7AİLE KURUMU
AİLE VE EVLİLİK KURUMUNUN TANIMI
Aile toplumsal kurumlar içinde en eski ve önemlilerinden biridir. Hemen her toplumda birey aile grubunun içinde doğar ve yaşamını geliştiği ve gelecekte kendi kuracağı aile kurumu içinde geçirir.
Aile birbirine kan ve evlilik bağı ile bağlı iki veya daha fazla sayıda üyeden meydana gelen bir gruptur.
AİLE YAPILARI VE TÜRLERİ
Çekirdek ailenin en önemli özelliği üyeleri arasında çok yakın ilişkilerdir ve her üye bir diğerinin mutluluğu için her türlü özveriyi gösterir. Çekirdek ailenin dört temel işlevi, cinsel ilişkileri düzenleme, ekonomik dayanışma, üreme ve toplumsallaşmadır.
Geleneksel Geniş Aile:
ENDÜSTRİLEŞME SÜRECİ VE ÇEKİRDEK AİLE İLİŞKİSİ
Tarımdan endüstriyel yaşama geçiş ve endüstriyel yaşamın gerekli kıldığı değişmeler zamanla ailenin küçülmesine ve çekirdek bir yapıya dönüşmesine neden olmuştur.
KARAKTERİSTİKLER
|
GELENEKSEL AİLE
|
MODERN AİLE
|
Aile Yapısı
|
Geniş –çok sayıda üye
|
Çekirdek-az sayıda üye
|
İlişkilerin dayanağı
|
Kanbağı
|
Evlilik bağı
|
Secere ve mirastan pay
|
Patriniyal-erkek üstünlüğü
Matriniyal-Kadın üstünlüğü
|
Bilateral-eşit hak
|
Otorite ilişkileri
|
Matriyarki-ana otoritesi
Patriyarki-baba otoritesi
|
Demokratik
|
Yerleşim yeri
|
Patrilokalite-babanın evi
Matrilokalite-annenın evi
|
Neolokalite-bağımsız
|
Evlilik Biçimi
|
Monogami-tek eş
Poligini-Çok kadınla evlilik
Poliandri-çok erkekle evlilik
|
Monogami-tek eş
|
EVLİLİK BİLİMLERİ VE ANALİZİ
Eş sayısı, Grup ilişkileri, Çiftlerin yerleşim yeri, otorite ilişkileri, Soy ve secere ilişkileri dir.
AİLE KURUMUNA TEORİK YAKLAŞIMLAR
Fonksiyonel Yaklaşım: Aile her zaman toplum içinde önemli bir kurum olmuştur. Bu nedenle aile görevselci bakış açısından toplumda diğer kurumlar tarafından başarı ile yapılmayan bazı fonksiyonlar üstlenir. Bu da onu evrensel yapar ve toplumda varlığını ve geçerliliğini üstün kılar. Ailenin fonksiyonları şunlardır: Cinsel davranışları düzenleme, Topluma yeni üyeler kazandırma, Toplumsallaşma, Bakım ve korunma sağlama, Sosyal yerleşme, Duygusal destek
Çatışma Kuramı: Çatışma kuramcılarına göre ailede erkeğin kadın üzerinde egemen olduğu bir sistem mevcuttur. Hatta aile içinde bir güç mücadelesi söz konusudur. Genelde erkek ev işlerini yapmakta direnmekte, kadın dışarıda çalışsa bile ev işlerini yürütme sorumluluğunu üstlenmektedir. Bu durum, kapitalist ile proleterya arasındaki ilişkiye benzetilir.
Sembolik Etkileşim Kuramı: Sembolik etkileşimciler aile içindeki ilişkilerin devamlı değiştiğini ve yeniden tanımlanması gerektiğini savunurlar. Çocuğun kişilik özelliklerinin gelişimi, aile içinde öğrendiği sosyal yetenekleri, onun aile dışındaki insanlarla olan etkileşimi arttırarak gelişimini hızlandırır.
BOŞANMA: Bireysel Nedenler, Toplumsal nedenler, Boşanmaların çocuklar üzerinde etkileri, Başarılı Evliliklerin Nedenleri
8TOPLUMSAL TABAKALAŞMA VE DEĞİŞME
TABAKALAŞMA
Bir toplumda yaşayan insanların mevcut sosyal ödüller olan, zenginliğe, güce ve prestije ulaşma düzeylerindeki farklılıklar eşitsizlikleri ortaya çıkarmaktadır.
Toplumsal tabakalaşma, toplum içinde arzulanan ve nadir olarak bulunan ödüllere, kaynaklara ve imtiyazlara ulaşma çabasıdır.
TOPLUMSAL TABAKALAŞMA KURAMLARI
Marx ve Çatışma Modeli: Marx a göre sınıf bir makro grubun üretim sürecinde belirgin bir mevkii işgal etmesidir. Buna göre bir sınıfın varlığını belirten özellik, onun üretim sürecindeki mevkii veya pozisyonudur. Marx a göre toplumların tarihi, sınıflar arası mücadeleler tarihidir. Toplumsal sınıflarda devirlerin ekonomik ilişkilerinin ürünüdürler. Marx sınıflar arası mücadelenin temel nedeni olarak, üretim araçları üzerindeki özel mülkiyeti gösterir.
Dahrendorf ve Marx: Dahrendorf, toplumsal çatışmaların yapısal kaynağının üretim araçlarının mülkiyetinin eşit olmayan dağılımında değil, otoritenin eşit olmayan dağılımında görür. Daherdorf kendi sınıf kuramını otorite temeline göre analiz etmeye çalışmıştır. Kendisi toplumsal çatışmaların yapısal kaynağının üretim araçlarının mülkiyetinin eşit olmayan dağılımında değil, otoritenin eşit olmayan dağılımında görür. Otoriteye sahip olanlar, sahip oldukları pozisyon ve mevkileri ellerinde tutmak isterler.
Fonksiyonalist (Görevselci) Yaklaşım: Bu model Kingsley Davis ve Wilbert Moore tarafından ileri sürülmüştür. Fonksiyonalist yaklaşım, tabakalaşmanın toplumun devamının varlığının korunabilmesi için zorunlu olduğunu ileri sürer.
Max Weber ve Toplumsal Tabakalaşma: Weber, ekonomi kadar, insanların sahip oldukları güç ve saygınlığın da önemine değinerek, bu iki olgunun farklı bir tabakalaşma sistemi yarattığını ileri sürer. Weber, sınıf kavramını birbiriyle ilişkili ancak bir anlamda da farklı üç elemente ayırır. Bunlar ekonomik statü ile ilgili olan zenginlik, politik statü ile ilgili olan güç ve sosyal statü ile ilgili olan prestij ve saygınlıktır.
Bir Sentez ve Lenski’nin Kuramı:
GLOBAL TABAKALAŞMA VE DÜNYANIN ÜÇ GELİŞİM SÜRECİ
Sadece toplum içindeki bireyler arasında değil, ülkeler arasında da tabakalaşma, zenginlik, güç prestij açısından var olmakta ve ülkeleri farklı farklı konumlara getirebilmektedir.
1980 li yıllara gelinceye kadar dünya ülkeleri üç grupta incelenmekteydi. Bunlar; birinci dünya ülkeleri, yani endüstrileşmiş kapitalist ülkelerdir. İkinci dünya ülkeleri ki bunlar komünist veya demirperde gerisindeki ülkeler olarak biliniyordu. Ve üçüncü dünya ülkeleri bu iki kategori arasında hiçbirine tam olarak uymayan ülkelerdi.
1989 yılında Sovyetler birliğinin dağılmasıyla bu ayrım geçersizleşti. Bunun yerini Yüksek düzeyde endüstrileşmiş, endüstrileşmekte olan, ve en az endüstrileşmiş ülkeler sınıflandırılması yapıldı. Yüksek düzeyde endüstrileşmiş ülkeler arasında Amerika, Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, İsviçre gibi ülkeler. Buna karşın gelişmekte olan ülkeler Sovyetler birliği ve doğu Avrupa ülkeleri yer almaktadır. Endüstrileşmemiş ülkeler insanları senede 1000 dolardan az bir gelirle yaşama mücadelesi veren ülkelerdir. Dünyanın %50 sini işgal etmektedir
Görültüğü gibi sadece toplum içindeki bireyler arasında değil, ülkeler arasında da tabakalaşma, zenginlik, güç ve prestij açısından var olmakta ve ülkeleri farklı farklı konumlara getirebilmektedir.
TOPLUMSAL HAREKETLİLİK
Toplumsal hareketlilik veya mobilite, insanların farklı toplumsal düzeylerdeki veya mevkilerdeki hareketidir. Bu hareketlilik yatay ya da dikey olabilir.
Modern toplumlarda en yaygın olarak yapısal hareketlilik görülür.
TOPLUMSAL DEĞİŞME
Değişme hızı toplumdan topluma değişiklik gösterir. Geleneksel toplumlarda değişme daha yavaş bir şekilde olurken endüstriyel toplumlarda daha hızlı bir biçimde gerçekleşir.
Değişme toplumun kültürünün, yapısının ve toplumsal davranışların zaman içinde farklılaşmasıdır.
TOPLUMSAL DEĞİŞMENİN TEMEL SAYILTILARI
Toplumsal değişme bir grubun, organizasyonun topluluğun ya da topluluğun bir biçimden diğer biçime geçiş sürecidir.
-Değişme Doğal bir olgudur
-Değişme Kaçınılmazdır, önüne geçilemez
-Değişme Süreklidir.
-Değişme Gereklidir.
-Değişme benzerlik gösterir.
TOPLUMSAL DEĞİŞMEYİ YARATAN ETMENLER
Çevresel etmenler: İstila, Küresel temas, Yayılma,
İç Kaynaklar: Keşif ve icatlar, Nüfus hareketleri, Teknoloji ve toplumsal değişme,
TOPLUMSAL DEĞİŞME VE MODERNLEŞME
Modernleşme azgelişmiş ülkelerin modern, toplumsal, siyasal ve kültürel bakımdan sanayileşmiş ülkeler modelini benimsemeleri ve onlara benzeme sürecidir.
Modernleşme üç temel kavramla yakından ilişkilidir. Bunlar, laiklik, endüstrileşme ve kentleşmedir.
Dostları ilə paylaş: |