Ceza Yönetmeliği’nin Geçmiş … Rekabet Dergisi 2009, 10(4): 117-154
119
Yönetmelik yayımlamıştır
1
. 2008 yılındaki yapılan Kanun değişikliği sonucu,
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (Kanun) 16. maddesinin gereği
olarak çıkarılan bu Yönetmelikler, Kurul’un yaptırım politikasında yeni bir
döneme girildiğine işaret etmektedir
2
. Bu yeni dönemin iki önemli özelliğinin
olacağını düşünüyoruz.
Đlk akla gelen özellik, yeni dönem cezalandırma sürecinde, şeffaflık,
nesnellik ve tutarlılık sağlanacak olmasıdır. Zira Ceza Yönetmeliği, Kurul’un
idari para cezası verirken hangi ölçütleri, ne ölçüde dikkate alacağını hükme
bağlamış ve bu şekilde para cezalarının tamamen serbest ve keyfi bir şekilde
belirlenmesi imkânını kısıtlamıştır. Geçmiş dönem Kurul kararları dikkate
alındığı zaman, bu son derece önemli ve olumlu bir adımdır. Zira Kurul,
Kanun’un öngördüğü oran aralığı içerisinde para cezalarını takdir ederken
çeşitli ölçütler kullanmakla birlikte, tutarlılık ve nesnellik konusunda tam bir
başarı sağlandığı söylenemez
3
. Para cezaları çok geniş bir yelpaze içerisinde,
pek de tutarlı olmayacak şekilde verilebilmektedir. Bu adil olmayan sonuçlara
yol açabildiği gibi, caydırıcılığı da azaltmaktadır. Yönetmelik, Danıştay
1
Bkz. RG. 15.2.2009 T. ve S. 27142
2
Bu değişiklikler 5728 sayılı Kanun ile (RG. 26871 S. ve 08.02.2008 T.) yürürlüğe girmiştir. 16.
maddenin ilgili 3-5. fıkraları aynen şu şekildedir: “Bu Kanunun 4, 6 ve 7 nci maddelerinde
yasaklanmış davranışlarda bulunanlara, ceza verilecek teşebbüs ile teşebbüs birlikleri veya bu
birliklerin üyelerinin nihai karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan veya bunun hesaplanması
mümkün olmazsa nihai karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından
saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin yüzde onuna kadar idarî para cezası verilir.
Teşebbüs veya teşebbüs birliklerine üçüncü fıkrada belirtilen idarî para cezaları verilmesi
halinde, ihlalde belirleyici etkisi saptanan teşebbüs veya teşebbüs birliği yöneticilerine ya da
çalışanlarına teşebbüs veya teşebbüs birliğine verilen cezanın yüzde beşine kadar idarî para
cezası verilir.
Kurul, üçüncü fıkraya göre idarî para cezasına karar verirken, 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı
Kabahatler Kanununun 17 nci maddesinin ikinci fıkrası bağlamında, ihlalin tekerrürü, süresi,
teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin piyasadaki gücü, ihlalin gerçekleşmesindeki belirleyici etkisi,
verilen taahhütlere uyup uymaması, incelemeye yardımcı olup olmaması, gerçekleşen veya
gerçekleşmesi muhtemel zararın ağırlığı gibi hususları dikkate alır. Kanuna aykırılığın ortaya
çıkarılması amacıyla Kurumla aktif işbirliği yapan teşebbüs ya da teşebbüs birlikleri veya
bunların yöneticileri ve çalışanlarına, işbirliğinin niteliği, etkinliği ve zamanlaması dikkate
alınarak ve gerekçesi açık bir şekilde gösterilmek suretiyle üçüncü ve dördüncü fıkralarda
belirtilen cezalar verilmeyebilir veya bu fıkralara göre verilecek cezalarda indirim yapılabilir.
Bu maddeye göre verilecek idarî para cezalarının tespitinde dikkate alınan hususlar, işbirliği
halinde para cezasından bağışıklık veya indirim şartları, işbirliğine ilişkin usul ve esaslar
Kurulca çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.”
3
ARI H., KEKEVĐ G. ve AYGÜN E. (2008), Rekabet Kurulu’nun Kartellere Uyguladığı Para
Cezalarının Değerlendirilmesi, Rekabet Hukukunda Güncel Gelişmeler Sempozyumu VI Kitabı
içinde, Rekabet Kurumu Yayını, s.145; KEKEVĐ G. (2008), ABD, AB ve Türk Hukukunda
Kartellerle Mücadele, Lisans Üstü Tez Serisi, Rekabet Kurumu Yayını, no: 213, Ankara, s.148;
ayrıca bkz. aşağıda 4 numaralı başlık
Rekabet Dergisi 2009, 10(4): 117-154 Kerem Cem SANLI
120
denetimi de dikkate alındığı zaman, büyük olasılıkla bu olumsuzluğu
giderecektir
4
. Nitekim Yönetmeliğin genel gerekçesinde bu husus, amaçlardan
biri olarak zikredilmiştir (bkz. m.4).
Yönetmeliklerle gelen dönemin ikinci özelliği ise, rekabet hukuku
ihlalleri ve özellikle karteller ile mücadele konusunda daha katı bir yaptırım
politikasının benimsenecek olmasıdır. Bu yargıya varılmasının iki temel nedeni
vardır. Bunlardan ilki Yönetmelik hükümlerinde, para cezasının belirlenmesinde
esas alınan asgari ciro yüzdelerinin, Kurul kararlarında benimsenen oranların
üzerinde olmasıdır. Bu durum, Kurul’un toleranslı yaptırım politikası nedeniyle
karteller gibi bazı tip ihlaller açısından, ilk bakışta dahi fark edilebilmektedir
5
.
Đkinci neden ise, Ceza Yönetmeliği ile birlikte yürürlüğe sokulan Pişmanlık
Yönetmeliği’dir. Pişmanlık Yönetmeliği’nin etkin bir şekilde uygulanması
ancak caydırıcı para cezalarının tatbik edilmesi ile mümkün olur. Bu da pratikte
daha ağır para cezalarının uygulanması anlamına gelmektedir.
Đşte bu çalışma, Ceza Yönetmeliği’nin maddi hukuk ihlalleri nedeniyle
tatbik edilen para cezalarında nasıl bir fark yaratacağı, bu farkın caydırıcılığa
hizmet edecek ölçüde esaslı olup olmayacağı sorunlarını ele almaktadır. Bu
amaçla, Ceza Yönetmeliği hükümleri kartel kararlarına uygulanacak ve
Yönetmeliğin tatbik edildiği bir ihtimalde, ceza miktarının ne olabileceği
belirlenecektir. Bu şekilde Ceza Yönetmeliği’nin pratikte yaptırım politikasını
ne ölçüde değiştireceği ve caydırıcılık amacına hizmet edip etmeyeceği
hakkında bir fikir sahibi olmak mümkün olacaktır. Bu çalışma ile varılacak
sonuçların, gerek Rekabet Kurumu (Kurum), gerekse teşebbüsler açısından
önemli olduğunu düşünüyoruz.
Yönetmelik olaya uygulanırken, tabiatıyla bu hükümlerin yorumlanması
zaruri olacaktır. Bu bağlamda bu çalışma ile sağlanacak diğer faydalar,
Yönetmelik hükümlerinin ne şekilde yorumlanması gerektiği ve belki de bu
yorum esnasında çıkabilecek sorunların gündeme getirilmesi olacaktır.
4
Burada önemli bir özellik, Kanun gereği, para cezalarının bağlayıcı bir hukuk metnine göre
belirlenecek olmasıdır. Daha açık bir ifade ile Kanun koyucu Avrupa Birliği Hukukunda olduğu
üzere bir kılavuz (Guidelines on the Method of Setting Fines Pursuant to Article 23/2(a) of
Regulation no 1/2003, 2006/C 210/02) ile cezaların belirlenmesi yöntemini tercih etmemiştir.
Tabiatıyla bu durum, yargı denetimi nedeniyle Rekabet Kurulu’nun takdir yetkisini, Yönetmeliğin
ve hukukun çizdiği sınırlar çerçevesinde kullanmasını gerektirecektir.
5
Bu konudaki değerlendirmeler için bkz. aşağıda 5 numaralı başlık ve ayrıca dikey anlaşmalar
açısından SANLI Kerem Cem (2009), Rekabet Kurulu’nun Kararları Işığında Eşik Sisteminde
Dikey Anlaşmalara Olası Yaklaşım, Kerem Cem SANLI (der.) Rekabet Hukuku ve Dikey
Anlaşmalar Kitabı içinde, XII Levha Yayınları, Đstanbul 2009. Bkz. kartel anlaşmaları bakımından
aynı yönde: ARI vd. 2008, s.150-153.