Ün ey m im arlı



Yüklə 1,2 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/43
tarix18.06.2018
ölçüsü1,2 Mb.
#49336
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   43

GÖRÜŞ

Yüksek Standartlı Yapılaşma

Yenileme,  dönüşüm  alanlarında  sürdürülebilir 

bir  kentleşme  programı  kapsamında,  tasarım 

ve uygulamalarda; engellilerin erişimi ve kulla-

nımına  yönelik  standartlar,  enerji  verimliliğine 

yönelik  standartlar  ve  teknolojiler,  afetlere  yö-

nelik güvenlik standartları, yangın güvenliğine 

ilişkin standartlar özel bir önem ve dikkatle ya-

pılara yansıtılmaktadır.

Özetle

Her ülkenin, her bölgenin, her kentin, her yerleş-



menin, her mahallenin kendine özgü koşulları, 

olanakları, fırsatları, tehditleri vardır. Bu nedenle 

kentsel  dönüşüm  ya  da  yenileme  alanları  için 

bir tek modelden, bir tek doğrudan bahsedile-

mez.  Ancak  dönüşüm  ya  da  yenileme  alanları 

için  ilkeler,  politikalar  ve  stratejiler,  yöntemler 

genel olarak tanımlanabilir. 

Kentlerimizin,  geçmişte  hızlı  kentleşme  süre-

cinde niteliksiz yapılarla gelişmesi bugün yakı-

nılan sağlıksız, niteliksiz, güvensiz yapılı kentsel 

çevreyi yaratmıştır. Başta kentsel yenileme, dö-

nüşüm uygulamalarında olmak üzere bu nite-

liksiz yapılaşma sürdürülmemeli, yazıda özetle-

nen ilke ve duyarlılıkları kavrayan bir anlayışla, 

kentlerin  mimarlık  düzeyinin,  yapı  kalitesinin 

ve mekânsal kalitenin yükseltilmesi en öncelikli 

kentleşme politika ve stratejisi olmalıdır. Kentin 

yaşam  kalitesi  ancak  bu  duyarlılıklarla  istenen 

düzeye  çıkarılabilecektir.  Kentlerimiz  sahip  ol-

duğu doğal, kültürel mirası ve mimari birikimi 

ile bu stratejiyi fazlası ile hak ediyor. 

benimsenmektedir. Yaratıcı ve yenilikçi mimari 

ve kentsel tasarımlarla elde edilecek mimari gü-

zellik  ile  kentsel  cazibenin  geliştirilmesi  amaç-

lanmakta, ruhu olan bir kentsel yaşam alanı, gu-

rur duyulacak bir mimari çevre hedeflenmekte-

dir. Çok sayıda mimarın yarışmalar yöntemiyle 

sürece  katılımı  sağlanarak  mimari  çeşitlilik  ve 

zenginlik yaratılmaktadır.

Katılım ve Şeffaflık

Yenileme  ve  dönüşüm  alanlarının  tespit  edil-

mesi aşamasından itibaren açık ve şeffaf prog-

ramlar  uygulanmaktadır.  Şeffaflığın  sağlanabil-

mesi için aynı zamanda katılımı da içeren danış-

ma kurulları oluşturulmaktadır. Kentte bulunan 

meslek odası temsilcileri, akademik kurum tem-

silcileri,  sanat  ve  kültür  kuruluşları  temsilcileri, 

danışma kurulunda üye olarak yer almaktadırlar. 

Değer Artışının Kamuya Yansıtılması

Kente  yapılacak  her  olumlu  müdahale  genel 

anlamda değer artışı yaratan bir sonuç doğurur. 

Kentsel  dönüşüm  programları  da  değer  artışı 

yaratabilecektir.  Sorun  değer  artışı  yaratılması 

değil, yaratılacak değerin nasıl bölüşüleceği so-

runudur. Uygar toplumlarda, kentte yaratılacak 

değer birilerine değil, kamuya ve kent gereksi-

nimlerine yansıtılmaktadır. Yenileme, dönüşüm 

alanlarında yapılacak uygulamalarda yeni yara-

tılacak değerlerin kamuya dönük olmasını sağ-

lamak için açıklık, şeffaflık ve katılımcılık önemli 

denetim araçlarıdır.

Konforlu Toplu Ulaşım

Yenileme,  dönüşüm  alanlarında  güçlü  şehirsel 

altyapılar gerçekleştirilmekte, hızlı, konforlu top-

lu raylı ulaşım sistemleriyle yüksek kentsel kalite 

amaçlanmakta. Yenileme alanlarının kentin mer-

keziyle ilişkileri güçlendirilerek bu alanlarda yaşa-

yanların kentlileşme süreci desteklenmektedir.

Yüksek Nitelikli Mimarlık

Yenileme dönüşüm alanlarında yüksek nitelikli 

mimarlık ve kültür odaklı kentleşme stratejileri 

Amsterdam - Doğu Liman Bölgesi Tramvay.

Hamburg - Hafencity Dönüşüm Alanı.

Amsterdam - Doğu Liman Bölgesi Dönüşüm Alanı.

Hamburg - Hafencity Mimarlık Örnekleri.

Amsterdam - Doğu Liman Bölgesi Mimarlık Örnekleri.

Hamburg - Hafencity Mimari Ayrıntı.

Amsterdam - Doğu Liman Bölgesi Mimari Ayrıntı.

Hamburg - Hafencity Mimari 

Ayrıntı.


Amsterdam - Liman Bölgesi 

Mimari Ayrıntı.

Hamburg - Hafencity Metro İstasyonu.

10

 | GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13




GÖRÜŞ

17 Ağustos 1999 depreminin 

yıldönümünde bir kez daha 

ülkemizin deprem gerçeğini 

gündeme getirmek durumunda 

kalıyoruz. Ne yazık ki aradan 

geçen bunca zamana rağmen 

ulusal ve uluslararası bilimsel 

çevrelerden gelen uyarıların dikkate 

alınmadığını, deprem bahane 

edilerek kentlerimizin ranta dayalı 

bir şekilde hızlıca yapılandırıldığını 

görüyoruz. Kentlerimizde deprem 

anında toplanma yerleri olarak 

belirlenen alanların bugün 

yapılaştığını görmek iktidarın 

yaptıklarını anlamak için belki 

de en çarpıcı gösterge. Depremin 

yıldönümünde Kocaeli başta 

olmak üzere pek çok yerde 

etkinlikler gerçekleştirildi; TMMOB 

ve bağlı odalar başta olmak üzere 

pek çok duyarlı kuruluşun ve 

halkın katılımıyla deprem gerçeği 

bir kez daha irdelendi, hatırlatıldı. 

Bu yıldönümü vesilesiyle TMMOB 

Mimarlar Odası’nın yayımladığı 

bildiriyi sizlerle paylaşmak istedik. 

İKTİDARIN 

“RANT VE 

TALAN” 

POLİTİKALARI 



EN BÜYÜK 

AFETTİR..!

16 Mayıs 2012 tarihinde TBMM’de kabul edilen 

6306  Sayılı  “Afet  Riski  Altındaki  Alanların  Dü-

zenlenmesi Hakkında Kanun” tipik bir örnektir. 

Uygulamaya  geçilen  bu  kanun  çerçevesinde 

ne kentlerde ne de kırsal alanlarda bütüncül bir 

yaklaşımla afet riskini azaltacak, toplumsal uzla-

şı sağlanmış ve gelecek nesillere “sağlam yapılar 

ve  yaşanılır  çevreler”  bırakmayı  hedefleyecek 

hiç bir gerçekçi proje üretilmemiştir.

“Dönüşüm Yasası” ile bir takım kamu yapıları ve 

lojmanlar hızlı bir biçimde yıkılarak bu yapıların 

yer aldığı değerli araziler, yapı yasağı olan böl-

geler ve nihayet kentlerin yeşil alanları bakımın-

dan önemli olan askeri alanlar üzerinden yeni 

rant alanları oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Çevre  ve  Şehircilik  Bakanlığı  ve  bu  bakanlığa 

bağlı  TOKİ  tarafından  yürütülen  hem  afet  risk 

altındaki  yapıları  ilgilendiren  hem  de  kentsel 

dönüşüm  amaçlı  proje  ve  uygulamalar  ne  şe-

hircilik  ilkelerine,  ne  toplumsal  mutabakata 

ne de bilimsel ve teknik bilgi ve uygulamalara 

uymamakta, kapalı kapılar ardında alınan bir ta-

kım kararlar ile kamu yararına aykırı bir biçimde 

uygulanmaya  çalışılmaktadır.  Bu  uygulamalar 

ile yeşil alanlar yok edilmekte; kentsel alanlarda 

en çok ihtiyaç duyulan kamusal alan ve parklar 

talan edilmeye çalışılmaktadır. Ve hatta deprem 

sırasında  yurttaşların  toplanma  yerleri  olarak 

belirlenen yeşil ve boş alanlar yapılaşmaya açıl-

mak suretiyle yok edilmektedir.

17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depremi, do-

ğanın insan yerleşimleri üzerinde ne kadar yıkıcı 

etkileri olabileceğini çok acı bir şekilde göster-

mişti. Depremin ortaya çıkardığı bir başka ger-

çek ise; ağır yıkım ve bilançonun failinin sadece 

doğa olmadığı, kader hiç olmadığı, aksine do-

ğaya meydana okuyan, bilimsel, teknik bilgi ve 

kararları doğru olarak uygulamayan “Kentleşme 

Politikaları” olduğu anlaşılmıştı.

Geriye  dönüp  baktığımızda  mevcut  iktidarın 

elindeki  yetki  ve  kaynakları  sahip  olduğu  ku-

rumlar ile birlikte kentlerin afetlere karşı güvenli 

olması  için  değil;  yeni  ekonomik  rant  alanları 

oluşturmak, popülist söylem ve uygulamalar ile 

siyasi rantçılık yapmak için kullanılması suretiy-

le afetlere davetiye çıkarıldığı ve bu nedenlerle 

kentlerimizin  afetlere  karşı  daha  da  güvensiz 

hale geldiği çok açık bir şekilde görülmektedir. 

Depremden sonra geçen 14 yılda ülkenin bir-

çok coğrafyasında farklı afet tipleri ile yüz yüze 

kalınmış,  hem  kentsel  hem  de  kırsal  alanlarda 

yine  yıkımlar  ve  can  kayıpları  yaşanmıştır.  Ka-

radeniz  ve  Marmara’da  yaşanan  sel  felaketleri, 

2011 Van Depremleri hemen ilk akla gelen afet-

lerdir.

Bütün  bu  deneyimlere  karşın;  afet  kavramının 



toplum üzerindeki korkutucu etkisi kullanılarak 

bazı kanun ve yönetmelikler ile yeni rant alan-

ları  oluşturulmaya  çalışılmaktadır.  Bu  anlamda 

GÜNEYMİMARLIK |EYLÜL2013 | SAYI 13 | 



11


Yüklə 1,2 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə