Mst güvenlik temel İlk Yardım İlk yardimin tanimi



Yüklə 319,76 Kb.
səhifə1/7
tarix29.05.2018
ölçüsü319,76 Kb.
#46712
  1   2   3   4   5   6   7



MST GÜVENLİK
Temel İlk Yardım


İLK YARDIM
1. İLK YARDIMIN TANIMI: Herhangi bir kaza veya yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde tıbbi araç gereç aranmaksızın, mevcut araç gereçlerle yapıları ilaçsız olarak yapıları uygulamalara ilk yardım denir.

Kazalardan sonra ilk yarım saatte yaralının etkin bir biçimde ilk yardımı yapılarak, hayatının kurtarılması yönünde en değerli olan suredir. Ani olaylar beklenmedik bir zamanda ve umulmadık bir yerde olduğuna göre zamanında ve yerinde yapıları basit ve etkili bir ilkyardımla yaralının hayatını kurtarmak, sakat kalmasını önlemek ya da sakatlık derecesini azaltmak mümkündür. Yaralı biran önce acil tedavi kurumlarına ulaştırılmalıdır.



2. İLK YARDIMIN TARİHÇESİ: İlk yardımın kurucusu Esmarch’tır. Savaşta yaralanan kişilere baktın vererek ilk yardımın önemini ortaya koyan, ayrıca 1871 yılında Dr. Mayor tarafından geliştirilen üçgen sargının yaygın olarak kullanımını sağlayan Esmarch’tır.

Britanya’da 1870 yıllarında savaşta yaralanan kişilere bakım vermek amacıyla “Kızılhaç Cemiyeti” kurulmuştur. Dr. A. Moffitt ise aynı yıllarda savaşta yaralananlara bakım verecek kişiler için bir yönetmelik hazırlanmıştır. Bu yönetmelik ilk yardım konularını ve ilk yardımda kullanılan malzemeleri kapsamaktadır.1877 yılında St. Jolan Sıhhi İmdat Teşkilatı kurulmuş, bu teşkilat Dr. A.Moffitt’in hazırlamış olduğu yönetmeliği kabul ederek yaralılara verilmesi gereken ilk yardımla ilgili konferanslar düzenlemiştir.

1884’te Dr. Esmarch’ın ilk yardın hakkında verdiği konferanslar Almancadan İngilizceye tercüme edilmiş ve Kazazedelere İlk Yardım isimli kitapta toplanmıştır. 1908 de ise, tüm teşkilatlar birleştirilmiş ve tek merkezden idare edilmeye başlanmıştır. Yurdumuzda 1958 yılında Türkiye Kızılay Cemiyeti ilk yardım konusunda olumlu çalışmalar yapmıştır. 1975 yılında Uluslararası Cenevre Anlaşması’na göre ilk yardım için bütün ülkeler “First Aid” kelimesini kullanmaya karar vermişlerdir. Ülkemizde ise “Acil Yardım” deyimi kullanılmaktadır.

3. ACİL TEDAVİ: Acil tedavi Ünitelerinde, hasta ya da yaralılara doktor ve sağlık personeli (hemşire, acil tıp teknisyeni vb.) tarafından yapıları tıbbi müdahalelerdir. Bu tedavi merkezleri ambulans, acil yardım merkezleri, hastanedir. Bu hususta haberleşme çok önemlidir. Haberleşmede en önemli adım bir ihbar sisteminin kurulmasıdır. Şu Ünitelerden oluşur: Genel ihbar merkezi, ilk ve acil yardım merkezlerinin bulunduğu merkezi hastaneler, ambulanslar ve polis. İtfaiye. Bu birimlerin bir arada ve koordineli çalışması hem hasta açısından hem de zamandan fayda sağlayacaktır.

4. İLK YARDIMCI: İlk yardımın amaçları doğrultusunda hasta veya yaralıya elde bulunan araç ve gereçlerle, ilaçsız uygulamaları yapan, eğitim almış kişi ya da kişilerdir. İlk yardımcının özellikleri şunlar olmalıdır

A. İlk yardımcı sakin olmalıdır. -

B. Hasta ile onu sakinleştirecek şekilde yumuşak bir tonda konuşmalıdır.

C. Eğer hastaya müdahale edebilecek sağlık personeli varsa ilk yardımcı hemen onun yardımcısı durumuna geçmelidir.

D. İlk yardımcı hiçbir zaman can güvenliğini tehlikeye atmamalıdır. Kendi güvenliğini sağlayacak önlemleri önceden almalıdır.

E. İlk yardımcı çevrede bulunan kişileri sağlık kuruluşlarına, itfaiyeye ve polise haber vermelerini sağlayacak biçimde organize etmelidir.

F. İlk yardımcı ilk yardım uygulamalarında öncelikleri çok iyi bilmelidir.

G. İlk yardımcı bölgesindeki sağlık olanaklarını ve kuruluşlarını iyi tanımalıdır. Ülkesinin sağlık sistemi hakkında yeterli bilgiye sahip olmalıdır.

H. İlk yardımcı insan sağlığı ile ilgili bilgilerin en kolay değişebilir bilgiler olduğunu kavramalı ve yeniliklere açık olmalıdır.

5. İLK YARDIM VE ACİL TEDAVİ ARASINDAKİ FARK: Adı tedavi, bu konuda ehliyetli kişilerce gerekli donanımla yapıları müdahale olmasına karşın ilk yardım bu konuda eğitim almış herkesin olayın olduğu yerde bulabildiği malzemeleri kullanarak yaptığı hayat kurtarıcı müdahaledir.
6. İLK YARDIMIN ÖNCELİKLİ AMAÇLARI: Yaralı kişinin hayatının korunması ve mevcut durumunu iyileştirmek öncelikli amaçtır. Hayatın kurtarılması her şeyden önce gelir. Yani yaralı bir kişide hayatı tehdit eden bir durum varsa bu durumun ortadan kaldırılmasına çalışılmalıdır. Örneğin; yaralı soluk alıp veremiyorsa bunun sağlanması gerekir. İlk yardımın öncelikli amaçlarını dört ana başlık altında toplama mümkündür. Bunlar şunlardır. .

A. Hayati tehlikeyi ortadan kaldırmak.

B. Yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesini sağlamak.

C. Yaralının durumunun kötüleşmesini önlemek.

D. İyileşmeyi kolaylaştırmak. .

E. Hayat kurtarmak.

F. Durumunu korumak.

G. Sakatlıkları önlemek



7. İLK YARDIMIN TEMEL UYGULAMALARI: İlkyardımda önemli olan altı aşama vardır. Bunlara ilk yardımcı sırası ile uymak zorundadır.

1-Tedbir (İlk yardımcının kendisinin ve kazazedenin güvenliğinin sağlanması)

2-Teşhis

3-Tedavi


4- Telekomünikasyon (haberleşme)

5. Triaj (öncelikli kazazedenin belirlenmesi)

6-Taşıma

İlkyardım temel uygulamaları Koruma. Bildirme ve Kurtarma (KBK) olmak üzere üç önemli alanı içermektedir. Bunları şöyle tanımlayabiliriz:



Koruma: Kaza sonuçlarının ağırlaşmasını önlemek için olay yerinin değerlendirilmesini kapsar. Olay yerinde oluşabilecek tehlikeleri belirleyerek güvenli bir çevre oluşturmaktır.

Bildirme: Olay ya da kaza mümkün olduğunca hızlı bir şekilde telefon veya kişiler aracılığıyla gerekli yardım kuruluşlarına bildirilmelidir. Türkiye de ilk yardım gerektiren her durumda telefon iletişimleri 112 Hızır Acil Servisle gerçekleştirilebilir. İLKYARDIM’ da haberleşebilecek telefon numaralan

/ 0–232–2777333 DEG-Zehir Danışma Merkezi

/ 0–800–3147900 Sağlık Bakanlığı, Zehir Danışma Merkezi, ücretsiz hat; 110 itfaiye, 112 Ambulans, 154 Trafik polisi, 155 Polis imdat, 156 Jandarma imdat.

Toplumumuzda diğer önemli telefonlar gibi 112 de istismar edilmekte ve yanlış bilgi ile çalışmaları kesintiye uğratmaktadır. 112 Acil Servis aranırken sakin olunmalı, sorulan sorulara net bir şekilde cevap verilmeli, kesin yer adres verilirken olayın olduğu yere yakın bir caddenin ya da çok bilinen bir yerin adı verilmeli. Kişinin hangi numaradan aradığı bildirilmeli, hasta/yaralının adı ve olayın tanımı yapılmalı, hasta/yaralı sayısı ve durumu bildirilmeli, eğer herhangi bir ilk yardım uygulaması yapıldıysa nasıl bir yardım yapıldığı belirtilmeli, 112 hattında bilgi alan kişi, gerekli olan tüm bilgileri aldığını söyleyinceye kadar telefon kapatılmamalıdır.



Kurtarma (Müdahale): İlk yardımda özel bazı uygulamaların ayrıntısına girmeden önce bütün durumlar için geçerli temel uygulamaların yerine getirilmesi gerekir.

8. İLK YARDIMCININ MÜDAHALE İLE İLGİLİ YAPMASI GEREKENLER:

1. Hastanın boynunu sıkan kravat, düğme gibi şeyler hemen gevşetilir.

2. Hastanın solunumu kontrol edilir. Solunum durmuşsa ağızdan ağıza solunum yapılır.

3. Hastanın kalbi kontrol edilir.

4. Eğer kalp atımları yoksa kapalı kalp masajı gecikmeden başlatılır.

5. Herhangi bir kanama olup olmadığına bakılır. Kanama yana uygun teknikle durdurulur.

6. Ülkemizde daha yaygınlaşmamış olmakla birlikle hastanın boynunda bileğinde herhangi bir uyan ve açıklama olup olmadığına bakılır. Bu uyarıların bazıları kolye ve madalyon biçimindedir ve üzerinde Kızılhaç, SOS, Kızılay simgeleri bulunabilir,

7. Çevredekilerin hastanın çevresine toplanmaları, onları huzursuz edecek biçimde konuşmaları ve heyecanlandırmaları engellenir. İçlerinden biri veya birkaçı yardım istemek için gönderilir. Bulunulan yer ve olay hakkında bilgi vermek için uyarılır

8. Kazaya uğramış kişi kendine gelse ya da kendini iyi hissetse bile durumundan kesin olarak emin olmadan ayağa kalkmasına izin verilmemelidir. Kazalardan sonra aniden ayağa kalkanlarda bayılma ya da şok gelişimi söz konusu olabilir.

9. Bilinci kapalı yaralılara ağızdan bir şey verilmez. Özellikle böyle durumdaki hastaların ağzından su akıtılması geleneği ülkemizde yaygındır. Bu gibi uygulamalara izin verilmemelidir. Çünkü bu suyun soluk borusuna kaçarak hastanın boğulmasına neden olabilir.

10. Hastanın sıcak tutulması için üzerine battaniye örtülür. Hastanın bütün olarak ısıtılması gerekir. Kolunun altına, bileğine, bacaklarının altına sıcak su torbalan konularak ısıtmak tehlikeli olabilir. En iyisi battaniye ile örtmektir.

11. Eğer hastanın bilinci kapalı, komada ise koma pozisyonu verilir.

12. Eğer kaza ortam koşullarına bağlı ise sözgelimi gaz zehirlenmesi vs. gibi bir durum söz konusu ise hasta ortamdan hemen uzaklaştırılır. Ama gerekli bir neden yoksa zorunluluk söz konusu değilse hastanın yerinden kıpırdatılmaması esastır.

13. Kırık varsa kırık bölgesi hareketsiz hale getirilir.

14, Şok varsa şokla savaşılır.

15. Hastanın bilinci açıksa sakinleştirilir. . . .

16. Hastaların ağzında toz toprak, kırık Lokma diş vb. şeyler olabileceği akla gelmeli ağız içi temizlenmelidir.

17. Hastaya turnike konması gibi gözden kaçabilecek ve sürekliliği tehlike yaratabilecek herhangi bir müdahale yapılmışsa bu sağlık kuruluşuna bildirilmelidir.

18. İlk yardımcının kaza yerinde kalmasını gerektirebilecek tek durum müdahale edilmesi gereken başka kazazedelerin bulunması ve bunu yapabilecek başkalarının bulunmamasıdır. Kalmayı gerektirecek başka bir durum yoksa ilkyardımcı kazazede ile sağlık kuruluşuna kadar gitmelidir. Ağızdan solunum, kapalı kalp masajı gibi bazı uygulamalar bunu zorunlu kılar.

9. ECZA DOLABINDA BULUNDURULMASI GEREKEN MALZEMELER: Üçgen sargı bezleri, Rulo sargı bezleri, Steril gazlı bezler, Flaster, Çengelli iğneler, Pamuk, Yara bandları, Antiseptik solüsyonlar (Batikon / Mersol 50 ml/100 ml), Turnike lastiği, İlkyardım rehberi, Ağrı kesici,

Yukarıdakilere ek olarak İlk Yardım çantasında bulundurulması gereken malzemeler: Tebeşir, Makas, Cep feneri, Kâğıt, kalem, Boyunluk (servikal kollar), Turnike lastiği gerekli değildir, onun yerine, üçgen sargı bezi, kravat veya herhangi bir kumaş parçasını kullanmak daha uygundur.

10. İLK YARDIMIN ABC’Sİ: Yaşamın korunması ile ilgili öncelikler İngilizce “Airway, Breathing ve Circulation’ terimlerinin baş harfleriyle oluşmuştur. İlk yardımın ABC’ si bu durumda:

Airway: Hava yolunun açılması.

Breathing: Solunumun düzenlenmesi.

Circulation: Dolaşımın sağlanmasıdır.

Hava yolunun açılmasında ağız içerisinin temizlenmesi, kusmuk, taş toprak, takma diş vb. varsa bunların çıkartılması gerekir. Eğer yapay solunumu gerektirecek bir durum yoksa hastaya koma pozisyonunun verilmesi de solunumu rahatlatır. Solunumun düzeltilmesinde temel ilk yardım uygulaması eğer solunum durmuşsa ağızdan ağıza yapay solunum yaptırılmasıdır. Eğer ağızda, yüzde parçalanma varsa ya da ağızdan ağıza ya da ağızdan buruna yapay solunumu engelleyen bir durum varsa diğer daha az etkili yapay solunum yollarına başvurulur. Bu konuya ilgili bölümde tekrar değinilecektir.



İKİNCİ BÖLÜM

HASTA/YARALININ VE OLAY YERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
1. İLK YARDIMCININ BİLMESİ GEREKEN VE VÜCUDU OLUŞTURAN SISTEMLER:

Hareket sistemi: Vücudun hareket etmesini, desteklenmesini sağlar ve koruyucu görev yapar, Hareket sistemi şu yapılardan oluşur.

> Kemikler, Eklemler, Kaslar.



Dolaşım sistemi: Arterler, arterioller, kapiller, venüller ve venlerden oluşan birbirine bağlı tüplerin oluşturduğu karmaşık bir sistemdir. Kalp, bu sistemin içinde, itici bir güç olarak merkezde yer almaktadır. Kan, kalbin oluşturduğu basınçla tüm vücudu dolaşır. Kalp, yaklaşık olarak kişinin yumruğu büyüklüğünde, içi boş, kastan oluşan bir organdır. Septum denilen bir duvarla ortadan sağ ve sol olarak önce ikiye, bunlar da tekrar üst (atrium kulakçık) ve alt ( ventrikül, karıncık) olmak üzere ikiye bölünür, toplam dört boşluktan oluşur. Vücuttan dönen kirli kan sağ atriuma, sağ atriumdan sağ ventriküle geçer, sağ ventrikülden de temizlenmek üzere pulmoner arterlerle akciğerlere taşınır. Akciğerlere ulaşan kan C02 - O2 değişiminden sonra pulmoner venler vasıtası ile vücuda pompalanmak üzere sol atriuma, oradan sol ventriküle geri taşınır, ol ventrikülden de aorta vasıtası ile vücuda dağıtılır. Atrium ile ventrikül arasındaki akışlar, geri dönüşe izin vermeyen kapaklar tarafından kontrol edilmektedir. Kanın geri dönüşünü önleyen bu sistemler sayesinde dolaşım sistemi tek yönde hareket ederek normal akışını sürdürür.

Nabız: Kanın sol ventrikülden büyük arterlere pompalanması sırasında periferik arterlerde oluşan dalgalanmadır. Kalp atışının uçtaki atardamarlardan (periferik arterlerden) hissedilmesine NABIZ denir.

Normalde nabız (kalp atım hızı) erişkinde 60–90 kez/dk, çocukta 80–100 kez/dk, bebekte 100–120 kez/dakika civarındadır.



2. VÜCUTTA NABIZ ALINAN NOKTALAR: Boyun (karotis arter, şah damarı), el bileği (radiyal arter), kasık (femoral arter), dirsek içi (brakiyal arter) diz arkası ( popliteal arter), ayaküstü, kulak önü, şakak vb. İlkyardımda, dolaşım sorunu olan hastalarda en rahat nabız şah damarından alınabilir.

*Bebeklerde nabız üst kolun iç kısmından (brakiyal arterden) alınabilir.

**Şah damarından nabız sadece tek taraflı alınır. 5 saniyeden uzun süre ve çift taraflı kesinlikle bastırılmaz. Aksi halde kalp zarar görür (bradikardi gelişir).

*** Nabız alınırken, damarın üzerine çok hafif ya da fazla bastırılırsa, nabız hissedilmeyebilir. Kan basıncı (arteryel tansiyon), kanın arterlerden geçerken arter duvarına yaptığı basınçtır. Sol ventrikülin (karıncık) kasılarak kanı aorta pompalamasına SISTOL. (büyük tansiyon, maksima), gevşeyerek kanla dolmasına ise DIYASTOL ( küçük tansiyon, minima) denilmektedir. Kan basıncının ortalama değerleri erişkinde 110–120 / 70–80 mmHg, çocukta 90/60 mmHg, bebekte 70/50 mmHg’dir.



2.1. KALP BASISI: Eğer nabız alınamıyor, gözbebekleri büyümüş ve ifadesiz ise, kalp durmuş demektir ve yeniden çalışması için hemen girişim yapılmalıdır. Kalbin yeniden çalışması için yapıları girişime KALP MASAJI denir. Kalp masajının yapılabilmesi için kalbin tamamen durduğundan emin olunmalıdır. YAVAŞ TA OLSA ÇALIŞAN KALBE ASLA MASAJ YAPILMAZ!
Sinir sistemi: Bilinç, anlama, düşünme, algılama hareketlerinin uyumu, dengesi ve solunum ile dolaşımı sağlar. Sinir sistemi şu yapılardan oluşur.

> Beyin, Beyincik, Omurilik, Omurilik soğanı.



Solunum sistemi: Üst solunum yolu (ağız, burun, boğaz) ve alt solunum yolundan (larenks, trakea, bronşlar, akciğerler) oluşmaktadır. Diyaframa, göğüs kafesi kasları ve yardımcı solunum kasları, solunumun düzenli olmasını sağlar. Vücuda gerekli olan gaz alışverişi görevini yaparak hücre ve dokuların oksijenlenmesini sağlar.

Kan basıncı, kolda dirseğin 3 cm üstünden, bacakta ise diz üstünden ölçülür



Boşaltım sistemi: Kanı süzerek gerekli maddelerin vücutta tutulması, zararlı olanların atılması görevlerini yaparak vücutta iç dengeyi korur. Boşaltım sistemi şu organlardan oluşur:

İdrar borusu, İdrar kesesi, İdrar kanalları, Böbrekler.



Sindirim sistemi: Ağızdan alınan besinlerin’ öğütülerek sindirilmesi ve kan dolaşımı vasıtasıyla vücuda dağılmasını sağlar. Sindirim sistemi şu organlardan oluşur.

> Dil ve dişler, Yemek borusu, Mide, Safra kesesi, Bağırsaklar.



3. HASTA/YARALININ DEĞERLENDİRİLMESİNİN AMACI: Hasta/yaralının değerlendirilmesinin başlıca amaçları şunlardır;

1. Hastalık ya da yaralanmanın ciddiyetini değerlendirmek,

2. İlk yardım önceliklerini belirlemek.

3. Yapılacak ilk yardım yöntemini belirlemek.

4. Güvenli bir müdahale sağlamak.

4. HASTA/YARALIYI DEĞERLENDİRME AŞAMALARI

Hasta/yaralıyı değerlendirme iki aşamadan oluşmaktadır. Bunlar şunlardır

1. İlk değerlendirme

2. İkinci değerlendirme



4.1. İLK DEĞERLENDİRME: İlk değerlendirmede amaç, hasta/yaralının yaşamı en çok tehlikeye sokan nedeni bulup uygulama yapmaktır. Kritik ve birçok sistemin etkilendiği yaralanmalarda (multsistem travma) yaşamsal tehlike oluşturan durumların acilen tanınması ve tedavi edilmesi önceliklidir.

Travmalı hastaların % 90’dan fazlasının yaralan hafiftir. Bu tip hastalarda ilk ve ikinci muayeneyi yapmak için vakit vardır. Ancak kritik durumdaki yaralılarda sadece ilk muayene için yeterli vakit vardır, Bu hastalarda hedef bir an önce sorunu saptamak. resüsitasyonu başlatmak ve hastaneye ulaştırmaktır. Bunun nedeni, sadece hastanın hastane bakımına duyduğu gereksinim değildir; en basit anlatımla, acil bakımın hemen yapılması, etkili yapılması ve hastaneye götürürken ambulansta bu acil bakımın devam ettirilmesidir.

Öncelikler otomatik olarak, hemen saptanmalı ve hayati tehlike yaratan durum belirlenmelidir. Bunun için de; ilk ve ikinci muayenenin aşamaları iyi bilinmelidir. Acil bakım verecek eleman hastanın yarasının patofızyolojisini ve durumunu da düşünmek zorundadır- burada bundan sonra ne yapılmalıydı’ sorusuyla vakit kaybetmeye hakkı yoktur.

Hayati tehlike oluşturan yaralanmalarda temel sorun çoğunlukla dokuların yeterince oksijenlenememesi sonucun da anaerobik (oksijen kullanılmayan) metabolizmanın oluşmasıdır (ki, bu duruma şok denilmektedir). Normalde vücut hücrelerinde aerobik (oksijen kullanılan) metabolizma söz konusudur. Bu metabolizmanın sürdürülebilmesi için aşağıdaki üç önemli bileşene gereksinim vardır

> Akciğerlerdeki alyuvarların oksijen yüklenmesi

> Alyuvarların vücudun tüm doku ve hücrelerine ulaşması

> Oksijenin doku ve hücreye girmesi.

4.1.1. Anında (simültane) Değerlendirme: Bir hastanın değerlendirilmesi, tedavisinin yapılması ve karar verme mekanizmalarının işe koşulması gibi durumlarda bilgilerin ve işlemlerin bir sistematiğe göre yapılması gerekir. Şöyle ki, A adımından sonra B adımı gelir, B adımından sonra C adımı gelir gibi. Belirli adımlar dizgesi bilgilerin gerektiğinde daha kolay kullanılmasını sağlar. İnsan beyni tıpkı bir bilgisayar gibidir, çeşitli şekillerde yüklediğiniz bilgilere sistematik işlemler sayesinde hemen ulaşmak mümkündür. Beynin yüklenen bilgileri öncelik sırasına göre size geri bildirme yeteneği vardır, siz bu yetenek sayesinde kolayca karar verebilirsiniz. 0 nedenle ilk muayenede daha başarılı sonuca ulaşmak üzere izlenecek sıra, size A, D, C, D, E gibi adımlar şeklinde anlatılacaktır. Böylece 15 saniye gibi kısa sürede siz hasta hakkında belirli bilgilere sahip olabileceksiniz.

İlk muayene hayati tehlike oluşturan durumları tespit etmenizi, ikinci muayene ise vücudun diğer bölümlerindeki yaralanmaları veya ilk anda göze görünmeyen yaralanmaları saptamaya sağlar.



4.1.2. Genel izlenim: İlk değerlendirme anında hastanın solunumunu, dolaşımına ve nörolojik (bilinç) durumunu gözden geçirerek oksijenlenmede veya dolaşımda sorun, kanama ve gözle görülür şekil bozukluğu (deformite) olup olmadığı saptanır. Hasta etkili bir şekilde soluk alıp veriyor mu, bilinçli mi yoksa bilinçsiz mi, hareket edebiliyor mu? Hastanın yanındayken hemen bileğinden kavrayarak nabzın durumu (hızı, düzeni, dolgunluğu) saptanırken bir yandan da derinin durumu (ısısı, rengi, nemi) saptanır ve hastaya “nasıl oldu” diye sorulabilir. Hasta soruları yanıtlayabiliyorsa durumu hakkında bilgi almak daha kolaylaşacaktır. Bu arada kapiller geri dolum (tırnak yatağına bastırdıktan sonra beyazlayan tırnağın eski rengine dönene kadar geçen süre, dolaşım hakkında bilgi verir) saptanır. Hastaya genci bir göz gezdirilerek kanama saptanmaya çalışılır. Tüm bu işlemler 15–20 saniyede gerçekleştirilebilir. Beyin bu süre içinde topladığı bilgilerle hastanın durumunun ciddiyetini belirler ve sizin tedaviye karar vermenizi sağlar. Erken karar verme mekanizması sayesinde alanda harcayacağınız zamanı ve hastanın daha ileri bir bakım gereksinimi varsa onun verilmesini belirleyebilirsiniz. Kısacası zamanı doğru kullanabilirsiniz.

İlk muayenede izlenecek beş adım şunları içirin;

A - Airvay management and cervical spine control ( soluk yolunun ve boyun omurlarının kontrol edilmesi)

D - Breathing (solunum - soluk alıp verme eyleminin kontrol edilmesi)

C - Circulation and bleeding (dolaşımın durumunun ve kanamanın olup olmadığının kontrol edilmesi)

D - Disability (hastanın yetersizliklerinin belirlenmesi)

E - Expose and protect from the enviroment (hastanın maruz kaldığı çevresel tehlikelerin farkına varılması ve hastanın korunması)



4.1.2.1. A ADIMI: SOLUK YOLUNUN VE BOYUN OMURLARININ DURUMUNUN SAPTANMASI:

Soluk yolu: En kısa zamanda soluk yolunun açık ve temiz olup olmadığı saptanmalıdır. Şayet soluk yolunun açıklığı şüpheli ise elle başa pozisyon ( baş-çene veya alt-çene pozisyonu) verilir,

Boyun omurları: Aksi saptanana kadar, travma hastalarının boyun omurlarında travma olduğu varsayılır o nedenle, soluk yolunun devamlılığını sağlamak üzere başa pozisyon verilirken bu varsayım göz ardı edilmemelidir, Başın gereksiz veya fazla hareketi ilave nörolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir-, kırık kemiklerin basısı sonucu kol ve bacaklarda felç gelişebilir. 0 nedenle boynun elle tutularak ya gerekli malzeme ile hareketinin önlenmesi (yani immobilize edilmesi, stabil hale getirilmesi) gerekir. Ambulansta bulunan servikal kolar (servical collar, boyunluk) boynun sabitlenmesi için en uygun malzemedir. Yüksekten düşme, çarpma, trafik kazası, denize tepe üstü dalma kazalarında boyun omurlarında zedelenme varsayılıp, mutlaka boyunluk takılmalıdır. Boyunluk yoksa havlu veya çarşaf katlanıp rulo yapılarak boyun sarılabilir ya da baş yanlardan desteklenebilir,

Yüklə 319,76 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə