın temel dogması kabul 
edilmektedir
505
.  
Ortodoks Kristolojisi’ne göre, bu teklik şahsın tekliği olarak kabul edildiği 
gibi, ilâhî ve insânî iki doğanın İsa Mesih’in şahsında bir arada bulunduğu şeklinde de 
ifade edilmektedir
506
. Dolayısıyla Ortodoks Kristolojisi açısından İsa, hem ilâhî hem de 
insânî bir kişiliktir. Zira Tanrı önce de vardır ve bütün insânî oluşumlara göre daha 
üstündür. Bu bağlamda Ortodoks teologların, insânî ve ilâhî yaratılışların varoluş öncesi 
ilâhî doğa olarak İsa’nın  şahsında birleşiminden bahsetmeyi doğal buldukları 
söylenebilir. Zamanla kesinleşen anlam, şu anda İsa kavramının  “bedene bürünmesi” 
ya da “cisimleşmesi”dir
507
.  
Athanasian Âyini
508
’ninde geçen ifadelerde iki yaratılışın birleşmesinin, ete 
bürünen Tanrının konuşmalarıyla değil, tanrıyı içeren adam tarafından tamamlandığı 
iddia edilmektedir
509

 
Latince  communicatio idiomatum, yani niteliklerin birleşmesi anlamına gelen 
hipostatik birliğe dair net ifadelere Yeni Ahit’te nadiren rastlansa da Tanrı ile İsa 
arasındaki ilişkinin tanımlandığı ve çoğunun ima edildiği genelde kapalı imaların yer 
aldığı birkaç pasaj vardır: 
                                                 
503
 Michel, a.g.e., s. 63 
504
 Drum, a.g.md. 
505
 Inwagen, Peter Van, “Incarnation and Christology”, Routledge Encyclopedie of Philosophy, Version  
      1.0, London, t.y. , s. 1-7 
506
 Inwagen, a.g.m., s. 1-7 
507
 Inwagen, a.g.m., s. 1-7 
508
 Muhtemelen M.S. 440-542 arasında, Lerins semti manastırınde bestelenmiş bir âyindir. Yazarının kim  
      olduğu kesin olmamakla birlikte, Teslis ve İsa Mesih’in kişiliği doktrininde Augustinian teolojisinin  
      ifadeleri hakimdir. Bkz.Leith, J.H., “Athanasian Creed”, The Perennial Dictionary Of World  
     Religions, ed. Keith Crim, s. 75 
509
 Inwagen, a.g.m., s. 1-7 


 
99
“Başlangıçta Söz vardı, Söz Tanrı ile birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı. 
Başlangıçta O Tanrı ile birlikteydi. Her şey O’nun aracılığıyla var oldu, var 
olan hiçbir şey O’nsuz olmadı...... Söz insan olup aramızda yaşadı. O’nun 
yüceliğini- Baba’dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik Oğul’un yüceliğini- 
gördük”
510

“Görünmez Tanrı’nın görünümü, bütün yaratılışın ilk doğanı O’dur. 
Nitekim yerde ve gökte, görünen ve görünmeyen her şey- tahtlar, egemenlikler, 
yönetimler, hükümranlıklar- O’nda yaratıldı. Her şey O’nun aracılığıyla ve 
O’nun için yaratıldı. Her şeyden önce var olan O’dur ve her şey varlığını 
O’nda sürdürmektedir... Çünkü tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih’te 
bulunuyor”
511
.  
“Bu son çağda da her şeye mirasçı  kıldığı ve aracılığıyla evreni 
yarattığı kendi Oğlu’yla bize seslenmiştir. Oğul Tanrı yüceliğinin parıltısı, 
O’nun varlığının öz görünümüdür. Güçlü sözüyle her şeyi devam ettirir”
512
.  
Yuhanna’nın “Söz beden oldu
513
,  başlangıçta O, Tanrı ile birlikteydi
514
 , her 
şey O’nun aracılığıyla var oldu
515
 ve baba ve ben biriz”
516
gibi ifadelerle hipostatik 
birleşmeyi desteklemektedir. Aziz Pavlus’un tanıklığında da İsa Mesih, “Tanrı özüne 
sahip olduğu halde... kul özünü alıp insan benzeyişinde doğarak ululuğu...”
517
 bir yana 
bırakan Tanrı-İnsan’dır.
 
 
5.  İnkarnasyonun Doğası  
 
İsa Mesih’in Tanrısal tabiatı ile insânî tabiatının  İsa’da birleşmesi gerçeği 
olarak da tanımlanabilen  İnkarnasyonun en önemli sorununun, insânî ve tanrısal 
doğanın aynı ve bir kişide birleşme  şekli olduğu kabul edilir. Zira Hıristiyan 
kaynaklarına göre kendini hem Allah, hem de insan olarak takdim eden İsa’nın bu 
ifadesi Tek Tanrı inancı ile bağdaşıp bağdaşmaması sorununu ortaya çıkarmıştır. 
                                                 
510
 Yuhanna, 1:1-3,14 
511
 Koloseliler, 1:15-17; 2:9 
512
 İbraniler, 1:2,3 
513
 Yuhanna, 1:14 
514
 Yuhanna:1:2 
515
 Yuhanna:1:3 
516
 Yuhanna, 10:30 
517
 Filipeliler, 2:6-7 


 
100
Nihayet farklı görüşler çerçevesinde birleşme  ve benzeri doktrinel sorunların tartışıldığı 
çeşitli toplantılar düzenlenmiş ve bölünmeler ortaya çıkmıştır. İlk Hıristiyan cemaatinin 
İsa’nın ölümünü müteakip, Havâriler tarafından yapılan Yeruşalim Toplantısı’ndan 
sonra ikiye bölünmesi de ilk örnek kabul edilebilir
518
. Bu ayrılıkların mensupları, kitle 
Hıristiyanlığının yanında  küçük gruplar olmaktan kurtulamasalar da, zaman zaman 
Kilise birliğini bozacak boyutlara ulaşmıştır.  İmparatorluk sınırları içinde baskı ve 
takiplere maruz kalan ilk dönem Hıristiyanları içinse ihanete uğramak anlamına gelen 
bu Rafıziler zamanla çeşitlenmiş ve pek çok yandaş bulmuştur.  
Eski Ahit’in Tanrı’sını reddederek Eflatun felsefesi ile Hıristiyanlığı birleştiren 
Gnostisizm ve biri kötü, diğeri iyi olan iki Tanrı olduğunu,  İsa’da bedenlenen İyi 
Tanrı’nın ne dünyanın yaratılışında ne de insânîn yaratılışında bir rolü bulunmadığını 
savunan Markiyonizm ilk dönem rafizileri arasında kabul edilmektedir
519
.  İkinci 
yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve  Aryenizm’in doğuşunu da etkileyen Üniteryan 
hareketi ise, Tanrı’nın bir olduğunu, ancak insan İsa’nın vaftiz sayesinde Tanrısal Ruh’a 
büründüğünü ve dolayısıyla  İsa’ya tam olarak Tanrı demenin yanlış olacağını ileri 
sürerek dogma konusundaki parçalanmaların zeminini hazırlamıştır. Tanrısal tabiat 
hakkındaki tartışmalara bir yenisini ekleyen Monarkyanizm ise Tanrı’nın tek olduğunu, 
fakat uluhiyet sıfatına da sahip olduğunu iddia eder. İkinci yüzyılda ortaya çıkan 
Monarkyanlar’a göre Tanrı, tek olarak bazen ‘baba’, bazen ‘Oğul’ ve bazen de ‘Kutsal 
Ruh’ olarak tezahür eder
520
. Bazı II. ve III. dönem  Hıristiyan teologları ise Tanrı’nın 
birliğini belirtmek isteyerek teslisin ikinci uknumunun birinciye bağlanmasıyla ortaya 
çıkan benzeri pek çok görüşle birlikte, İskenderiye Kilisesi Rahiplerinden Aryüs’un bu 
iddialara bir formül kazandırmasıyla tartışmalar içinden çıkılmaz bir hal almıştır.                        
Zira  Aryüs bu birleşmeyi: 
“Eğer baba oğulu meydana  getirdiyse,  oğulun varlığının bir 
başlangıcı olacaktı. Netice itibariyle, hulül etmiş olan kelime ebedi değildir. 
Allah yaratılmamıştır, doğmamıştır,başlangıcı yoktur. Oğul babadan 
                                                 
518
 Şenay, Bülent, İlk Rafızi Hıristiyan Kilisesi Markunilik, Verka Yayınları, İstanbul 2003, s.36 
519
 Şenay, a.g.e., s. 42 
520
 Daha fazla bilgi için bkz. Şenay a.g.e., s. 44-47 


Yüklə 1,11 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   45




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə