26
Niyazi Berkes ve Türkiye’de Çağdaşlaşma’nın Gelişimi / Aytaç YILDIZ
melerinin Şeyhülislamlıktan alınarak Adalet Bakanlığına bağlanması b)
Evkaf idaresinin…dinden tamamıyla ayrılması c)Bütün medreselerin
Meşihattan alınarak Maarif Bakanlığına bağlanması. Bu sonuncu tedbir,
Cumhuriyet döneminde gerçekleşen Tevhid-i Tedrisat’a ve medreselerin
kaldırılmasına doğru atılan bir adımdır. Birinci tedbir, Cumhuriyet döne-
minde Şeyhülislamlığın kaldırılmasıyla, ikinci tedbir de yine daha sonraları
adalet sisteminin birleştirilmesiyle sonuçlanmıştır. Bu önemli gelişme-
lerin yolunu açma şerefi, Ziya Gökalp’e aittir. Bu tedbirler, din-devlet
ayrımı yönünde başlayan akımın bir parçasıdır. Bunlarla din, devlette,
eğitimde, yasamada, adliyede, maliyede dünyasal yetkilerini yitiriyordu”.
71
Türkiye’de Çağdaşlaşma’nın iskeletini oluşturan bu üç fikir adamının dı-
şında, belki Atatürk’ün de metnin son kısmı bağlamında, özellikle Nutuk
eksenli, ele alınması gerektiği düşünülebilir. Fakat Berkes’in çalışmasında
önceki üç isimde olduğu gibi tedrici bir okuma ve zaman içinde belirli bir
değerlendirmeye ulaşma işlemi, Atatürk için söz konusu değildir. Yaşı ge-
reği kısmen kendisinin de bizatihi yaşadığı bu dönem, Berkes’in subjektif
yaklaşımıyla çerçevelenmiş halde aktarılır. Bu noktada artık Türkiye’de
çağdaşlaşma tarihinin yazımı için incelenecek bilimsel bir nesne değil,
bizatihi böylesi bir tarih yazımını mümkün kılan özne mevzubahistir.
4.Türk Modernleşmesinde Laiklik Maddesi
Çalışmanın ilk kısmında Berkes’in zihin dünyasını tanımlarken, onun ay-
dınlanmacı ve pozitivist bir kabuller toplamı içinde hareket ettiği dile geti-
rilmişti. Doğal olarak, genelde “din” özelde ise “İslam” konusuna yaklaşımı
belirli ölçüde bu kabulleri çerçevesinde şekillenmiştir. The Development of
Secularism in Turkey ile kemale erecek olan Berkes’in din ve laikliğe dair
analizlerinin kökenleri 1940’ların başına uzanır. Bu dönem bir yandan dünya
savaşının neden olduğu aydınlar arası ideolojik kutuplaşmalarla, öte yandan
Atatürk’ün ölümünün ardından tekrar çıkmaya başlayan muhafazakâr ve
din eksenli yayınlarla (Büyük Doğu, Sebilürreşad gibi) dikkat çekmektedir.
Berkes’in bu yıllarda yazılarını neşrettiği Yurt ve Dünya dergisinde konuyla
ilgili ilk önemli yazısı, İsmail Hakkı Baltacıoğlu ve Eşref Edip’in çıkardığı
İslam-Türk Ansiklopedisi ile yürüttüğü bir tartışma vesilesiyle yayımlanır.
71
Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, s. 461.
27
Sosyoloji Konferansları, No: 46 (2012-2) / 1-33
Berkes bu ansiklopediyi ve çıkarılma gayesini, II. Meşrutiyet’ten beri söy-
lenen “İslam terakkiye mani değildir” sloganının bir devamı olarak niteler
ve şunları söyler:
“İslam terakkiye mani değildir fikrini sürdürmeye devam eden Mısır ve Hin-
distan gibi ülkelerin uleması bir değerler anarşisi içinde yaşamaktadır… Her
cemiyetin dini zimamdarları, o cemiyetin içine yeni unsurlar girdiği zaman
ona muhalefet ederler. Bu, yüzlerce, binlerce misalleri ile ilmin tespit ettiği
bir vakıadır. Mevcut sosyal nizamı değiştirecek olan yeni unsurlar karşısında
din hiçbir zaman ‘hay hay, buyursunlar’ dememiştir. Ancak… hiç olmazsa
kıymetler alemini kurtarmak kaygısı ile bir takım ‘aklileştirme’lerle yeniyi
eskinin kalıbına vurmaya çalışmış ve bir sürü ikiliklere sebep olmuştur. İşte
Türkiye gibi bir ‘laiklik’ inkılâbı yapamayan bu Müslüman memleketlerinde
vaziyet böyle olmuştur”.
72
Bu paragrafta yıllar sonra Türkiye’de Çağdaşlaşma’da olduğu gibi tekrar
edilecek olan iki temel argüman göze çarpmaktadır. Bunlardan birincisi
bir toplumda yenilik hareketleri başladığında, bu değişimin karşısına her
zaman o toplumun dini otoritelerinin (Berkes’in “zimamdar” dediği) karşı
çıkması, direnmesidir.
73
Diğeri ise yeniyi eskinin ölçütleri içinde anlama-
ya çalışmaktır. Tanzimat’tan beri yaşanmaya başlanan “ikilik” (dualite)
sorunu Berkes’in sürekli üzerinde durduğu konuların başında gelir. Aynı
yazıda Berkes İslamiyet ve Hıristiyanlığın ikisinin de dünya, insan, ruh ve
tarih gibi meselelerde iddiaları olduğunu ancak bugünün Müslümanlarının
(İslam-Türk ansiklopedisi yazarlarını kastediyor, A.Y.) bütün bilimsel geliş-
melerin Kuran’da ya da Hadislerde bildirildiğini iddia etmelerinin aksine,
Hıristiyan ülkelerde uzun kavgalardan sonra artık “…dinin sadece vicdana
ait ve akli tahlile tabi tutulamaz, sadece inanılan şeylere ait olduğunu kabul
etmişlerdir”.
74
Bu da Berkes’in akademik hayatı boyunca tekrar edeceği “din
sadece vicdan işidir” şeklindeki Kemalist mottoyu erken dönem yazılarından
itibaren işlemeye başladığını gösterir.
72
Niyazi Berkes, “Kitaplar: Yeni İslamcılık”, Yurt ve Dünya, Sayı 16, 1942, s.113-121.
73
“Bir toplumda değişim zorunlulukları ortaya çıkınca, bilerek ya da bilmeyerek, isteye-
rek ya da istemeyerek çağdaşlaşmaya doğru bir yönelme başlayınca, o zamana dek açıkça
din şemsiyesi altına girmemiş işler, değişim yağmuru karşısında bu şemsiyenin altında
toplanmaya başlar… Her çağdaşlaşma döneminin arkasından bir dinselleşme humması
başlar”; “Çağdaşlaşma akımına karşı çıkan her tepki, daima dinsel bir nitelikte görünür”,
bkz., Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, s. 17-18 ve 25.
74
Berkes, a.g.m.
28
Niyazi Berkes ve Türkiye’de Çağdaşlaşma’nın Gelişimi / Aytaç YILDIZ
Bundan bir yıl sonra Ankara Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu konfe-
ranslar serisinin Hatay’daki oturumunda yaptığı konuşmada Berkes ilk
defa konuyla ilgili derli toplu bir özet sunar. Olguya geniş bir açıdan değil,
öz olarak sadece Kemalizm nokta-i nazarından bakan Berkes, 1920-1928
yılları arasında Türkiye’de ne yaşanmışsa, tümünü laikliğin safhaları olarak
yorumlar. Berkes’e göre Şapka Kanunu ile “laik düşünüşün hızı bütün halk
tabakaları arasına yayılacak kadar, kuvvetli bir adım atılmış”tır. Yine dini
eğitimin ülkede kaldırılmış olması da laik eğitim sisteminin doğal sonucu
olarak gösterilir. Ama daha çarpıcı olanı, Berkes’in Arap harflerinden La-
tin harflerine geçişi “laiklik yolunda atılmış en mühim inkılâplardan biri”
olarak nitelendirmesidir.
75
Türkiye’de Çağdaşlaşma’da ise bunları laiklik
başlığından ziyade “kültür devrimi” dediği sahanın içinde ele alacak ama
dolaylı da olsa laikleşme ile ilintilendirecektir. Bu sayfalar, kitabın önceki
kısımlarındaki karşılaştırma ve yorum kapasitesi ile kıyaslandığında, açıkçası
Berkes’in çalışmasının en zayıf olduğu kısımlardır.
Berkes’in Türkiye’de laikliğin gelişimine dair daha sistematik görüşleri,
1955’deki bir yazısında bulunur. Harvard Üniversitesi tarafından düzenle-
nen “Mısır, Pakistan ve Türkiye: İslami Rönesans mı?” başlıklı konferansta
Berkes “Türkiye’de Laiklik ve İslam” başlıklı oturumda konuşur.
76
Bildirinin
amacı, Kemalist batılılaşma ve sekülerizm uygulamalarının iki yüzyıllık
olaylar zincirinin mantıksal sonucu olduğunu göstermek olarak ifade edi-
lir. Çünkü Berkes sıklıkla Kemalist inkılâbın “bir diktatör tarafından bir
gece içinde ve aniden yapılmış” bir şey olduğu şeklinde değerlendirmelere
şahit olmuş ve bunu düzeltme gereği hissetmiştir.
77
Bildiriye genel olarak
bakıldığında Berkes’in Türkiye’de Çağdaşlaşma’da karşımıza çıkacak olan
İslam ile ilgili problematiklerini kendi içinde büyük oranda netleştirdiğini;
fıkıh, kelam, akaid gibi sahalarda yaptığı okumalar sonucu belirli bir tahlil
seviyesine ulaştığı hemen göze çarpmaktadır. Bu konuşmasındaki tezler,
onun İslam ve laiklik konusundaki “sabiteleri” olarak kalacaktır.
75
Niyazi Berkes, “Türk İnkılâbında Laikliğin Gelişmesi”, Ankara Üniversitesi Haftası-
10.09.1943-19.09.1943, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara: 1945, s. 99-109.
76
Konferans 25-27 Temmuz 1955’te yapılmış ve bir yıl sonra Islam and the West adıyla
basılmıştır. (bkz., Islam and the West, Richard N. Frye (ed), Mouton&Hague Publ., Net-
herlands, 1956). Kitapta Berkes’in bildirisi “Historical Backgroung of Turkish Secula-
rism” başlığı ile yayımlanmıştır.
77
Berkes, “Historical Background of Turkish Secularism”, s. 41.
29
Sosyoloji Konferansları, No: 46 (2012-2) / 1-33
Berkes’in tanımında sosyolojik olarak laiklik, “toplumsal hayatın çeşitli
alanlarının, en üstün kural ve değer ölçütü sayılan dini düşüncelerin tahak-
kümünden arındırılması” demektir. Bu nedenle de laiklik süreci sadece din
ve devlet arasındaki ilişkiyle sınırlı değildir; aksine kutsal ve dünyevi sosyal
değerlerin farklılaşmasında/ayrışmasında da görülen bir özelliği haizdir.
78
Berkes’e göre Osmanlı devletinin son dönem tarihi işte bu farklılaşmanın
tarihidir. Bu da geleneğin kırılmaya başlaması ile olmuştur. Bu gelişmelerin
nasıl olduğu, ne anlama geldiği 1955-1959 arası konuya odaklandığı üç
yazıda açıklanır. Esasen bu yıllar Türkiye’de Çağdaşlaşma’nın da yazıldığı
ve hatta tamamlandığı dönemdir.
Bu yazılarda Berkes’in öne sürdüğü çıkan temel argüman, İslam’a özgü,
onun vazettiği bir devlet biçimi, siyasal hukuk düzeni olmadığıdır:
“Müslümanların çok kez siyasal bir otorite altında birleşmiş kişiler olması,
din sorunu ya da din kuralları dışında kalan sorunlar yaratır. Bu sorunların
belki en önemlisi, devlet örgütünün temel kaynağının İslamlık mı yoksa ondan
bağımsız başka bir kaynak mı olduğu sorununu bilmeyişleridir. Bu güçlük
şundan doğmuştur: Hiçbir İslam kaynağında (ne Kuran’da ne Sünnet’te ne de
Fıkıh’ta) yalnız İslam’a özgü bir devlet biçiminin ne olduğu bildirilmemiştir.
Devlet bir teokrasi mi olacak, bir monarşi mi, demokrasi mi, cumhuriyet mi?
Bu soruların hiçbirine, kaynakların hiçbirinde konmuş bir kural yoktur”.
79
Ona göre Kuran’dan bir hukuk geleneği çıkarılamaz, çünkü Kuran’ın esas
olarak dünya olaylarına dair emirleri, sadece ahlak ve din kurallarıdır. Şeriat
ise, Kuran’daki İslam’ın dışına çıkılması sonucu gelişmiştir. Berkes’e göre
şeriat, Kuran’da dünya ile ilgili sorunlara özgü kurallar konmamasından kay-
naklı bir arayışın neticesidir. Böylece dini ahlak ile hukuk arasında karşılıklı
bir iç içe geçmişlik başlamıştır. Şeriat bu karışmanın ürünü olarak çeşitli
bilgi ve eylemlerin doğması ve sonunda bunun biliminin geliştirilmesidir.
Bu fıkıh ilmidir. Fıkhın ortaya çıkmasından sonra şeriat artık yaşamın her
alanını kapsayan biçimsel kurallar toplamı olmuştur; “Kuran İslamlığının
yerini, şimdi ikinci bir İslamlık alıyordu”.
80
Abbasiler döneminde başlayan
78
Berkes, a.g.m., s.43-44.
79
Niyazi Berkes, “Türk Din Toplumbilimine Giriş”, Teokrasi ve Laiklik, Adam Yayınları,
İstanbul, 1984, s. 49. Bu yazı 1958 yılında ABD’de sunulmuş bildiri metnidir.
80
Niyazi Berkes,”Uygarlık, Din, İdeoloji Olarak İslamlık”, Felsefe ve Toplumbilim Yazı-
ları, Adam Yayınları, İstanbul:1985, s.61. Bu yazı 1959’da “Philosophy and Culture: East
30
Niyazi Berkes ve Türkiye’de Çağdaşlaşma’nın Gelişimi / Aytaç YILDIZ
bu gelenek ilerleyen yüzyıllarda yaygınlaşmış ve zamanla toplumun geleneği
halini almıştır. O zaman demektir ki “İslam dini ile devlet zorunlu olarak
bir arada olmak zorunda değildir”.
81
Niyazi Berkes Osmanlı-Türk modernleşme sürecine laikliğin dâhil oluşu-
nu, Batı’da yükselmekte olan yeni bir teknik, yeni bir politik ve ekonomik
anlayışa dayanan dünyaya, Müslüman toplumun uyum sağlayamamasına
bağlar. Gerekli değişimleri ve dönüşümleri gerçekleştirmenin önündeki en
büyük engel gelenekti ve Osmanlı’da “gelenek” demek bir anlamda “din”
demekti. Kendi ifadesiyle “Osmanlı yönetim sisteminin anahtarı gelenek
ilkesiydi. Geleneğin içeriği şeriat tarafından doldurulurken, ona şekil veren
ve uygulanmasını sağlayan da devletti. Biri, diğerine muhtaçtı”.
82
Berkes’e
göre, yenidünyanın üstünlüğü ile ilkin savaş meydanlarında karşılaşan
Osmanlılar’da 17.yy.’ın sonlarından itibaren görülmeye başlanan çözülme,
18 ve 19.yy’lara din ve dünya ilişkisine dair sorunların kaçınılmaz olarak
doğuşunu başlatmıştır. Nihayet 18.yy’ın ortalarından itibaren Osmanlının
eğitimli kesimleri arasında ikili bir yapının ilk nüveleri ortaya çıkmıştır.
Geleneksel kurumların gücüne sonsuz güven duyanlar ile buna karşı çıkan
ama henüz buna dönük radikal reformlar atamayacak durumda olanlar
arasındaki çatışma yükselerek devam etmiştir.
83
1959 yılında Berkes İslami Çalışmalar Enstitüsü’nde temel eserini bitirme
aşamasına gelmiştir. Eserin İslam ve laiklik ile ilgili kısımlarında serdedilen
yaklaşımın arka-planına dair daha net verileri, aynı yıl yaptığı bir konuş-
mada yakalamak mümkündür. Berkes’e göre en önemli mesele “Müslüman
and West” başlıklı bir konferansta sunulmuş bildiri metnidir.
81
Berkes, “Historical Background of Turkish Secularism”, s. 46. Berkes’in bu yorum-
larını ilahiyat bağlamında tartışılması ayrı bir yazının konusu olabilir. Ama en azından
onun bu yorumlarına ilişkin Altun’un tespitini aktarmakta yarar var: “Berkes, Kuran’ın
bir ‘hukuk sistemi’ sunmadığı ve daha çok ahlaki bir nitelik taşıdığını vurgulamaktadır.
Berkes’in İslam’a ilişkin yaptığı değerlendirmeler, reformcu hareketler için elverişli bir
ortam sunmaya yönelik gibidir. Zira gerçekte uğruna mücadele edilen değerlerin ilahi bir
nitelik taşımadığı, zamanın ve koşulların getirdiği hususlar olduğu kabul edilecek olursa
eğer, bunların değiştirilmesi de o derece kolay olacaktır”, bkz, Fahrettin Altun, a.g.m.
s.455.
82
Berkes, a.g.m., s. 47.
83
Berkes, “Türk Din Toplumbilimine Giriş”, s. 52.
31
Sosyoloji Konferansları, No: 46 (2012-2) / 1-33
düşününün kendini laik bir düşün yönüne çevirebilmesinde” yatmaktadır.
Ne de olsa “İslamiyetin dünya kavramını yeniden gözden geçirmek objektif
ve tarihsel bir yaklaşım gerektirir ve bu da laiklik görüşünden başka bir şey
değildir”.
84
Türkiye’de Çağdaşlaşma bu “objektif” ve “tarihsel” görüşün bir
sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Sonuç
Osmanlı-Türk modernleşmesinin bir anlatı olarak kuruluşunda kilit rol oyna-
yan birkaç metinden biri Niyazi Berkes’in çalışmasıdır. Bu anlatının nasıl bir
yapıya sahip olduğu, hangi ayaklar üstüne bina edildiği, neleri içerip neleri
dışladığı dikkatle incelenmelidir. Kuşkusuz anlatıcı konumundaki Berkes
faktörü de en az yazılı metin kadar önem taşımaktadır. Keza anlatının kur-
gulanmasını mümkün kılan dönemin özgün şartları ile metnin oluşumundaki
ikincil unsurlar birer birer ele alınıp tartışılmak durumundadır. Bütün bu
başlıklar alt alta toplandığında, Türkiye’nin modernleşme tarihinin anlatısal
inşasına dair ciddi değerlendirmelere gitmek imkân dâhilinde olacaktır.
Elinizdeki yazı, yukarıdaki amaca dönük atılmış bir ilk adım olarak görül-
melidir; amaç, Berkes’in bu etkili çalışmasının arka planına dair bir çer-
çeve çıkarmaktı. Türkiye’de Çağdaşlaşma’nın önsözünde Berkes, kitabını
eleştirenleri eleştirirken, kendi çalışmasının kapsamına ve düzeyine denk
olabilecek bir eleştiri beklediğini söyler. Berkes bu beklentisinde son derece
haklıdır. Ele aldığı iki yüz elli yıllık zaman dilimine yayılmış olaylar ve
kişileri derinlikli bir analiz içerisinde değerlendirip tartışabilecek kapsamlı
çalışmalara ihtiyaç vardır. En azından küçük adımlarla ve zamanla birikerek
ilerleyecek olan bir eleştiri geleneğinin mutlaka başlatılması gerekmektedir.
Bu yapılırken, modernleşme tarihimizin metinsel inşasında sadece Berkes
değil, paralel diğer önemli çalışmaları da hesaba katan karşılaştırmalı bir
analizle hareket etmek gerekecektir.
84
Berkes, “Uygarlık, Din ve ideoloji Olarak İslamlık”, s. 55 ve 78.
32
Niyazi Berkes ve Türkiye’de Çağdaşlaşma’nın Gelişimi / Aytaç YILDIZ
KAYNAKÇA
- Altun, Fahrettin, “Niyazi Berkes ve Eserleri Hakkında”, Türkiye Araştır-
maları Literatür Dergisi, C.2, Sayı 1, İstanbul:2004.
- Atılgan, Gökhan, “Niyazi Berkes’in Kemalizm Yorumu”, Bilgi ve Bellek,
Yıl 4, Sayı 8, İstanbul:2007.
- Berkes, Niyazi, Türkiye’de Çağdaşlaşma, Bilgi Yayınevi, İstanbul:1973.
- Berkes, Niyazi, Unutulan Yıllar, Ruşen Sezer (der.), İletişim Yay., İstan-
bul:2005.
- Berkes, Niyazi, “Türk İnkılâbında Laikliğin Gelişmesi”, içinde, Ankara
Üniversitesi Haftası, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara:1945.
- Berkes, Niyazi, Atatürk ve Devrimler, Adam Yay., İstanbul:1982.
- Berkes, Niyazi, “Sociology in Turkey, American Journal of Sociology,
Vol.42, No.2, 1986.
- Berkes, Niyazi, “Kuran: Şiir ve Kanunları”, Yurt ve Dünya, Sayı 14, An-
kara: 1942.
- Berkes, Niyazi, “İlim Dünyasındaki Durumumuz”, Yurt ve Dünya, Sayı
20, Ankara:1942.
- Berkes, Niyazi, “Darwinizm Karşısında İleri ve Geri Düşünceler”, Yurt
ve Dünya, Sayı 39, Ankara:1944.
- Berkes, Niyazi, “Ziya Gökalp’in Sosyolojisi”, Yurt ve Dünya, Sayı 11,
Ankara:1941.
- Berkes, Niyazi, “Garpten Gelen Düşünceler”, Yurt ve Dünya, Sayı 34,
Ankara:1943.
- Berkes, Niyazi, “Kitaplar: Yeni İslamcılık”, Yurt ve Dünya, Sayı 16, An-
kara: 1942.
- Berkes, Niyazi, “Osmanlı Tarihinde Bilimlerin Durumu”, Yurt ve Dünya,
Sayı 35, Ankara:1943.
- Berkes, Niyazi, Teokrasi ve Laiklik, Adam Yay., İstanbul:1984.
- Berkes, Niyazi, Felsefe ve Toplumbilim Yazıları, Adam Yay., İstanbul:1985.
- Berkes, Niyazi, “Unitarianizm ve Matbaa”, Belleten, C.26, Sayı 104, 1962.
- Berkes, Niyazi, “Historical Background of Turkish Secularism”, içinde,
Islam and The West, Richard N. Frye (der.), Mouton&Hague Publ., Net-
herlands:1955.
33
Sosyoloji Konferansları, No: 46 (2012-2) / 1-33
- Berkes, Niyazi, “Namık Kemal ve Laiklik”, Siyasi İlimler Mecmuası, Sayı
118, Ankara:1942.
- Berkes, Niyazi, “Ziya Gökalp: His Contribution to Turkish Nationalism”,
The Middle East Journal, Vol.8, No.4, 1954.
- Coşkun, İsmail, “Niyazi Berkes Üzerine”, Sosyoloji Dergisi, Sayı 2, İs-
tanbul:1990-1991.
- Çetik, Mete, Üniversitede Cadı Kazanı, Tarih Vakfı Yurt Yay., İstan-
bul:1998.
- Dirlik, Arif, “Montreal Years (1952-1975): Dilemma Over Western Civili-
zation”, içinde, İz Bırakmış Kıbrıslı Türkler Sempozyumu I:Niyazi Berkes,
İsmail Bozkurt (der.), DAÜ Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Yay., KKTC:2000.
- Kayalı, Kurtuluş, Türk Düşünce Dünyasında Yol İzleri, İletişim Yayınları,
İstanbul:2001.
- Kayalı, Kurtuluş, Türk Kültür Dünyasından Portreler, İletişim Yay., İs-
tanbul:2002.
- Kayalı, Kurtuluş, “Niyazi Berkes”, içinde, Türkiye’de Sosyoloji-I, M.
Çağatay Özdemir (der.), Phoenix Yay., Ankara:2008.
- Woodhead, Christine, “The Development of Secularism in Turkey by
Niyazi Berkes”, British Journal of Middle Eastern Studies, Vol. 28, No.1,
London:2001.
Dostları ilə paylaş: |