Mst güvenlik temel İlk Yardım İlk yardimin tanimi


B ADIMI: SOLUNUMUN SAPTANMASI



Yüklə 319,76 Kb.
səhifə2/7
tarix29.05.2018
ölçüsü319,76 Kb.
#46712
1   2   3   4   5   6   7

4.1.2.2. B ADIMI: SOLUNUMUN SAPTANMASI: Soluk yolu açık ise, hastanın solunum durumu saptanmalıdır. Çünkü metabolizmanın sürdürülebilmesi için, yeterli oksijenin ‘doku ve hücrelere ulaşması gerektiğini daha önce tartışmıştık.

Solunum BAK-HİSSET-DİNLE, yöntemiyle saptanabilir. Göğüs hareketlerine ve simetrisine bakılır, ağızdan ve burundan solunum’ sesleri dinlenir ve hastanın ağzına ve burnuna yaklaştırdığımız yanağımız ile solunum hissedilir, Hasta bilinçli ise veya konuşuyorsa, solunum hızı dört aşamada izlenin solunum hızı dakikada

> 12 nin altında ise, çok yavaş kabul edilir, solunum desteği ve oksijen gerekir

> 12–20 arasında ise, bu hız erişkin için normaldir

> 20–30 arasında ise, oldukça hızlı kabul edilir, hasta yakından izlenmelidir

> 30 un üzerinde ise, anormal hızlı kabul edilir ve hipoksi, asidoz veya hipoperfüzyon (ya da üçü bir arada) gelişebilir, hastanın solunum desteğine ve oksijene gereksinimi vardır.


4.1.2.3. C ADIMI: DOLAŞIMIN SAPTANMASI VE KANAMA KONTROLÜ: Doku ve hücrelere oksijenin ulaşması için dolaşımın da yeterli olması önemlidir. Dolaşım nabız, kapiller geri dolum, cilt rengi, kan basıncı ve vücut ısısı ile saptanabilir.

Nabız: Nabız varsa, nabzın hızı, düzeni ve dolgunluğu saptanır. Aynı zamanda periferik nabızların alınıp alınmadığı da belirlenmelidir. Kan basıncının ölçülmesi de unutulmamalıdır. Şayet radyal nabız alınamıyorsa, hasta dekompanse şok dönemine girmiştir. Kritik durumun en geç görülen belirtisidir. İlk muayenede nabız hızının tam olarak bilinmesine gerek yoktur, ancak hızının, ritminin, dolgunluk düzeyinin bilinmesi hastanın durumunun değerlendirilmesi açısından çok önemlidir.

Cilt (derinin durumu)

Kapiller Geri Dolum Tırnak yatağına bastırıldığında tırnak•beyazlaşır ve bırakıldığında eski pembe rengine dönene kadar geçen süreye kapiller geri dolum süresi denilmektedir. Normalde 2 saniyedir. Bu sürenin uzaması demek, tırnaktaki kapiller yataklar yeterince kanlanmıyor (perfüzyon zayıf) demektir. Kapiller geri dolum dolaşımın tek göstergesi olamaz çünkü birçok faktörden etkilenmektedir, örnek: ileri yaş, soğuk hava, farmakolojik vazodilatatörlerin veya konstriktörlerin kullanılması, spinal şok gibi.

Renk: Yeterince kanlanan derinin rengi pembemsidir. Koyu renk ciltlerde karar vermek ne yazık ki zordur. Tırnak yatağını ve mukoz membranları değerlendirerek bu sorunun üstesinden gelebilirsiniz. Morumsu(mavimsi) renk oksijen yokluğunun soluk (beyaz-grimsi) renk ise kanlanmanın zayıf olduğunun göstergesidir.

Derinin bir diğer değerlendirme kriteri olmasına rağmen dış ortamdan etkilenmesi olumsuz bir yönüdür. Buna rağmen, soğuk cilt kanlanmanın yetersizliğini gösterir. Tabii ki soğuğun nedeni göz önünde tutulmalıdır.



