EJDER OKUMUŞ
DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 10 SAYI 2
150
| db
Zaman, insanın tarihsel boyutunu, tarihle ilişkisini içermesi ba-
kımından da önemli bir konudur. Jaspers’a göre insanın temel özel-
liklerinden biri tarihîliktir; insan tarihîlik karakteri ile diğer varlık-
lardan ayrılır. Sadece bilinçli bir varlık olan insanda zaman bilinci
ve dolayısıyla tarihî boyut vardır. Toplumsal hayatın tarihte sürekli-
liği zamanla söz konusudur.
97
Belirtmelidir ki geleneksel toplumlarla modern toplumların ayı-
rıcı özelliklerini belirlememizde olmazsa olmaz bir kriter olan za-
man, her iki toplum biçiminde de son derece önemlidir. O nedenle
zamanı en iyi şekilde değerlendirmeye önem verilmiş, bunun için
planlar, stratejiler geliştirilmiştir.
Zamanın toplumla, toplumsal gerçeklikle ilgili boyutları çerçe-
vesinde önemli hususlardan biri de toplumsal bellekle ilişkisidir.
Esasen zaman toplumsal bellektir, toplumların hafızasıdır. Zamanı
tanımayan, zamanla bağlantısı sağlam olmayan, geçmiş, şimdi ve
gelecek perspektifinden yoksun olan toplum, hafızası zayıf, hatta
hafızasız toplumdur. Zamansız-hafızasız toplum,
muallak toplum-
dur. Muallak toplumun, varoluşsal boyutlarından biri olan zamanla
ilişkisi problemli olduğu için var oluşunu uzun süre devam ettirmesi
zor veya imkânsız görünmektedir. Toplumun unutkan oluşu, belle-
ğinin zayıf oluşu, bellek yitimine maruz kalması, zaman bilgi, bilinç
ve tarihiyle sorunlu olmasından, zamanıyla zayıf veya sorunlu ilişki
kurmasından, zamanına sahip çıkmamasından kaynaklanır. Zaman-
sız ve dolayısıyla muallak toplum, dostluk ilişkilerinin kaypak ze-
minde olduğu, ihanetlerin çok yoğun yaşandığı, güvensizliğin ha-
kim olduğu bir toplumdur.
Zaman, olaylar ve davranışlar arasındaki öncelik sonralık ilişki-
lerini içermektedir ve toplumsal bir fenomendir. Mekân gibi zaman
da, toplumsal davranıştan, sosyal ilişkilerden, sosyal hayattan ba-
ğımsız olarak kavranamaz. Sosyal ilişkileri, üretimi, tüketimi, ha-
yatta yapılan çeşitli kontrol ve planlamaları vb. anlamanın yolu,
zaman ve mekânı anlamaktan geçer. Kişisel ilişkilerden siyasal ter-
cihlere kadar hayatın belki de bütün alanlarında, tecrübelerimizi
farkına varsak da varmasak da zaman perspektifiyle yorumlarız.
98
97
A.e., ss. 378-379
98
John Tosh, Tarihin Peşinde, Çev. Ö. Arıkan, Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul 1997, s. 3
ZAMAN SOSYOLOJİSİ: BİR GİRİŞ DENEMESİ
DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 10 SAYI 2
db |
151
Toplumsal olaylar zamanlıdır; onların zamanlı oluşları ve mey-
dana gelişlerine göre sıralanmaları, dış bir
etkiden değil, kendi öz-
lerinden kaynaklanır.
Zaman, dünyada var olan düzenlilikle de yakından ilgilidir.
Herhangi bir yapı ve tertibin temelinde hep bir düzenlilik vardır.
Bundan dolayı dünyanın yapısının temelinde zamansal düzenlilik
olduğu söylenebilir. Zamansal düzenliliğin ise dört ana formundan
bahsedilebilir: Kesin ardışık yapı, sabit süre, standart zamansal ko-
num ve değişmeyen tekrar oranı.
99
Bütün bu zamansal formlara
bakıldığında onların toplumsal dünyamızın ayrılmaz parçaları ol-
duğu; olayların, bu zamansallık kalıpları çerçevesinde meydana
geldiği ve düzenlendiği görülür.
Zaman, bir bakıma “insana can veren öğedir.” Zaman ne geç-
miştir, ne gelecek; ne tarihtir, ne gelişme. Bunlar zamanla bağlantı-
lıdır elbette; ama zamanın kendisini ifade etmezler. Zaman bir du-
rumu ifade eder.
100
Hayat, “varolmak için kendine koyduğu hedeflere uygun bir
ruh geliştirmesi için insana tanınmış bir süreden başka bir şey de-
ğildir.” O halde zaman, insanın sorumluluğuyla yakından ilgilidir.
İnsanın vicdanı da zamana bağlıdır ve zamanla var olur.
101
İnsan, zamanla doğar, yetişir ve yaşar. Ailede çocuğa verilen
bilginin en önemli formlarından biri, belki de Alvin Toffler’in dediği
gibi şeylerin ne kadar sürdüğü bilgisidir.
102
Çocuk, hayatını zaman
bilgisiyle dizayn eder. Zamanla, zaman içinde neyi yapayacağını,
neyi yapmayacağını öğrenir, olaylarla ve insanlarla ilişkilerini za-
man içinde, zaman bilinciyle gerçekleştirmeyi öğrenerek büyür.
Gündelik hayatta kullanılan "vakit geçiyor", "zaman kimseyi
beklemez", "zamanı durduramazsın", "zamanı geri çeviremezsin",
"zaman, her şeyi çözer" gibi ifadeler, esasen zamanın sosyal bağla-
mında kullanılışı ve algılanışını göstermektedir.
Toplumumuzda yaygın olarak kullanılan “Her şeyin bir yeri ve
zamanı var!" ifadesi, zaman ve mekânın insan davranışlarıyla, sos-
yal ilişkilerle, sosyal davranış veya eylemlerle bağıntısını ortaya
99
Bkz. E. Zerubavel, Hidden Rhythms: Schedules and Calendars in Social Life, ss. 1-12
100
Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman, Çev. Füsun Ant, 3. bs., Afa Yay., İstanbul
2000, s. 64
101
A.e., a.y.
102
E. Zerubavel,
a.g.e., s. 13