Yaşamakta olduğumuz çağa "bilgi çağı" da denilmektedir. Bunun sebebi bilginin
gücünün ve ürünlerinin hayatın her alanında derinliğine hissedilmesi olsa gerektir.
Günümüzde çocukların daha erken yaşlarda okula başlaması ve okula harcanan zamanın
genişletilmesi, bilgi patlaması karşısında ders programlarının her yıl değişmesi gereği, çağın
bir zorunluluğu olmuştur. Hızla gelişen ve değişen bilgilerin çeşitli elektronik yöntem ve
araçlarla depolanması mümkün hale gelmiştir. Bilgi patlaması olgusu karşısında okullarda
verilen öğretim yetersiz kalmaktadır.
51
Yeni bilgilerin hepsini depolayabilecek elektronik aletler olmasına rağmen insan
hafızasının ise kapasitesi artırılamamaktadır. Artık bilgileri ezberlemek yerine anlamak ön
plâna çıkmıştır. Anlama olayı bilginin ilerlemesinde de bir araç olmakta, yeni buluşlara yol
açmaktadır.
52
"Anlama, bilgiyi nasıl yapılaştıracağımızı bilmeyi içerir; parçalar, nasıl birbirine
bağlayacağımıza, bilgi parçacıklarını bir diğeriyle nasıl ilişkilendireceğimizi içerir. Başka bir
deyişle, olguları, bilgileri incilere benzetirsek anlama bunları birbirine bağlıyan bir sicim
olmaktadır. Gerçek anlamıyla öğretim böylesi bilginin aktarılması, kazandırılmasıdır. Bir
telefon numarasının, bir tarihin, bisiklete nasıl binileceğinin bilinmesi türünden bilgilerde
anlama zorunlu değildir. Nitelikli öğretim, temelde anlamanın olduğu bilginin
kazandırılmasıyla mümkün olabilir. Bunun sonucunda kazanılan bilginin temellendirilmesi,
(ezberlenmesi değil), açıklanabilmesi, yeni bilgiler üretilebilmesi mümkün olabilecektir.
Başka bir kişinin otoritesine dayanılarak kabul edilen bir şey olmayıp, öğrencinin kendisi
tarafından ulaşılan, kendine mal ettiği, sorgulanmasıyla kendinin kıldığı, kendine dayanarak
kabul ettiği bilgi olacaktır."
53
Çağımızda Çocuğun Antropolojisi veya Pedagojik Antropoloji gibi bilimler, plânlı ve
yöntemli etkilenmeleri, yani eğitim ve öğretimi daha güçlü kılacak görüşleri ve tecrübeleri
belirlemeye çalışmaktadır. Bu çalışmaların sonuçlarına göre, eğitim ve öğretimin aracı olan
derslerin, öğrenci tarafından anlaşılıp benimsenmesi için iki şey kaçınılmazdır:
1. Dersi öğrenciye yaklaştırmak.
2.
Konuları, onun yaşadığı hayattan, çevresinden çıkartmak.
54
Dersi öğrenciye
yaklaştırmanın yollarından birisi onu derse bizzat katarak, öğrenmeyi zevk haline getirmektir.
Geçen yüzyılın sonundan itibaren öğrenciye göre eğitim ilesi benimsenmiştir. Bu sebeple,
gelişme açısından farkları belirlemek amacı ile yöntemler geleneksek ve çağdaş olmak üzere
iki grupta incelenmektedir.
Geleneksel
öğretme yöntemlerinde, bütün faaliyetler öğretmenin merkezde olduğu
görüşüne göre biçimlendirilmiştir. Öğretmen aktif, öğrenci pasif alıcı durumdadır. Bütün
roller öğretmende toplanmıştır. Grup halinde öğretim söz konusudur. Sınıfta sözel etkileşim
büyük ağırlık taşır.
Çağdaş öğretme sistemlerinde ise, öğretmenin rolü daha değişiktir. Öğretmen,
öğrencinin öğrenmesini kolaylaştırma, öğrenciye rehberlik etme, öğrenme sürecine
öğrencinin katılımını ve katkısını sağlama ve öğrenciyi sürekli güdüleme ile yükümlüdür. Bu
nedenle öğretmenin kullanacağı yöntemler, yukarıdaki etkinlikleri gerçekleştirecek nitelikte
olmalıdır. Öğrenmenin, öğrencinin öğrenme çevresiyle aktif bir çaba ile etkileşimi veya
öğrenciye "ne sunulduğu"ndan çok "öğrencinin ne yaptığı" ile oluştuğu görüşü, yöntemlerin
kullanılış biçimini değiştirmiştir. Öğretme işinde kullanılacak yöntem ve araçların,
51
Sabri Büyükdüvenci, “Nitelikli Eğitim Sorunu” Özel Kültür Okulları Eğitim Araştırma Geliştirme Merkezi,
Eğitimde Arayışlar 1. Sempozyumu, Eğitimde Nitelik Geliştirme (İst., 1992) s.32.
52
Mubahat Türker Tüyel, “İleri Dil ve Dil Transferi Üzerine Ön Düşünceler”, Bilim, Kültür ve Öğretim Dili
Olarak Türkçe, Türk Tarih Kurum Yay., (Ank., 1978) s.140.
53
Büyükdüvenci, “Nitelikli” s.32.
54
Beyza Bilgin, “İlkokullarda Din Bilgisi Dersleri”, A.Ü. İlâhiyat Fakültesi İslâm İlimleri Enstitüsü Dergisi,
sayı:5 (Ank., 1982) s.157.
öğrencinin, dikkatini sürekli tutma, hatırlamasını uyarma, ipuçlarını kolayca yakalaması ve
öğrenme işine bizzat katılmasını sağlama gibi işlevleri olmalıdır."
55
Öğretim etkin bir süreçtir. Bu süreç içinde öğrenci de mümkün oldukça etkin
kılınmalıdır. Öğrencinin katılmadığı bir ders ortamında öğrenme azalmakta, hazırcılık
gelişmekte ezbere yönelim artmaktadır. Öğrencilerin yeteneklerinin ortaya çıkması için
konuşması ve derse etkin katılımı sağlanmalıdır.
Buldurma yöntemi; öğrencinin belli bir konuyla ilgili mevcut bilgilerinden hareketle,
soru-cevap tekniğini kullanarak, yeni bilgilere ulaşmasını sağlayan, öğretmen ve öğrencinin
ortak etkinliğine dayalı, güdüleyici bir öğretme yoludur.
Buldurma yönteminin uygulanmasında takrir ve diğer yöntem ve tekniklerden farklı
olarak, dersin başında öğretmen kavramların ve genellemeleri öğrenciye vermez .Öğrenci,
sorulan soruların, cevapların ve verilen örneklerin yardımıyla öğretmenin rehberliğinde
kavramlara, genellemelere kendisi ulaşır .Bu yöntemde, hem öğrenci hem de öğretmen ortak
çaba harcarlar. İşte bu sebeple buldurma yöntemi öğretimde önemli bir yere sahip olabilir.
Ayrıca davranışların sadece bilgi düzeyinde kalmayıp, kavrama, uygulama, analiz, sentez ve
değerlendirme seviyesinde öğrenilmesine de katkıda bulunabilir.
ÖZET VE ÖNERİLER
Öğretimde amaçlara ulaşabilmek için, tekniklerin, işlenecek konunun, araç-gereç ve
kaynakların bütünlük içinde hizmete sunulmasında izlenen öğretme yoluna öğretim yöntemi
denir.
Buldurma yöntemi, öğrencinin belli bir konuyla ilgili mevcut bilgilerinden hareketle
soru cevap tekniğini kullanarak yeni bilgilere ulaşmasını sağlayan, öğretmen ve öğrencinin
ortak etkinliğine dayalı güdüleyici bir öğretme yöntemidir. Bu yöntemde bilgiler öğrenciye
hemen sunulmaz. Öğrenci sorulan soruların, cevapların ve verilen örneklerin yardımıyla
öğretmenin rehberliğinde kavramlara, genellemelere, yeni bilgilere kendisi ulaşır.
Buldurma yöntemi, soru cevap tekniğinin özel bir kullanım şeklidir. Soru cevapla
doğurtma yöntemini ilk olarak Sokrates uygulamıştır. Sokrates'in felsefede teke tek
uyguladığı yöntemin öğretimde (öğretmen) (öğrenciler) şeklinde uygulanması açıklanmış ve
buna buldurma yöntemi denilmiştir.
Buldurma yöntemi ile önceden bilinmeyen tarihî olaylar ve bilgiler öğretilemez.
Ancak öğrencinin daha önce gördüğü, öğrendiği bilgilerden hareketle yeni bilgiler
kazandırılabilir. Bu nedenle bu yöntem bazı konuların öğretiminde kullanılabilir. Çünkü
öğrenciler her gün, aile içinde, okulda, yolda, radyoda, televizyonda ve gazetelerde yeni
bilgiler öğreniyorlar. İşte buldurma yöntemi ile, çocuğun, gencin ve yetişkinin çevresinden
ve diğer derslerden edindiği bilgileri transfer etmesi sağlanmış olmaktadır. Böylece ders ve
disiplinler arasında bilgi alış verişi ve daha önce öğrenilenlerin kavranması ve yorumlanması
sağlanmaktadır. Bu yönü ile, söz konusu yöntem, öğrencilerin bilgi, beceri ve tutumları
sadece bilgi düzeyinde değil, analiz, sentez, değerlendirme düzeyinde öğrenmelerini sağlayan
bir öğretme yöntemidir.
Buldurma
yöntemini
plânlarken ve uygularken, konular anlamlı, temel ilke ve
kavramlara dayalı bütünlük oluşturacak şekilde düzenlenmelidir. Böylece öğrenci eski
bilgilerini hatırlayarak, onlar arasındaki ilişkileri kavrayarak, analiz ve sentez yaparak yeni
bilgilere ulaşacaktır. Bu yöntemde bilgilere çoğu zaman tümevarım yoluyla ulaşılır.
Bu yöntemde ders, öğretmen ve öğrencinin ortak çabaları ile yürütülür. Öğretmenin
görevi, soru cevap tekniğini diğer tekniklerin de yardımıyla iyi kullanmak ve öğrencinin yeni
bilgileri keşfetmesine yardımcı rehberlik etmektir. Öğrencinin görevi ise, önce derse karşı ilgi
duyarak ve sorulan sorulara düşünerek cevap vererek yeni bilgilere ulaşmaya çalışmaktır.
55
Fidan, Okulda s.167-168.
Böylece hem öğrenci, hem de öğretmen derste aktif durumda olmaktadır. Ayrıca, öğrenci yeni
bilgilere ulaştıkça sevinecek ve derse karşı ilgisi artmış olacaktır. Öğretimde güdülemenin
önemi çok açıktır. Bu yönüyle yöntemimiz, öğrenci motivasyonunu artırıcı bir özelliğe de
sahiptir.
Buldurma yönteminin seçiminde göz önünde bulundurulması gerekli bazı hususlar
vardır. Bunların başında işlenecek konunun özelliği gelmektedir. Öğrencilerin hiç duymadığı,
görmediği, bilmediği konularda bu yöntem uygulanamaz. Önceden bilinmeyen tarihî olaylar,
soyut konuların öğretiminde diğer yöntemler tercih edilmelidir. Bunun yanında öğretmenin bu
yöntemle işleyeceği konuyu çok iyi bilmesi gerekmektedir. Çünkü o, hazırlayacağı bir dizi
mantıklı sorularla konuyu öğrenciye buldurabilmesi için, konuyu iyi plânlama ile ortaya
koymalıdır.
Söz konusu yöntemin plânlanmasında önce dersin amacının ve bu amacın
gerçekleşmesi için gerekli davranışların belirlenmesi gerekmektedir. Amaç ve davranışları
gerçekleştirmek için, konunun belirlenmesini, konunun analizinin yapılması izler. Konu,
analizinden sonra ders saatine göre sınırlandırılmalıdır. Belirlenen konular basitten karmaşığa,
kolaydan zora, somuttan soyuta, yakından uzağa şeklinde sıralanmalıdır.
Bu yöntemde derse başlarken öğrencinin bildiği noktadan başlamak için, onun hazır
bulunuşluk düzeyi (veya giriş davranışları) belirlenmelidir. Çünkü yeni bilgiler bunların
üzerine bina edilecektir. Dersin plânlanmasında istenen bilgiyi sağlayıcı uyarıcılar, kaynak,
araç ve gereçler belirlenmeli ve konu ile ilgili film, slayt, resim, tablo gibi ders yardımcıları
kullanılmalıdır. Diğer önemli bir nokta da konunun işleniş basamaklarının tespit edilmesidir.
Öğretmen konuya nereden başlayacağını ve hangi basamaklarla ilerleyeceğini bilmeli ve buna
göre hareket etmelidir.
Buldurma yönteminde konunun iyi plânlanmasının yanında öğretmenin kişiliğinin de
önemi büyüktür. Bu yöntemi uygulayacak öğretmen öğrencilere daha çok sabırlı, hoşgörülü
ve yumuşak davranmak zorundadır.
Bu yöntem öğrencilerin zihin yeteneklerini geliştirmenin yanında öğrencilerin ne
derecede başarılı olduğunu yani, öğretimin etkililiğini değerlendirme imkanı da sağlar.
Böylece öğretmen, öğretimi öğrencilerin ilgi, ihtiyaç ve zihin düzeylerine göre ayarlayabilir.
Öğretimde, ders boyunca öğrencilerin ilgi ve dikkatlerini uyanık tutmak oldukça önemlidir.
Buldurma yönteminde öğrenci her an kendisine soru sorulabileceğini bildiği için, dikkatini
sürekli uyanık tutulabilir.
İnsanlar duyduklarından daha çok, kendi söylediklerini hatırlarlar ve daha geç
unuturlar. Bu yöntemde doğruları öğrenciler kendileri söyledikleri için öğrenilenler daha
kalıcıdır. Öğrenmede tekrarın önemi büyüktür. Buldurma yönteminde eski bilgilerin tekrarı ve
pekiştirilmesi vardır. Bu öğretim yönteminde öğrenciler, kişisel yaşantıları ile işlenen konular
arasında ilişki kurabildikleri gibi, daha önce öğrendikleri bilgileri yeni alanlara transfer de
yapabilirler.
Bunların yanında, buldurma yöntemi, öğrencilerin konuşma yeteneğini
geliştirmelerine, arkadaşlarının değişik düşünce ve görüşlerini dinlemelerine, hoşgörülü
olmalarına yardımcı olurken, öğretmen öğrenci iletişimini sağlayarak birlik ve beraberlik
duygusunu da geliştirebilir.
Yöntemin, en olumsuz yönü ise, çok zaman alıcı olmasıdır. Çünkü bu yöntemde
bilgiler, tanımlar, genellemeler, hükümler öğrenciye hazır olarak verilmez. Öğrenci bunlara
kendisi ulaşır. Bir de sınıfta bulunan öğrenci sayısının fazla olması bu yöntemin
uygulanmasını zorlaştırmaktadır. idealde 30 kişilik bir sınıfta bu yöntem verimli bir şekilde
uygulanabilir. Buna rağmen, öğretmenin biraz yorulmasıyla fazla öğrenci grubuna da
uygulanabilir.
Buldurma yöntemi iyi plânlanmaz ve dikkatli uygulanmazsa sınıfta gürültüye sebep
olabildiği gibi, sınıftaki bir kaç öğrenci ile dersin devam etmesi durumunu oluşturabilir. Aynı
şekilde sorulara cevap veremeyen öğrencilere hoşgörülü davranılmaması durumunda,
öğrencilerin kendilerine güvenleri azalabilir. Bu yöntem sadece soru-cevap tekniği olarak
anlaşılarak başka tekniklerden yararlanılmaz ve sürekli sorular sorarak ders işlenirse, sıkıcı
hale gelebilir.
Bu
çalışmada, buldurma yönteminin teorik yönü ortaya konulmuştur. Bu araştırmada
ortaya konulan bilgiler öğretmenler tarafından derslerde uygulanmalıdır.
Bu yöntemin etkililiği alan araştırmaları ile ortaya konulmalıdır.
Geliştirilen yöntem ve teknikler değişik kanallardan öğretmenlerimize ulaştırılmalıdır.
Eğitim alanında üzerinde düşünülmesi ve çözülmesi gerekli pek çok sorunumuz
vardır. Bu çalışma, yapılması gerekenlere küçük bir katkı olarak değerlendirilmelidir.
KAYNAKLAR
Aydın, Mehmet Zeki, Din Eğitim ve Öğretiminde Buldurma (Sokrates) Yöntemi, A.Ü. S.B.E. basılmamış
doktora tezi, (Ankara, 1993).
Aydın, Mehmet Zeki, Din Öğretiminde Yöntemler ve Buldurma Yöntemi, (Ankara, 1998).
Bayraktar, M. Faruk, İslam Eğitiminde Öğretmen Öğrenci Münasebetleri, (İst. 1984).
Berbaum, J., L’Action Pedagogique Dans L’Enseignement Du Second Degre (Paris, 1971).
Best, F. Vocabulaire de l’Education (Ed. Gaston Miqlaret), PUF, (Paris, 1979).
Bilen, Mürüvvet, Plândan Uygulamaya Öğretim (Ank., 1990).
Bilgin Beyza ve Selçuk, Mualla, Din Öğretimi Özel Öğretim Yöntemleri, (Ank, 1991).
Bilgin, Beyza, “İlkokullarda Din Bilgisi Dersleri”, A.Ü. İlâhiyat Fakültesi İslâm İlimleri Enstitüsü Dergisi,
sayı:5 (Ank., 1982) s.157.
Birand, Kamuran, İlk Çağ Felsefesi (Ank., 1964).
Bossing, Nesson L, Orta Dereceli Okullarda Öğretim I-II, (Çev: Necmi Sarı), M.E.Basımevi, (İst., 1955).
Büyükdüvenci, Sabri, Eğitim Felsefesi (Yazılar) (Ank. 1987) .
Büyükdüvenci, Sabri, “Nitelikli Eğitim Sorunu” Özel Kültür Okulları Eğitim Araştırma Geliştirme Merkezi,
Eğitimde Arayışlar 1. Sempozyumu, Eğitimde Nitelik Geliştirme (İst., 1992) s.32.
Büyükdüvenci, Sabri, Hayatboyu Eğitim (Ank. 1986) A.Ü. Sos. B. Ens. basılmamış Dr. tezi.
Eğitim Ansiklopedisi, Ansiklopedi Yayınevi (Ank. 1966).
Enç, Mitat, Eğitim Ruhbilimi (İstanbul 1981).
Fidan, Nurettin, Okulda Öğrenme ve Öğretme (Ankara 1986).
Foulquié, Paul, Dictionnaire de la Langue Pedagogique (Paris, 1991).
Gökberk, Macit, Felsefe Tarihi (İst. 1988).
Hançerlioğlu, Orhan, Düşünce Tarihi (İst. 1974).
Hızal, Alişan, Programlı Öğretim Yönteminin Etkinliği, A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi Yay. (Ankara 1982).
Hilav, Selahattin, 100 Soruda Felsefe El Kitabı (İst. 1981).
Konstant, D., “Katehetik”, A Dictionary Of Religious Education, (London, 1984) s.60.
Küçük, Hasan, Mukayeseli İslâm ve Batı Felsefesinde Sistematik Problemler (İst. 1980).
Legendre, Renald, Dictionnaire Actuele De l’Education, Librairie Larousse,(Paris,(1988).
Leif, J. ve Rustin, G., Pedagoji Doktrinleri Açısından Genel Pedagoji. Çev. Nejat Yüzbaşıoğulları (Ank.
1974).
Minder, Michel, Didactique Fonctionnelle, Objectifs, Strategies, Evaluatation Education (Bruxelles 1991).
Neiman, By Alven, "İronic Schooling: Sokrates, Pragmatism and the Highen Learnig" Educational Theory.
(Newyork 1991) vol 41 No. 4, s. 371-384
Pazarlı, Osman, Din Eğitimi ve Öğretiminde Genel Metodları, (İst. 1967).
Platon, Devlet, Çev: S. Eyüboğlu ve M.A. Cimcoz (İst. 1962).
Raşit Öymen, Hıfzurrahman, Eğitim Tarihi I. (Ank. 1969).
S. P. Little, "Maieutic" Harper's Encycolopedia of Religious Education (Newyork 1990) s.605-606.
Türker Tüyel, Mubahat, “İleri Dil ve Dil Transferi Üzerine Ön Düşünceler”, Bilim, Kültür ve Öğretim Dili
Olarak Türkçe, Türk Tarih Kurum Yay., (Ank., 1978) s.140.
Varış, Fatma, Eğitimde Program Geliştirme (Ankara 1988).
Dostları ilə paylaş: |