CAMİ VE KİTAP
76
mak zannederler. Fındık kabuğunu doldurmayacak lafları, argo
kavramları ona buna yollamayı marifet sanırlar. Güney Koreli
yazar ve kültür kuramcısı Byung-Chul Han, Şiddetin Topolojisi
adlı eserinde, sosyal ağlardaki arkadaşlıkların narsistik ‘Ben’
duygusunu arttırdığını söyler (s. 43). Ağın öbür tarafındaki
‘sanal’ arkadaşlarını tüketilmesi gereken bir meta olarak gören
ve kendi egosuna tapan bir bencil kişiliktir artık o.
Ne yazık ki, elinde bir kitap görmezsiniz bu gençlerin.
Eline kitap almamaya, okumamaya yeminlidir. Okumaya, dü-
şünmeye, yorumlamaya, fikir üretmeye giderek yabancılaşmış-
tır. Elinde yalnızca ders notu veya kitabı vardır, o da mecburi
olduğu için. Bir fikir, kültür, araştırma kitabı okumaz o, ki-
tap okumayı sadece aşk ve macera romanı okumaktan ibaret
sanır. Dünyada olup bitenler ilgilendirmez onu. Ortaokul ve
lise yıllarımda zevklerimin, hobilerimin neler olduğu sık sık
sorulurdu, benim cevabım, “kitap okumak, futbol oynamak ve
pul biriktirmek” şeklinde olurdu. Yeğenimle bir gün gezerken
kendisine hediye bir kitap almak istedim, bana “Harry Potter
kitabı alırsan okurum. Ben başka kitap okumam!” dediğinde,
sözleri bana, yıllar önce kendisine kitap okuma tavsiyesi yaptı-
ğım öğrencimin şu cümlesini hatırlattı: “Hocam, ben kitap oku-
yunca canım sıkılıyor!” İster istemez gülmüş ve ona, “Oğlum
sen canını sıkacak şeyler yapma sakın!” demiştim.
Bir dostum anlattı bir gün: “Bizim kız, gece biz uykuya
daldıktan sonra kalkar ve saatlerce sosyal medya üzerinden
bir grup arkadaşıyla mesajlaşırmış. Ne zamanki iştahsızlık,
bitkinlik belirtileri, davranış bozuklukları, kardeşlerine karşı
hırçın ve sinirli tavırlar görmeye, ardından da ders performan-
sında ciddi düşüşler yaşamaya başladık, o zaman olayın farkı-
na vardık.” Hikâyenin gerisine lüzum yok sanırım, zira bu ve
benzeri şikâyetleri sıkça duyar olduk. Sırf uslu dursun, sesini
kessin diye 3-4 yaşındaki çocuklarının eline cep telefonunu
verip oyun oynatan pek çok anne babaya sanırım defalarca
CAMİ VE KİTAP.indd 76
29.09.2016 15:34:17
İNSAN VE TOPLUMUN İNŞASINDA KİTAP
77
denk gelmişizdir. Bu manzaralara şahit olduktan sonra, “çocu-
ğum bir gram kitap okumuyor” diye sızlananların pek çoğu-
nun gerçekte haksız olduğunu düşünmeye başladım. Kabahati
kendi dışımızda aramanın bir anlamı yok. Çuvaldızı öncelikle
kendimize batıracağız. Evinde kitap ve kütüphane görmeyen
çocukların kitaptan ve okumaktan nefret etmesine şaşırmamak
gerek. Dolayısıyla, çocuğunu günah keçisi yapan anne babala-
rın öncelikle kendilerini sorgulamaları şarttır.
Oğlumu berbere götürdüm. Berberin çırağını yaşça epey
küçük görünce, “Hangi okulda okuyorsun?” diye sordum. “Ben
okumuyorum amca” deyince berber tamamladı: “Hocam bu
okumayacakmış, berber olmayı kafaya koymuş.” Ona mutlaka
okumasını, aksi takdirde ilerde çok büyük pişmanlık yaşaya-
cağını söyledimse de okula gitmeyi sevmediğini söyledi. Fazla
söze hacet yok sanırım, zorla güzellik olmuyor. Kimseye kitabı,
okulu, okumayı zorla sevdiremezsiniz, içinden gelecek.
“İnsanla insanlığı ihya, insanla insanlığı inşa” der çok kıy-
metli bir dost büyüğüm. İnsanlığın ihya ve inşasını gerçekleş-
tirecek olan yine insanın kendisidir. Peki, o insan nerede? O
insanı nasıl yetiştireceğiz? Şüphesiz asıl sorun da burada dü-
ğümleniyor. Kitap okumayan bir neslin, bırakın insanlığın ihya
ve inşasını, kendi inşa ve ihyasını gerçekleştirmesi mümkün
mü? Kitap okumayı nasıl sevdireceğiz çocuklarımıza? Nobel
ödüllü Fransız bilim adamı Pierre Curie, “Müslüman Endü-
lüs’ten bize 30 kitap kaldı, atomu parçalayabildik. Şayet yakı-
lan bir milyon kitabın yarısı kalsaydı, çoktan uzayda galaksiler
arasında geziniyor olacaktık” derken haklıydı.
‘Kitap medeniyeti’nin nesilleri giderek kitaptan ve okumak-
tan uzaklaşıyor.
Hâlbuki…
Her kitap okuma, farklı ve yeni bir tecrübedir. İlk satırla
birlikte dış dünyadan kopmak, farklı, bilinmeyen dünyalara
CAMİ VE KİTAP.indd 77
29.09.2016 15:34:17
CAMİ VE KİTAP
78
yelken açmak, sırlarını keşfetmektir. Okumak, kitapla özdeşleş-
mek, derinliklerinde kaybolmaktır. Unutmaktır derdi ve kede-
ri; atmaktır omuzlardan yükünü maddi dünyanın. “Bir saatlik
okumanın hafifletmediği hiçbir sıkıntı görmedim” dediğinde
haklıdır siyaset düşünürü Montesquieu.
Her kitap okuma, ruhta, zihinde, düşüncede yeniden doğ-
maktır; yeniden dirilmektir. Uyuşmak, katılaşmak ve donuk-
laşmaktan sıyrılmak, bağnazlıktan, yobazlıktan arınmaktır. Ka-
natlanmak, uçmak, yukardan bakmaktır dünyaya, gezinmek,
dolaşmaktır bütün dünyayı; seyretmek, temaşa etmektir evreni
kuşbakışı.
Her kitap okuma, dönüşmektir, dönüştürmektir. İmar olur-
ken kendinde, imar etmektir ötekini; inşa etmektir kendini
ve çevreni. Aydınlanmak ve aydınlatmaktır. Kalbini, ufkunu,
dimağını açmaktır yeni fikirlere; hoş görebilmek, yok etmeden
eleştirebilmek, eleştirirken öğrenmektir. Farklılığın zenginlik
olduğunu iliklerine kadar hissetmektir.
Her kitap okuma, konuşturmaktır suskun kitabı: düşün-
cede, davranışta, eylemde; sığmamaktır kabına, dolup dolup
boşalmaktır.
Her kitap okuma, kurmak, kurabilmektir dünyayı yeniden,
yeni baştan. Sıyrılmaktır, dilsiz, sağır, kör ve hissiz olmaktan…
Her bir kitap, kişinin kendini geliştirme, dönüştürme ve
yeniden inşa sürecinde bir kilometre taşıdır. Okuma sayesinde
kabiliyetlerini zinde tutan insan, hem kendi hem de başkaları
için ‘üreten’ konumunda olacaktır.
“Bilen ile bilmeyenin bir olmadığını” kavratmamız gere-
kiyor gençlerimize. Bilenin, bilmeyenin fersah fersah önünde
olduğunu anlatmamız şart. Bilmeyenin, cehaletini gizlemek için
işi gevezeliğe vurduran kişi olduğunu ona nasıl anlatmalıyız.
“Cahille tartışmayın, yenemezsiniz” der İmam Gazali ve devam
eder: “Zira ben hiç yenemedim!”
CAMİ VE KİTAP.indd 78
29.09.2016 15:34:17
Dostları ilə paylaş: |