Tüketim, Postmodernizm ve Kapitalizm Örgüsü



Yüklə 176,96 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə8/8
tarix29.10.2017
ölçüsü176,96 Kb.
#7569
1   2   3   4   5   6   7   8

Songül Demirel ve Ceren Yegen • Tüketim, Postmodernizm ve Kapitalizm Örgüsü > 131

ları ile modernizmin temeli olan Batı metafiziğine ve modernizmin mutlaki-

yetçi anlayışına bir savaş açarken, çeşitliliği savunur ve bu noktada çeşitlilik 

ve üretmek için tüketimin de önünü açar. 

Bulunmaz,  postmodern  dünyanın  insanları  farklılaştırdığını,  yalnız-

laştırıp yabancılaştırdığını söyler (2013, s.13). Bulunmaz’a göre, bu durumda 

teknolojinin de payı büyüktür. Çünkü teknoloji bireyleri birbirine yaklaştırır-

ken, aslında onları birbirine yabancı insanlara dönüştürmekte ve postmoder-

nizm de aslında tüketime teşvik etmektedir.

Postmodernizmin merkezine oturan bu tüketim endüstrisi, toplumun 

her bir düzeyi için ayrı önerilerde bulunurken, insanların çalışma dışındaki 

boş zamanını nasıl geçirmeleri gerektiğine dair yeni alternatifler sunmaktay-

dılar. Dinlenebilmenin çeşitli alternatifleri içerisinde tüketime dayalı aktivi-

teler bulunmakta, işten arta kalan zamanlar artı değer oluşturması için tü-

ketime  yönlendirilmekteydi  (Aytaç  2004,  s.234).  Nihayetinde  çalışanlar  işte 

üreterek, boş zamanlarında ise bu faaliyetin aksini gerçekleştirerek yani tüke-

terek zamanlarını geçirmekteydiler. Postmodern tüketimcilikte arzu duyulan 

şey, tüketilen “gerçek” çikolata, “gerçek” otomobil, ev veya mobilya değildir. 

Asılında bu “gerçek” nesneler, arzuların yerine konan şeylerdir; doyurulma-

sı istenen arzular, sembolik arzular olup, kültürel sembolizm tarafından do-

yumlanmadan, biyolojik olarak sahip olunan arzular değillerdir (Bocock 1997, 

s.118). İnsan arzuları mal ya da hizmete değil, içsel faktörlere ait olduklarına 

göre; tüketilmek üzere alınmış nesnenin kişiye ait olması, onun bir başkasını 

istemeyeceği anlamına gelmeyecektir. O yüzdendir ki; peşinden koşulan mal 

ve hizmetlerin değeri, alındığında eskiyebilmekte ve yenisi istenebilmektedir. 

Sadece mal ve hizmetler için değil aşklar için de geçerli olan bu durum so-

nucunda, elde edilen sevgilinin ardından bir başkasına zaman kaybetmeden 

gidilebilmektedir. Bu nedenle evlilikler kısa sürmekte, uğruna birçok şeyin 

feda edilmiş olduğu aşklar çok çabuk eskimektedir. Günümüzde aşk bile bir 

tüketim objesi halini almış durumdadır. Evrilen tüketim alışkanlıkları ve de-

ğişen  yaşam  tarzları  çerçevesinde  bireyler  sıkça  partner  değiştirebilmekte, 

aşkı tüketirken aslında karşı cinse ilişkin algı, beklenti, heyecan ve saygı gibi 

nitelikler ve arzuları da tüketmektedir. Bunun bir sonucu olarak da sürekli 

arzulayan birey doyumsuzluğa davetiye çıkarabilmektedir. Bu noktada tüke-

timin önemli argümanlarından olan “arzu” kavramı ile bir sevgi biçimi olan 

“aşk” kavramı arasında bir ayrıma giden Baumann’a göre, (2009, s.18-20) arzu 

tüketmeyi, aşk ise benliğin hayatta kalmasını amaçlamaktadır ve bu yüzden 

arzu tükenirken, aşk sürebilmektedir. Öyle ise bireyin aşk ile tükettiği aslında 




132 < 

ilef dergisi

beklenti, saygı ya da heyecanı değil, arzusudur. Zaten biçimi ne olursa olsun 

tüketimciliğin hedeflediği de budur: Arzu ettirmek sureti ile tüketmek!

Postmodern süreçte tüketim noktasında “alışverişe gitme” pratiği de 

kuşkusuz büyük önem taşımaktadır. Alışverişe gitme, belirsiz, savurgan, sö-

zel olarak gezinmeye yönelik bir eylemdir. Sonu açıktır, kesin bir yer ya da 

plandan yoksundur. Sadece bakınmayı ve hiçbir şey satın almamayı içerebilir. 

Alışverişe gitmek, haz vericidir ve ölçüsüzdür; çok fazla zaman ya da para 

harcamayı gerektirebilir. Alışveriş yapmak ise, bir mecburiyeti ya da rutini 

çağrıştırmaktadır. Dolayısıyla alışveriş, hem planlı ve hem de sınırlı bir eyle-

me gönderme yapmaktadır; tanımlanmış bir nesne söz konusudur, sapma ya 

da fazladan bir şey satın alma yoktur. Alışverişe gitme modaya, kıyafetlere, 

boş zamana işaret ederken, alışveriş yapmak ise, yiyecek alışverişine ve daha 

ziyade bir görevin parçasına gönderme yapmaktadır (Özcan 2007, s.50). Boş 

zamanımızı harcamak için gittiğimiz yerleri, tüketim yerlerinden ayırmak ne-

redeyse imkânsız hale gelmiştir. Yani boş zaman, harcama yapmak için kulla-

nılan bir süre olarak kullanılmaktadır. Alışveriş için gidilen yerler, tüketmeye 

yönelik sosyalleşme mekânları olmuşlardır.

Tüketim noktasında alışverişin bir neticesi olarak bireylerin satın aldık-

ları mal ve hizmetlerle kimi zaman kimlik ya da statü sahibi olunabilirken, 

kimi zaman ise alınan mal ve hizmet farkında olmadan kişinin kimliğini ele 

vermektedir. İnsanlar, ürünün tüketilmesi esnasında arzu ve isteklerinin özel-

liklerini belirtmek ya da iletişimde bulunmak isterler ki, bu, ürünün sembolik 

yönüdür. Belki buna “uzatılmış benlik” ya da “sembolik benlik tamamlama” 

denilmektedir. Bu özellikler, bireyin sahip olmak istediği ya da sahip olduğu 

belli özellikler hakkında ipuçları verebilmektedir. Ne tükettiğine göre, kim 

olunduğunu belirlemektedir. Ürün ve hizmetler, sembolik olarak tüketicinin 

bu  ürünler  aracılığı  ile  ne  olabileceğini  gösterdiği  gibi  onlarsız  ne  olmaya-

cağını da belirler (Belk, 1988). Yani tüketim tüketimi artırdığı gibi, tüketim 

alışkanlıklarını da değiştirebilmektedir.

Tüketim noktasında kültürün ekonomiyi etkilediğine çoğunlukla yer 

verilmemesine  rağmen,  postmodern  açıklamalarda  ona  yön  verdiği  göze 

çarpmaktadır.  Ekonomi  ve  kültür  ilişkisinin  karmaşıklığı  ve  değişimi  yeni 

olguların oluşmasında ve postmodern tüketicinin varlığının belirlenmesinde 

etkin rol oynamaktadır. Modern ve postmodern düzenlerin üretim biçimleri 

olan fordizm ve post-fordizm uygulamaları, tüketim kültürü ve postmodern 

tüketicinin özelliklerinin anlaşılmasında bizlere yardımcı olabilmektedir. Yeni 

tür tüketicinin daha aktif, kendisini gerçekleştiren ve yaratıcı bir rol benimse-



Songül Demirel ve Ceren Yegen • Tüketim, Postmodernizm ve Kapitalizm Örgüsü > 133

mesi, sosyo-kültürel kimliğinin ürün ve marka seçiminde daha baskın olaca-

ğını göstermektedir. Sadece ürünün fiziksel, işlevsel özelliklerinin değil, onun 

taşıdığı ve gösterdiği imajları daha çok önemseyen postmodern tüketici, hiç 

şüphesiz yeni bir ekonomi ve yeni bir kültür oluşumunun içinde yer almak-

tadır (Odabaşı 2004, s.104). Böylelikle, toplumsal gelişmeler nedeniyle kim-

liksizleşen postmodern dönem insanının, seçimleriyle birey olabilme isteğine 

cevap vermeye çalışmaktadır.

Postmodernizmin,  tüketicisini  yoran,  şoklar  yaratan  bir  tarzı  vardır. 

Teklik değil çeşitlilik, genel değil özel, alışılmış değil sıra dışı çekici gelmekte-

dir. Nesnel olmaktan çok göreceli olanı, objektif olma yerine duygu ve sezgiyi 

kullanmayı yeğler, seçici, titiz, kuralcı değildir. Eğitici, öğretici olduğu kadar 

da,  modernizmin  mantıksal  kurallarından,  sıkıcı  atmosferinden  kurtularak 

rahat soluk alma, tek düzeliğe dönüşmüş yaşamı yeniden yorumlama, mo-

dern zamanın insanlara bellettiği sınırları yok ederek, günümüzün sıkıntılı 

bunalımlı insanlarına bir çıkış yolu bulma arayışındadır (Özbek 2005, s.16). 

Günümüzün stresli iş ve yaşam koşulları arasında gidip-gelen insan için tü-

ketim, sorunlarından bir müddet de olsa uzaklaşma ve rahatlama yoludur.

Tüketici olan, modern yurttaş için yeni etikte geleneksel çalışma ve üre-

tim zorlamasının eşdeğerlisi olan bu mutluluk ve haz zorlamasının elinden 

kaçıp kurtulmak mümkün değildir. Modern insan hayatını giderek daha az 

emek içinde üretimle ama giderek daha fazla kendi ihtiyaçlarının ve refahının 

üretimi ve sürekli yenilenmesiyle geçirir. Modern insan tüketimci potansiyel-

liklerinin ve kapasitelerinin tamamını seferber edecek şekilde kendisini ha-

zırlamak zorundadır. Eğer bunu unutursa, kendisine mutlu olmama hakkına 

sahip olmadığı kibarca ve ısrarla hatırlatılır. Dolayısıyla modern insanın edil-

gin olduğu doğru değildir: Modern insanın sergilediği ve sergilemek zorunda 

olduğu sürekli bir etkinliktir. Aksi halde modern insan sahip olduğuyla ye-

tinmek ve toplumdışı olmak tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır (Baudrillard 

2004, s.94). Bu yüzden tüketim sürekli olması gereken bir zorunluluk halini 

almıştır.

Ekonominin düşüşe geçtiği bunalım ve durgunluk dönemlerinde bile 

tüketim  insanlar  için  bir  ümit  olması  açısından  önemini  korumaya  devam 

eder. İşsiz kalan kişiler bunalım içindedirler, ama bunun sebebi yalnızca bir 

çalışan olarak değerlilik duygularının ortadan kalkması değil, aynı zamanda 

ailesinin gereksinimlerini gideren, her türlü tüketim malını sağlayan kişi ola-

rak da rollerinin kaybolmuş olmasıdır. Böyle deneyimler sonucunda kimlik 

değişir, parçalanır, yeniden oluşur. Postmodern anlamda tüketememek derin 




134 < 

ilef dergisi

bir hoşnutsuzluk haline gelir (Bocock 1997, s.114). İnsanın iş dışındaki zama-

nını işe yeniden hazırlanmak ve rahatlamak için kullanması gerekirken, ka-

pitalist üretim tarzı ve ilişkileriyle ters düşmeyen oyunun, dinlenmenin ve 

eğlencenin ürettiği dünyada geçirmesi gerekmektedir. Kendi kimliğini ger-

çekleştirmekte  zorlanan  insan üretim  tarzının  getirdiği  materyal  ve bilişsel 

egemenlik altında biçimlenmiş kendiyle yabancılaşabilmektedir. Öyleyse ne 

işte ne de iş dışında insan kendinin hâkim ve örgütlemediği bir yer ve zaman-

dadır (Erdoğan 2009, s.14). Bu doğrultuda birey adeta kapitalizmin öngördü-

ğü postmodern evren içerisinde ihtiyacı olsa da olmasa da tüketmek zorun-

da kalmakta ve kendisini belki de ancak tüketerek rahatlatmakta ve sisteme 

adapte olmuş hissetmektedir.

Sonuç


Yaşadığımız dünya kontrolümüzde olmaksızın tüketimci olma yolunda iler-

lemektedir. Aşırı harcamalar ve lükse ayağını dayayan toplum, adeta tüket-

mekle vazifelendirilmiş gibi davranmaktadır. Zihninde hayal ettiği dünyada, 

bir özgürlük durumu içerisinde olduğunu düşleyerek elleri cebinde ıslık çalıp 

gezen görece alt sosyo-ekonomik kesim, harcarken, asıl ıslık çalarak mutlu 

olanların, tüketimi yönlendirenler olduğunun farkına varamamaktadır.

Günümüzde  kapitalizmin  tüketilmediğinde  ne  yapacağıyla  ilgili  bir 

çözümü  henüz  bulunmamaktadır.  Üretmek  için  tüketmek  zorunlu  görün-

mektedir. Bu bağlamda çalışanların boş zamanlarını tatillerde, turlarda, hobi 

kurslarında ve çeşitli sosyalleşme mekânlarında harcayarak geçirmeleri isten-

mektedir. Tasvir ettiğimiz yaşam biçiminin tamamen serbest piyasa ekonomi-

si içerisinde, bireylerin özgür seçimleri olduğunu düşünmek, bu davranışa 

sevk eden birçok faktörü göz ardı etmek olur. 

Kapitalizm ve tüketim döngüsüne baktığımızda kuşkusuz medyanın 

kapitalizm ve tüketim kültürü üzerindeki etkisi yadsınamaz. Medya tüm içe-

rik ve pratikleri ile postmodern dünyada popüler kültürü bir yaşam biçimi 

gibi gösterip, somut ya da soyut fark etmeksizin birçok emtiayı sunmaktadır. 

Böylelikle  medya  kadar,  medya  aracılığı  ile  bireylere  ulaşmak  isteyen  rek-

lam verenler gibi kimselerin de bireylerin tüketmelerini arzulama hedefleri 

gerçekleşmektedir. Medyanın ürettiği dizi, haber ve yarışma programları ile 

reklâmlar gibi medya içerikleri bireylere yeni ve moda olanı sunmaktadır. Bir-

çok medya içeriğinin işaret ettiği yaşam biçimleri, kişilik biçimleri, gündelik 

yaşam pratikleri, ürünler, giyim ve yeme-içme alışkanlıkları popüler bir hal 

almaktadır. Fiske’nin popüler haz kavramı ile işaret ettiği gibi, bireyler medya 




Songül Demirel ve Ceren Yegen • Tüketim, Postmodernizm ve Kapitalizm Örgüsü > 135

tarafından popüler olana ya da popüler olarak işaret edilene adapte olarak 

kendilerini iyi hissettirmekte ve tüketimden bir haz almaktadır. Bu yüzden 

medya  içeriklerinin  etki  boyutu  en  çok  da  tüketim  tartışmaları  noktasında 

kendini göstermektedir.

