Tck tanitim semineri notlari



Yüklə 4,78 Mb.
səhifə17/127
tarix29.05.2018
ölçüsü4,78 Mb.
#46542
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   127

Müsaderede zamanaşımı


MADDE 70. - (1) Müsadereye ilişkin hüküm, kesinleşmeden itibaren yirmi yıl geçtikten sonra infaz edilmez.

Ceza zamanaşımının kesilmesi

MADDE 71. - (1) Mahkûmiyet hükmünün infazı için yetkili merci tarafından hükümlüye kanuna göre yapılan tebligat veya bu maksatla hükümlünün yakalanması ceza zamanaşımını keser.

(2) Bir suçtan dolayı mahkûm olan kimse üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlediği takdirde, ceza zamanaşımı kesilir.56



GEREKÇE :

Tasarının ilgili maddesinin ikinci fıkrasında zamanaşı­mını kesen mahkûmiyet bakımından değişiklik yapılmıştır. Tasarıda daha önce işlediği bir suçtan mahkûm olan kimsenin zamanaşımı süresi içinde mahkûm olduğu suç türünden diğer bir suç işlediği takdirde ceza zamanaşı­mının kesileceği kabul edilmişti. Ancak, madde metninde yapılan değişik­likle, üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlen­diğinde zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir.


Zamanaşımının hesabı ve uygulanması


MADDE 72. - (1) Dava ve ceza zamanaşımı süreleri gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmî takvime göre hesap edilir.

(2) Dava ve ceza zamanaşımı re'sen uygulanır ve bundan şüpheli, sanık ve hükümlü vazgeçemezler.57



III. ZAMANAŞIMI

Hukuk bilimi, zamanı bazen düzenleyici bir unsur olarak kabul etmiştir( şikâyet hakkının kullanılmasında, kanunî yollara müracaatta, eski hale getirmede olduğu gibi). bazen de onun fizikî, sosyal ve psikolojik etkisini, maddî bir gerçeklik kabul ederek ona hukuki neticeler bağlamıştır.Zamanaşımı da, bu hukuki neticelerden biridir. İşlenen suçun türüne, cezanın nev’i ve miktarına göre, kanun koyucu, kamu davasına ve cezanın infazına bir süre sınırı getirmek suretiyle, yargılama ve cezalandırma hakkından vazgeçmektedir.

Zamanaşımı kurumu, zaman unsurunun değişik ve farklı etkilerinin tabii bir sonucu olarak kabul edilmiş olup, usulî bir düzenlemeden daha çok, maddi bir hukuki gerçekliktir. Zamanaşımı konusunun, ceza kanunu içerisinde düzenlenmiş olması da bu açıdan isabetlidir.

Kanunda yazılı sürelerin geçmesiyle dava ve cezanın düşmesini ifade eden zamanaşımı, dava ve ceza zamanaşımı şeklinde ayrıma tabi tutulmaktadır.


ZAMANAŞIMININ ÖZELLİKLERİ VE TÜRLERİ


Ceza kanunlarında dava zaman aşımı ve ceza zamanaşımı olmak üzere iki türlü zamanaşımı kabul edilmiştir.

Kanunlarda belirlenmiş olan süre geçtikten sonra, kamu davası açılamaz; açılmış olsa dahi dava zamanaşımı gerçekleşmişse artık o davaya devam edilemez. Zira burada, dava zamanaşımının gerçekleşmiş olması engel neden oluşturmaktadır.

Yine kesinleşmiş bir karar, kanunda belirlenmiş olan süre geçtikten sonra yerine getirilemez (infaz edilemez). Burada yerine getirmeye (infaza) engel neden ise, ceza zamanaşımının gerçekleşmiş olmasıdır.

Dava zamanaşımı, ceza zamanaşımından daha kısadır.

