Pirandello'nun psikolojik rölatiVİZMİ Doç. Dr. Durdu k u n d a k ç I i ö y k ü L e r



Yüklə 213,93 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/8
tarix21.06.2018
ölçüsü213,93 Kb.
#50124
növüYazı
1   2   3   4   5   6   7   8

PİRANDELLO'NUN PSİKOLOJİK RÖLATİVİZMİ 193 

de seninle çocuk olacağım biraz; (arada sırada) bunu da yapmak gerek, 

ama fazla zaman yitirmeyelim"

1 4


 der gibidir. Gerçi genç kadın kocasının 

sevme biçiminin kendisininkinden farklı olduğunu sezinlemektedir ama 

kendi sevgisinin büyüklüğü uzun uzun üzerinde durmasına fırsat verme­

mektedir. 

Ama bir gün, yine bir iş yolculuğuna çıkacak olan kocasının valizini 

hazırlamak için girdiği odasında, eski elbiselerinden birinin cebinde ko­

casının  i l k karısının bir fotoğrafını bulur. Hiç görmediği, tanımadığı, 

kocasını aldattığı söylendiği için nefret ettiği o kadının fotoğrafına bakar­

ken garip bir duyguya kapılır. Tam bu sırada kocası eve döner. O gün 

Anna,  i l k kez kocasının davranışlarını dikkatlice inceler ve onun kendi­

sine yeterince nazik, yeterince dikkatli, yeterince saygılı olmadığını gö­

rerek şaşkınlığa düşer. Ve yine ilk kez, kocasına evde yalnız kalmaktan 

korktuğunu söyleı. Ama o, çocukluk etmemesini söyleyerek, hoşça kal 

bile demeden kapıyı vurup çıkar gider. Bunun üzerine Anna, olanı bite­

ni, yalnız o gün değil, evlendiği günden beri üç yıldır olan biten her şeyi 

yeniden düşünmeye başlar ve sıkıntılı bir boşluk duygusu içinde bulur 

kendini. Düşündükçe, baba evinden ayrıldığından beri, üç yıldır, bu 

boşluk içinde olduğunu, ama bunu yeni fark etmeye başladığını görür 

şaşkınlıkla. "Önce farkına varmamıştı, çünkü yalnızca kendisi, kendi sev­

gisi ile doldurmuştu o boşluğu; şimdi farkına varıyordu çünkü bütün o 

gün boyunca, (kocasının davranışını) görmek, gözlemlemek, yargılamak 

için sevgisini nerdeyse askıya almıştı"

1 5



Bu duygular içinde kadının fotoğrafını incelemeyi sürdürür. Kadı­



nın dudaklarındaki hüzünlü gülümsemenin, bir başka kimseye duyulan 

mutsuz bir aşktan kaynaklandığını düşünürken, birden kadının yüzün­

deki hüzünlü ifadenin sabahları aynaya baktığında kendi yüzünde gör­

düğü ifade ile aynı olduğunu fark eder. Demek ki o kadın da mutsuzdu. 

O da acı çekiyordu. Sonunda anlar neden acı çektiğini. Ancak aradan üç 

y ı l geçtikten sonra. Kendi hüznü o kadınınkinin aynıdır; yani gerektiği 

gibi karşılık görmeyen bir sevginin yol açtığı hüzündür. 

Böylece Anna,  i l k kez şimdi, yaşamına ölmüş kadının gözleri ile 

bakınca kocasından yakınacak pek çok şey buluyordu. Daha önce de 

kocasının vurdumduymazlığına üzülmüştü, ama o gün  i l k kez kendisini 

bu kadar yalnız, bu kadar boşlukta hissediyordu. Ve onu teselli etmesi 

gereken kocası, yaptığı özveriyi takdir etmekten çok uzaktı. 

14 Luigi Pirandello: Novelle per. un anna, cilt: I, s. 351. 

15 a.g.y., s. 853. 




194 DURDU KUNDAKÇI 

Burada Pirandello gerçek mutluluğun tek yanlı sevgi ile olamaya­

cağını, sevginin karşılıklı olması gerektiğini vurgulamakta, bir kimse­

nin, mutsuzluğunun farkına varmadan, kendini mutlu sanabileceğim 

göstermektedir. Ayrıca bir insanın içinde olan ama fark etmediği bir 

duyguyu başka birinde görerek fark edebileceğini ve onu doğuran ne­

denleri, geçmişte de olsa, bulabileceğini ortaya koymaktadır. 

Buna benzer bir başka öykü de Da se (Kendiliğinden) adlı öyküdür. 

Öykünün kahramanı olan Matteo Sinagra iflas etmiş ve evine kapanmış­

tır. Aradan üç yıl geçtikten sonra kayınbiraderinin bulduğu bir getir 

götür işinde çalışmaya başlar. Bir gün sokakta rastladığı ve başına ge> 

lenlerden haberi olmayan eski bir dostunun bakışlarından bir hiç oldu­

ğunu, gerçek Matteo Sinagra'nın üç yıl önce ölmüş olduğunu anlar. Pi­

randello durumu şöyle anlatır: "O  k i m d i artık? Hiç kimse. Sadece her 

şeyini yitirmiş olduğu için değil, rengi atmış elbisesi, havı dökülmüş 

şapkası, sökülmüş ayakkabıları ile, ayak işleri gören bir adamın sefil ve 

alçaltın konumuna düşmüş olduğu için de değil. Hayır, hayır. Artık 

gerçekten hiç kimse değildi, çünkü üç  y ı l öncesine kadar olduğu o Matteo 

Sinagra'nın görünümü (o da tanınmayacak kadar değişmişti!) dışında 

hiçbir şey kalmamıştı onda. Daha yeni evden-çıkmış bu ayak işleri gören 

adamda ne o kendisini duyabiliyor ne de başkaları onu tanıyordu. O 

halde  k i m d i o ? Henüz yaşamayan, ancak günde on liretçik kazancı olan 

miskin, üzüntü verici yeni bir yaşamı öğıenmesi gereken bir başkası. 

Peki, buna değer miydi ? Matteo Sinagra, gerçek Matteo Sinagra ölmüş­

t ü , kesin olarak ölmüştü üç yıl önce. 

O sabah yolda rastladığı dostunun gözleri safça bir acımasızlıkla 

bunları söylemişti ona"

1 6


Böylece kendi hiçliğini dostunun gözlerinden okuyan ve üç yıldır 

yaşamadığını, sadece bir ölü olduğunu anlayan Matteo Sinagra, ailesini 

zaten ölü olan  b i r i için cenaze masrafı etmekten kurtarmak amacı ile, 

kendiliğinden mezarlığa gider ve orada yaşamına son verir. 

La realtâ del sogno (Rüyanın gerçekliği) adlı bir başka öyküde ise 

Pirandello insanın, farkında olmadan, içinde taşıdığı, ancak uyamk 

olduğu zamanlarda, aldığı sıkı terbiye ve ahlâk kurallarının etkisiyle, 

yadsıdığı bir duyguyu, bir eğilimi rüyasında görerek fark edebileceğini 

anlatmaktadır. 

16 Luigi Pirandello: Novelle per un anno, cilt:  I I , s. 650. 




P Î R A N D E L L O ' N U N  P S İ K O L O J İ K  R Ö L A T Î V İ Z M İ 195 

Öykünün kahramanı olan genç kadın, babası tarafından evlenince-

ye kadar, Güney italya'nın küçük kentlerinde yüzyıllarca egemen olmuş 

sıkı denetim altında büyütülmüş, eıkekler kendisine bir öcü gibi gösteril­

miştir. Çok kıskanç olan babası eve hiçbir erkeğin girmesine izin vermedi­

ği gibi, ender olarak onu dışarı çıkardığında da, rahibeler gibi başı eğik 

gözünü yerden kaldırmadan yürütmüştür. Öyle ki nişanlı kaldığı dört 

ay boyunca, nişanlısına "kızın elini tutmak bir yana, alçak sesle  i k i çift 

laf etme"

1 7


 izni bile vermemiştir babası. (Burada Pirandello kendi ka­

yınpederini betimler gibidir. Nitekim bay Portulano ve kızının Pirandel­

lo ailesi ile  i l k görüşmesinde, rahibeler arasında büyüttüğü kızını bir baş­

ka erkeğe göstermenin huzursuzluğunu yaşayan bay Portulano'nun kıs­

kançlığı şöyle anlatılır: "O karısını çılgınbk derecesinde kıskanırdı, ö 

kadar  k i , kadıncağız, doğum sırasında, bir doktorun yanma yaklaşma­

sına izin vermektense ölmeyi yeğlemiştir")

1 8


Bu genç kadının evlenir evlenmez, bütün yaşamı boyunca katlan­

mak zorunda kaldığı baskı ve yasaklar sonucu içinde yer etmiş olan tu­

tukluk, ürkeklik ve şaşkınlıktan kurtulması beklenemezdi elbette. Gerçi 

altı yıllık evlilikten sonra, babasının o vahşice kıskançlığının yol açtığı 

karabasandan kurtulmuştu; yolda, sokakta, evde insanlarla karşılaşıyor, 

onları görüyordu. Artık o eski çocukça korkusu kalmamıştı ama, şu şaş­

kınlıktan, şu tutukluktan bir  t ü r l ü kurtulamıyordu. "Ne kadar zorlarsa 

zorlasın, gözleri hiç kimsenin bakışına dayanamıyor, konuşurken dili 

damağına dolaşıyor ve birden, hiç neden yokken, yüzü kıpkırmızı kesili­

yor ve bu yüzden, aslında hiçbir şey düşünmediği halde, herkes aklından 

neler geçiriyor diye düşünebiliyor; kısacası kendisini, başkalarına kö­

tü görünmeye, aptal, şapşal yerine konulmaya mahkum gibi hissediyor­

du. Oysa bunu hiç istemiyordu kendisi de"

1 9



Bu nedenle kocasının arkadaşları geldiği zaman çoğunlukla odası­



na kapanıyor, onların yanma çıkmıyordu. Bu duruma hem üzülen, hem 

de bozulan arkadaşları zamanla ayaklarını keserler evinden. Artık yal­

nızca kocasını çok severi ve onun da değer verdiği pek az dostu kalmıştır. 

Genç kadın, ender de olsa, arada sırada onlarla birlikte olmakta ve rahat 

davranabilmektedir. Bunu gören kocası, karısının bir saplantı içinde ol­

duğunu ve bundan kurtulması için arkadaşlarının yanına çıkmaktan 

ürkmemesi gerektiğini söyler. 

17 a.g.y., s. 655. 

18 F.V. Nardelli: a.g.y., s. 88-89. 

19 Luigi Pirandello: Novelle ..., cilt: II, s. 656. 




Yüklə 213,93 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə