T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ antropoloji (SOSYAL antropoloji) anabiLİm dali



Yüklə 1,25 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə19/80
tarix22.07.2018
ölçüsü1,25 Mb.
#58208
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   80

55 
 
“Arkadaşlar, bunda başarılı olmak için, aydın sınıfla halkın zihniyet ve 
amacı  arasında  doğal  bir  uygunluk  olması  gerekir.  Yani  aydın  sınıfın  halka 
önereceği amaçlar halkın ruh ve vicdanından alınmalı.”
44
 
Atatürk,  Konya’da  yaptığı  bu  önemli  konuşmasında  aydınların  halk  ile 
birlikte  hareket  etmesi  gerektiğinin  önemine  dikkati  çekmektedir.  Bu  dönemde 
oluşturulan  kültür  kurumları  da  “halka  doğru”  parolasını  ilke  edinmiş  kurumlardır. 
Dünyada folklor ve milliyetçilik ilişkisi ve Türkiye’de folklor ve milliyetçilik ilişkisi 
adlı  bölümlerde  bahsedilen,  bu  dönemlerde  oluşturulan  kültür  kurumlarının  ve  bu 
kurumlarda  yapılan  çalışma  ve  girişimlerin  (Köy  Enstitüleri,  Halk  Evleri  ve  diğer 
kurumların)  başlarına  gelen  trajik  olayları  burada  tekrar  etmeye  lüzum  yoktur, 
Öztürkmen’in kitabında bunlar tüm detaylarıyla açıklanmaktadır. Ancak bu bölümde 
bahsedilebilecek  en  önemli  kurum  büyük  ihtimalle  Aydınlar  Ocağı  olacaktır.  Bu 
Ocak, 1980 askeri müdahalesinden sonra günlük hayatımızı büyük ölçüde değiştiren 
Türk-İslam  sentezinin  en  önemli  merkezlerindendir.  Ocak  ile  ilgili  çeşitli 
kaynaklardan  derlenen  bilgilerin  bize  günümüz  Türkiye  kültürünün  hangi  temeller 
üzerinde yükseldiğini açıklaması bakımından önemlidir.  
Bu bölümün ilk alt başlığı altında verilen bilgilerde bu tarz kültür ocaklarının 
20.  yüzyılın  başlarında  Osmanlı  İmparatorluğundaki  toplumsal  çözülmenin  önünü 
alabilmek amacıyla daha çok Jöntürk hareketinin destekçileri tarafından örgütlendiği 
açıklanmıştı.  Bu  dönemde  bu  ocaklar  Rum,  Ermeni,  Bulgar  ve  bugün  izini 
süremediğimiz başka halkların da milliyetçi söylevleriyle bir yarış ve rekabet içinde 
oldukları  bilinmektedir.  Yine  bu  tarz  kültür  ocaklarının  Cumhuriyet  devrimi 
öncesinde  Tatar  Türk’ü  olan  Yusuf  Akçura’nın  büyük  gayretleriyle  o  dönem  göz 
                                                             
44
 Sait Evliyaoğlu-Şerif Baykurt, Türk Halkbilimi, Ankara 1988, s.9–10 


56 
 
önüne  alındığında,  görece  “ileri”  bir  toplumsal  yapıyı  savundukları  da  doğrudur. 
Ancak  1930’larda  Hamdullah  Suphi  (Tanrıöver)  ile  bu  ocaklarda  başlayan  inkılâp 
karşıtı  yapılanma  bu  ocakların  dönem  yönetimi  tarafından  lağvedilmesine  sebep 
olmuştu. 1970’lerde açılan ve günümüz siyasetini ve kültürünü şekillendiren bu tarz 
kültür  ocaklarından  biri  olan  Aydınlar  Ocağındaki  fikirsel  yapılanma  ve  bu 
yapılanmanın  halka  ve  halkbilimine  olan  etkileri  gerek  Doğu  Batı  dergisindeki  bir 
makaleden,  gerekse  Bozkurt  Güvenç’in  Türk  Kimliği  adlı  çalışmasından  özetle 
aşağıdaki şekilde açıklamak mümkündür: 
Milliyetçilik ve ümmetçilik gerilimi 1960’lı yılların sonlarına doğru esen 
devrimci  rüzgârlarında  karşı  guruptaki  aydınların  bir  ortak  birlik  altında 
toplanmasına  sebep  olmuştur.  Bu  durum  makalede  şu  sözlerle  anlatılmaktadır: 
Türk-İslam  sentezi,  14  Mayıs  1970  yılında  “milli  kültür  ve  şuuru  geliştirmek 
suretiyle  Türk  milliyetçiliği  fikrini  yaymak”  amacıyla  kurulan  Aydınlar  Ocağı 
çevresinde bir araya gelen sağcı siyasetçi ve fikir adamlarının birkaç yıl sonra 
ortaya  koyduğu,  “sentez”dir.  Makalenin  diğer  kısımlarında  bu  “sentez”’e  göre 
Türk  kalmanın  yalnız  İslam  kalmakla  korunabileceği  görüşü  ve  “sentezin”  1980 
askeri 
müdahalesi 
sonrasında 
iktidar  tarafından 
nasıl 
benimsendiği  ele 
alınmaktadır.
45
 
Bozkurt  Güvenç’in  Türk  Kimliği  adlı  çalışmasında  ise  bu  durum  aşağıdaki 
şekilde açıklanmaktadır:  
                                                             
45
 Çiler Dursun, “Türk İslam Sentezi İdeolojisi ve Öznesi”, Doğu Batı, s.58–79 
*Türk Tarih Kurumu 
**Türk Dil Kurumu 


57 
 
Peyami  Sefa’nın  (1963),  Doğu-Batı  Sentezi’nde  Türk  inkılâbına 
yönelttiği eleştirilere, önerdiği “Türk-İslam sentezi”ne 1970’li yıllarda Aydınlar 
Ocağı  sahip  çıktı.  Ocak,  Türkiye’nin  bugünkü  meseleleri  üzerindeki 
görüşleriyle  (1973),  Peyami’nin  “Türk-  İslam  sentezi”  önerisini  açıkça 
destekledi.  Bu  görüş,  12  Eylül  askeri  müdahalesini  hazırlayan  kadrolarca 
hemen  aynen  benimsendi,  uygulamaya  konuldu,  savunuldu.  1980’li  yıllar 
boyunca,  TTK*,  TDK**,  TRT,  MEB,  YÖK  ve  Kültür  Bakanlığınca  uygulandı. 
Bu  tarih  yorumuna  göre,  “kültür  varlığının  değişmeyen  özü  dindi”;  “din 
kültürün özü; kültür ise dinin formuydu.” Türk kültürü, İslamiyet ile başlıyordu. 
Uygulamanın  açık  amaçlarına  göre,  laik  Türkiye  cumhuriyetinin  vatandaşları 
yeniden  Müslüman  olacaklar;  İslamiyet’i  bu  plandan  öğreneceklerdi. 
Kamuoyundaki  ve  basındaki  tepkilerle,  kimi  aydınların  uyarısı  üzerine, 
giderek  gücünü  yitirmiş  görünen  milli  kültür  planı,  1989-90’lı  yılardan  sonra, 
resmen değilse de kısmen yürürlükte görünüyordu.
46
 
Bu  sentez  ve  sentezin  topluma  devlet  eliyle  dayatılması  şüphesiz  halkbilimi 
çalışmalarını  da  etkilemiştir.  Ülkemizin  önemli  halkbilimcilerinin  artık  gerçek 
anlamda  bilimsel  çalışmalarını  bu  sentezin  baskısı  dışında  gerçekleştirebilecekleri 
ortam/ortamlar  bulmak  amacıyla  yurt  dışına  gitmelerinin  de  önemli  bir  nedeni  bu 
dayatmacı anlayıştır. Dilde sadeleşmeye ve öz Türkçeleşmeye karşı çıkan bu anlayış, 
halk  dilini  önemli  ölçüde  göz  ardı  etmiş,  bu  dönemde  daha  çok  divan  edebiyatı 
ürünlerinin  araştırılması  ve  değerlendirilmesi  önem  kazanmıştır.  Bu  durum 
halkbilimi  çalışmalarına,  özellikle  halk  edebiyatı,  halk  tarihi  ve  halk  ozanlarının 
eserlerinin  araştırılması derlenmesi  çalışmalarına  önemli  bir  sekte vurmuştur. Diğer 
                                                             
46
 Bozkurt Güvenç, Türk Kültürü, İstanbul, 1997,s. 47 


Yüklə 1,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə