Büyük Dinleri Tanımak


Mesiha’nın Gelişini Beklemek



Yüklə 379,11 Kb.
səhifə25/52
tarix01.08.2018
ölçüsü379,11 Kb.
#59924
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   52

14. Mesiha’nın Gelişini Beklemek


Eski dönemlerdeki kavimler var olan durumdan ümitsiz olmaları ve geleceğe teveccüh etmemeleri neticesinde geçmişleriyle övünüp, milli mutluluğun bu inançta olduğunu düşünüyorlardı. Geçmişçiliğin bir örneğini Yunan ve Rum kasidecilerinden “Hesiod” ve “Ovid” ustaca canlandırmış ve nitelemişlerdir. Bu iki kişi dünya hakkında beş döneme ve peş peşe gelen beş ırka inanarak şöyle demişlerdir:

“İnsanlar altın çağ olarak bilinen birinci dönemde mutluydular ve sıkıntıdan uzak, ekmeden ve biçmeden yerin mahsullerinden faydalanıyorlardı. Ölümleri de rüyasız bir uyku şeklindeydi ve ardından dünyayı muhafaza eden melekler diyarına kanat çırpıyorlardı.”

Bu dönemin ardından demir çağı gelmekteydi ki, bütün çağlardan daha perişan edici bir dönemdi ve bu iki kasideci o dönemde yaşamaktaydı.

Yahudiler de dindar, âlemi iyi ve kâmil bir varlığın yarattığına inanan bir kavim olarak, kemali yaratılışın başlarında görüyor ve şöyle diyorlardı:

“Direk Allah’ın eliyle yaratılan ilk insan kâmil ve muradına eren biri olmalıydı. Buna göre Yahudiler üstünlüğü geçmişteki altın çağlarda değil, gelecekte aramaktadır.”

Yahudiler içerisinde Kitab-ı Mukaddesin şu cümlesi oldukça yaygındır:

“Başlangıcın küçük olsa da sonun oldukça büyük olacak.” (Eyüp, 7:8)

Yahudiler, Kudüs’ün ilk yıkımından sonra her zaman kutsal bir fatihin gelip Davud ve Süleyman dönemindeki iktidarı tekrar getirmesini beklemişlerdir. Beklenen şahsiyet “Maşiah” olarak adlandırılmaktaydı. Maşiah Ben-i İsrail’in eski padişahlarının lakabıydı. Daha önce de belirttiğimiz gibi, geleneklere göre peygamberler halkın önünde onların başına bir miktar yağ sürerdi ve onlar bu şekilde kutsallık kazanırdı. Bu lakap sonraki zamanlarda Yahudilerin vaat edilmiş padişahına has kılındı. Bu anlama gelen Maşiah ifadesi Talmud’da çokça geçmektedir. Ancak Eski Ahit’te sadece Danyal bölümü, 9:25-26’da geçmektedir.

“Mesih” (Christ)[1] kelimesi Hz. İsa’ya has olduğu için Farsçada Yahudilerin vaat edilen kurtarıcısına “Mesiha” (Messiah) denilmektedir. Mesiha, Latince okunuşu dikkate alınarak İbranice bir kelime olan Maşiah sözcüğü üzerinden meydana gelmiştir.

Mesiha ile ilgili en önemli müjde İşaya peygamberin kitabında geçmektedir:

“Yesse’nin gövdesinden bir filiz çıkacak ve onun köklerinden bir fidan doğacak. Rabbin ruhu, hikmet ve sağduyu ruhu, öğüt ve yüreklilik ruhu, bilgi ve Rab korkusu ruhu onun üzerinde duracak. O, Rab korkusundan zevk alacak; o gözlerinin gördüğüne göre yargılamayacak; kulaklarının işittiğine göre karar vermeyecek. Zayıfları adaletle yargılayacak; yeryüzünün yoksullarına haklarını verecek. Bir değnekle vurur gibi yeryüzüne sözüyle vuracak ve dudaklarının soluğuyla kötüyü yok edecek. Adalet onun belinin kuşağı, gerçek kalçalarının kuşağı olacak. Kurt kuzuyla birlikte oturacak; kaplan oğlakla beraber yatacak; buzağı, aslan ve besili sığır bir arada yaşayacak ve onları küçük bir çocuk güdecek. İnek ayı ile birlikte otlayacak; yavruları bir arada oturacaklar ve aslan sığır gibi saman yiyecek. Emzikteki çocuk, kobra yılanının yuvası yanında oynayacak ve sütten yeni kesilmiş çocuk, karayılanın deliğine elini uzatacak.[2] Benim kutsal dağım üzerinde hiç kötülük yapılmayacak; artık hiçbir zarar verilmeyecek; çünkü denizin dibi nasıl onu örten sularla dolu ise yeryüzü de Rab bilgisi ile öyle dolu olacak.” (İşaya 11, 1-9)

İsrailoğullarının kalpleri vaat edilmiş Mesiha’nın sevgisiyle dolup taşmaktaydı. Diğer taraftan da zalim hükümdarlar böyle bir kurtarıcıyı pusuda beklemekteydi. Matta İncil’inin ikinci bölümünde şöyle geçer: “Filistin padişahı büyük Herodis, Hz. İsa doğduktan sonra onu öldürmek istedi. Ancak onu Allah’ın emriyle Mısır’a götürdükleri için tehlikeyi atlattı.”

Yahudiler, Mesiha vizyonunu geliştirdiler. Buna başka konuları da ekleyerek Mesiha döneminde tabiat bereketlerinin artacağını söylediler. Onlar Mesiha dönemi için Davud ve Süleyman’ın parlak döneminde bile olmayan şeyleri tasavvur ettiler. Mesela; Mesiha ile bulutun, rüzgârın, ayın, güneşin ve gezegenin İsrailoğulları lehine yeni tutumlar ortaya koyacağına, yeryüzünün pişmiş ekmek ve dikilmiş elbiseler üreteceğine inanmışlardır. Bu inanç birçok kitapta kayıtlara geçmiştir. Bunun neticesinde kıyamet edebiyatı “Apocalyptic Literature” oluştu. (M.Ö. yaklaşık 165 yılına ait olan) Danyal Nebi kitabı bunun bir örneğidir. Bir grup âlim, bu inancın Zerdüşt dinine ait olduğuna inanmaktadır. Onlara göre, Zerdüştlerin bu konudaki inancı Yahudilere geçmiş ve Maşiah’ın kıyam edeceği inancını oluşturmuştur.[3]

14-1. Mesihalık İddiasında Bulunanlar

Vaat edilmiş kurtarıcıyı beklemenin heyecanı Yahudilik ve Hıristiyanlık âleminin inişli çıkışlı tarihinde çokça göze çarpmaktadır. Yahudiler tarih boyu her türlü zillet ve işkenceye bu ümitle göğüs germişlerdir.

Eski dönemlerden günümüze kadar yüzlerce insan Mesihalık iddiasında bulunarak bir müddet İsrailoğullarını cezp etmiş ve o kavmin belalarına bela katmışlardır. Mesela; milattan birkaç asır sonra Musa adında bir şahıs, Girit adasında kendini Mesiha olarak tanıttı ve o dönemde önemli bir Yahudi merkezi olan adanın Yahudilerini kendi etrafında topladı. İnsanlara şöyle dedi: “Bir gün sizi Akdeniz’den geçirip, Filistin’e götürmek ve orada Mesiha devletini kurmak istiyorum.” Yahudiler tüm işlerini bıraktılar ve normal hayatları yeni Musa’nın denizi kurutup, mucizevî bir şekilde onları vaat edilmiş topraklara götürme ümidi üzere bambaşka oluverdi. O şâhısa öylesine inanmışlardı ki, bütün mal varlıklarını çekinmeden huzuruna takdim ettiler. Sonra da kadın, erkek ve çocuk demeden hep beraber onun arkasında denize doğru yola koyuldular. O, deniz kenarındaki bir kayanın üzerinde durarak takipçilerine denize girmelerini ve denizin yarılacağında şüphelerinin olmaması gerektiğini söyledi. Bu işin nereye varacağını anlamak çok da zor değil. Onlardan bazıları boğularak can verdi ve bazılarını ise cankurtaranlar denizden çıkardılar.

Mesihalık iddiasında bulunanlar asırlar boyu Yahudiler için büyük problemler oluşturmuştur. Kimi zaman da yeni fırkalar meydana getirmişlerdir. Bunlardan bazıları günümüze kadar devam etmiştir. Tıpkı Türkiye’deki Dönme fırkası gibi. Sabatay Sevi (ö. 1676) en meşhur yalancı Mesiha’lardandır ve buna rağmen hala saygı ile anılmaktadır. Yahudi fırkaları bölümünde bu konudan bahsedilmişti.

Hz. İsa İbn-i Meryem zuhur etti ve sahip olduğu yüce şahsiyeti ve rabbani ruhuyla büyük bir dini kurdu ve birçok insanı melekût âlemine hidayet etti. Ancak Yahudilerin çoğu onu inkâr ettiler.

14-2. Günümüzde Mesiha Bekleyişi

Günümüzde de Yahudi kavminin süre gelen aşağılanmasını ortadan kaldırmak için ayaklanıp Filistin’i işgal eden Siyonist Yahudilerin vaat edileni bekleme şevklerinden bir şey eksilmemiştir ve Yahudiler, Mesiha’yı sabırsızlıkla beklemektedir. Yaklaşık yüz yıl önce Yahudi düşünürleri şöyle dediler:

“Kavmimiz bunca yıl Mesiha’yı bekleme uğruna aşağılanmalara göğüs germiştir. Ancak ondan herhangi bir haber yoktur. Artık sabrımız tükendi ve beklemeye tahammülümüz kalmadı. Öyleyse var olan duruma bir son vermek için kıyam etmenin vakti çoktan gelmiştir.”

Onlar Siyonizm’i kurarak “Kendimiz Filistin’i almalıyız.” dediler. Yahudilerin geneli bu yapılan işin doğru olmadığını savunmaktaydılar. Çünkü dini inançlara göre sadece Mesiha böyle bir girişimde bulunabilirdi. Siyonistler, “Biz Mesiha’nın kıyamı için Filistin’de bir merkez oluşturuyoruz.” dediler. Asırlar boyunca Mesiha hayaliyle yaşayan bir kavmi ikna etmek zor bir işti. Fakat onlar uzun süre sabır ve tahammülle bu işi tebliğ ettiler ve muhacirleri Filistin’e götürerek işgalci İsrail devletini, Filistin topraklarında kurdular. Elbette hala Yahudiler içerisinden azınlıkta olan Fundamentalistler, eski inançlarına bağlılıklarından dolayı Siyonizm devletinin kurulmasını Mesiha inancına aykırı olduğuna inanarak her zaman onlara muhalif olmuş ve bekleyiş geleneğini devam ettirme görüşünde olmuşlardır.

Sonunda Yahudilerin büyük bir kısmı Siyonizm’i kabul etti ve bunu Mesiha döneminin çıkış yolu olarak gördüler. Günümüzde işgal edilmiş Filistin’deki Siyonistler, günlük dualarının yanı sıra bu rejimin kurulmasının yıl dönümü töreninin sonunda (İbrani aylarından İyar ayının beşinde) ibadet şofarına üfledikten sonra şöyle dua ediyorlar:

“Allah’ın iradesi, O’nun lütfüyle özgürlük şafağına şahit olmamız ve Mesiha’nın yankılanan sesinin kulaklarımızı okşaması yönünde olsun.”

Bilinmelidir ki; günümüzdeki Siyonist gruplardan “Guşimonim” gibi en radikal gruplarla “Nitvarikarya” gibi anti Siyonizm gruplar içinde Mesiha’nın zuhur dönemi şevki aynı orandadır.

Bazıları, Yahudi bilgini olan Menachem Mendel Schneerson’un vaat edilmiş Mesiha olduğuna ve bir gün kıyam edeceğine inanmışlardı. Ancak bu Mesiha’nın 1992 yılında doksan yaşındayken ölmesi, takipçilerini hayal kırıklığına uğratmıştır.

 

[1]      Yunancada “yağ sürülmüş” anlamına gelen (christos) kelimesinin karşılığı Avrupa dillerinde az bir değişiklikle “Mesih” kelimesidir. 

[2]      Bazıları bu ifadeleri olduğu gibi kabul edip, zuhur döneminde adaletin yaygınlaşmasından dolayı bu anlatılanların gerçekten yaşanacağına inanmaktadır. Bazıları ise bu ifadeleri adaletin çok yaygınlaşacağını ifade etme amacıyla bir kinaye olarak kullanıldığına inanmaktadır. Bazıları da kurt, kuzu ve diğer hayvanları kötü ve asaletli insanlar olarak değerlendirmektedirler. Bu üç anlayış, çeşitli dinler içerisinde yaygın olan bir düşüncedir. 

[3]      Yahudi dininin Hazaraları babında bak. Julius Grainstone, Yahudi inancında Mesiha’yı beklemek (Tercüme: Hüseyin Tevfiki, baskı: Kum, 1998), 67-127. sayfalarda bu konuya değinilmiştir.


Yüklə 379,11 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə