20
sadece “personelin eğitimini denetlemek ve uygulanan eğitime dikkat etmekten” bahsetmekte
ve birim amirlerinden “göz yaşartıcı gazın aşırı ve rastgele kullanımlarını resmi olarak
belgelemelerini” talep etmektedir. Bunlardan ikisi de İşkenceyi Önleme Komitesi tarafından
belirlenen minimum standartları karşılamamaktadır.
Temmuz 2014 tarihli Eylem Planı ileriye dönük çalışmaların olduğundan bahsetmekle beraber,
eylem planının kendisi bu çalışmaların içeriği ve kesin takvimi hakkında bilgi içermemektedir.
4.1.3 Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nda polisin kuvvet kullanımı kapsamında ortaya çıkabilecek olası
ihlalleri caydırmak için etkin bir hesap verme mekanizması bulunmamaktadır. Kasım 2014 itibarı
ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, 5 Mart 2012’de sunulmuş olan, “Kolluk Gözetim Komisyonu”
hakkında bir kanun tasarısı beklemektedir.
44
Tasarıya göre Komisyon, İçişleri Bakanlığı altında
daimi bir yapı olarak kurulacaktır. İçişleri Bakanlığı Müsteşarı komisyonun başkanı olacaktır.
Komisyon, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanı,
Bakanlık 1. Hukuk Müşaviri, Adalet Bakanlığı’ndan 2 temsilci, bir avukat ve bir akademisyenden
oluşacaktır.
Komisyon tasarısında Komisyon’un kurumlar arası koordinasyon, polis memurlarının
soruşturulmasını talep etme, polis memurlarının çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve yıllık raporlar
yazma gibi geniş bir çalışma alanı olması öngörülmektedir. Komisyon’un polis memurlarını
doğrudan soruşturma yetkisi bulunmamaktadır. Tasarı, Komisyon’un soruşturma istemlerini
İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu’na iletmesi (madde 4/2) ve polis memurlarına ilişkin
şikâyetlerle ilgili olarak bir merkezî kayıt sistemi kurmasını öngörmektedir (madde 7).
45
Kanun tasarısı iki bakımdan Ataman Grubu kararlarının gerektirdiği genel tedbirleri karşılamaktan
uzaktır. Birincisi, tasarı Komisyon’un bağımsız çalışacağını belirtmekle beraber (bkz. madde 4),
Komisyon’un kompozisyonu bağımsız çalışmaya elvermemektedir. Yapının çoğunluğu birbirine
hiyerarşik bağlarla bağlı devlet memurlarından oluşmaktadır. İkincisi, tasarı Komisyonu aracı
bir kurum görmektedir. Komisyon kendi başına polislere yönelik soruşturma başlatacak yetkiye
sahip değildir.
Bu durum göstermektedir ki, polis memurlarının disiplin soruşturmaları Emniyet Teşkilatı
Kanunu’nun 82. maddesi ile hüküm altına alınmaya devam edilecektir. Bu kanunca yasaklanan
faaliyetler arasında göz yaşartıcı gazın yersiz ya da orantısız yahut kasten kullanılması hususları
yoktur. 82. madde işkenceyi bir polis memurunu meslekten veya memuriyetten çıkarmak için
öngörülen sebepler arasında da saymamaktadır.
44
Kanun tasarısının tam metni için bkz.: http://www2.tbmm.gov.tr/d24/1/1-0584.pdf (Erişim Tarihi:
22.11.2014)
45
A.g.e.
21
4.1.4. Ekim 2014’te Meclise sunulduğu ifade edilen “ İç Güvenlik Paketi”
Başbakan Ahmet Davutoğlu 21 Ekim 2014 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Hükümet
tarafından hazırlanan yeni “İç Güvenlik Paketi” teklifini yakın zamanda görüşeceğini duyurdu.
46
İç Güvenlik Paketi olarak adlandırılan düzenlemeler toplantı ve gösteriler konusunda polisin
yetkilerini de artırmayı amaçlamaktadır. Paket, polis tarafından, savcının ya da mahkemenin
iznine gerek olmaksızın 12 ila 24 saate kadar sürecek idari gözaltı uygulamasını, 2 yılı aşan
hapis cezası gerektiren tüm suçlar için yargılama öncesi tutuklamayı mümkün kılacak ve kamu
görevlisine direnme suçuna verilecek cezaları artıracak tartışmalı önerileri içermektedir.
47
Ayrıca bu düzenlemenin özellikle toplantı ve gösteri yürüyüşünü hedeflediğini Başbakan ifade
etmiştir.
48
Bu üç öneri, yasadışı addedilen toplantı ve gösterilere katılan kişilerin keyfi gözaltı altına alınması
ve gösteriye katılmalarından dolayı daha ağır cezalarla karşılaşmaları risklerini yaratacağı için
endişe yaratmaktadır. Ayrıca, söz konusu öneriler AİHS’nin 5. maddesinde listelenen tutma
sebeplerini açısından da sorunlar içerecektir. Yargısal denetim olmaksızın gözaltı süresinin
uzatılması, işkence ve kötü muamele riskinin artmasını beraberinde getirmektedir. Özetle,
önerilen bu düzenlemeler, hâlihazırda toplantı özgürlüğüne yeterli korumayı getirememiş yasal
düzenin iyileşmesine katkıda bulunmadığı gibi daha da kötüleşmesine neden olabilir.
4.2 Yürütme
4.2.1. Yürütmenin 2911 Sayılı Yasa uygulamaları
Ataman Grubu kararları yürütme açısından da yükümlülükler getirmektedir. Yürütmenin barışçıl
gösteri hakkına saygı göstermesi, bu hakkı etkili olarak koruması, şiddet içeren bir gösteride
bulunan barışçıl göstericileri koruması ve barışçıl gösteri hakkına saygı göstermeyen kamu
otoritelerinin denetimini ve gerekli görüldüğünde soruşturulmalarını ve cezalandırılmalarını
sağlayacak idari prosedürleri hayata geçirmesi gerekmektedir.
Oysaki yürütme, toplantı ve gösterileri kolaylıkla yasadışı ilan edebilmekte ve bir gösteride
bulunanlara otomatik olarak karşı maddi güç kullanımının önünü açmaktadır. Anayasa’nın
34. maddesi ve yürütmenin AİHS’e karşı 90. maddeden doğan sorumlulukları ile birlikte
yorumlanması gereken 2911 sayılı yasa, Anayasa’ya ve Ataman Grubu kararlarına aykırı olarak
uygulanmaya devam etmektedir. Gösterilerin yasadışı ilan edilmesi kararının nasıl ve kim
tarafından verildiği ve ne türden bir değerlendirme sonrası bu karara varıldığına ilişkin bir açıklık
bulunmamaktadır. Örneğin, Mayıs-Haziran 2013 Gezi Parkı protestoları sırasında, dönemin
46
“İç güvenlik paketi açıklandı.” http://www.ntvmsnbc.com/id/25545355/ (Erişim tarihi: 22.11.2014).
47
Bkz. “Teröre karşı sert yasa geliyor.” http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27370135.asp (Erişim tarihi:
22.11.2014).
48
Bkz. 46 nolu dipnot