uzun süreni A zerb ay can ’da B abekin liderliğinde
yürütülen ve Arap-İslam devletlerinin temellerini sarsan
Hurremiler harekatıydı. (816/17-837/38 yılları). Bu
harekatın üzerine gönderilen en güçlü ordular, bir
birinin peşi sıra mağlup edilm işti. M utasım halife
olduktan sonra bu işe noktayı koyma görevini Türk
ordu komutanlarından Afşine havale etti.15 O ise 837
yılında H urrem iler’in merkezi olan Bezz kalesini ele
geçirmekle bu harekatın sonunu getirdi. Bu zafer Afşini
ve onun komutanlık ettiği Türk askerlerini, hilafetin
en muteber gücüne çevirdi.
T üm bunlarla b irlik te, M utasım dönem inde
Hilafetin siyasi yaşam ında vuku bulmuş iki mühim
m eseleye de dokunm ak istiyoruz. Bunlardan biri,
halifenin uygulamaya koyduğu yeniliklerden rahatsız
olan çevrelerin en sonunda p atlam asıd ır. O nlar
genellikle Fars kökenli M evalilerdi ve zam anında
M emun’un hilafeti döneminde sahip oldukları yüksek
mevki ve makamlarını kaybetmiştiler, bunu sebebini
ise h a life M u tasım ve a risto k ra siy e T ü rk le rin
katılmasında görüyorlardı. Şimdi de onlar rövanş almak
için M emun’un oğlu Abbasın etrafında birleşmiştiler.
Hatta bu amaçla halifeye karşı suikast bile planlıyorlardı.
Fakat suikast girişimi ile ilgili planı Türk kumandanı
Aşnas su yüzüne çıkardı16 ve bu planın katılımcıları
halifenin emri ile Türkler tarafından mahvedildiler.
Rahatsızlığa neden olan ikinci konu ise, Türklerin
çoğalan nüfuzundan halifen in kendisinin endişe
duymasıydı. Gerçi halife Mutasım döneminde bu süreç
çok gizli şekilde yürütülüyordu ve ilişkilerde resmi
açıdan bir anormallik bulunmuyordu. En azından halife
M ü te v e k k il’in (8 4 7 -8 6 1 ) ö lü m ü n e k ad ar böyle
süregeldi. Lâkin ondan sonra ilişkiler birden bire
tamamen ters istikamette gelişti ve Samarra dönemi
(836-892) için Türklerin isyan ve suikastleri Abbasiler
hilafetinin siyasi yaşam ının, en belirgin özelliğine
dönüştü.17
A slında ih tila fla rın yü zey e çık m asın ın ilk
göstergesi, halife Mutasımla Afşin arasında gerçekleşen
olay sayılabilir. Fakat bu konuda ağırlıklı olarak kişisel
m otifler sözkonusu olduğundan, bu hadiseyi Halife-
Türkler ilişkileri çerçevesinde değerlendirmek pek de
doğru o lm az. L âk in şu an d a b ir g erçe k ki, Z.
Bünyadovun ifadesi ile söyleyecek olursak: “Halifeden
sonra ikinci şahsiyet konumunda olan Afşin 839 yılında
hilafet ordusunun kumandanı görevinden uzaklaştırıldı
ve 840 yılının 7 Eylülünde ise halifenin talimatıyla
h a p se d ild i” 18 Şu da bir gerçek ki A fşin ’in Türk
kumandanları içerisinde, Aşnas ve İtah gibi rakipleri
de vardı. A fşin’in Horasanı ele geçirmek isteğinden
sürekli bahsetm esi, ona Tahirilerin karşısında güçlü
bir düşman kazandırmıştı. Tüm bunlar, Afşin’in hilafete
ve İslama ihanetle itham olunmasına ve hapsedilmesine
zemin oluşturdu. A fşin ’in devre dışı bırakılm ası,
Türklerin sosyal durumunda hiçbir değişikliğe neden
olmadı. Fakat her halükarda bu olay, halife ile Türkler
arasındaki ihtilafların derinliğini gösteren ciddi bir
uyarıydı.
Söylenenleri şöyle ö zetleyebiliriz; M utasım
iktidan yıllan hilafet için çok parlak bir dönem olmuştur.
M utasım u y g u lad ığ ı y e n ilik le r ve y ap tığ ı işler
neticesinde sülalesine karşı olan bütün muhalif grupları
d e v re d ışı b ıra k m ış, k u rd u ğ u T ü rk o rd u su ise
egem enliğin ve d evletin en önem li garantörüne
dönüşmüştü.
N O TLAR
1. Mevali, İslamı kabul etmiş Arap olamayanlara verilen genel
isimdir.
2. Bu kon. Bak: R. Ism ailov, A. Aliyev, A bbasiler H ilafetinin
Dağılması ve Feodal Devletlerin Yaranması. Azerbaycan Bilimler
A kadem isinin B ilim se l H a b e rle ri, Bakii, 1971. N o. 3-4.
3. Rıfai Ahmet Ferit, A sr al-M emun, Bağdat, 1975, s. 87.
4. Mesudi Abdul Haşan Ali bin Hüseyin, Miirııe ez, Zelıeb, Leyden,
1861-1867, c.ı6, s. 118.
5. Aynı eser, s. 129.
6. El-Galgeşendi Ebul Abbas Ahmet, Kitab Sublı el İşa. Kahire.
1922, c. 5, s. 400.
7. Yakubi Ahmet bin Ali Ebu Yakub, Tarih Leyden, 1861-1877, c.6,.
s. 118.
8. A leviler derken, burada A li ve onun ailesi (E hli Bey t)
kastedilmektedir. Bütün şiiler değil.
9. H. Kennedy, The Probhet and the age o f the Caliphates, L.N.Y.
1986, p. 375.
10. Magdisi Mutahbar bin Tahir, Kitab al Badi vet-Tarih, Paris,
1919, c. 6, s. 112.
11. Alıbar ad-daula al-Abbasiyye, Beyrut, 1972, s. 279 ç.
12. Bu konuda bak. F. Asadov, Abbasiler döneminde Türk askerlerinin
sosyal durumu, Orta A srla r Şeh ri Bakü, Elm. 1993. s. 54-61
13. H.D. Yıldız, İslamiyet ve Türkler, İstanbul, 1980, s. 135-137.
14. İn el-Esir Ebu Haşan Ali b. Muhammed, E l K am il fit-Tarih,
Beyrut, 1965, c. 6, s. 489-490.
15. Et-Taberi, Tarih er-Rusul vel-Melük, c. 3, s. 480.
16. Ibıı el-Ebsir, E l Kamil fit-Tarih, c. 4, s. 480.
17. Bu kon. Bak. Z. Bünyadov, Abbasiler H ilafetinde Türklerin
A ğırlık D öneminin Başlaması, Azerbaycan Bilimler Akademisi
Bilimsel eserleri, 1969, No-1, s. 51-54.
18. Z. Bünyadov, Azerbaycan V II-IX yy-da, Bakü, 1989, c. 262.
2001 / Güz 30
Bilge 27