İzler kitlenin tüketim ürünlerine nasıl yanıt verdikleri ya da reklâmlar 

konusunda satın alma davranışlarına odaklanan tüketim davranışı kavramı 

da  temelde  kitle  iletişim  araçlarının  etkisini  ölçmeyi  amaçlarken,  aynı  za-

manda tüketimin tüm boyutlarını da gözler önüne sermektedir (Mutlu 2004, 

s.286). Yine günümüzün yaygın ve iddialı varsayımlarından biri, bireylerin 

medya içerikleri ile iletişimsel ya da kapitalist emtiaları değil, aslında kendi 

kendilerini yani kendi kültürel pratiklerini tükettikleridir. 1980’lerden beri hız 

kazanan ve küreselleşme ile birlikte doruk noktasına ulaşan iletişim teknolo-

jileri, yeni ve sosyal medya boyutlarıyla kitlesel katılım ve tüketimle bireyleri 

iletişim sürecinin bizzat içine dâhil ederek davet etmektedirler. Çünkü birey-

ler medya içerikleri ile hem maddi ihtiyaçlarını gidermekte, hem de kimlik ya 

da benlik edinme gibi manevi ihtiyaçlarına çözüm aramaktadırlar. Görüyoruz 

ki aktif olarak kendi yaşamında söz sahibi olamayan insan, kendisine kimlik 

kazandırmayı harcamalarında ifade etmektedir. Zorunlu olarak yapılması ge-

reken tüketimi bir statü ve ayrıcalık kazanma ifadesi olarak anlamlandırmak-

tadır. Tüketmeyen birey kapitalist ve postmodern dünya içerisinde kendisini 

sistemin dışında hissetmekte ve tüketimciliği etrafını dört koldan saran tüke-

tim yönlendirmeleri ile gitgide kanıksamaya başlamaktadır.

Görünen  o  ki,  günümüz  insanları;  üretim-tüketim  ilişkisinde 

Foucault’nun  Hapishanenin  Doğuşu’unda  anlattığı  “Panaptikon’u  gibi  üze-

rinde dolaşan gözleri fark edememektedir. Birbiriyle sarmallanan üretim ve 

tüketim  faaliyetinin  sürekliliği  ancak  beraber  hareket  etmeleriyle  mümkün 

olabilecektir. Bunun için kulede ürün ve hizmetlerinin satılmasını isteyenler 

gözeten olmaktaki konumunu kaybetmeyip, tüketici kitle üzerindeki kontrol 

işlevini medya ve moda gibi soyut iletişim araçlarını kullanarak sürdürmeye 

devam edeceklerdir.



136 < 

ilef dergisi

Kaynakça

ADORNO, W. T. (2003) Kültür endüstrisini yeniden düşünürken. Çev. Bülent O. Doğan. 



Cogito, 36, Yaz.

ADORNO, W. T. (2007) Kültür endüstrisi kültür yönetim.  Çev. Mustafa Tüzel, Nihat Ünler 

ve Elçin Gen. İstanbul: İletişim Yayınları.

AYDOĞAN, F. (2009) Tüketim kültürünün gölgesinde kentler. Marmara Üniversitesi 



İ.İ.B.F Dergisi, 27 (2), s. 203-215.

AYTAÇ, Ö. (2002) Boş zaman üzerine kuramsal yaklaşımlar. Fırat Üniversitesi Sosyal 



Bilimler Dergisi, 12 (1), s. 231-260.

AYTAÇ, Ö.  (2004) Kapitalizm ve hegemonya ilişkileri bağlamında boş zaman. 



Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 28 (2), s. 115-138.

BALİ, R. N. (2002) Tarzı hayattan Life Style’a yeni seçkinler yeni mekânlar yeni yaşamlar. 

2.Baskı. İstanbul: İletişim Yayınları.

BAUDRILLARD, J. (2004) Tüketim toplumu. Çev. Hazal Deliceçaylı ve Ferda Keskin. 

İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

BAUDRILLARD, J. (2000) Kötülüğün şeffaflığı. Çev. Işık Ergüden. İstanbul: Ayrıntı 

Yayınları.

BAUDRILLARD, J.  (2003) Simülakrlar ve simülasyon. Çev. Oğuz Adanır. 2. Basım. 

Ankara: Doğu Batı Yayınları.

BAUMANN, Z. (1999) Çalışma, tüketicilik ve yeni yoksullar. Çev. Ümit Öktem. İstanbul: 

Sarmal Yayınevi.

BAUMANN, Z. (2009) Akışkan aşk/insan ilişkilerinin kırılganlığına dair.  Çev. Işık Ergüden. 

İstanbul: Versus Yayınları.

BAUMANN, Z. ve LYON, D. (2013) Akışkan gözetim. Çev. Elçin Yılmaz. İstanbul: Ayrıntı 

Yayınları.

BELK, R. W. (1988) Possessions and the extended self. Journal of Consumer Research, 15, 

s.139-168. 

BOCOK, R. (1993) Tüketim. Çev. İrem Kutluk. Ankara: Dost Kitabevi.

BOURDIEU, P. (2006) Pratik nedenler. Çev. Hülya Uğur Tanrıöver. İstanbul: Hil Yayın.

BULUNMAZ, B. (2013) Postmodern dünyanın gerçeküstü mekânları: sosyal paylaşım siteleri

1.Baskı. İstanbul: Reklâm Yaratıcıları Derneği & Grafik Tasarım Yayınları.

CHOMSKY, N. (2012) Medya gerçeği. Çev. Abdullah Yılmaz ve Osman Akınhay. 4. Basım. 

İstanbul: Everest Yayınları.



Songül Demirel ve Ceren Yegen • Tüketim, Postmodernizm ve Kapitalizm Örgüsü > 137

ÇETİNER, Ö. ve ERDAL, Ö. (2009) 1980 Sonrası Türkiye’de finansallaşma ve tüketim: 

Fordizm’in tutarlı bir alternatifi mi? 17-19 Haziran Eskişehir Econ Anadolu 2009 

Anadolu Uluslar arası İktisat Kongresi’nde sunulmuş tebliğ.

DAĞTAŞ, B. ve DAĞTAŞ, E. (2006) Tüketim kültürü, yaşam tarzları, boş zamanlar ve 

medya üzerine bir literatür taraması. Eğitim Bilim Toplum Dergisi, 4 (14), s.303-

349.


DEBORD, G. (2014) Gösteri toplumu. Çev. Ayşen Ekmekçi ve Okşan Taşkent. İstanbul: 

Ayrıntı Yayınları.

ECEVİT. Y. (2001) Türk romanında postmodernist açılımlar. İstanbul: İletişim Yayınları.

ERDOĞAN, İ. (2009) Materyal ve düşünsel hayatın üretimi ve yabancılaşma. Bilim ve 



Ütopya, (182), s. 9-16.

FEATHERSTONE M. (1996) Postmodernizm ve tüketim kültürü. Çev. Mehmet Küçük. 

İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

FISKE, J. (2012) Popüler kültürü anlamak. Çev. Prof. Dr. Süleyman İrvan. İstanbul: 

Parşömen Yayınları.

HOBSBAWM, E.J. (2013) Sanayi ve imparatorluk. Çev. Abdullah Ersoy. 5. Baskı, Ankara: 

Dost Kitabevi.

HÜRMERİÇ, P. ve BABAN, E. (2012) Simmel, Veblen ve Sombart’ın penceresinden 

hedonik tüketim: ütopyada Negotium ve Otium. Global Media Journal TR Edition

2 (4), s. 87-101.

IGGERS, G. G. (2000) Bilimsel nesnellikten postmodernizme yirminci yüzyılda tarih yazımı. 

Çev. Gül Çağalı Güven. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.

JAMESON, F. (1991) Postmodernism or the cultural logic of late capitalism. Durham, NC: 

Duke University Press.

KAYA, K. ve OĞUZ, N. Z. (2010) Üniversite gençliğinin alışveriş tercihlerinde tüketim 

kültürünün rolü. SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, (22), s.147-164.

LASN, K. (2004) Kültür bozumu: sonumuzu hazırlayan tüketim çılgınlığından kurtulmanın 

yolları. Çev. Cem Pekman ve Ahmet Ilgaz. İstanbul: Bağımsız Yayınları.

LYOTARD. J. F. (2013) Postmodern durum. Çev.  İsmet Birkan. Ankara: BilgeSu Yayıncılık.

MARCUSE, H. (1997) Tek boyutlu insan: ileri işleyim toplumunun ideolojisi üzerine 

incelemeler. Çev. Aziz Yardımlı. İstanbul: İdea Yayınevi.

MARX, K. (1993) Kapital 1. cilt kapitalist üretimin eleştirel bir tahlili. Çev. Alaattin Bilgi. 4. 

Baskı. Ankara: Sol Yayınları.

MUTLU, E. (2004) İletişim sözlüğü. 4. Basım. Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları.




138 < 

ilef dergisi

ODABAŞI, Y. (2004) Postmodern pazarlama. İstanbul: Kapital Medya Hizmetleri.

ÖNCEL, M. (1969) Ekonomik istikrarı teminde para ve maliye politikalarının rolü. 



Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 26 (3), s.289-300.

ÖNGEN, T. Tekelci (1993) Kapitalizm ve sınıf yapısı. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 49 

(3-4), s. 303-349.

ÖZBEK, Y. (2005) Postmodernizm ve alımlama estetiği. Ankara: Çizgi Kitapevi.

ÖZCAN, B. (2007) Rasyonel satın alma ve boş zaman sürecine ait alışveriş eylemlerinin 

birlikte sergilendikleri mekânlar: alışveriş merkezleri. Afyon Kocatepe Üniversitesi 



Sosyal Bilimler Dergisi, 9 (2), s.39-68.

ROSANVALLON, P. (2004) Refah devletinin krizi. Ankara: Dost Kitabevi.

SENNETT, R. (1996) Kamusal insanın çöküşü. Çev. Abdullah Yılmaz ve Serpil Durak. 

İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

SEVİM, A.B. (2010) Walter Benjamin’in kavramlarıyla kültür endüstrisi: “aura”, “öykü 

anlatıcısı” ve “flâneur”. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı 3(11), s. 509-

516.

SIMMEL, G. (1996) Metropol ve zihinsel yaşam, kent ve kültürü. Cogito, 8, s. 81-89. 



STEVENSON, N. (2008) Medya kültürleri sosyal teori ve kitle iletişimi. Çev. Göze Orhon ve 

Barış Engin Aksoy.  İstanbul: Ütopya Yayınevi.

ŞAHİN, E. Ç. (2009) Tüketim toplumu: ‘Mükemmele evrilen politika. DAĞTAŞ, B 

ve DAĞTAŞ, E. (der.) içinde. Medya, tüketim kültürü ve yaşam tarzları. Ankara: 

Ütopya Yayınevi, s.103-141.

ŞAN, M.K. ve HİRA İ. (2004) Modernlik postmodernlik bağlamında tüketim toplumu 

kuramları. Bilgi Dergisi, (8), s. 1-20.

ŞAN, M. K. ve HİRA, İ. (2011) Frankfurt Okulu ve kültür endüstrisi eleştirisi. http://

www.politikadergisi.com/sites/default/files/kutuphane/frankfurt_okulu_ve_

kultur_endustrisi_elestirisi.pdf.

ŞENTÜRK, Ü.  (2008) Modern kontrol: tüketim. Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler 

Dergisi, 32 (2), s. 221-239.

TAYMAZ, E. (1993) Kriz ve teknoloji. Toplum ve Bilim Dergisi, 56-61, s.1-42.

THOMPSON, J. B. (2008) Medya ve modernite. Çev. Serdar Öztürk. İstanbul: Kırmızı 

Yayınları.

YAYLAGÜL, L. (2006) Kapitalizm, medya, popüler kültür ve ideolojiYAYLAGÜL, L. 

(der) içinde Kitle iletişiminin ekonomi politiği. Ankara: Dalbaz Yayıncılık, s. 289-326.



YENTÜRK, N. (1993) Post-Fordist gelişmeler ve dünya iktisadi işbölümünün geleceği. 

Toplum ve Bilim Dergisi, 56-61, s. 42-58.

Yüklə 176,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə