Bilig 49. sayı



Yüklə 3,45 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə85/90
tarix18.06.2018
ölçüsü3,45 Kb.
#49338
1   ...   82   83   84   85   86   87   88   89   90

bilig
, Bahar / 2009, sayı 49 
 
230 
çalışılır. Bu kısımda musiki, heykel, dans gibi sanat dallarının trajikten kurtuluş 
için birer kaçış kapısı gibi nasıl kullanıldığı ele alınır. Tanpınar için önemli olan 
resim sanatına burada değinilmemiş olması dikkat çekmekle birlikte diğer sanat 
dallarından farklı olarak değerlendirilemeyeceği de aşikârdır.  
Üçüncü alt başlık Tanpınar’ın bireysel duygu ve düşünüşünün toplumsal olana 
yayılışını konu edinmektedir. Fikri tarafı daha yoğun olan bu çerçeve esasında 
bireysel olarak sanatında gerçekleştirmeye çalıştığı zaman estetiği çizgisini yani 
sürekliliği toplumsal hayata taşıma gayretinin bir ürünüdür.    
[…] trajik bir varlık oluştan kurtulmanın ne şekilde gerçekleştirebileceği-
ni bireysel çerçevede sanatı ve rüyayı birer alternatif âlem seçerek gös-
termiştir. Tanpınar’a göre toplum hayatında da sanat ve rüyada olduğu 
gibi ölüm fikri kısmen de olsa yenilir. Birey, bireysel hayatından sosyal 
hayat içine kendisini ekledikçe sonluluk fikrinden kurtulur, bir devamın 
parçası hâline gelir. (135) 
Kitap kısa bir değerlendirmenin yer aldığı sonuç bölümü, çalışma boyunca 
yararlanılan yerli ve yabancı kaynakların listesinin verildiği kaynakça ve dizin 
ile tamamlanmıştır.  
Bizde örneği olmayan bir konunun yabancı kaynaklardan titiz bir seçme ve 
değerlendirme yapılarak nasıl ortaya konulduğunu anlamak için kaynakçaya 
bakmak yeterli olacaktır. Hacimce küçük ama yol açıcılığı ve kıymetçe büyük 
oluşu sebebiyle bu eseri yazan ve ilim âlemimize kazandıran Yunus Balcı’yı 
tebrik ediyoruz. Pek çok yazar ve şairimizin eserlerinin “trajik görünüm” çerçe-
vesinde ele alınması gerekliliğini de belirtmek isteriz. Bu çalışma bu bakımdan 
da bizce meçhul olan bir konuya tutulmuş bir madenci feneri hüviyetindedir.  
Tanpınar’ın farklı bir cephesini konu edinen bu çalışma ümit ve temennimiz 
odur ki başka çalışmalara ilham kaynağı olacak ve yeni bir inceleme alanı 
oluşturacaktır. 
  
Kaynaklar 
Balcı, Yunus (2002). Türk Romanında Aydın Problemi (1908-1950). Ankara: Kültür 
Bakanlığı Yay. 
           (2004). İki Bilim Adamının Hikâyesi: A. H. Tanpınar ve Oğuz Atay'ın Hikâye-
leri Üzerine Bir İnceleme. Denizli.  
Glicksberg, Charles I. (2004). Avrupa Edebiyatında Trajik Görünüm. Çev. Yunus 
Balcı, Ankara: Hece Yay. 


bilig   Bahar / 2009   sayı 49: 231-240 
© Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı 
Özer, Şerife (2008). 
Die nominale Wortbildung im 
Altosmanischen. Am Beispiel der Übersetzung von ŦaǾlabīs Qiśaś 
al-Anbiyāǿ  aus dem 14. Jahrhundert
. (Turcologica 73). Wiesbaden: 
Harrassowitz-Verlag. vii+132 s. 
Emine Yılmaz
*
 - Nurettin Demir
**
 
ŚaǾlebį, Arap edebiyatının en önemli 
Ķıśaśu’l-Enbiyā yazarlarından biridir. 
Kitābu Ǿarāǿsü’l-mecālis fį ķıśaśu’l-enbiyā’ adlı eseri değişik tarihlerde Türkçe-
ye de çevrilmiştir. Bu çevirilerden en önemlisi 14. yüzyılda Aydınoğulları dö-
neminde yapılmış olup, Türk Dil Kurumu kütüphanesinde A142 numara ile 
kayıtlı olduğu için kaynaklarda TDK veya Ankara nüshası olarak geçer. Anadolu 
sahasındaki en eski ve en kapsamlı metinlerden biri olan bu yazma, 954 sayfalık 
hacmiyle dönemin dilini bütün ayrıntılarıyla incelemeye imkân sağlaması ve 
zengin söz varlığı nedeniyle daha önce de bazı çalışmalara konu olmuştur. 
Şerife Özer, 2007’de Hamburg Üniversitesinde tamamlanmış olan doktora tezine 
dayanan ve bu tanıtmaya konu olan kitapta, sözü edilen yazmadan hareketle Eski 
Anadolu Türkçesinde ad yapımını incelemiştir. Yazmanın söz varlığının söz 
yapımı açısından değerlendirilmesi önemli ve sevindiricidir. Ne var ki çalışmada 
kimi sorunlar olduğu da gözlenmiştir.  
Her şeyden önce, yazmadaki türemiş tüm adların değerlendirilmeye alınıp alın-
madığı belli değildir. Ancak kimi eskicil, nadir ve/veya okuma, anlamlandırma 
sorunu olan 
balacıķ, binür, biter, dünlerek, dügünük, aġacınlu, iginlü, oturġan, 
ölgen, oyru gibi türemiş pek çok adın yayında yer almayışı ve bundan daha da 
önemli olarak 
baġırsaķ, baġırtlaķ, azırġu,  ķızġu, eren, keser, azmış, durduķlu, 
oñat gibi türemiş biçimlerde bulunan eklerin yayındaki ek envanteri içinde bu-
lunmayışı yazmadaki tüm ad biçimlerinin değerlendirilmediğini göstermektedir. 
Özer’in çalışması, TDK nüshasını ve kendi çalışmasının içeriğini tanıttığı 10 
ayrı alt başlık içeren
 Giriş bölümüyle başlar. Eski Osmanlıcada Ad Yapımı adlı 
ilk başlık altında, daha sonra tek tek ele alınacak olan eklerle ilgili genel bilgiler 
verilir. Bu bölümde yazmanın 951 sayfa olduğu yazılıdır (1). Ciltlenirken yaz-
manın sayfalarının karışmış ve yanlış numaralandırılmış olmasından kaynakla-
nan bu bilgi yanlışı, yazmaya değinen diğer kaynaklarda da yer alır. Örneğin 
                                           
*
  Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü / ANKARA 
  eyilmaz@hacettepe.edu.tr 
**   
 Başkent Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü / ANKARA 
  ndemir@baskent.edu.tr
 


bilig
, Bahar / 2009, sayı 49 
 
232 
Türk Dil Kurumu Kütüphanesi 
Yazma Eserler Kataloğu 1999: 124; M. Ökten 
(2000), 
Sa‘lebi’nin Kısasü’l-Enbiyâ’sının XIV. Yüzyılda Türkçe Tercümesi. 
Metin-Sözlük, İstanbul (yayımlanmamış doktora tezi, İstanbul Üniversitesi Sos-
yal Bilimler Enstitüsü). Ancak bunlar metni kısaca tanıtan kaynaklardır ve met-
nin tamamının okunmasına dayanmadıkları için yazmadaki sayfa numaralarının 
kullanılmış olması anlaşılabilir bir durumdur. N. Demir, E. Yılmaz ve M. Küçük 
tarafından yazmanın tümünü ele alan çalışmada sayfalardaki karışıklık giderile-
rek yazma yeniden numaralandırılmış ve yazmanın 954 sayfa olduğu belirlen-
miştir (Türk Dil Kurumunda baskıda). 
Giriş’in ikinci alt başlığı altında, benzer çalışmalar olarak Eski Türkçede söz 
yapımını ele alan 
Old Turkic Word  Formation (M. Erdal) ve Orta Kıpçakçada 
eylem yapımını ele alan 
Deverbale Wortbildung im Mittelkiptschakisch-
Türkischen (Á. Berta) adlı eserler kısaca tanıtılmıştır. 
Giriş’in  Korpus hakkında bilgi verilen alt bölümünde, incelemeye konu olan 
Türk Dil Kurumu nüshası tanıtılmıştır. Özer bu bölümde, Türk Dil Kurumu 
nüshası üzerinde Hacettepe Üniversitesinde 4 yüksek lisans tezi hazırlandığını 
belirtmiş ve hazırlayanların isimleri ile inceledikleri bölümlerin sayfa numarala-
rını vermiştir (6). 
Giriş’te değiştirilmesi gereken bilgilerden biri de budur. Hacet-
tepe Üniversitesinde bu metin üzerinde hazırlanmış tez sayısı 4 değil 7’dir. 
Özer’in söz etmediği F. Halıcı (1996: 321-369), B. Gül (1998: 400-450) ve S. 
Taştekin Özdede’nin (2006: 291-340) adları da buraya eklenmelidir. Bu 7 yük-
sek lisans tezinde yazmanın yaklaşık 350 sayfasının yazıçevrimi ve sözlüğü 
hazırlanmıştır. 
Diğer nüshaların tanıtıldığı 
Ķıśaśu’l-Enbiyā’nın Başka Türk Dillerine Çevirileri 
adlı alt başlıkta yer alması beklenirken 
Korpus alt başlığında tanıtılan Bursa 
nüshası ile ilgili bir bilginin de düzeltilmesi gerekir (7). M. Ökten’in bu nüsha 
üzerinde hazırlamış olduğu doktora tezi 2001’de değil, 2000’de tamamlanmıştır. 
Giriş bölümünde ayrıca, yazmanın Türkçeye çevrilmesi buyruğunu veren 
Aydınoğlu Mehmet Bey’den ötürü Selçuklular ve Aydınoğulları hakkında da 
kısa bilgiler verilmiştir. 
Arapça orijinal metnin yazarı  ŚaǾlebį’nin tanıtıldığı bölümden sonra,
  Ķıśaśu’l-
Enbiyā’nın  Eski Anadolu Türkçesi dışındaki Türk dillerine çevirilerinden söz 
edilen bir bölüm bulunmaktadır (10). Burada, konuyla ilgili tüm kaynaklarda 
aynı biçimde yer alan bir bilgi yanlışı tekrarlanmaktadır. Sayfa 11’de ŚaǾlebį’nin 
eserinin Muĥammed Emįn bin Abdullah el-YaǾkūbį tarafından Tatarcaya da 
çevrildiği ve çevirinin 1903’te Kazan’da basıldığı bilgisi yer almaktadır. Bu 
bilginin ilk kaynağı Brockelmann’ın 1937: 592’de kullandığı “tatar. Üb. v. M. 
Amīn b. ǾAl. al-YaǾqūbī, Kasan 1903” ifadesidir (
Geschichte der arabischen 


Yüklə 3,45 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   82   83   84   85   86   87   88   89   90




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə