Iyi bir lider olmasıdır



Yüklə 268,14 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/11
tarix26.09.2017
ölçüsü268,14 Kb.
#2068
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

 

 

   



111

• 

Sistem 2: Yönetim şekli üstlerin tepeden bakması ve astların güven eksikliği üzerine kuruludur. 

Astlar, üstleriyle rahatça işleri hakkında konuşabileceklerini hissetmemektedirler, ödüller ve 

potansiyel cezalarla motive edilirler. Haberleşme, yukarıdan aşağıya doğrudur, yukarı 

bildirimlere hep kuşku ile bakılmayabilir. Politikalar üst kademede yapılırken, belirlenen 

kararlar alt kademelere verilir. 

• 

Sistem 3: Yönetim şekli astlarına yüksek oranda fakat tam bir güven olmaması üzerine 

kuruludur. Astlar işleri hakkında üstleri ile konuşmakta rahattırlar ve ödüller, nadir cezalar ve 

katılımlarla motive edilirler. Yukarı iletişim daha sıklıkla kabul edilir. Ana politikalar ve kararlar 

üst kademede yapılırken, spesifik kararlar alt kademelerde yapılır. 

• 

Sistem 4: Yönetim şekli astlarına tam bir güven üzerine kuruludur. Astlar üstleriyle işleri 

hakkında konuşmada tamamen serbesttirler ve kendilerinin de katıldığı hedefleri belirleme 

tarafından yaratılan ekonomik ödüllerle motive edilirler. Yukarı, aşağı ve yatay iletişim 

mevcuttur. Karar verme bütün örgüte yayılmıştır ve iyi koordine edilir.  

Aşağıda Tablo 5.1’de Likert’in sistem 4 modelinde yer alan liderlik özellikleri ve davranışları 

görülmektedir: 

 

Tablo 5.1: Likert’in Sistem-4 Modeli ve Özellikleri 

 

Liderlik 



Değişkeni

 

Sistem-1 



İstismarcı 

otokratik

 

Sistem-2 



Yardımsever 

otokratik

 

Sistem-3 



Katılımcı

 

Sistem-4 



Demokratik

 

Astlara olan  



güven

 

Astlara 



güvenmez.

 

Hizmetçi ile 



efendisi 

arasındaki gibi bir 

güven anlayışına 

sahiptir.

 

Kısmen güvenir, 



fakat kararlarla 

ilgili kontrole sahip 

olmak ister.

 

Bütün konularda 



tam olarak 

güvenir.


 

Astların  

algıladığı serbesti

 

Astlar iş ile ilgili 



konuları tartışmak 

konusunda 

kendilerini hiç 

serbest 


hissetmezler.

 

Astlar kendilerini 



fazla serbest 

hissetmezler.

 

Astlar kendilerini 



oldukça serbest 

hissederler.

 

Astlar kendilerini 



tamamı ile serbest 

hissederler.

 

Üstün astlarla 



olan ilişkisi

 

İşle ilgili sorunların 



çözümünde 

astların fikrini 

nadiren alır.

 

Bazen astların 



fikrini sorar.

 

Genel olarak 



astların fikrini alır 

ve onları 

kullanmaya 

çalışır.


 

Daima astların 

fikirlerini alır, 

onları kullanır.

 

 

Kaynak: Tamer Koçel, (2011), İşletme Yöneticiliği, 13. Baskı, İstanbul: Beta Basım Yayın Dağıtım, s. 582. 



 

Yukarıdaki tabloda görüleceği üzere Sistem 1 ve Sistem 2’de daha otokratik lider davranışları 

görülmektedir. Bu tür davranışlar gösteren liderler, astlarına güvenmemekte ve  onları karar sürecine 

nadiren katmaktadırlar. Bu nedenle bu tür liderlerle çalışan astlar/izleyiciler, kendilerini çok fazla serbest 

hissetmemektedirler. Sistem 3 ve Sistem 4’de ise daha demokratik davranış sergileyen liderlerin 

özellikleri yer almaktadır. Bu tür özelliklere sahip liderler, genellikle astlarına güvenmekte, hemen her 

zaman onların fikirlerine başvurmakta ve onları karar sürecine katmaktadırlar. Bu durum astların 

kendilerini daha özgür ve rahat hissetmesine yol açmaktadır.  

Likert’in araştırmaları, verimliliği yüksek grupların Sistem 3 ve Sistem 4 tipi bir yönetim altında 

olduklarını; verimliliği düşük grupların ise Sistem 1 ve Sistem 2 tipi bir yönetim altında olduklarını 

göstermiştir. Sistem 4 modeli ile ilgili olarak metodolojiye çeşitli eleştiriler yapılmıştır. Ayrıca bu 

modelin Sistem 4 uygulamasının her yerde daima geçerli en etkin yönetim tarzı sayılması da eleştiri 

konusu olmuştur (Koçel, 2011, 583). 

Davranışsal liderlik araştırmalarının liderlerin özelliklerinin ve davranışlarının ne olduğunu belirleme 

üzerine büyük katkıları olmuştur. Gerçekten de bu araştırmalardan sonra örgütlerde liderlerin 

izleyicilerine yönelik gösterdikleri davranışların sınırları çizilmiş ve liderlerin kişilere ya da işe/üretime 

yönelik farklı davranışlarda bulundukları ortaya çıkmıştır. Bunun yanında kişiye ve işe yönelik liderlik 

davranışlarının temel özellikleri de ayrıntılı bir biçimde analiz edilmiştir. Davranışsal liderlik 




 

 

   



112

araştırmaları sonucunda, kişiye yönelik liderlerin daha başarılı olacağı ve izleyicileri daha iyi 

yönlendireceği gibi genel bir yargı ortaya çıkmıştır. Bu genel yargı daha sonraları eleştirilmiş, hemen her 

zaman kişiye yönelik liderlerin başarılı olacağı gibi bir genellemenin doğru olmadığı düşünülmüş ve 

değişik koşullarda ve ortamlarda hangi tür liderliğin daha uygun olacağı üzerine yapılan durumsallık 

liderlik araştırmaları ortaya çıkmıştır. 



 

Durumsal Liderlik Teorileri 

Liderlik ile ilgili son teori durumsal liderlik teorileridir. Adından anlaşılacağı üzere bu teoriler ile ilgili 

araştırmalarda lider davranışlarını açıklamada içinde bulunulan durum ve koşullar temel alınmıştır. 

Araştırmacılar değişik örgüt yapılarında liderlik anlayışını ortaya çıkarmak amacıyla çalışmalarına 

devam ettikçe çok farklı sonuçlarla karşı karşıya kalmışlardır. Bazı durumlarda kişiye yönelik liderlik 

davranışları çok etkin sonuçlar doğururken, bazı durumlarda ise işe/üretime yönelik liderliğin daha etkin 

olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum, liderlerin liderlik teorilerini koşullara bağlı olarak esnek tutmaları 

gerektiği anlayışını geliştirmiştir. "En iyi" olarak tanımlanacak tek bir liderlik türünün mevcut olmadığı, 

en etkili liderlerin liderlik yaklaşımlarını duruma göre uyarlayabilen lider olduğu anlayışı durumsal 

teorilerin temel söylevidir (Bakan, 2004, s. 34). Davranışsal liderlik teorilerinde olduğu gibi durumsal 

liderlik teorilerinde de liderlik davranışları ve özellikleri üzerinde durulmuştur.  

Durumsal liderlik teorilerinin genel varsayımı, değişik koşulların değişik liderlik tarzları 

gerektirdiğidir. Lider, ortamın özellik ve gereksinimlerine göre ortaya çıkar. Bireysel özellikler göz önüne 

alınmaz, sadece ortamsal özellikler söz konusudur. Bu teoriye göre lider, işin durumuna göre çeşitli 

davranış biçimleri göstererek çalışanları güdülemeye ve onları başarılı olmaya yöneltir. Durumsal liderlik 

teorileri en uygun liderlik davranışının durumlara göre değişeceğini ifade etmektedir (Sabuncuoğlu ve 

Tüz, 2008, s. 209). 

Bu teoriye göre, liderin etkinliğini belirleyen temel faktörler; gerçekleştirilmek istenen amacın 

niteliği, izleyicilerin (grup üyelerinin) yetenekleri ve bekleyişleri, liderliğin oluştuğu örgütün özellikleri, 

liderin ve izleyicilerin geçmiş tecrübeleridir (Koçel, 2011, s. 584).  

Durumsal liderlikle ilgili ortaya atılan temel teoriler aşağıda ayrıntılı bir biçimde ele alınıp 

incelenmeye çalışılacaktır.  

 

Fred Fiedler’in Etkin Liderlik Modeli  

Fiedler’in etkin liderlik modeli, durumsal liderlikle ilgili en fazla kabul gören ve en fazla bilinen 

modeldir. Fiedler, durum ve koşulları göz önünde bulundurarak lider davranışlarını incelemeye 

çalışmıştır.  

Bu modelde liderlerin davranışlarının etkinliğini belirleyen üç önemli durumsal değişken vardır. Bu 

değişkenleri aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür (Koçel, 2011, s. 585): 

• 

Lider ile İzleyiciler Arasındaki  İlişkiler:  Bu değişken liderin izleyiciler tarafından sevilip 

tutulduğunu, lidere olan güven ve bağlılıklarını ifade etmektedir. Liderin karizmatik kişiliğinin 

de etkili olabileceği bu ilişkiler, liderin izleyicileri etkileme derecesini belirleyecektir. Eğer bu 

ilişkiler “iyi” olarak niteleniyorsa, yani lider sevilip sayılıyor ve güven duyuluyorsa liderlik için 

olumlu bir ortam var demektir. Aksine lider kendine güvenilmeyen, sevilip tutulmayan bir kişi 

ise, bu durumda ilişkiler “zayıf” olarak nitelenecek ve bu durum liderlik için olumsuz bir ortam 

yaratacaktır. 

• 

Başarılacak  İşin Niteliği:  Bu değişken, grubun başarmaya çalıştığı  işin yapılması ile ilgili 

olarak önceden belirlenmiş belirli yol ve yöntemlerin bulunup bulunmaması ile ilgilidir. Bazı 

işler, son derece kesin yöntemlere bağlanmıştır. Bazıları ise tamamen işi yapacak olanların 

kararlarına bırakılmıştır. Rutin bir iş genellikle açık ve seçik amaçlara sahiptir ve bunun nasıl 

yapılacağı ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Rutin olmayan ve çapraşık işlerin nasıl başarılacağı, bu 

işlerin hangi amaçlarla ilgili olacağı hususlarında önceden ayrıntılı yöntemler geliştirmek zordur. 

Fiedler birinci gruptaki işleri planlanmış (yapılanmış), ikinci gruptaki işleri ise planlanmamış 

(yapılanmamış) iş olarak nitelendirilmiştir. 



Yüklə 268,14 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə