Bilig 49. sayı



Yüklə 3,45 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə88/90
tarix18.06.2018
ölçüsü3,45 Kb.
#49338
1   ...   82   83   84   85   86   87   88   89   90

bilig
, Bahar / 2009, sayı 49 
 
238 
6. Sayfa 97’de 
-(X)k eki için verilen büyük örneğinin bulunduğu cümlede olursa 
okuyuşu yanlıştır: 
kimüñ tefekküri çoķ olursa yémek çoķ olur teni büyük olur. 
Yazmada olumsuzluk eki açıkça yazılmıştır. Ayrıca burada, az düşünenlerin çok 
yediği anlatıldığı için 
olumazsa biçimi anlamca da daha uygundur: 
kimüñ tefekküri çoķ olumazsa yimek çoķ olur (67/6-7).  
Yine aynı ek için sayfa 98’de verilen 
sinüşek örneği bir yanlış okuma sonucu 
ortaya çıkmıştır ve Türkçede böyle bir sözcük bulunmamaktadır: 
yarında 
siñüşegine  girdi. Özer’in “sığınak, özel oda” anlamını verdiği bu yapı, önceki 
sözcükle birlikte şöyle okunmalıdır: 
yarındası köşkine girdi ve ķapuların baġladı 
(681/9).  
7. Sayfa 103’te,
 -(X)ndX eki için verilen aķındı sözcüğünün bulunduğu cümlede 
biker okuyuşu tipik bir k/ñ yanılgısıdır: ol ķarı buları nįl aķındısı içinde bir biker 
yérine  ķulaġuzladı. Cümle ol  ķarı buları  Nįl aķındısı içinde bir bıñar yirine 
ķulaġuzladı (294/12) olmalıdır. 
Özer, 
-(X)ndX ekiyle birlikte ele aldığı  -(X)ldX eki için sayfa 104’te çizildü 
örneğini vermektedir: 
mūsā ķalem çizildüsin ışıdurıdı. “Musa için yazıyı aydın-
lattı”. Buradaki okuma yanlışı, devamındaki sözcüğün de yanlış anlaşılmasıyla 
bağlantılıdır. Bu bölümde, Tanrının Tevratı yazdığı sırada Musa’nın kalem sesi-
ni duymasından söz edilmektedir. Bu nedenle cümle 
Mūsā  ķalem  cızıldusın 
işidüridi (424/13) olmalıdır. 
8. Sayfa 105’te 
bil- eyleminden -X eki ile türemiş olduğu belirtilen bilü “bilgi” 
sözcüğü bir yanlış okuma sonucu ortaya çıkmıştır: 
ħabarlaşduñ ve bilü 
vermedüñ. Yazmadaki biçim َﻼِﺑ olduğu için, cümle ħabarlaşduñ bile varmaduñ 
(533/2) biçiminde olmalıdır. 
Addan ad türeten ekler bölümünde olduğu gibi, bu bölümde de incelenmesi 
gereken yapılar ve listeye eklenmesi gereken eylemden ad yapım ekleri bulun-
maktadır. 
biter, binür, keser, azmış, yimiş, durduķlu, oñat gibi türemiş biçimler, 
yazmada bu açıdan ilk anda göze çarpan ve Özer’in yayınında eksikliği fark 
edilen örneklerdir. Addan ad türetme eklerinde olduğu gibi, bunların da burada 
işaret edilenden daha fazla olduğu açıktır. 
Özer’in 
Anlamı Açık Olmayan Ekler başlığı altında verdiği eklerle türettiği iki 
sözcük yanlış okumadan kaynaklanmaktadır. Bunlardan ilki addan ad türeten 
+Az eki için vermiş olduğu diñez “dingin, sakin” sözcüğüdür: imdi dilerin kim 
bir gün géceye diñez śāfi ve ķayġusuz geçem (114). Böyle bir sözcük herhangi 
bir yerde belgelenememiştir. Ayrıca yazım ve bağlam 
degin (ْﻦِآَد) okumayı ge-
rektirir: 
 


Yılmaz-Demir,  Yayın Değerlendirme / Review 
 
239 
imdi dilerin kim bir gün giceye degin śāfį ve ķayġusuz geçem (681/8) 
İkinci sözcük ise Özer’in 
bil adından +eñ eki ile türettiği bileñ “tepe” örneğidir: 
gemiye bingil ve senüñile bileñdeki  ķavm ve canavarları daħı yükletgil (115). 
bileñdeki sözcüğü bağlamın da açıkça gösterdiği gibi “beraberindeki” anlamına 
gelir. Buradaki 
-ñ ikinci tekil kişi iyelik ekidir (yazmada 104/5). İlgili bölümde 
Tanrı, tufan sırasında Nuh peygambere seslenmekte ve beraberindeki kavmi 
gemiye yüklemesini istemektedir. 
Yine bu bölümde yer alan 
+(X)l eki için verilen cümlede iki sözcüğün birleşti-
rilmesinden kaynaklanan bir yanlış okuma söz konusudur: 
bir  ķum depecügi 
gördi kim  ķızıl  keseklüsidür (116). Özer’in -sidür eki olarak anladığı bölüm 
sidür “Arabistan kirazı” (bir ķum depecügi gördiñ mi ķızıl keseklü sidür erek aġacınlu (125/2). 
Ayrıca 
gördi kim bölümü de gördiñ mi okunmalıdır. Çünkü bir soru sorulmakta 
ve cevabı beklenmektedir. 
Bu bölümde dikkati çeken bir sorun da sayfa 123’te 
eñ+lü “hızlı” sözcüğünün 
kökünün 
eñ “geniş” olarak verilmesidir. Ancak “genişlik” anlamındaki sözcük 
Eski Türkçede her zaman 
n iledir ve bu kelimenin kökü olamaz. Ayrıca anlam 
olarak 
eñlü ile ilişkili görmek güçtür (621/3). 
Kimi örnek cümlelerde ise dizgi yanlışı olabileceğini düşündüğümüz okuma 
yanlışları dikkat çekmektedir: 
Sayfa 32’deki 
muçtucı: yazmada muştucı (356/7). 
Sayfa 66 
denįz: yazmada deñiz (676/12).  
Sayfa 70’te 
yuġķa değil, yufķa: yazmada açıkça f görülüyor (635/1). 
Sayfa 75’teki 
boġazlayıcılaru: yazmada boġazlayıcılara (357/11); sonda güzel he 
ve 
üstün vardır. 
Ayrıca sayfa 28’de 
müstecābķılıcılaruñ bitişik yazılmıştır, sayfa 57’deki eksmez, 
eksümez, sayfa 58’deki eġiren de egiren olmalıdır, vb. 
Yazıya ve harekelendirmeye fazla değer yüklemekten kaynaklanmış görünen 
kimi sorunlar da vardır. Özer, açıkça müstensih yanlışı gibi görünen durumlarda 
bile yazıya bağlı kalıp metin onarımı yapmaya gerek duymamıştır. Örneğin: 
Sayfa 89’daki 
sınardudım yapısının bu biçimiyle bir anlam taşımayacağı açıktır. 
Bağlam 
sınarıdum gerektiriyor: senüñ yüregüñi ve süñüye ķarşu durmaķlıġuñı 
sınarıdum (567/4). 
Sayfa 98’deki 
yatmasayısardı yazılışı da yatmayısardı olarak onarılmalıdır 
(257/13). 


bilig
, Bahar / 2009, sayı 49 
 
240 
Sayfa 105’teki
 bo’az okuyuşu  boġaz olarak düzeltilmelidir. Yazmada gayın’ın 
noktası unutulmuştur (557/12). 
Yukarıda da işaret edildiği gibi, 14. yüzyılda Anadolu’da konuşulan Türkçenin 
dil malzemesi bakımından çok zengin olan bu eserinin bir yönüyle de olsa ayrın-
tılı bir çalışmada ele alınması sevindiricidir. Ne var ki Özer’in yayınında metnin 
sağlam kurulmayışı, inceleme konusunun sonuçlarını da etkilemiştir. Bunların 
bir kısmı kolayca giderilebilecek türdendir. Ayrıca bu metinde belgelenen kimi 
kelimelerin gözden kaçmış olması da çalışmanın önemli bir eksikliğidir. Eksikle-
rine rağmen  Şerife Özer’in çalışması yine de ileride yapılacak incelemelerde 
belli bir hareket noktası olarak alınabilecek durumdadır. 
 


Yüklə 3,45 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   82   83   84   85   86   87   88   89   90




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə