Büyük Dinleri Tanımak



Yüklə 379,11 Kb.
səhifə22/52
tarix01.08.2018
ölçüsü379,11 Kb.
#59924
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   52

10. İnançlar


Din âlimi, filozof ve doktor olan Musa b. Meymun (M.1135-1204), Yahudiliğe yeni bir renk kattı ve on üç temeli düzenledi:

1- Allah’ın varlığı.

2- Allah’ın birliği.

3- Allah’ın soyut olduğu.

4- Zamanın olmaması.

5- İbadet ve itaatte tevhit.

6- Nübüvvet.

7- Hz. Musa’nın, önceki ve sonraki peygamberlerden üstün olduğu.

8- Tevrat’ın tamamının Hz. Musa’ya verilmiş olduğu.

9- Tevrat’ın neshedilemeyeceği veya değiştirilemeyeceği.

10- Allah’ın, insanların işlerinden haberdar olduğuna inanmak.

11- Allah’ın, Tevrat’a amel edenlere mükâfat vereceğine ve karşı çıkanları da cezalandıracağına inanmak.

12- Vaat edilen Mesiha’nın geleceği.

13- Ölülerin dirileceği.[1]

Yahudiler de diğer kavimler gibi, yaşadıkları ortamdan etkilenmekteydiler. Bazı eski medeniyetlerle olan irtibatları neticesinde ister istemez onların bir takım amel ve düşüncelerini benimsemişlerdir. Bunun yanı sıra; onlar daima bütün işlerde bahsettiğimiz konuları kendilerine has tevhidi ahlak rengine büründürüyorlardı.

Yahudiler esasen dindar ve dinine bağlı bir kavimdir. Onların bazıları oldukça muhafazakârdır. Diğer taraftan bazı liberal Yahudiler de vardır ve dinine daha az bağlı ve hatta Allah’ı inkâr edecek derecededirler. Yahudi olmalarının nedeni ise yalnızca kavimcilik, kültür ve bir kimliğe sahip olma düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Kendileri de bunu dile getirmektedirler. İsrail’in kadın başbakanı Golda Meir (1969-1974) böyle olduğunu defalarca kendi ağzıyla itiraf etmiştir.

Yahudilikte tebliğ yoktur. Çünkü Yahudiler, dinlerini Ben-i İsrail’e has olan İlahi bir nimet olarak görmektedirler. Eğer birisi Yahudi olmak isterse, isteksizce onu kabul ederler.[2] Talmud’da geçen bir öğüt şöyledir:

“Bir kimse Yahudi olmak isterse, bu dine mensup olanların başına gelenleri iyi bir şekilde ona anlatmak gerekir. Böylece eğer bu sıkıntılara katlanamayacaksa, böyle bir meydana adım atmamalıdır.”[3]

Sonunda da bir mahkeme kurulur ve o şahısın Yahudiliğe kabul edilip edilmeyeceği konusunda karar alınır.[4] Zorla Yahudileştirmek ender görülen hadiselerden olmuştur.[5] Yahudiler genellikle insanları Siyonizm’e davet ederler.

10-1. Yahudilikte Tevhit

Yahudilik de tıpkı İslam ve Hıristiyanlık gibi başından beri tevhit üzere kurulmuş bir dindir. Hz. Musa’dan sonraki sayısız peygamberlere kadar Yahudiliğin bütün peygamberleri, şirke karşı mücadele vermişlerdir. Tevhit dinlerinin mensuplarının da kimi zaman dinlerinden gaflet ettikleri ve çeşitli şekillerde şirke yöneldikleri bilinen bir durumdur. Bu durum hiçbir zaman araştırmacıların bakış açısını bu dinlerin temel inançları hususunda değiştirmemiştir. Onlar, din takipçilerinin yanlışlarını göz ardı ederek kendi araştırmaları sonucunda şu sonuca varmışlardır; dinler, iki kısımdır:

a) İbrahim dinleri gibi, insanları şirkten uzaklaştıran dinler.

b) Doğu dinleri gibi, insanlara şirki öğreten dinler.

Allah’ın Yahudi dinindeki özel ismi, varlık anlamına gelen Yehova’dır. Bu ismin oldukça saygınlığı vardır ve Tevrat okurken bile onu dile getirmek haramdır. Haram edilmesinin sonucunda da hiç kimse onun gerçek telaffuzunu bilmemektedir. Kimi zaman bu kelimenin harflerinin de bozulduğu ve ism-i azam’ı doğru telaffuz eden kimsenin mucize yapabileceği iddia edilmiştir. Oryantalistler genellikle bu kelimeyi ihtiyat açısından harekesiz olarak (YHWH) kaydetmektedirler.

Süleyman tapınağının ayakta olduğu M. 70 yılına kadar, Yahudi dininin en büyük makamının yılda bir kere Yahudi takvimine göre Aşura gününde (Mayıs ayının onunda) o mabedin en mukaddes yerinde bu ismi dile getirip dua etme hakkı vardı.[6] Tevrat okunurken bu isim, “Rab” anlamına gelen “Adonay” kelimesi olarak değiştirilmekte ve bu kelimenin harekeleri onun üzerine koyulmaktadır. Bu yüzden bazen onu, “Yehova” veya “Yihova” olarak kaydetmişlerdir.

Allah’ın diğer isimlerinden biri de “Var olan benim” anlamındaki “Ahiye Eşirahiye”dir. Bu isim, çıkış bölümü 14:3’de ve (Arife gecesi duası gibi) bazı İslami dualarda geçmektedir. Bilgisi az olan kimselerin kopyalaması sonucunda bu isim “Ahiyyen Şerahiyyen” olarak kitaplara geçmiştir.

10-2. Yahudilikte Nübüvvet

Yahudiler nübüvvete inanmaktadırlar ve bu konuda geniş teolojik uğraşları vardır. Aynı şekilde nübüvvet hakkında “Öngörü” olmak üzere özel bir manaya da inanmaktadırlar. İşaya, Yermiya, Hezekiel ve Hoşea gibi büyük peygamberler, peygamber olarak yani, öngörüde bulunan olarak meşhur olmuşlardır.

Birçok peygamber Eski Ahit kitabında geçmektedir.[7] İşaya, Yermiya ve Amos akıcı beyanlarıyla Ben-i İsrail’i uyarmakta ve onları kötü işlerinin akıbetine karşı ikaz edip, önlerinde zillet içerisinde bir esaret olduğunu hatırlatmaktaydılar. Ancak onlar, bu sözlerle hiç ilgilenmiyor ve kendi peygamberlerini öldürmeye, hapsetmeye ve eziyet etmeye yelteniyorlardı (Kuran-ı Kerim’de bundan çokça bahsedilmiştir). Eski Ahit’in nübüvvet kitapları olarak bilinen son 17 kitabı bu öngörüleri içermektedir.

Yahudiler vahyin yaklaşık olarak milattan dört asır önce kesilmiş olduğuna ve vaat edilenin zuhurundan sonra tekrar başlayacağına inanmaktadırlar.

10-3. Yahudilikte Ahiret İnancı

Ahiret konusu Tevrat’ta ve hatta Eski Ahit’in herhangi bir bölümünde geçmemiştir. (O halde şunu söylemek gerekir ki; Ahiret tabiri Tensiye 16:8’de ve Yermiya’nın ağıtları 18:4’de “Dünyevi akıbet” anlamındadır). Tevrat açısından (Levililer, 26 ve Yasanın tekrarı, 28) dindarlık bu dünya nimetlerinin celp edilmesi hususunda ve dinsizlik de nimetlerin elden çıkması hususunda doğrudan etkilidir.

Diğer bir taraftan Talmud, Ahiret konusundan çokça bahsetmiştir. Sözlü gelenek olan Talmud’a inanmayan nesli tükenmiş Sadukiler, kıyameti inkâr etmekteydiler. Ancak Ferisiler kıyamete inanmaktadırlar ve ric’at konusunun kıyametle aynı şey olup olmadığında ihtilafları vardır. Onlar cennet ve cehenneme inanmaktadır. Cehennem (İbranicede Hinnom vadisi anlamında Gehinnam), Urşelim’in dışarısında bir mekânın ismiydi[8]. O mekânda “Molech” adında bir put vardı. İsrailoğulları bazı zamanlarda o putun önündeki çukurda ateş yakarak, gerçekleştirdikleri bir törende çocuklarını puta kurban etmek amacıyla o ateşe atıyorlardı.

Yahudiliğin temel inançlarından biri de yine başka dinlerden alındığı düşünülen ölülerin dirilmesi inancıdır. Eski dönemlerde İranlılar şöyle inanmaktaydılar

“Gelecekte iyilik tanrısı, kötülük tanrısını yenip onu yok ettiğinde ölüler dirilecekler.”

Ancak bu öğretinin daha manevi ve daha yüksek hali Yahudiliğin ilhamlarının ürünüdür ve İranlıların basit inançlarına benzememektedir. Araştırmacılara göre, ruhun ebedi olması inancı eski zamanlardan beri Ben-i İsrail arasında vardı ve Kitab-ı Mukaddes’in birkaç yerinde de buna değinilmiştir. Ancak bu inanç Babil’den döndükten sonra Mesiha’nın kıyamı inancıyla birleştirilmiş ve ölülerin dirilmesi inancını ortaya çıkarmıştır.

Hz. Musa’nın peygamberliğe seçilmesi kıssasında gördüğü üzere, Kuran-ı Kerim’de de açıkça Ahiret konusunun o peygamberin ilk mesajları arasında yer aldığını görmekteyiz.

 

[1]      Mişna tefsiri, Senhadrin 10; Encyclopedia Judaica’dan naklen.



[2]      Bazı dinler, hiç kimseyi kabul etmezler. Örnek; İsmailiye fırkasının Lübnan’daki bir kolu olan Dürziye gibi. 

[3]      Bak. Gencine-yi ez Talmud (Emir Hüseyin Gorgani’nin tercümesi, Tahran: 1971), s.84. 

[4]      Yahudiler, sonradan Yahudi olanlara “Ger” yani “Yabancı” derler. 

[5]      Örneğin; Buruc suresinde geçen Ashab-ı Uhdud gibi. 

[6]      Bunlardan biri, kimse duymasın diye ibadet edenlerin büyük bir heyecanla gözyaşı döküp, dua ettiği sırada bu ismi dile getirmekteydi. 

[7]      Bu peygamberlerin bazılarının ismi, Recep ayının on beşinde okunan Ümmü Davud duasında geçmektedir. 

[8]      Bak. Sefername-yi Nasir Hosrov

Yüklə 379,11 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə