37
dillerin bütününü kapsamaktadır.
125
Müller, dil ailesi kategorisinin de ötesine
geçerek, bir Turan halkları ya da ırkları tanımlaması da yapmıştır. 1870 yılında
Turanlıları, sarı derili, çıkık elmacık kemikli, siyah Çinli gözlü olarak da
tanımlamaktan kendini alamamıştır.
126
Ona göre Asya’nın göçebe ırkları olan
Turanlılar, tarımcı Aryan ırklarının karşıtıdırlar.
127
Max Müller Turan dil ailesini ya
da dil sınıfını iki ana bölüme ayırmayı yeğlemiştir.Ural-Altay ya da Ugor-Tatar adı
da verilebilecek olan Kuzey grubunun içerisine Tunguz, Moğol, Türk, Fin ve
Samoyed dilleri dahildir. Turan dil ailesinin Güney grubunda ise Uzak Asya dilleri
yer almaktadır.
128
Castrén, Bunsen ve Müller’in çalışmaları sonucunda Turan halkları dilsel ve
kültürel olarak tanımlanmış olmaktadır. Dilde, bükümlü Hint-Avrupa dillerinin
karşısında bitişik grammer yapısı; yaşam tarzında Hint-Avrupalıların yerleşik, tarım
toplumuna karşılık savaşçı, göçebe kabile yaşam biçimi; dinsel inanışta Hint-
Avrupalıların ruhsal, doğa-üstü ve tektanrılı dini karşısında şaman inancı.
129
Bu
niteliği ile Turan terimi, Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Sami veya Aryan
125
F. Max Müller, The Science of Language Vol.I, 6. baskı, London, Longmans, Green, and Co.,
1871, s.333. Müller, Çince ve diyalektlerinin, henüz şüpheler bulunması nedeniyle, bu kapsamın
dışında olduğunu da belirtir.
126
Judith Winternitz, Culture and Nationalism in Nineteenth –Century Eastern Europe, s.151.
127
a.g.e., s.334. İlk yayınlanış tarihi 1864 olan Lectures on the Science of Language adlı eserinde
Aryan sözcüğüne de ırksal bir anlam yükleyerek kullanmış olan Müller (J. Huxley, Race in Europe,
s.20’den aktaran Alâeddin Şenel, Irk ve Irkçılık Düşüncesi, s.76. Bu yoruma karşılık Muzaffer Şerif,
Müller’in bu eserinde Aryan sözcüğünü ırksal değil, dilsel anlamda kullandığı görüşündedir. Kanımca
ilk yorum doğrudur.), dil birliği ya da benzerliği üzerinden geliştirdiği “ırk” görüşünü sonraki yıllarda
değiştirmiştir. 1888’de Biographies of Words and the Home of Aryas adlı eserinde “Tekrar tekrar ilân
ettim ki, Ari (Aryan) dediğim zaman bununla kana, kemiğe, saça, kafaya işaret etmiş olmuyorum.
Bununla sadece Ari dili konuşanları ayırdetmiş oluyorum..Bir Ari ırkından, Ari gözlerinden ve
saçlarından bahsede insan, bir dolikosefal gramerden dem vuran insan kadar büyük bir günah işlemiş
olur.” (Aktaran Muzaffer Şerif, Irk Psikolojisi, İstanbul, Üniversite Kitabevi, 1943, s.111. Müller’in
Aryan kavramını kullanış tarzının Muzaffer Şerif tarafından yukarıda aktarılan yorumu için aynı
eserin 13.sayfasına bakılabilir.)
128
a.g.e., s.334. Müller, Turan dil ailesinin Güney bölümünün de kendi içerisinde dört sınıfa
ayrıldığını düşünmektedir.
129
Judith Winternitz, Culture and Nationalism in Nineteenth –Century Eastern Europe, s.145.
38
olmayan dillerin ortak tanımlanma sıfatı biçimine büründüğü gibi
130
, giderek de bu
dil tanımı ırksal bir ayrılığının belirleyici sıfatı olacaktır.
Turan’ı bir etnografik terim olarak Macar kamuoyuna tanıtan Yahudi asıllı
Macar doğubilimci Ármin Hermann Vámbéry olmuştur. Vámbéry daha da ileri
giderek Turan ırkı tanımlamasını da kullanmaktan kaçınmamıştır.
131
Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Avrupa’da gelişmeye başlayan ırkçılık
hareketinin de etkisiyle halkların kökensel geçmişleri araştırılmaya başlanmış,
dünyanın ilk medeniyetlerinin kurulduğu Mezopotamya bölgesi de bu araştırmaların
kapsamına dahil olmuştur. Bu ilk uygarlıkları kuran halkların dili ve etnik yapıları
üzerine yapılan çalışmalarda Avrupa dillleri ile benzerlik kurulamaması,
araştırmacıları başka yönlere doğru sevk etmiştir.
İngiliz dilbilimci A.H.Sayce, 1874’de yayınlanan çalışmasında Fırat ve Dicle
arasında kurulan en eski uygarlığın Turan ırkının eseri olabileceğini ileri
sürmüştür.
132
Bir yıl sonra bu kez Fransız François Lenormand, Sümer ve Akkad
dillerini Turan dil ailesinin bir kolu olarak göstermiştir. Lenormand, Turan dil
ailesini sekiz bölümde değerlendirmiştir. Bu bölümler Ugor Fin, Samoyed, Akkad,
Medo-Susien, Kafkas, Türk-Tatar, Moğol ve Japon ana grupları biçiminde
oluşturulmuştur.
133
Aslında Macaristan’da da benzer nitelikli görüşler Ondokuzuncu yüzyılın ilk
yarısında yeşermeye başlamıştı. Ferencz Pulszky, daha 1839’da yayınladığı
makalesinde Hint, Çin, Önasya, Mısır ve Yunan uygarlıklarının kaynağı olarak Orta
130
A Manual on the Turanians and Pan-Turanism, Geographical Section
of the Naval Intelligence
Division, London, s. 14.
131
Ármin Vámbéry, Vázlatai Közép-Ázsiából, Ujabb adalékok az Oxusmelléki országok népismereti,
társadalmi és politikai viszonyaihoz, Pest, Ráth Mór, 1868, s.237.
132
Taner Timur, “Batı, Irkçılık, Ulusal Kimliğimiz,”
Yapıt, Sayı:5 , Haziran-Temmuz 1984, s.15.
133
François Lenormand,
La Langue Primitive de la Chaldée et Les Idıomes Touraniens, Paris,
Maisonneuve & Cıe éditeurs, 1875, s.453-456.