PİRANDELLO'NUN PSİKOLOJİK RÖLATİVİZMİ 191
sına değil kendinedir. Birkaç, gün sonra, en küçük kızla birlikte kocası da
gelir. Bayan Leuca'nın, olayların kendi öngördüğü biçimde gelişeceğin
den hiç kuşkusu yoktur, öyle k i , i l k gece odasının kapısını kilitleyip öy
le yatar. Oysa kocası ona karşı davranışlarında dürüst, saygılı, çocuk
larına karşı sevecendir. Bir ayyaş olduğu söylendiği halde, içki içmede
çok ölçülüdür. Bayan Leuca kocasının eski beyefendiliğini bütünüyle
yitirmediğini görür. Ayrıca, bir gün, kocasının kucağında uyuyup kalan
küçük kızın üstünü değiştirmede kocasına yardım etmek için ona yak
laşıp ister istemez ona dokunduğunda, kocasının değil de kendi ellerinin
titrediğini hissedince kendi kendine çok kızaı. Kendine bu kadar çok gü
venen bayan Leuca'nın ellerinin titremesi olacak şey midir? Kocasının
dürüst ve saygılı davranmasından doğal olarak hoşnut olması gere
kirken, tam tersine bu davranış onda yeni bir düş kırıklığına yol açıyor,
onu çileden çıkarıyordu. Öyleyse, herkesin yardımına koşmaktan zevk
alan, i y i l i k perisi bayan Leuca'nın, içten içe, istediği şey kocasının ona
sahip olmaya kalkışması ve böylece kendisine onu kapı dışarı etme zev
k i n i vermesiydi. Faikına varmamıştı ama, kırılan onurunun intikamını
almak için bir başkasının kötülüğünü istiyordu. Onu bu amaçla evine
almıştı, i y i davranışlarının altında yatan nedenler bunlardı, içinden ge
çenlerin bu duygular olduğunu fark edince allak bullak olur bayan Leuca.
Ancak kendisinin kocası için bir hiç olduğunu fark etmesi onun için en
büyük darbe olacaktır. Kocasının gözünde saygı duyulacak bir iyibk
perisidir belki, ama gerçek bir kadın değildir asla. O kötü kadından çok
daha değersizdir kocası için. Oysa bayan Leuca halâ güzel, alımlı bir
kadındır. Sokaktaki erkeklerin dönüp dönüp baktıkları bu güzellik yal
nızca kocası için bir anlam ifade etmemektedir. Aynanın kaışısına ge
çip ona işkence çektirmekten başka bir işe yaramayan güzelliğini ince
lerken, onu gerçek yaşamdan soyutlayan bu kendi yaşamının, bu düzen
l i , tertemiz varoluşun neye yaradığım sormaktan da alamaz kendini.
A r t ı k , önceleri ilgisini çeken şeylerden de zevk almadığını fark eder,
hayır işleri için yapılan toplantılara da katılmaz, hattâ pazar ayinlerini
bile aksatmaya başlar. Kendini beğendireceği kimse de olmadığına göre,
kendisine özen göstermesinin de bir anlamı kalmaz artık. Nedenini me
rak eden arkadaşlarına çocuklarla uğraşmaktan zaman bulamadığını
söyleı. Ondaki değişikliği fark eden ancak ne olduğunu sezemeyen ar
kadaşlarına da hiç bir şey söylemez. Olduğunu sandığından çok farklı,
ayıpladığı, tutkunun tutsağı olduğu için günah işleyen kocasından daha
aşağılık biri olduğunu fark etmiş olmanın acısını çeker sessizce.
Sonunda kocası onu üç çocukla bırakarak bir başka kadınla Amerika'
ya kaçar. A r t ı k her şey bitmiştir. Yaşamına değer kazandırdığını sandığı
192 DURDU KUNDAKÇI
her şey p a r a m p a r ç a o l m u ş t u r . B ü t ü n b u n l a r a r a ğ m e n b a y a n L e u c a ' n ı n
i ç i n d e k i b u acıyla y a ş a m ı n ı s ü r d ü r m e s i gerekecektir, i ç i n d e k o p a n v e
başkalarının asla k u ş k u l a n m a d ı ğ ı f ı r t ı n a l a r ı n parçaladığı eski sakinli
ğ i n i n p ı r ı l p ı r ı l maskesini y ü z ü n d e taşıyarak sürdürecektir yaşamını.
N i t e k i m b a y a n Leuca, yalnız k e n d i s i n i n değil, d ü n y a d a k i t ü m y a r a t ı k
l a r ı n k u r t u l a m a d ı ğ ı " ( . . . ) b u ceza, z a m a n z a m a n k i m i sevinçli olaylar
o n u teselli etse de, biraz d i n g i n l i k o n u arada sırada rahatlatsa da, b i t i p
t ü k e n m e k b i l m e y e n bu ceza, böyle yaşama cezası..." ile başbaşa k a l ı r
1 2
.
A s l ı n d a b a y a n Leuca, z a m a n z a m a n düşünmüş de olsa, h i ç b i r k ö
t ü l ü k y a p m a m ı ş t ı r . A m a y i n e d e i n s a n l a r ı n y a p t ı ğ ı b ü t ü n haksızlıkları
k e n d i suçu g i b i g ö r m e k t e d i r . " B a y a n L e u c a ' n ı n k i g i b i b i r d e n e y i m , i l k
anda insanı bayağılaştırsa da sonradan, b i r a z h o ş n u t l u k , biraz y a ş a m se
v i n c i elde edebilmek i ç i n , b i r t u t k u d a n ötekine, b i r h a y a l d e n ötekine
savrulup d u r a n bu zavallı insanlığı anlama, sevme ve bağışlama ola
n a k l a r ı n ı a r t t ı r m a k t a d ı r , i n s a n l a r ı n s ü r e k l i h a y a l k u r d u k l a r ı n ı anla
y a n b i r i i ç i n sevinç diye b i r şey y o k t u r a r t ı k , b u d o ğ r u , ama, a r f ı k ya
şamak b i r ceza o l d u ğ u n a göre, yaşam, başka b ' r r u h l a , onca zavallılığı
hafifletmeye adanabilir. İşte b a y a n Leuca da, t i k s i n t i v e sevimsizliğini
b a s t n a r a k , haksızlık ve şiddet d o l u y a ş a m ı n kendisinde v a r olan bu ce
zayı çekmek i ç i n doğmuş ü ç öksüz kız çocuğuna i y i b i r anne o l m a k i ç i n
ç a b a l a y a c a k t ı r "
1 3
.
P i r a n d e l l o ' n u n içgözleme d a y a l ı ö y k ü l e r i n d e n b i r başkası da Con
altri ocehi (Başka gözlerle) d i r . Bu ö y k ü d e de yazar, y ü r e ğ i n i n derin
l i k l e r i n d e b ü y ü k b i r m u t s u z l u k taşıdığı halde, k e n d i n i m u t l u sanan b i r
k a d ı n ı n k e n d i d u y g u l a r ı h a k k ı n d a nasıl y ı l l a r c a yanıldığını a n l a t m a k t a ,
b i r k i m s e n i n f a r k ı n d a o l m a d a n m u t s u z olabileceğini göstermektedir.
A n n a , ailesinin karşı çıkmasına r a ğ m e n , çok sevdiği, k e n d i s i n d e n
onsekiz yaş b ü y ü k , d u l b a y V i t t o r e B r i v i o ile evlenir. A d a m ı n i l k karısı,
kocasını a l d a t m a k l a suçlanmış ve t r a j i k b i r b i ç i m d e ö l m ü ş t ü r . Üç y ı l
d ı r e v l i olan A n n a , kocasını çok sevdiği i ç i n m u t l u o l d u ğ u n d a n e m i n d i r .
K e n d i işlerine dalmış olan kocası, o n u r a h a t e t t i r m e k i ç i n gerekeni faz
lasıyla sağlamakta, ancak r u h s a l ve d u y g u s a l açıdan ona biraz uzak k a l
m a k t a d ı r . A d a m karısının aşırı sevecenliğini çocukça b u l m a k t a , nerdey-
se bu a ş ı r d ı k t a n s ı k ı l m a k t a d ı r . K e n d i s i n i n de karısını a y n ı d u y g u l a r l a
sevmesi g e r e k t i ğ i n i d ü ş ü n m e m e k t e , ona çocuk g i b i d a v r a n m a k t a ve
arada sırada i l g i gösterdiğinde ise, davranışları ile " H a d i b a k a l ı m , b e n
12 a.g.y., s. 1114.
13 Arminio Janner: a.g.y., s. 177.