B u n a göre o, kendisi, çocukları ve t a n ı d ı k l a r ı i ç i n b i r i , hasta k a ı i s ı n ı n
gözlerinde ise, k e n d i v e ötekiler i ç i n o l d u ğ u n u n t a m k a r ş ı t ı , b ü t ü n ü y l e
f a r k l ı , başka b i r i d i r . Böylece o r t a y a i k i gerçek ç ı k m a k t a d ı r : b i r i P i r a n -
d e l l o ' n u n gerçeği, ö t e k i de kârısının gerçeği. B u n u n adı " R ö l a t i v i z m d i r .
İşte P i r a n d e l l o ' n u n sanatının temeli b u r a d a n , yaşamdan d o ğ m a k t a d ı r "
6
.
Pirandello, t r a j i k b i r b i ç i m d e , yaşayarak öğrendiği b u ' k i ş i l i ğ i n
ikileşmesi' d u r u m u n u II fu Mattia Pascal. (Müteveffa M a t t i a Pascal)
(1904) adlı ı o m a n ı n d a n başlayarak çeşitli ö y k ü , r o m a n ve o y u n l a r ı n d a
geliştirmiş ve Una, nessuno e centomilu ( B i r i , h i ç b i r i ve y ü z b i n ) (1926)
adlı r o m a n ı n d a d o ı u k noktasına ulaştırmıştır.
Ö y k ü l e r i arasında da, k i ş i n i n , kendisi v e başkaları i ç i n o l d u ğ u n d a n ,
daha doğrusu o l d u ğ u n u sandığından f a r k l ı b i r i o l d u ğ u n u görüp anlaması
k o n u s u n u işleyenler v a r d ı r . İçgözleme d a y a l ı (introspettive) bu ö y k ü l e r
P i r a n d e l l o ' n u n ne y a m a n b i r psikolog o l d u ğ u n u ve insanların, davranış
l a r ı n ı n gerçek nedenleri, d u y g u l a r ı n ı n k ö k e n l e r i , cinsel i s t e k l e r i n i n gücü
v e y ö n ü v e h a t t â içinde b u l u n d u k l a r ı m u t l u l u k y a d a m u t s u z l u k d u r u
m u h a k k ı n d a bile çoğu kez y a n ı l d ı k l a r ı n ı göstermektedir. B u y a n ı l
gının nedeni ise, d u y g u l a r ı m ı z ı n ve davranışlarımızın gerçek nedenlerini,
yalnızca başkalarına değil, kendimize de güzel, soylu gösterme e ğ i l i m i n
de o r t a y a ç ı k m a k t a d ı r .
Ö r n e ğ i n Una voce ( B i r ses) a d l ı ö y k ü d e : M a r k i z B ö r g h i ' n i n b i r i c i k
oğlu S i l v i o ' n u n b i r y ı l d a n b e r i gözleri görmez o l m u ş t u r . D e l i k a n l ı y ı m u
ayene eden i t a l y a n v e yabancı b ü t ü n ü n l ü d o k t o r l a r , hastalığın t e d a v i
edilemeyeceğini b i l d i r i r l e r . O ğ l u n u n iyileşmesinden u m u d u n u kesmiş
o l a n m a ı k i z , son olarak, salt v i c d a n ı n ı r a h a t l a t m a k kaygısı ile, R o m a
Göz K l i n i ğ i n i n y e n i şefi d o k t o r G i u n i o F a l c i ' y e baş v u r u r . D o k t o r F a l c i
ö t e k i meslektaşlarından f a r k l ı düşünmektedir, ancak e m i n olmadığı i ç i n
bu düşüncesini m a r k i z e açmaz, hastayı y e n i d e n muayene etmeye gele
ceğini söyleyerek çıkıp gider. A n c a k m a r k i z i n , d o k t o r u pek gözü t u t m a
mıştır.
B u arada m a r k i z , oğluna arkadaşlık edip ona y a r d ı m c ı olması i ç i n ,
L y d i a V e n t u r i adında, genç, k ü l t ü r l ü , zarif, güzel o l m a y a n ama çok t a t l ı
b i r sese sahip olan b i r genç k ı z almıştır evine. Silvio, k a r a n l ı k dünyasını
b i r ışık g i b i a y d ı n l a t a n b u t a t l ı sese son b i r y a ş a m u m u d u g i b i sarılır.
Başlangıçta b u d u r u m u pek hoş k a r ş ı l a m a y a n L y d i a m a r k i z i n beklen
m e d i k ö l ü m ü ile k o r k u n ç b i r boşluğa düşen zavallı gence y a k ı n l ı k göster
mesi, o n u teselli etmesi g e r e k t i ğ i n i düşünür.
6 a.g.y., s. 122.
184
DURDU KUNDAKÇI
PİRANDELLO'NUN PSİKOLOJİK RÖLATİVİZMİ 185
Tam markizin cenazesinin kaldırıldığı gün doktor Falci, Silvio'nun
hastalığının ameliyatla iyileştirilebileceğini söylemek üzere villaya gelir.
Markizin doktor hakkındaki olumsuz görüşünün de etkisiyle, Lydia
doktoru soğuk bir biçimde karşılar, ancak doktorun tedavi konusunda
söylediklerini genç markiye ileteceği konusunda ona güvence verir. Fa
kat sonra, verdiği sözü tutmaz. Bu arada Silvio ile aralarındaki ilişki
iyice ilerler, nişanlanıp evlenmeye karar verirler. Düğünden birkaç gün
önce doktor Falci yine uğrar villaya ve o andan itibaren Lydia'nın dra
mı başlar. Kendi kendisiyle bir hesaplaşmaya giren Lydia, doktoıun söy
lediklerini Silvio'ya neden iletmediğine kesin bir yanıt bulamaz. Önce,
doktor markizde i y i bir izlenim bırakmadığı, kendisine de güven verme
diğinden, durumu tevekkülle kabullenmiş olan gencin ruhunda yeniden
boş umutlar uyandırmanın gereksizliğini düşündüğü için böyle davrandı
ğını sanır. Ama doktorun, üstü kapalı olarak, genç markinin gözleri açıl
dığı takdirde, kendisi gibi yoksul, güzel olmayan bir kızla evlenmek is
temeyeceğini düşünerek, kör kalmasının kendi çıkarına daha uygun ol
duğu düşüncesiyle böyle davrandığını söylemesi üzerine Lydia büyük, bir
açmaza düşer. Doktorun söylediklerinden sonra Lydia, birden bire,
insanın içinde, onun bilgisi olmaksızın, ne çirkin, ne soysuz davranışla
rın olabileceğini kavramaya başlar. Bilinçaltı ona bir oyun oynamış,
bilinçli iken kesinlikle yapmayacağı bir şeyi yaptnmıştır. Peki, bilin
cinde olmadan, farkına varmadan, kötü bir şeyi, açık bir haksızlığı nasıl
yapabilir insan? Yapabilir "(...) çünkü içgüdüsel bencilliğimiz, doğal öz
saygımız öylesine güçlüdür k i , herhangi bir olaydan elde edeceğimiz k i
şisel çıkarımızı maskeleyip olayı bize soylu duygulardan esinlenmiş gibi
gösterebilirler. Ruhumuzda olağanüstü ve şaşırtıcı bir perdeleme oluşur:
bencillikten başka bir şey olmayan ve bu nedenle vicdanın geri çevire
ceği bir şeyi görünüşte çıkar gözetmeyen, erdemli nedenlerle örteriz.
Böylece yapmak üzere olduğumuz bir eylem, vicdanımızda, soylu duy
gulara dayandırılmış olarak başka bir görünüm altında ortaya çıkar.
Bu nokta, bütün büyük romancıların bildiği böyle keskin ve doğrudan
içgözlemin Freud ekolünün psikanaliz kuramları ile çakıştığı noktadır.
Bilinçaltı, yani içgüdü, kendi bencil yaşama ve zevk alma gereksinimi
içinde, bilince yani vicdana bir tuzak kurar ve onu yanlışlığa iter. Bu
durum özellikle t u t k u l u ve içgüdünün zorbalıklarına kolayca boyun eğen
bireylerde görülür"
7
.
Genç kadın, kendi farkında olmadan içinde oluşan bu şeyi yadsı-
yamadığı için, soylu ve kararlı bir davranışla, olanı biteni nişanlısına
7 Arminio Janner: a.g.y., s. 154-155.