Zamanaşımı, hem 765 sayılı Türk Ceza Kanununda ve hem de 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanununda genel hükümler arasında yer almaktadır.(765 sayılı TCK. m. 102 ilâ 118; 5237 s. TCK. m. 66 ilâ 72 )

765 sayılı Türk Ceza Kanununda belirtilmiş olan zamanaşımına ilişkin hükümler, aynı Kanunun özel kanunlarla ilişkiyi düzenleyen 10. maddesi hükmü uyarınca, başka türlü hükme bağlanmamış olan özel kanunlar hakkında da uygulanır.

Buna karşılık, 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanununun “Özel kanunlarla ilişki”yi düzenleyen 5. maddesindeki, “Bu kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır” açık ve amir hükmü uyarınca, yeni Türk Ceza Kanunu yürürlüğe girdikten sonra, bu kanunda yer alan zamanaşımı ile ilgili hükümler, buna aykırı düzenlemeler yer alsa dahi, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacaktır.

Zamanaşımı, kamu düzeni ili ilgili olduğundan re’sen uygulanır. Sanık veya hükümlü zamanaşımından vazgeçemez. Bu husus, 765 s. Türk Ceza Kanunun 117. maddesinde “Gerek dava ve gerek ceza müruru zamanı re’sen tatbik olunur ve bundan ne maznun ve ne de mahkum vazgeçemezler” şeklinde açıklanmış, 5237 s. Yeni Türk Ceza Kanununun 72. maddesinin ikinci fırkasında da benzeri bir ifade şekliyle “Dava ve ceza zaman aşımı re’sen uygulanır ve bundan şüpheli sanık ve hükümlü vazgeçemezler” denilmek suretiyle belirtilmiştir. Hukuk usulünde zamanaşımı bir defi olarak davada taraflarca ileri sürüldüğü takdirde nazara alınabilmesine rağmen, ceza hukukunda “re’sen uygulama” ilkesi gereğince, hakim veya Cumhuriyet savcısı tarafından kendiliğinden nazara alınıp uygulanması gerekmektedir.


1. DAVA ZAMANAŞIMI

A. Genel Olarak:


Zamanaşımı, netice itibariyle, devletin yargılama hakkının sona ermesi gibi bir sonuç doğurması nedeniyle, soruşturma, kovuşturma, istinaf ve temyiz aşamalarının tümünde re’sen nazara alınır. Verilen bir karar kesinleşip hüküm halini alıncaya kadar, dava zamanaşımı cereyan eder. Karar kesinleşip hüküm halini aldıktan sonra işlemeye başlayan zamanaşımı ise, ceza zamanaşımıdır.

765 sayılı Türk Ceza Kanununda cürümlere ait dava zamanaşımı süreleri, içerdiği cezaların ağırlığına paralel şekilde dört kademeli olarak belirlenmiş olup, bunlar, 20, 15, 10 ve 5 yıllık sürelerdir.

Buna karşılık kabahatlerde, 2 yıl ve 6 ay olmak üzere iki kademeli olarak, dava zamanaşımı kabul edilmiştir.

B. 5237 Sayılı Yeni Türk Ceza Kanununda Dava Zamanaşımı Süreleri


5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanununda dava zamanaşımı süreleri, suçlar arasında cürüm ve kabahat ayrımının kaldırılmış olmasına ve çeşitli ceza yaptırımlarına ilişkin getirilen yeni hükümlere paralel olarak, bu Kanunun 66. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında düzenlenmiştir;

C. Dava Zamanaşımı Süreleri Yönünden 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu Hükümlerinin Karşılaştırılması;


765 Sayılı Türk Ceza Kanununda, suçların cürüm ve kabahat şeklindeki ayrımı ile cezaların ağır hapis, hapis,hafif hapis, ağır para cezası, hafif para cezası ve hidemâtı âmmeden muvakkaten mahrumiyet ayrımına paralel ve buna göre kademeli dava zamanaşımı süreleri öngörülmüşken; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, suçlar arasında cürüm ve kabahat ayrımının kaldırılmış olmasına, ceza yaptırımı olarak sadece hapis ve adlî para cezası öngörülmesine ve ceza yaptırımlarına ilişkin getirilen yeni hükümlere paralel olarak dava zamanaşımı süreleri belirlenmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununda öngörülen dava zamanaşımı süreleri, 765 sayılı Türk Ceza Kanununda belirlenmiş olan sürelerden daha uzun olup; 40 yıl, 30 yıl, 20 yıl, 10 yıl şeklinde beş kademeli olarak tespit edilmiştir.

765 sayılı Türk Ceza Kanunda çocuklar açısından ayrı bir dava zamanaşımı süresi öngörülmemiş olmasına karşılık, 5237 Türk Ceza Kanunda (m.66/2), 12-15 ve 15-18 yaş grubundaki çocuklar açısından fiili işlediği sıradaki yaşı göz önünde bulundurulmak suretiyle, ayrı dava zamanaşımı süreleri belirlenmiştir.

765 sayılı Türk Ceza Kanunda, dava zamanaşımının gerçekleşmesi halinde “kamu davasının ortadan kalkacağı” belirtilmiş iken (m.102/1); 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda ise, dava zamanaşımı olarak belirlenen sürelerin geçmesiyle “kamu davasının düşeceği” hükme bağlanmıştır(m.66/1).


D. Dava Zamanaşımına uğramayan Suçlar


Kanunda açıkça aksine hüküm bulunmadığı takdirde bütün suçlarda dava zamanaşımı uygulanır.

765 sayılı Türk Ceza Kanununun 102. maddesinin son fıkrası uyarınca, bu kanunun ikinci kitabının birinci babında yazılı ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis veya müebbet yahut muvakkat ağır hapis cezalarının gerektiren cürümlerin yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.

Benzeri hüküm, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 66. maddesinin yedinci fıkrasında da yer almış olup, buna göre, bu kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.

E. Dava Zamanaşımının tespiti


Dava zamanaşımı süreleri, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 102. maddesinin birinci fıkrasında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda ise 66. maddenin birinci ve ikinci fıkralarında suçlar karşılığında konulan cezaların ağırlığına uygun şekilde kademeli olarak ayrı ayrı belirlenmiştir.

765 sayılı Türk Ceza Kanununa göre, Dava zamanaşımı, mahkemelerce hükmolunan ceza miktarına göre değil, yaptırımı içeren kanun maddesinde öngörülen cezanın üst sınırı nazara alınarak tespit edilir. Bu hesaplamada ağırlatıcı ve hafifletici nedenler dikkate alınmaz. Seçimlik cezalarda 11.maddede nev’i bakımından ağır olan cezaya itibar edilerek zamanaşımı tespit edilir. Bu konularda, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 102. maddesinde geçen “cezanın müstelzim” ibaresine verilen anlam ile, 3.6.1942 gün ve 36/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme ve 9.1.1988 gün ve 1/1 sayılı Askeri Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları uyarınca uygulama, yukarıda bahsedildiği şekilde yerleşmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 66. maddesinin dördüncü fıkrasında açıkça “.... sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uygulamasında da zamanaşımı sürelerinin hesaplanmasında, suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı ( üst haddi) nazara alınacaktır. Hapis ve adlî para cezalarının seçimlik olarak öngörüldüğü hallerde ise, zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınacaktır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun dava zamanaşımının tespitinde, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu uygulamasından ayrıldığı bir husus şudur; 765 sayılı Türk Ceza Kanunu uygulamasında zamanaşımı bakımından ağırlatıcı ve hafifletici nedenler dikkate alınmazken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 66. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur” şeklindeki hükümle, dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin de dava zamanaşımı sürelerinin tespitinde göz önünde bulundurulması gerektiği yönünde düzenleme yapılmıştır.

Aynı fiilden dolayı tekrar yargılanması gereken hükümlünün, sonradan yargılanan suça ait zamanaşımının tespitinin ne surette yapılacağı, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 109. maddesinde ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 66. maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenmiştir.Ancak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 66. maddesinin beşinci fıkrasında yer alan hükme göre, buradaki zamanaşımı süresinin belirlenmesinde, aynı maddenin yukarıda da bahsedilen üçüncü fıkrasında yazılı esaslara göre tespit edilecek zamanaşımı göz önünde bulundurulacaktır.

F. Dava Zamanaşımının İşlemeye Başlaması


Dava zamanaşımının ne zaman işlemeye başlayacağı, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 103. maddesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ise 66. maddesinin altıncı fıkrasında düzenlenmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 66. maddesinin altıncı fıkrasına göre ;

“ Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.”

Bu konuda iki kanun hükümleri arasındaki temel fark, 5237 sayılı Kanununda, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda dava zamanaşımının, çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlayacağına dair hükmün getirilmiş olmasıdır.


G. Dava Zamanaşımının Durması


Kanunda sayılan durma nedenlerinin varlığı halinde dava zamanaşımı durur; bu nedenler ortadan kalkınca durduğu yerden işlemeyi sürdürür. Yani zamanaşımını durduran nedenden önce işlemiş olan süre geçerlidir.Bu nedenle durmadan önce işleyen süreye durmanın sona ermesinden sonra işleyecek sürenin eklenmesi gerekir.

Dava zamanaşımının durması, 765 sayılı Türk Ceza Kanunun 107. maddesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda ise, 67. maddenin birinci fıkrasında düzenlenmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 67. maddesinin birinci fıkrasına göre;

“Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.”

Dava zamanaşımının durması konusunda, iki kanun hükümleri arasındaki temel fark, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımının duracağına ilişkin olarak getirilen yeni düzenlemedir.

F. Dava Zamanaşımının Kesilmesi


Kanunda belirtilen dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde o ana kadar islemiş olan süre yanar; bu nedenler ortadan kalkınca yeniden işlemeye başlar.

Yukarıya alınan madde metinlerinde de görüleceği üzere zamanaşımını kesen nedenler, 765 sayı Kanunun 104. maddesinin birinci fıkrasında; 5237 sayılı Kanunun ise 67. maddesinin ikinci fıkrasında sayılmıştır. Burada, zikredilen iki kanun hükümleri arasındaki fark, 765 sayılı Kanunda dava zamanaşımını kesen nedenler arasında sayılan “yakalama, celp veya ihzar müzekkereleri, sanık hakkında son tahkikatın açılmasına dair olan karar”, 5237 sayılı Kanunda, zamanaşımını kesen nedenler arasında yer verilmemesidir. Ayrıca aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde de zaman aşımı kesilecek ve mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlayacaktır. ( 66/5 )

5237 sayılı Kanunun 67. maddesinin üçüncü fıkrasına göre,“Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.”

5237 sayılı Kanunun 67. maddesinin dördüncü fıkrasında ise, kesilme halinde dava zamanaşımı süresinin ne kadar uzayacağı hükme bağlanmış ve “Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.” denilmiştir. Aynı hüküm, 765 sayılı Kanunun 104. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde, belirtilmiştir ve iki kanun hükümleri arasında bu konuda paralellik bulunmaktadır.

Yine, 765 sayılı Kanunun 106. maddesinde suça iştiraki olanlarla ilgili olarak dava zamanaşımının kesilmesi konusunda yer alan özel düzenlemeye, 5237 sayılı Kanunda ayrı bir madde düzenlemesi şeklinde yer verilmemiş olduğu ancak, 67. maddenin ikinci fıkrasındaki bentlerin yazılış şekli itibarıyla mezkur hükme burada yer verildiği anlaşılmaktadır.

2. CEZA ZAMANAŞIMI

A. Ceza Zamanaşımı Süreleri


Ceza zamanaşımı süreleri, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 112. maddesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ise 68. maddesinde düzenlenmiştir.

Ceza zamanaşımı bakımından, iki kanun hükümleri karşılaştırıldığında şunlar söylenebilir:

5237 s. TCK’da ceza zamanaşımı süreleri daha uzun olarak belirlenmiştir.

5237 s. TCK’da suçların cürüm ve kabahat şeklindeki ayırımına son verilmesine ve çeşitli ceza yaptırımlarına ilişkin getirilen yeni hükümlere paralel düzenlemeler yapılmıştır.

765 s. TCK’da ceza zamanaşımı sürelerinin geçmesiyle cezaların “ortadan kalkacağı” belirtilmişken; 5237 s. TCK’da ceza zamanaşımı sürelerinin geçmesinin, cezayı ortadan kaldırmadığı ,sadece bir infaz engeli oluşturduğu kabul edilmiştir.

765 s. TCK’da çocuklar bakımından ayrı bir ceza zamanaşımı süresi öngörülmemiştir.Buna karşılık,5237 s. TCK’da çocuklar açısından fiili işlediği sıradaki yaşı göz önünde bulundurulmak suretiyle ayrı ceza zamanaşımı süreleri tespit edilmiştir(m. 68/2)


B. Ceza Zamanaşımı Uygulanmayacak Cezalar


Dava zamanaşımında olduğu gibi, ceza zamanaşımı açısından da istisnai hükümler getirilmiş ve bu husus, 765 s. Türk Ceza Kanununun 118. maddesinde “Bu kanunun ikinci kitabının birinci babında yazılı ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası veya müebbet yahut muvakkat ağır hapis cezalarını müstelzim cürümlerin yurt dışında işlenmesi halinde ceza müruru zamanı yoktur.” şeklinde belirtilmiş, 5237 s. TCK’da da 68. maddenin üçüncü fıkrasında “Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı yurt dışında işlenmiş suçlar dolayısıyla verilmiş ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis veya on yıldan fazla hapis cezalarında zamanaşımı uygulanmaz.” şeklinde ifade edilmiştir.

C. Ceza Zamanaşımı Süresinin İşlemeye Başlaması


Ceza zamanaşımı süresinin hangi andan itibaren işlemeye başlayacağı, 5237 s. Türk Ceza Kanununun 68. maddesinin beşinci fıkrasında “ Ceza zamanaşımı, hükmün kesinleştiği veya infazın herhangi bir suretle kesintiye uğradığı günden itibaren işlemeye başlar ve kalan ceza miktarı esas alınarak süre hesaplanır.” Şeklinde belirtilmiştir.Burada, iki kanun hükümleri arasındaki temel fark, 5237 s. Türk Ceza Kanununda, ceza zamanaşımının kesintiye uğraması halinde göz önünde bulundurulması gereken zamanaşımı süresinin, kesintiden sonra infazı gereken cezanın süre ve miktarına göre hesaplanacağına ilişkin hükmün getirilmiş olmasıdır.

D. Ceza zamanaşımı ve hak yoksunlukları


5237 s. Türk Ceza Kanununun 69. maddesinde ceza zamanaşımı ve hak yoksunlukları ilişkisi düzenlenmiş olup, buna göre “Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunluklarının süresi ceza zamanaşımı doluncaya kadar devam eder”.Madde gerekçesinde de konu şu şekilde açıklanmıştır:“Madde metninde cezaya bağlı olan veya mahkemenin verdiği hükümde yer alan hak yoksunluklarının süresinin ceza zamanaşımı doluncaya kadar devam edeceği belirtilmiştir. Hükmolunmuş bulunan cezanın infazının gecikmesi, bu cezaya bağlı hak yoksunluklarının uygulanmasını engellemeyecektir. Ancak bu suretle doğan hak yoksunluklarının en fazla ceza zamanaşımı süresi doluncaya kadar devam edeceği maddede hüküm altına alınmıştır.” 69. maddenin uygulanmasında, “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlıklı 53. madde hükümlerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Yüklə 4,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə