Recaizâde Mahmut Ekrem
ve Azerbaycan Edebiyatı*
A nahtar Kelimeler: Azerbaycan edebiyatı, Recaizâde Mahmut
Ekrem, şiir.
D oç.D r. H üseyin H A ŞİM
Nahçıvan Devlet Üniversitesi
T
evfik Fikret, Abdülhak Hâmit Tarhan ve Namık
K em al g ib i ta n ın m ış T ü rk y a z a rla rın ın ,
Azerbaycan edebiyatına tesiri ile ilgili şu ana
kadar başarılı araştırm alar yapılm ışsa da Recaizâde
M ahmut Ekrem ’in (1847-1914) edebî yaratıcılığı ve
eserleri üzerinde yeterince durulm am ıştır. Halbuki
araştırm aların gösterdiği gibi R ecaizâde M ahm ut
Ekrem’in eserleri, Azerbaycan edebiyatını belirli ölçüde
etkilem iştir. 19. yüzyılın sonlarından başlayarak
Recaizâde M ahm ut E krem ’in eserleri Azerbaycan
edebî muhitinde geniş aks-i seda doğurmuştur. Edebiyat
araştırm alarındaki yaygın görüşe göre, 20. yüzyılın
başlarında, A zerbaycan’da eserlerine en çok nazire
yazılan, şahsiyeti ve yaratıcılığı çok beğenilen Yeni
Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri de Recaizâde
Mahmut Ekrem ’dir.1
R ecaizâde M ahm ut E krem , nesir ve tiyatro
sahasında da kalemini sınamış, lâkin o, şiir sanatında
daha büyük ün kazanmıştır. A zerbaycan’da da onun
şiirleri ünlü olmuş, birçok şairimiz ondan etkilenmiş ve
ona nazireler yazm ıştır. N azirelerin m üellifleri, bir
taraftan R ecaizâde M ahm ut E k rem ’le olan sanat
(yaratıcılık) benzerliklerini ortaya çıkarmış, diğer taraftan
da kendi sanat çalışmalarını sergilemişlerdir. Bu konuda
istidatlı sanatkâr Abdulla Şaik’in (1881-1959) adı ayrıca
zikredilmeye lâyıktır.
A bdulla Şaik, R ecaizâde M ahm ut E k rem ’in
sanatına büyük bir saygıyla yaklaşmış, edebî hayatının
ilk devresinde onun eserlerine nazireler yazmıştır. Onun
yazılış tarihi itibariyle Recaizâde M ahmut E krem ’e
yazdığı ilk naziresi olan "Bir Kuş Ş iiri” , F ü y u z a t
dergisinde yayım lanm ıştır.2 Bu şiirde lirik, hazin
santim antal-rom antik duygular kendine has güzel
ifadesini bulm uştur. R ecaizâde M ahm ut E krem ’de
olduğu gibi, A bdulla Ş aik’in şiirlerinde de "bahar
mevsimini bin bir hasretle yâd eden ” kuşun yanık figanı
ile şairin hüzünlü ruh hâli arasındaki benzerlik dikkati
çekmektedir:
Gece-gündüz o kuş da bu deli könlüm kimi sızlar,
Kimin hüznile olmuş dilfikar bu nazenin gemhar?
Onun her negmesinde başka me ’na, başka hikmet var,
Menim feryâdi-mehzunanemi bünyad eder bir kuş?
Abdulla Şaik’in 1909 yılında yazdığı Bu da Bir
Ş iir-i F ân i-y i D iğ er adlı eseri, Recaizâde M ahm ut
E krem ’e nazire olarak kalem e alınm ıştır. Bu şiirde
lirik duyguların romantik tekamülü izlenilmiş ve onun
bedbinlikten (kötümserlikten) nikbinliğe (iyimserliğe)
doğru dönüşü ifade edilmiştir. Öyle ki, ilk bentlerde
küçük kelebeğin hayatının son dakikaları, yaprakları
sararmış kocaman ağacın perişan hâli vs. tasvir edilmiş,
son bentte ise A bdulla Ş aik’in geleceğe kanatlanan
nikbin (iyimser) romantikliği ön plâna geçmiştir. Şiirin
ilk bendi "Bu da bir ş i ’r-i fâ n i-y i d iğ e r” m ısraıyla
bittiği halde, son bendin “Bu da bir şi'r-i şâdi-yi diğer”
sözleriyle tamamlanması, görüşümüzü tasdiklemektedir.
Abdulla Şaik, Recaizâde Mahmut Ekrem’in "Yâd
E t” şiirine de nazire yazm ıştır. Recaizâde M ahmut
E krem ’in, A zerbaycan’da, asrım ızın başlarında en
yaygın şiirinin “Yâd E t” olduğunu söylersek, yanılmış
olmayız. Bu şiire birçok nazire yazılmıştır. Bilindiği
gibi R.M. Ekrem ’in adı geçen şiirinde mutlu gelecek
ile ilgili hüzünlü, kırılgan (hassas) hislerin ve hayâllerin
santimantal-romantik tarzdaki takdimi esas yeri tutar:
Vaktâ ki, gelip bahâr yek ser,
Eşyâda ayan olur tahayyür.
Vaktâ ki, hezar aşk-perver
Yapraklar ile edip tesettür...
Yâd et beni, bir dakika yâd et.
A bdulla Ş aik’in Recaizâde M ahm ut E krem ’e
nazire tarzında kaleme aldığı “Yâd E t” şiiri de derin
hissiyat ve nikbin romantikliğe dayanır. İçinde yaşadığı
toplumun sosyal, manevî esaretinin doğurduğu azapları
omzunda taşıyan müellifimiz, söz konusu naziresinde,
bu haksızlığın uzun müddet devam etm eyeceğine ve
adaletli bir dönemin geleceğine inandığını etkileyici
mısralarla ifade etmiştir:
Geçtikçe saadet içinde şen şen.4
Sürdükçe dem-a-dem5 ömrü-hoşkam.6
Yâd et meni-gaibaııe7 yâd et.8
Tanımasan da, görmesen de; gıyaben.
Abdulla Şaik’in eserlerinden birinde, bu şiirin
2001 / Güz 30
Bilge 17
çıkış tarihçesi ile ilg ili şu sözler yer alm aktadır:
“Ü stad-ı âzam M a h m u t E k r e m ’e nazire olan bu
şiirim den daha 1908 yılın d a bahsetm iştim . Onu,
arkadaşlarımdan Mehemmed Hâdi Efendi’ye, merhum
Sâbir Efendi ile birkaç başka tanıdığıma okumuştum.
Arkadaşlarım ın hoşuna g ittiğ i için, her biri birer
nazire yazma arzusunda olduğundan dolayı ricalarını
kabul etm iştim .. .”9
A bdulla Ş aik ’in “Yâd E t” şiiri, o dönem de
yayımlanmamışsa da sözlü olarak yaygınlık kazanmış,
birçok şairin nazire yazmasına ilham kaynağı olmuştur.
Bu bakımdan tanınmış şair Abbas Sehhet’in (1874-
1918) “Yâd E t” şiiri dikkate lâyıktır. Adı geçen şiir,
ilk defa İrş a d gazetesinin 14 Şubat 1908 tarihli 19.
sayısında “E ş’a r” başlığıyla ve aşağıdaki kayıtla birlikte
yayımlanmıştır:
“ Üstad-ı m iihterem Ekrem B ey H azretlerine
peyrev ola bilerm iyem ? Edibim iz Ehm ed K a m a l’a
tegdim olunur.”
Ahmet Kemal (1874-1924), o yıllarda B akû’de
bulunan, eserler veren ve gazetecilikle meşgül olan
Osmanlı aydınlarından bir idi.
Abdulla Şaik’in “Yâd E t” şiirinde olduğu gibi,
Abbas Sehhet de gelecekte kurulacağını inandığı “hür
cemiyet" ile ilgili
düşüncelerini, arzularını bediî biçimde
canlandırabilmiştir. Şairimizin inandığı ve arzuladığı
g elec ek şö y led ir: V a k it g e le c e k , ad alet gü n eşi
parlayacak, millet bilimle terakki bulacak, hür cemiyet
kurulacak. Am a böyle bir zam an g eldiğinde de:
.. .Toprakda yatar bu gemli şair,
Kabrinde çıhar soluk çiçekler...
Bak millete, eyle sen tefahür.
Yâd et meni, aşikane yâd et.10
B urada şu hususu da b elirtm eliy iz: A bbas
Sehhet’in Recaizâde M ahmut Ekrem ’e nazire yazması
tesadüf değildir. Talebelerinin anlattıkları hatıralara
göre A bbas S e h h et, geçen y ü zy ılın b aşların d a,
Şamahı’da öğretmenlik yaptığı dönemde, başka birçok
y az arla b irlik te M ah m u t E krem R e c a iz â d e ’nin
yaratıcılığını, eserlerini derslerinde süratle işlemeye
başlamış, onun şiirlerine olan tutkusunu göstermiştir.
Abbas Sehhet’in “Yâd E t" naziresi, yüksek bir fikre,
bediî değere sahip olduğundan dolayı bir müddet sonra
ona nazire yazıldı. Şair ve edebiyat bilgini Salman
Mümtaz’ın (1884-1938) Kelniyyet dergisinin 13 Ekim
1912 tarihli 21. Sayısında, “Muhterem Şairimiz Abbas
Sehhet H a zretlerin e N a zire " b aşlığ ıy la bir şiiri
yayımlandı. Bu şiirde büyük mizah ustası M.E. Sâbir’in
(Mirza Ali Ekber Tahirzade, 1862-1911) ölümünden
doğan kederli ruh hâli ifadesini bulm uştur. Burada
Abbas Sehhet’in şiirindeki birçok mısraı değiştirilmiş,
ona benzer bir istikamet izlenilmiştir. Meselâ, Abbas
S ehhet’in “Toprakda yatar bu gem li ş a ir ” m ısraı,
“Toprakda yatır o şanlı Sâbir" şeklinde işlenmiştir.
Salman M üm taz’ın söz konusu şiirini, genel olarak
Recaizâde Mahmut Ekrem ’e yazılmış bir nazire olarak
değerlendirebiliriz.
Gözlemler, araştırmalar gösteriyor ki, 20. yüzyılın
başlarındaki Azerbaycan edebiyatında, Mahmut Ekrem
R ecaizâde’nin “Yâd E t" şiirine yazılm ış nazireler
arasında sentim ental-rom antik karakterli örneklerle
b irlikte, m izahî tarzda kalem e alınm ış şiirler de
olmuştur. Mizah ustası M .Sâbir’in “Vakta ki, kopur
bir evde matem" mısraıyla başlayan şiirini, buna örnek
olarak gösterebiliriz. Bu şiir, ilk defa M olla N asreddin
dergisinin 20 A ğustos 1907 tarihli 31. sayısında,
“Recaizâde M anmut Ekrem Beyefendi Hazretlerinin
'Y â d E t’ adlı şiirine nazire" kaydıyla yayımlanmıştır.
T arih itib ariy le bu şiir, A .Ş aik ile A .S e h h e t’in
nazirelerinden daha önce yazılmıştır. Sâbir, yaratıcılık
hususiyetlerine sadık kalarak, dikkat merkezine an’anevî
tenkit objelerini yerleştirm iştir. Bu şiirde baharın
gelişini arzulayan lirik kahraman artık yoktur. Burada
ihsan verilm esi için m atem , yas havasına bürünen
mollalar, halkın servetini talan etmeye fırsat kollayan
şeyhler vs. sergilenir:
Vakta ki, kopur bir evde matem,
Teşkil edilir büsati-ehsan11
Bişdikce kazan-kazan m ütencem }1
Geldikçe tabak-tabak badımcan- 13
Yâd et meni, yağlı-yağlı yâd et.
Abbas Sehhet’in naziresine Salman M üm taz’ın
cevap yazdığı g ib i, S â b ir’in naziresini de M olla
Nasreddinci şair Meşedi Hebib Zeynalov (1884-1919)
cevapsız bırakmamıştır. O, M olla N asreddin dergisinin
9 M a rt 1908 ta rih li 10. s a y ıs ın d a “Ş a ir im iz
Hophopname tekdim olunur" kaydı ile “Yâd Et" şiirini
yayımladı. Meşedi Hebib Zeynalov da Sâbir gibi mizahî
mazmuna ağırlık vermiş, döneminin olumsuzluklarını
tenkit objesi olarak alm ıştır. M. H. Zeynalov’un bu
naziresini Sâbir de karşılıksız bırakmamıştır. O, Molla
N a s re d d in d e rg isin d e y ay ım lan an “M adam ki,
hamiyani-zülm et” matlalı şiirini (30 M art 1908, sayı
13) M.H. Zeynalov’un söz konusu şiirine cevap olarak
kaleme almıştır.
Sâbir’in, Recaizâde M ahm ut Ekrem ’e yazdığı
bir başka naziresi daha vardır. Görkemli mizah şairinin,
Bilge 18
2001 / Güz 30