Nem: Kuru cilt iyi kanlanmanın göstergesidir. Nemli (terli) cilt genellikle şokun ve azalmış kanlanmanın belirtisidir.

Kanama: Dış kanama var ise, hasta bir hastaneye veya yeterli malzemenin olduğu müdahale yapılabilecek bir yere götürülene kadar, kanayan yer üzerine doğrudan basınç yapılmalıdır. Aşırı kanamalarda doğrudan basıncın yanı sıra basınçlı sargı, havalı atel veya pnömatik anti şok giysisi uygulanabilir. Eğer iç kanamadan şüpheleniliyorsa, ilk yardım verecek kişi, hemen Kaan bölgesinde ve pelvis kemiğini elle bastırarak kırık açısından muayene edip pelvis bölgesinde kanama olup olmadığını araştırmalıdır. Çünkü bu bölgelerdeki kanamalar ciddi tehlike oluştururlar. Şoka karşı önlem alınmalıdır. Pnömatik anti şok giysisi giydirilip, damar yolu açılarak hızla sıvı verilir ve en kısa zamanda hastaneye götürülmelidir. Travma hastalarında mutlaka hızlı bir kanama kontrolü yapılmalıdır, ilk yardımda bu en önemli hedeflerden biri olmalıdır. Hastane öncesinde, kanamaların birçoğunda, kanamayı kontrol altına atmak mümkün olmayabiliyor. O nedenle müdahale ettikten sonra hasta en kısa zamanda hastaneye götürülmelidir.

4.1.2.4. D ADIMI; HASTANIN YETERSIZLIKLERİNİ SAPTAMA: Hastaya gereksinimi olan oksijen verdikten ve dolaşımın da sürekliliği sağlandıktan sonraki aşama hastanın beyin işlevlerini saptamaktır. Amaç, beynin yeterince oksijen alıp almadığını ortaya koymaktır. Bunun için bilinç düzeyine bakılır. Hastaya sözel, dokunarak veya ağrılı uyaran verilerek bilinç düzeyi anlaşılabilir. AVPU, bilinç düzeyini belirlemek üzere kullanılan bir kısaltmadır. Açılımı:

A ® Alert - uyanık - bilinçli

V ® Verbal stimuli - sözel uyarıya yanıt vur

P ® Painful stimuli - ağrılı uyarana yanıt vermiyor.

U ® Unresponsive — bilinci kapalı - uyarılara yanıt vermiyor

“A” ® Bilinçli ise, kişinin yere, zamana, kişiye oryantasyonu saptanır. “A”dan sonraki bilinç düzeyinin nedenleri; hipoksi ve/veya hipoperfüzyon sonucu beynin yeterince oksijenlenememesi, merkezi sinir sisteminin yaralanma sonucu zarar görmesi, uyuşturucu veya aşırı doz alkol alınması, diyabet-nöbet-kalp bizi sonucu metabolizmanın bozulması olabilir.

Tartışan, uyumsuz ve işbirliğine yanaşmayan hastalar aksi ispat edilene kadar hipoksik kabul edilmeli ve ona göre tedavi verilmelidir. Çevrede beynin fonksiyonlarını etkileyebilecek türde gaz veya kimyasal madde varsa, hastanın bilinç düzeyi kısa sürede değişebilir o nedenle uyanık olmalısınız. Beyin fonksiyonlarında bir sorun olduğunu pupillerden (gözbebeklerinden) anlayabiliriz. PEARRL kısaltması kullanılarak soruna daha sistematik ulaşılabilir. Açılımı şöyledir.

P E ® pupils equal - gözbebekleri eşit

A R ® and round - ve yuvarlak

R L ® reactive to light - ışığa reaksiyon var

Kısaltmadaki maddeler normalde olması gerekenlerdir. Gözbebeği yuvarlağının milimetrik ölçümü sonucu daralması veya aşırı büyümesi, eşitsizliği veya ışığa tepki vermemesi (ışık tutulduğunda daralmaması, karanlıkta genişlememesi) bir sorun olduğunun göstergesidir.



4.1.2.5. E ADIMI: HASTANIN MARUZ KALDIĞI ÇEVRESEL TEHLİKELER VE HASTANIN KORUNMASI: Üzerinde giysi olan kişide yeterli değerlendirme yapmak olanaksızdır, o nedenle giysiler çıkarılmalıdır. Özellikle de travma geçiren kazazedelerde! Çünkü etkilenmediği düşünülen alanda kapalı yaralanma sonucu oluşan kan göllenmesi kazazedenin şoka girmesine neden olabilir ve fark edilmediği içinde önlem almakta geç kalınabilir.

İlk yardım vermek için giysileri çıkartıları hastanın mahremiyetine saygı gösterilmeli ve sadece o bölge, ilk yardım verildiği sürece açık olmalıdır. Şaka gidiş gözlenen hastayı sayarken daha dikkatli olunmalıdır, zaten düşen vücut ısısının daha da düşmesi şoka gidişi hızlandıracaktır. Hava soğuksa, özellikle travmalı hastanın korunmasına çok dikkat edilmelidir. Yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı hastanın üzeri örtülmelidir. Sıcak havalarda ise bu örtü hastanın vücut ısısını yükseltecek düzeyde olmamalıdır.



4.1.2.6. YAŞAMSAL BULGULAR (HAYATİ BELİRTİLER, VITAL SIGNS): İlk muayenede nabzın ve solunumun kalitesinin (düzeni, dolgunluğu/derinliği) sık aralılarla değerlendirilmesi diğer etkenlerin yanı sıra oldukça önemlidir, çünkü çok kısa sürede değişiklikler ortaya çıkabilir. Dört ekstremitede de mümkün olduğunca sık nabız, motor (=>hareket=elini ayağını kaldırabilme ve güç=ellerini eşit sıkma, ayaklarını eşit itme/çekme) ve duyu (gıdıklandığında ya da çimdiklendiğinde hissetme) kontrolü yapılmalıdır. Elbette ki ilk muayene sonrasından söz ediyoruz.

Bilinç durumu, sözlü uyaran ya da hafifçe omzuna dokunarak “iyi misiniz?” diye sorularak bilinç durumu değerlendirilmesi yapılır. Bilinç durumu değerlendirilmesi daha sonraki aşamalar için gereklidir.

Hava yolu açıklığının değerlendirilmesi, Özellikle bilinç kaybı olanlarda dil geri kaçarak solunum yolunu tıkayabilir ya da kusmuk, yabancı Cisimlerle solunum yolu tıkanabilir. Havanın akciğerlere ulaşabilmesi için hava yolunun açık olması gerekir. Hava yolu açıklığı sağlanırken hasta/yaralı baş, boyun, gövde ekseni düz olacak şekilde yatırılmalıdır. Yabancı CİSİM varsa bir bez aracılığıyla çıkartılmalıdır. Daha sonra bir el hasta/yaralının amma konarak, diğer elin 2.3parmağı ile çene tutularak baş geriye doğru itilip Baş-Çene pozisyonu verilir. Bu işlemler sırasında sert hareketlerden kaçınılmalıdır.

Solunumun değerlendirilmesi, ilk yardımcı, başını hasta /yaralının göğsüne bacak şekilde yan çevirerek hasta/yaralının ağzına yaklaştırır. Bak. Dinle. Hisset yöntemi ile solunum yapıp yapmadığını 10 saniye süre ile değerlendirir. Solunum hareketini gözler. Solunum sesini dinler. Yanağında hasta/yaralının nefesini hissetmeye çalışır. Solunum yoksa derhal yapay solunuma başlanır.

Dolaşımın değerlendirilmesi, ilk yardımcı çocuk ve yetişkinlerde şah damarından, bebeklerde kol atardamarından 3 parmakla 5 saniye süre ile nabız almaya çalışılır. Bu süre içerisinde nabız alınamıyorsa derhal dış kalp masajına başlanır. İlk değerlendirme sonucu hasta/yaralının bilinci kapak fakat solunum ve nabzı varsa derhal korna pozisyonuna getirerek diğer yaralılar değerlendirilir. -

4.2. HASTA/YARALININ İKİNCİ DEĞERLENDİRİLMESİ: İlk muayene ile hasta/yaralının yaşam belirtilerinin varlığı güvence altına alındıktan sonra ilk yardımcı ikinci muayene aşamasına geçerek baştan aşağı muayene yapar. İkinci değerlendirme aşamaları şunlardır

1. Görüşerek bilgi edinme

2. İkinci muayeneyi yapma

Görüşerek bilgi edinme: Kendini tanıtır, hasta/yaralının ismini öğrenir, hoşgörülü ve nazik davranarak güven sağlar, hasta/yaralının endişelerini giderek rahatlatır, olayın ı1ıahiyeti, koşulları, kişisel özgeçmişi, sonuç olarak ne yedikleri, kullanılan ilaçlar ve alerjinin varlığı sorularak öğrenilir.

İkinci Muayeneyi Yapma: Baştan ayağa muayene olarak da adlandırılan ikinci muayenede amaç ilk muayenede fark edilemeyen sorunları saptamaktır. İlk ruYaend6 yaşamsal tehlike oluşturan durumlar belirlenirken, ikinci muayenede daha az ciddi dunlar belirlenir. Bu sebepten dolayı, kritik durumdaki travma hastası ilk muayene sonrası mümkün olduğunca kısa sürede hastaneye götürülmeli (gerekli acil bakım sağlandıktan sonra!), alanda ikinci muayene ile vakit kaybedilmemelidir. İkinci muayenenin 6 yaşından küçük çocuklarda ayaktan başa doğru yapılması önerilmektedir. Baştan ayağa muayene, herhangi bir şeyi atlamamak için geliştirilmiş sistematik bir muayene yöntemidir. Hastaya muayene edeceğinizi, ağrı ve rahatsızlık hissettiği zaman size bildirmesini mutlaka söyleyin. Baştan ayağa muayenenin tamamının bütün hastalara yapılması gerekmez. Hastanın durumuna uygun olarak gerekli tanıya ulaştıracak şekilde yapılabilir.

BAŞ: Başta saçlı deri ile kemik yapı, yüzde kemik yapı ve cilt önce gözle sonra elle muayene edilerek sıyrık, kesik, morluk, kemik-asimetrisi, kanama, yüz kemiklerinde hasar, ağızda, burunda, kulaklarda, gözlerde herhangi bir sorun var mı araştırılır.

Burundan ve kulakta kanama varsa, beyin omurilik sıvısı (POS) sızıntısı da var mı araştırılmalıdır. DOS sızıntısı genellikle kafatası travmalarında görülür, şeffaf bir sıvı akar. Kanın rengi de daha açıktır. Kafa travması olan hastalarda kulak arkasında Battle sign’s, göz çevresinde de raccoon eyes denilen morluklar olabilir. Gözler eşitlik, büyüklük, ışığa tepki yönünden muayene edilir. Ağız içi yara bere, yabancı CİSİM, takma dişler ve nefes kokusu (aseton kokusu hiperglisemi, alkol kokusu alkol koması, petrol ürünleri zehirlenme tanısına yardımcı olur) yönünden değerlendirilir.



BOYUN: Önce gözle morluk, sıyrık, kesik, trakea hattında sapma, boyun venlerinde şişkinlik, elle ile servikal omurlarda hassasiyet. deformite var mı araştırılır. Boyun omurlarında hassasiyet varsa boyun mutlaka boyunluk veya benzeri malzeme ile hareketsiz tutulmaya çalışılır. Trakea normal hattından ayrılmışsa Su tansiyon pnömotoraksın belirtisidir. Boyun venleri şişkin ise bu kalp yetmezliği, akciğer ödemi belirtisidir.

GÖĞÜS: Göğüs gözle, elle ile muayene edilir. Gözle yara bere, göğüs hareketlerinde eşitsizlik, görünür anomali; elle stemum, kaburga kemikleri dokunarak kırık var mı kontrol edilir,

KARIN: Gözle morluk, sıyrık, kesik, ameliyat izi, araştırılır. Göbek merkez olacak şekilde karın dört kadrana bölünür ve her kadran el ile ağrı, sertlik, kitle, hassasiyet yönünden muayene edilir. Eller soğuk olmamalıdır. Eli karna sert bastırıp aniden çekmek çok tehlikelidir. Peritonit gelişmiş hastalarda ani ağrıya dolayısıyla ağrı şokuna neden olup hastanın durumunun daha kötüleşmesine yol açabilir: Bastırıp aniden çekme sonucu ağrı oluşmasına REBOUND denilmektedir ve-hastane öncesinde ASLA muayene yöntemi olarak kullanılmaz! Alanda gürültü nedeniyle iyi duyulamayacağından ve vakit kaybı nedeni olacağından hastane öncesi barsak seslerinin dinlenilmesi önerilmemektedir.

Karın ağrısı şikâyeti olan hastalarda karın muayenesinin yapılması ve PQRST (ağrı) değerlendirilmesi çok önemlidir.



PELVIS (KALÇA KEMİKLERİ): Kırık açısından değerlendirilmelidir. İki el ile kalça kemiğine önce yanlardan sonra üstten, ayrıca tek el ile simfisiz pubis üzerinden bastırılır. Ağrı. krepitus (çıtırtı hissi) ve deformite araştırılır. Çünkü kalça kemiğindeki kırıklar aşırı iç kanamalara ya da iç organlarda ciddi yaralanmalara neden olabilirler.

EKSTREMİTELER (KOLLAR YE BACAKLAR): Öncelikle tüm muayenede olduğu gibi gözle kollarda ve bacaklarda yara, bere, şekil bozukluğu var mı araştırılır. Üst ekstremitelerin elle muayenesi klavikula (köprücük) kemiği ile başlar, parmak uçları ile biter. Kas ve kemik yapı tüm ekstremitelerde dikkatle incelenir. Aynı şekilde, kalça kemiğinden başlayan alt ekstremiteler incelenir. Hem kol hem de bacak dolaşım ve nörolojik sistem yönünden muayene edilir. Dolaşım için tüm periferik nabızlara ve kapiller geri doluma bakılır. Nörolojik muayenede, dokunarak duyular hastadan kollarını ve ayaklarını havaya kaldırması istenerek hareket muayenesi; ellerinizi tutmasını sonra sıkmasını isteyerek ellerdeki güçler, ellerinizi hastanın ayakları altına dayayarak ileri itmesini isteyerek ayaklardaki güçler saptanabilir.

5. OLAY YERİNİ DEĞERLENDİRMENİN AMACI: İlk yardımcı, öncelikle çevreyi tehlike açısından araştırmalıdır. Aksi halde, çevreyi yeterince değerlendirmeme sonucunda hem yardım yapacak kişi yaralanmakta hem de yardım başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Kazazedeye ulaşmaya çalışırken dikkatsizlik sonucu yaralanmanın anlamı fazladan bir kazazede demektir. Olay Yerini Değerlendirmenin Amacı; Olay yerinde tekrar kaza olma riskini ortadan kaldırmak, olay yerindeki hasta/yaralı sayısını ve türlerini belirlemektir. Olay yerinin hızlı bir şekilde değerlendirilmesinin ardından yapılacak müdahaleler planlanır.

6. OLAY YERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE YAPILACAK İŞLER: Aşağıdaki unsurlara dikkat etmenizi ve bunlara göre nereden başlamanız gerektiğine karar vermenizi öneriyoruz;

> Kaza yerinin özelliği

> Gaz (buharından oluşmuş) bulut

> Tehlikeli kimyasal madde tabelası veya kaplar

> Kimyasal madde levhaları olan araçlar

> Sıvı veya toz kimyasal madde yayıntısı

> Rüzgarın yönü, su, arazi ve kötü hava gibi tehlikeler

> Elektrik kabloları vb. tehlikeler

> Yanıcı maddeler

> Kazazedenin tepesinde bulunan stabil olmayan malzemeler(örneğin: yıkık tavan vb. gibi)

> Olay yerini görmeyi engelleyen unsurlar

> Birbirine girmiş araçların tipleri ve sayıları

> Yaralıların ortalama sayısı

İlk yardımcılar eğitimlerinin başlangıcında hasta/kazazedeye yardım edebilmek için öncelikle hasta/ kazazedeye nasıl ulaşılması gerektiğini öğrenirler. Hasta ve kaza hakkındaki bilgiler ilk aşamada haber veren kişilerden elde edilir. Çağrı merkezindeki görevli tarafından alınan bu bilgiler, olay yerine gidecek olan ambulans görevlilerine aktarılır. Olay yerine varıldığında hastanın yanına ulaşana kadar geçen sürede hemen olay yeri değerlendirilebilir.



Olay yerinin görünümü: İlk yardım verecek elemanın bakımını tümüyle etkileyecektir. 0 nedenle olay yerinin doğru değerlendirilmesi ‘çok önemlidir. Basitçe çevreyi gözden geçirmek, dinlemek ve çevreden olduğunca bilgi toplamak ve bunları sınıflamak gereklidir. Yine olay yeri bize kazanın oluş şekli hakkında ve güvenlik açısından bilgi verebilir. Olay yerini değerlendirebilmek için gerekli unsurları

Güvenlik (emniyet tedbirleri): Tehlike oluşturabilecek tüm unsurları gözden geçirin, ilk yardım verirken hem kurtarıcı hem de hasta için tehlike unsuru olmadığından emin olun.

Olay yeri - araç kazası söz konusuysa, kaç tane çarpışan araç var, yardım ekipleri kimler, araçlardaki hasarlar ne boyutta, araştırın ve değerlendirin. Ona göre hastalara ulaşma çabalarınızı belirleyin.



Durum değerlendirmesi: Ne olmuş, neden, kaç yaralı var, yaşları nedir? Başka tıbbi sorunlar var mı? Örnek: kalp krizi geçirme nedeniyle arabayı bir yere çarpma gibi. Her ne kadar hastaya biran önce ulaşmak önemliyse de, hem hastanın hem de ilk yardım verecek elemanın güvenliği birinci derecede önemlidir. Yaralı bir ilk yardım elemanı sadece ilave bir sorun demektir. İkinci derecede önemli olan adım, çok sayıda kazazede olduğunda hangisinin ‘ilk yardıma acilen gereksinimi olduğunu saptamaktır. Bu saptamayı yapabilmek için Triaj (öncelikli kazazedeyi belirleme).bilgisine sahip olmak gerekir. Üçüncü derecede önemli olan adım ise, hastanın durumunu değerlendirmek gereksindiği ilk yardımı vermektir.

> İlk iki adım olay yerinin araştırılmasıyla ve kazanın öyküsünü almakla gerçekleşir. Olay yerinin güvenliği hem hasta hem de ilkyardım verecek kişi açısından düşünülmelidir. Tehlikeli bölgedeki herhangi bir hasta öncelikle güvenli bir yere alınır daha sonra değerlendirme (muayene) yapılır ve ilk yardım verilir. Aşırı sıcak/soğuk hava, sis, yağmur veya kar, ateş, su tehlikeleri, kaza yerinin otoyola veya geçen araçlara yakınlığı gibi tehlike oluşturabilecek durumlar değerlendirilmelidir. Bazen şiddetli hava durumları yangın, patlama veya elektrik şokundan bile daha tehlikeli olabilmektedir.

> Olay yerinin emniyeti (güvenliği) sağlandıktan sonra hasta ile daha rahat ilgilenmek mümkün olacaktır.

> Unutulmaması gereken diğer önemli bir nokta ise; profesyonel kurtarma ekibinin olduğu yerlerde onların olay yeri ile ilgili vereceği talimatlara mutlaka uyun ve önerilen koruyucu giysileri ‘mutlaka giyin. Herhangi bir olay yerinin değerlendirilmesinde aşağıdakiler mutlaka yapılmalıdır

> Kazaya uğrayan araç mümkünse yolun dışına ve güvenli bir alana alınmalı. Kontağı kapatılmalı, el freni çekilmeli, araç LPG’li ise aracın bagajında bulunan tüpün vanası kapatılmalıdır.

> Olay yeri yeterince görünebilir bir biçimde işaretlenmelidir. Kaza noktasının önüne ve arkasına gelebilecek araç sürücülerini yavaşlatmak ve olası bir kaza tehlikesini önlemek için uyarı işaretleri yerleştirilmelidir. Bunun için üçgen reflektörler kullanılmalıdır.

> Olay yerinde hasta/yaralıya yapılacak yardımı güçleştirebilecek veya engelleyebilecek meraklı kişiler olay yerinden uzaklaştırılmalıdır.

> Olası patlama ve yangın riskini önlemek için olay yerinde sigara içilmemelidir.

> Gaz varlığı söz konusu ise oluşabilecek zehirlenmelerin önlenmesi için gerekli önlemler alınmalıdır.

> Ortam havalandırılmalıdır.

> Kıvılcım oluşturabilecek ışıklandırma veya çağrı araçlarının kullanılmasına izin verilmemelidir.

> Hasta/yaralı yerinden oynatılmamalıdır.

> Hasta/yaralı hızla yaşam bulguları yönünden (ABC) değerlendirilmelidir.

> Hasta/yaralı kırık ve kanama yönünden değerlendirilmelidir.

> Hasta/yaralı sıcak tutulmalıdır.

> Hasta/yaralının bilinci kapalı ise ağızdan hiçbir şey verilmemelidir.

> Tıbbi yardım istenmelidir (112).

> Hasta/yaralının endişeleri giderilmeli, nazik, hoşgörülü olunmalıdır.

> Hasta/yaralının paniğe kapılmasını - engellemek için yarasını görmesine izin verilmemelidir.

> Hasta/yaralı ve olay hakkındaki bilgiler kaydedilmelidir.

> Yardım ekibi gelene kadar olay yerinde kalınmalıdır.

ÖLÜ KAHRAMANLAR HAYAT KURTARAMAZ. YARALI KAHRAMANLAR İSE SADECE SORUN OLUŞTURURLAR. 0 NEDENLE, OLAY YERİNE GİRMEDEN ÖNCE OLASI TEHLİKELERİ ARAŞTIRIN.


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

TEMEL YAŞAM DESTEGİ (CANLANDIRMA)
1. SOLUNUM VE KALP DURMASI: İnsan vücudu ve ‘özellikle beyin yaşamak için mutlaka oksijene ve besinlere gereksinim duyar. Besin maddelerinin aksine oksijen depolanamaz, bu nedenle solunum yoluyla sürekli hava almamız gerekir. Akciğerlere ulaşan oksijen, kalbin vuruları sayesinde dokulara oksijeni taşıyan kana geçer. Bu nedenle solunum ve kan dolaşımı iki yaşamsal işlevdir. Bu işlevlerin etkilenmesi ya da durması, yaşamın devamı açısından acil bir sorun yaratır. Beyin hücreleri oksijen ‘almadan 3- 5 dakika dayanabilir. Dolayısıyla, beyin hücrelerinde geriye dönüşü olmayan bir hasar gelişmeden önce bu sure içinde solunumun ve kan dolaşımının düzeltilmesi gerekir.

Solunum durmasına yol açan nedenler çok çeşitlidir. Havasızlıktan boğulma, soluk borusunun tıkanması, elektrik şoku, ilaçlarda doz aşımı, zehirli madde solunması gibi durumlar sonucunda solunum duracaktır. Solunum durduğundan itibaren kalp birkaç dakika (2-5dakika) daha atmaya devam eder. Bu süre sonunda solunum yeniden başlamamışsa (yapay olarak ya da kendiliğinden) kalp de oksijen eksikliğinden etkilenerek duracaktır. Kalp krizi, elektrik şoku gibi bazı durumlarda önce kalp durur, ancak ardından hemen (15.30 saniye sonra) solunum da durur. Tüm bunlar göz önüne alındığında bilinçsiz bir kişinin soluk alıp almadığının nasıl anlaşılacağı ve solunumun ya da kalbin durduğu durumlarda ne yapılacağını bilmek önemlidir.



2. TEMEL YAŞAM DESTEĞİ: Temel yaşam desteği, hayat kurtarmak amacıyla hava yolu açıklığı sağlandıktan sonra, solunumu ve/veya kalbi durmuş kişiye yapay solunum ile akciğerlerine oksijen gitmesini, dış kalp masajı ile de kalpten kan pompalanmasını sağlamak üzere yapıları ilaçsız müdahaledir. Çeşitli nedenlerle durmuş olan kalp ve akciğer fonksiyonlarına işlerlik kazandırmak amacıyla yapıları bütün işlemlere kalp-akciğer canlandırması (KAC) diyoruz.

Temel yaşam desteğine başlarken eğer çevrede biri varsa hemen 112 aratılmalıdır. Boğulma ve travmalarda ilk yardımcı yalnız ise 1 siklustan sonra kendisi yardım çağırmalıdır. Bebek çocuklarda, ilk önce iki solunum yapılır, ardından 112 çağrılır.



3. HAVA YOLUNU AÇMAK İÇİN BAŞ-ÇENE POZISYONUNUN VERİLİŞİ: Bilinci kapalı bütün hasta/yaralılarda solunum kontrol edilmelidir. Çünkü dil geriye kayabilir ya da herhangi bir yabancı madde solunum yolunu tıkayabilir. Ağız içi kontrol edilerek temizlendikten sonra hastaya baş-çene pozisyonu verilir. Bunun için: Bir el’ alına, yerleştirilir, diğer elin iki parmağı çeneye yerleştirilir, baş geriye doğru itilir, böylece dil yerinden oynatılarak hava yolu açıklığı sağlanmış olur.

4. HAVA YOLU TIKANIKLARI: Yabancı CİSİM tıkanmaları, genellikle bir şey yerken veya içerken gülmek ani hareket gibi nedenlerle ortaya çıkabileceği gibi çocukların oyun oynarken CİSİMLERİ ağız ve burunlarına sokmaları sonucunda da görülebilmektedir.

5. DIŞ KALP MASAJI: Yapay solunum sırasında şah damarından 5 saniye süre ile nabız kontrolü yapılır, nabız yoksa dış kalp masajına başlanır. KALP MASAJINA BAŞLAMADAN ÖNCE KALBİN DURDUĞUNDAN KESİNLİKLE EMİN OLUNMALIDIR. TEMEL YAŞAM DESTEĞİNE başlarken eğer çevrede biri varsa hemen 112 aratılmalıdır. Boğulma ve travmalarda ilk yardımcı yalnız ise 1 siklustan sonra kendisi yardım çağırmalıdır. Bebek ve çocuklarda ilk önce iki solunum yapılır, ardından 112 aranır.
5.1. UYGULANIŞI:

ERİŞKİNDE Sternumun (göğüs kemiğinin) 1/2 alt kısmına veya sternumun alt ucunda yer alan ksifoid denilen çıkıntının iki parmak üstüne uygulanır. Uygulamacı hastanın yanına, göğüs kemiğine paralel olarak diz çöker. Elinin topuk kısmını ksifoidin iki parmak üstüne yerleştirir. Diğer elinin topuk kısmını da o elin üzerine yerleştirir. Kollarını bükmeden, omuzdan kuvvet alarak göğüs kemiğini, göğüs yüksekliğinin üçte biri içeri çöktürülerek (4–6 cm) kadar bastırır. Bir dakika sonra nabız kontrol edilir. Nabız alınabiliyorsa kalp masajına hemen son verilir. Aksi halde, hasta geri dönene, yorulana ya da hastaneye ulaşana kadar devam edilir

Yüklə 319,76 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə