olan yansımasını gösterir. Ona göre
"Köroğlu ” ister
“halk-epik” isterse de
“lirik — rom antik" destanlar
içerisinde “özel bir y e r ” tutm aktadır. Y azar ayrıca
destanda kahram anlıkla aşkın m aharetinin birbirini
tamamlamasına dikkati çeker ve bu özelliğin edebiyatın
oluşm asında önem li rol oynadığı kanaatine varır.6
A hm et Caferoğlu, halkın mücadele ruhundan
d o ğ an “K ö ro ğ lu D e s ta n ı”n ın d iğ e r h a lk la rın
edebiyatına, kom şu E rm eni ve G ürcü folkloruna
geçmesine de dikkati çekm iştir.7 İncelem eyi yapan
tabii olarak Azerbaycan'da destanlara ilginin artmasında
“Köroğlu" destanının önemli rol oynadığını kaydetmiş,
bundan sonraki destanlarda da onun izlerinin olduğuna
dikkati çekmiştir.
A hm et C aferoğlu 1964 yılında V isbaden de
yayımladığı Azerbaycan Edebiyatı adlı incelemesinde
“K ö r o ğ lu ” d e sta n ın ı ta rih in b ir ürünü o la ra k
değerlendirir. Halk edebiyatına dönüşte Şah İsmail
döneminin önemli rol oynadığını vurgulayarak XVII.
y üzyılda âşık ed eb iy atın ın kendi içinde zirveye
ulaşm asını, destan yaratm a ile açıklar. “Şah İsm ail
tarafından güçlü bir teşvik gören aşık edebiyatı XVII.
yüzyılda zirveye ulaştı. Zaten XVI. yüzyılın ortalarında
vuku bulan siyasi ve içtimai yenilikler halkta şairlerin
eserleri için büyük ilgi uyandırm ıştı. F akat halkta
geçmişi eski ananeler ve atalarının masal gibi güzel
hayat tarzı hakkında büyük bir hayranlık uyandıran
husus Şah Abbas'tn her alanda Farsçaya öncelik
tanıması siyasetiyle oldu. Bu hayranlıkta halk şairlerinin
faaliyeti için çok müsait bir ortam yarattı. Halk şairleri
destan ve koşmalarında halkın beklentilerine cevap
vermeye çalışm ışlardır. Zor hayat şa rtla n iktisadi
krizler, bastırılan halk ayaklanmaları, haksızlıklar ve
benzerleri bilindiği üzere halk edebiyatım besleyici
bir ortam oluşturmuşlardır. Aşırı derecede zorlanan
halk, ümitsiz durumunu halk edebiyatıyla unutmağa
çalışır. Bunun için halk edebiyatında bu durumdan hiç
bahsedilmez, aksine eski tarihi ve hatta mitolojik olaylar
da ve m ücadelelerde daim a başarılı olm uş olan
kahramanlardan bahsedilir. Bu gaye ile destanların
tarihi mirası değerlendirilir ve hep yeni baştan işlenir.
Bu k a h ra m a n la rd a n b ir i de m a c e ra la rı T ürk
edebiyatında çok yaygın olan meşhur “Köroğlu" dur.
Âşıklar tarafından pek sık ve sevilerek terennüm edilen
“Köroğlu ” hikâyesinde fa k ir halkın teselli bulduğu
birçok unsur vardır”?
“Köroğlu " destanı yalnız Ahmet Caferoğlu'nun
incelemelerinde değil, onun editörlüğünde yayımlanan
A z e rb a y c an Y u r t B ilgisi dergisinin sayfalarında
y a y ım la n a n m a k a le le rd e d e ta h lil e d ilm iş tir.
H alkbilim sahasında önem li çalışm aları olan
Salim Refik Refioğlu'nun A zerb ay can Y u rt Bilgisi
dergisinde yayımlanan “Nigaristanlı Aşık Sadığın bir
şiiri hakkında" adlı m akalesi Paris M illi K ütüpha
nesinde muhafaza edilen “Köroğlu ” destanı hakkında
bilgi vermektedir. Makalede yazarın yazdığına göre
Nigaristanlı Sadığın dilinden Azerbaycan'da kaleme
alınmıştır. O, Nigaristanlı Sadığın zanaatkar olduğunu
onun dilinden yazıya alınmış "Köroğlu" varyantının
diğer varyantlar gibi nazımla nesrin yer değiştirmesiyle
o lu ştu ğ u n u , bunun da K ö ro ğ lu ’nun g en çliğ in d e
yazıldığını öm rünün son yıllarında ortaya çıktığını
söylemektedir.
Selim R efik , a y rıca A v ru p ad ak i h alkbilim
m alzem elerini incelediğinden “K ö ro ğ lu "nu destan
değil “halk rom anı” gibi taktim eder.9 Y azar Paris
Millî Kütüphanesi’ndeki kataloga dayanarak S.P. 994
nolu kayıtta bulunan “K ö ro ğ lu ” varyantının 1750
yıllarında yazıya geçirildiğini unutmamıştır. Bununla
da o, n ü sh an ın ilim âle m in d e b ilin e n m alum
varyantından daha eski olm ası gerektiği kanaatine
yönelmek istemiştir.
B ilindiği gibi Salim R efik'in
1933 yılında
bahsettiği “K öroğlu” nun eski nüshası ancak 1997
yılında Bakü'de görülebildi.10
İnceleyici Şelale Hüseynova şöyle demektedir.
“Salim Refik’in dikkat çektiği “Köroğlu" destanı S. S.
Pennin ve Alexsandr Xodzko"nun ilim âlemine sunduğu
“Köroğlu ” sundan daha eskidir ve bu nüshaların
arasında tahminen yüz yıllık bir fa r k vardır. Makale
de sözedilen koşmaya “Köroğlu ” destanının mevcut
olan varyantlarında tesadüf edilmesi de bu nüshanın
yeniliğinden ve orijinalliğinden kaynaklanmaktadır.”11
D iy eb iliriz k i, Salim R e fik ’in m akalesinde
“K öroğlu”nun Paris Milh* K ütüphanesi’nde bulunan
nüshasının 1750 yılında yazıldığı bilgisi yanlıştır. Bu
bilgiye dayanarak Şelale H üseynova'da nüshaları
araştırmadan akıl yürüttüğüne göre, bu yanlış kanaat
oluşmuştur. Köroğlu'nun Paris Millî Kütüphanesi’ndeki
nüshası S.S. Penn ve A. X odzko’nun ilim âlemine
sunduğu nüshasından tahminen yüzyıl eskidir. Ancak
b ilin m ek ted ir k i, “K ö r o ğ lu " hakkında ilk ciddi
araştırmanın yazarı olan A. Xodzko 1830-1832 yılları
arasında İran’da misyoner teşkilatında tercüman, 1832-
1834 yılları arasında ise İran'daki Rus elçiliğinde baş
katip olmuştur. Hacı M irza İskender'in girişimi, Mirza
A bdülvahap'ın katipliği ile Aşık S ad ık ’ın dilinden
kaleme alınmış “Köroğlu" destanının nüshasını Paris
M illî Kütüphanesi'ne taktim etmiştir.
2001 / Güz 30
Bilge 31