EJDER OKUMUŞ
DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 10 SAYI 2
146
| db
renci öğretmen ilişkileri, idare-öğretmen ilişkileri, öğrencilerin sınıf-
taki davranışları, derslerin durumu, disiplin, kurallar, denetim, ikti-
dar ilişkilerini vs.), hastanedeki durumlarını (hasta-hatane persone-
li ilişkisi, hastane personelinin kendi aralarındaki etkileşimler, has-
tane yönetimiyle personel ve hasta yakınlarının ilişkileri, iktidar
ilişkileri, kariyer alma süreçleri, düzenlemeler vs) vs. hep zaman
üzerinden gerçekleştirdiklerini görürsünüz. Bu dün böyleydi, bugün
de böylerdir; değişen belki zamana yüklenen anlamdır. Geleneksel
ailenin ev yapısına ve bölümlenmesiyle modern ailenin ev yapısı ve
bölümlenmesi hep zamanla ayrılmaz bir bağla kayıtlıdır. Evde her
bir odanın veya bölümün kullanılma şekli, doğrudan doğruya za-
manla bağlantılıdır, her birinin bir zaman boyutu vardır. Zengin
ailenin evi için de, fakir ailenin evi için de aynı şey geçerlidir. Yani
içinde veya üzerinde bulunduğunuz mekanda zaman sizin yapıp
etmelerinizde, etkileşimlerinizde, yemenizde, içmenizde vs. hep
temel etkendir.
Toplumsal aktörlerin, toplumsal hayatta statü sahibi olmaları,
statü elde etmeleri, rollerini ifa etmeleri, zamanla kayıtlıdır.
Ailede, siyasette, eğitimde, ekonomide, dinde, hukukta vs. za-
man, anahtar konumdadır. Zaman bunlar için ve dolayısıyla toplum
için zorunlu bir şeydir, olmazsa olmazdır; bu ihtiyaçtan öte bir şey-
dir. İhtiyaç, zorunluluğu ifade etmede yetersizdir.
Köy hayatında da şehir hayatın da zaman aslî etkendir. Köylü-
nün köylü, şehirlinin şehirli olmasında zamanın köylülüğü ve şehir-
liliğinin temel belirleyiciliği söz konusudur. Köyde hayat köylü za-
manla, şehirde hayat ise şehirli zamanla sürdürülür. Köy kendi za-
manını, şehir de şendi zamanını üretir, köylü ve şehirli kendi za-
manlarıyla yaşamlarını idame ettirirler.
Zaman, insan ve toplumun sınırlanmasını da ifade eder. Öyle
ise toplum zorunlu olarak zamansaldır ve dolayısıyla geçicidir. İn-
sanî olan her şey, insanlar, kurumlar, olaylar, olgular, zamansaldır;
zamanla sona ve ölüme yaklaşır ve kavuşurlar. Zaman içinde yaşa-
yan, zamanla var olan insanlar, ölümleriyle birlikte zamandan da
koparlar, ölüm, onları dünyadaki zamansal boyuttan ayırır.
Zamanın toplumsallığı, onun sembolik anlatımıyla yakından il-
gilidir. Örneğin saatin kendisi, daha önce de belirtildiği gibi zaman
değildir. Bizim zaman dediğimiz şey, saatin kadranındaki rakamla-
ZAMAN SOSYOLOJİSİ: BİR GİRİŞ DENEMESİ
DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 10 SAYI 2
db |
147
rın, sembol olarak ilettikleri şeydir.
89
İşte zamanın sosyalliği, za-
man-toplum ilişkisi, bu noktada, saatin sembol olarak ilettiği şey
noktasında ortaya çıkmaktadır. "Kaynakları ve özellikleri ne olursa
olsun, zaman belirlemeye hizmet eden araçlar, istisnasız her zaman
sadece insanlara hitap eden mesaj kaynaklarıdır. Saat denen meka-
nizmalar insanlarca düzenlenmiş olsalar bile bir yönüyle hareketli
olayları, yani bir fiziksel ilişkiyi temsil ederler. Ama bunlar belli bir
yoldan, örneğin akrep ve yelkovanın değişen konumlarına göre
insanların semboller dünyasının, sosyal dünyanın içine yerleştiril-
miş fiziksel kökenli enstrümanlarıdır. Saatlerin kadranları üzerin-
deki rakamlar, insanların buluşu olan sembollerdir; takvimin deği-
şen tarihleri de öyle. Zaman budur. Daha doğrusu, bunlar zaman-
dır. Saatin kadranındaki rakamların, sembol olarak ilettikleri şey,
bizim "zaman" dediğimiz şeydir. Saate bakarız ve saatin kaç oldu-
ğunu görürüz, söyleriz. Sadece benim için değil, içinde yer aldığım
sosyal topluluğun bütün için geçerlidir bu zaman tespiti. Saatin
kadranı üzerindeki rakam sembolleri, ayrıca doğa olaylarının akışıy-
la ilintili enformasyonlar da iletirler bize. Örneğin hareketlerinin
bitimsiz akışı içinde Güneş'le Dünya'nın belli bir andaki konumunu,
o anda akşam mı yoksa sabah mı, gece mi gündüz mü olduğunu
bildirirler. Demek ki şu andaki sosyal gelişmişlik basamağından
gördüğümüz gibi, zaman, hem bireysel, hem sosyal hem de insan
dışındaki doğal düzlemlerin birbirleriyle kurdukları geniş ilişkiler
örgüsünü yansıtan bir sembol olup çıkmıştır."
90
Bu ifadelerden de anlaşılabileceği gibi zamanın toplumsal yö-
nü, onun sembol tarafıyla yakından ilintilidir. Zamanın çok yüksek
düzlemdeki bir sembol sentezi olduğu; bireysel, sosyal ve doğal
hayatın akışı içindeki peşpeşe olayların zamansal konumlarını bir-
birleriyle ilintilemeye yarayan bir sembolik sentez olduğu
91
düşü-
nüldüğünde sosyal zaman daha iyi kavranabilir.
Zamanı, zaman belirleme ve tarih koyma gibi çabaları, sosyal
ve fiziksel veya tabii olarak bölünmüş bir dünya anlayışından yahut
özne ve nesneye ayrılmış bir dünya kavrayışından hareketle anla-
mak zor görünmektedir. Tarihlendirme veya zamanı belirleme giri-
şimleri, bir yandan hem insanların elinin değmediği tabii türden
hem de insan müdahalesiyle suni türden fiziksel güçlerin, öte yan-
89
N. Elias, a.g.e., s. 27
90
A. e., ss. 27-29
91
A. e., s. 30