CAMİ VE KİTAP
68
başladı. Tarihte ve günümüzde inşa edilen mescitler, külliyeler
o ilk mescidin bütün dünyaya yayılmış örnekleridir.
3. Şehir
Üçüncü önemli kültür faaliyeti ise İslam medeniyetinin ze-
minini teşkil eden şehir kurma faaliyetleridir. Hz. Peygamberin
bir köy olan Yesrib’i şehir (medîne) hâline getirmesi, onun ter-
biyesi altında yetişmiş sahabe için belirleyici oldu. Hz. Ömer
döneminde kurulan Basra, Kûfe ve Fustat şehirleri İslam kültü-
rünün yayılmasının ve medeniyet projesinin hayata geçirilmesi-
nin zeminini teşkil etti. Başlangıçta ordugâh olarak kurulan bu
şehirler Hz. Ömer’in orada inşa edilen mescitlere Medine’den
özellikle bilgi ve kültürleri ile öne çıkan sahabileri göndermesi
ile birer ilim ve kültür merkezi hâline geldi. Özellikle Hasan-ı
Basrî’nin Basra’da, Ebû Hanife’nin Kufe’deki faaliyetleri bu açı-
dan kayda değerdir. Bu faaliyetler sahabe döneminde başla-
mıştı; nitekim Ebu Hanife’nin Kufe’deki faaliyetinin temelini
Kufe mescidinde sahabeden Abdullah b. Mes’ud’un başlattığı
ders halkası oluşturur. Bu dönemde ‘İslam şehri’ olarak anılan
şehirleri Mekke Medine gibi Kutsal şehirler, Basra, Kufe, Fustat,
Kayrevan, Kahire gibi yeni kurulan şehirler ve Şam, Semer-
kant ve Buhara gibi kurulu olarak devralınanlar olmak üzere
üç grupta değerlendirmek mümkündür.
8
Cami merkezli kurulan şehirlerde camiler yukarıda geçtiği
gibi, sadece bir ibadet mahalli değil aynı zamanda ilim meclis-
leri görevi de gördü; yanlarına inşa edilen medreseler ve tekke/
hankâhlar ile eğitim, kurumsal bir yapıya kavuştu. Nitekim
bir batılı yazarın “Müslüman kentleri, camilerin yanında yer
alan medreseleriyle, düşünce zirveleridir.”
9
demekten kendi-
ni alamadığı görülür. Yazarın anlattığına göre İslam kentinin
8
Ünal Kılıç,
Şehir Yönetimi ve Valilik, Konya 2004, s. 82; Adem Apak, İslam
Siyaset Geleneğinde Amr b. el-As, Ankara 2001, s. 275-277.
9
Fernand Braudel,
Uygarlıkların Grameri (trc. M.A. Kılıçbay), Ankara
2001, s. 101.
CAMİ VE KİTAP.indd 68
29.09.2016 15:34:17
İSLAM MEDENİYETİNİN TEMELLERİ -KİTAP, MESCİT, ŞEHİR-
69
merkezinde Cuma namazlarının kılındığı bir cami yer alır. Bu
cami âdeta şehrin kalbi gibidir, her yol oraya çıkar. Anadolu
kentlerinde bu camiye ‘ulucami’ ya da ‘camî-i kebîr’ isimleri
verilir. Merkezde yer alan bu caminin yakınlarında çarşı (sûk)
bulunur. Çarşı, hanlar ve düzenli bir şekilde yerleştirilmiş dük-
kânlardan oluşur; bitişiğinde veya içinde hem dışarıdan gelen
tüccarlara hem de şehir ahalisine hizmet veren hamamlar yer
alır. Zanaatkârlar cami merkez olmak üzere daireler halinde
yerleşirler. Camiye en yakın ıtriyatçılar, buhurcular, sonra ku-
maş ve örtü satılan dükkânlardır; bunları mücevherciler, gıda
dükkânları takip eder. En sonda ise dericiler, ayakkabıcılar,
demirciler, çömlekçiler ve eğiriciler bulunur.
10
Bu özelliklerde kurulmuş ve hâlâ güzelliğini ve canlılığını
yitirmemiş en büyük İslam kentleri, yeni kurulmuş bulunan
Bağdat, Samarra, Basra, Kahire, Şam, Tunus, Merakeş ile kurulu
olarak Müslümanların eline geçip birer İslam kültür merkez-
lerine dönüşen Şam, Semarkant, Buhara, Merv, Nişabur, Belh,
Kurtuba/Cordoba, İşbiliye/Sevilla ve Gırnata/Granada şeklinde
sayılabilir.
11
Söz gelimi IV./X. yüzyılda İslam coğrafyasında metropol
diyebileceğimiz on altı emsar, yetmişin üzerinde eyalet, eya-
let şehirleri ile onlara bağlı nahiyeler ve köyler şeklinde bir
idari yapılanma söz konusu idi. Her şehirde şehrin sembolü
olan büyük namazgahlar bulunurdu. Namazgahlarda özellikle
Cuma ve bayram namazları kılınırdı. Hutbeler genellikle sul-
tanlar veya onların tayin ettiği imamlar tarafından okunurdu.
Bazı büyük şehirlerde birden fazla cuma kılınan yerler de bulu-
nurdu. ‘İslâm şehri’ olarak anılan şehirleri üç grupta incelemek
mümkündür: Mekke, Medine ve Kudüs gibi kutsal şehirler;
10 Ya’kubî,
Kitâbü’l-Büldân, s. 310; Braudel, Uygarlıkların Grameri, s. 100-
101.
11 İslam şehirleri ile ilgili bk. Ya’kûbî,
Kitâbü’l-Büldân, s. 231-373. (Bu
eserin Türçe tercümesi, Ya’kubî,
Ülkeler Kitabı, trc. Murat Ağarı, İstanbul
2002, Ayışığı Yayınları).
CAMİ VE KİTAP.indd 69
29.09.2016 15:34:17
CAMİ VE KİTAP
70
Basra, Kufe, Fustat, Kayrevan, Kahire gibi Müslümanlar tara-
fından kurulanlar; Şam, Semerkand, Buhara, Kurtuba, Gırnata
ve Merakeş gibi kurulu olarak devralınanlar.
Anadolu şehirlerini ayrıca anmak gerekir. Bugün Anadolu
kentleri hâlâ önemini korumaktadır. Barındırdıkları tarihî eser-
lerle eski ihtişamlarını yansıtmaktadır. Konya, Sivas, Kayseri,
Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa, İznik, Bursa ve daha adını sa-
yamadığımız şehirler, merkezlerindeki ulucamiler ve camilerin
etrafındaki çarşılarla İslam kentidirler. Bu kentler içerisinde
bedesten bulunduranlar dünya şehri unvanını da hak etmekte-
dirler. Çünkü bedestenler içinde bugünün bankalarına benzer
kiralık kasalar ve mal ambarları bulunurdu. Kapıları sağlam ve
giriş çıkışlar bekçilerle kontrol altında tutulurdu. Bu şekilde
yapılanmış olan bedestenler, ülkeler arası ticaret kervanları-
na konaklama imkânı sunarlar ve ticaretin canlanmasına katkı
sağlarlardı.
Sonuç
İslam medeniyetinin, Hz. Peygamberin Yesrib’i Medine
hâline getirmesiyle başladığını söylemek mümkün olmakla
birlikte, onun peygamberler zincirinin son halkası olduğunu
düşündüğümüzde aslında bu medeniyetin Hz. Âdem ile baş-
ladığını ifade etmenin daha isabetli olacağı açıktır. Öyleyse bu
medeniyetin insanlık tarihi kadar bir derinliği vardır. Kur’an’da
ifade edildiği şekliyle ilk mescit ve mabet Kabe’dir (Âl-i İmrân,
3/96). Bunun inşasının Hz. Âdem tarafından yapıldığı yönün-
deki rivayetlere bakılırsa, mescit ilk insanla birlikte başlamış
ve medeniyet içindeki merkezi konumu daha o zaman almıştır.
Hz. İbrahim ve oğlu İsmail’e Allah’ın Kâbe’yi yapmalarını em-
retmesi Mekke’nin şehir olmasını da beraberinde getirmiştir.
Nitekim Hz. İbrahim’in
“Rabbim, burayı emniyetli bir şehir yap”
(el-Bakara, 2/126)
duası, mescit ile şehrin nasıl birbiri ile bütünleş-
tiğinin ifadesidir. Yüce Allah’ın peygamberleri bir vahiy/kitap
ile desteklediği yani onlara gönderdiği vahiy ile bir yol haritası
CAMİ VE KİTAP.indd 70
29.09.2016 15:34:17
Dostları ilə paylaş: |