Davraniş BİLİmlerine giRİŞ


SOSYOLOJİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE KURAMSAL YAKLAŞIMLAR



Yüklə 221 Kb.
səhifə2/7
tarix26.08.2018
ölçüsü221 Kb.
#64945
1   2   3   4   5   6   7

2SOSYOLOJİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE KURAMSAL YAKLAŞIMLAR



İLK VE ORTA ÇAĞDA TOPLUMSAL DÜŞÜNCE

Toplumsal düşünce ilk filozofların felsefe sistemlerinde yer almıştır. Bu düşünce sonucunda sosyoloji bilim dalı olarak ortaya atılmıştır. İlk çağdaki düşünürler 2 gruba ayrılarak incelenmektedir.



1.      Sokrat'tan Öncekiler

2.      Sokrat'tan Sonrakiler

1. Sokrat'tan Önce Sofistlere Rastlıyoruz: Sofist yunanca bilen, bilgili kişidir.

        Onlara göre toplum yapay ve ulaşılmaz bir varlıktır

        İnsanlar tarafından oluşturulmuş suni bir yapıdır.

        Toplum insanların gizli uzlaşması ile oluşmuştur.

        Asıl olan tabiattır.

 2. Sokrat'tan Sonra önemli iki bilgin platon ve Aristo’dur. Platona göre birey içinde yaşadığı devletin karakterini taşır.

 PLATON'A GÖRE: (EFLATUN)



  • Birey içinde yaşadığı devletin karakterini taşır.

  • Toplum bir bütün ve sistemdir.

  • Toplumsal düzen vücuda benzer.

  • Tanrı tarafından kurulmuş düzendir.

  • Başında yöneticiler vardır.

          Eseri: Politikadır.

 

ARİSTO:

 * Platon'un etkisi altındadır.

* İnsan toplum içinde yaşayan varlıktır.

* İnsanlık toplumunda Aristo 'ya göre ahlak ve hukuk esastır.

* Esas olan somut olandır.

* Bütün, parçaların toplamından fazla bir şeydir.

 Hem Platon hem Aristo Toplum ve Devlet arasındaki farkı görememektedir.

 

Toplumla İlgilenen İslâmi Düşünürler:

 FARABİ:

Platon (Eflatun) ve Aristo'yu benimser. İnsaniyetçi düşünür.

Ona göre 2 Çeşit Site (Şehir Devleti) vardır.



1. Faziletli Şehir: Aydınlar yönetir.

2. Faziletsiz Şehir: Güçlü-Güçsüz arasında savaş hakimdir.

 

     İBN-İ RÜŞD:



Devlet yaşlılar ve filozoflarla yönetilmelidir. İnsanlar böylece saadete ulaşır. Kadın-Erkek eşittir.

 

     GAZALİ: Modern devlet anlayışını getirir.



     İBN-İ HALDUN: * İnsan ir__ı:_i dışındaki sosyal olguyu açıkla­maktadır.

 Eseri: Mukaddime. Konuları: Sanat ve Eğitimdir.


SOSYOLOJİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE BUNU HAZIRLAYAN ETKENLER

Sosyolojinin ortaya çıkmasında iki önemli toplumsal olgu yer alır. Bunlar; Endüstri Devrimi ve Fransız Devrimi’dir. Tarihte hiçbir değişme Endüstri Devrimi kadar uzun dönemli, etkili ve çarpıcı olmamıştır. Bu olgunun dışında doğa bilimlerindeki gelişmeler, Bilimsel yöntemin kullanılışı ve yeni kıtaların keşfi de sosyolojik düşüncenin gelişiminde önemli yer tutar.



1.  19. yy. ortasında Endüstri Devriminin yol açtığı hızlı toplumsal değişmeler.

2.  1789 Fransız devrimi

3.  Emperyalist gelişmeler

4.  Doğa Bilimlerinin gelişmesi

 

AUGUSTE COMTE (1789-1857) Sosyolojinin isim babasıdır. Sosyolojinin kurucuları arasındadır. Doğa bilimlerinde kullanılan bilimsel yöntemin toplumsal olayları incelemede de kullanılabileceğini savunur. Comte'nin bilimsel yönetimi sosyal dünyaya uygulama fikri Pozivitizim olarak adlandırılır.

      Konuları: Toplumsal Düzen (Toplumsal Statik)

                    Toplumsal Değişme (Toplumsal Dinamik)

     Toplumsal değişmenin kaynağı insan düşüncesidir. Statik, bir toplumdaki düzeni ve durağanlığı incelediği için bir düzen kuramı, dinamik ise değişme ile ilgili olduğu için bir ilerleme kuramıdır. Comte toplumsal düzeni statik, toplumsal değişmeyi ise toplumsal dinamik olarak adlandırır.

     Düşünce 3 Aşamadan Geçerek Pozitif ya da Bilimsel Hale Gelir:

     1. Teolojik ya da Hayali Hal: İnsan başına gelen olayları tanrı veya tanrılara bağlar.

     2. Metafizik ya da Soyut Hal: İnsan olayları doğaüstü varlıklara bağlar.

     3. Pozitif ya da Bilimsel Hal: İnsan düşüncesi salt gerçeği aramaktan vazgeçer ve bilgi edinmeyle yetinir.
HERBERT SPENCER (1820-1903)

Spencer’in görüşü Darvin’in kuramına benerlik taşıdığı için kuramına sosyal darwinizm de denir. Spencer toplumun belirlenmiş kanunlar çerçevesinde işlediğini savunur. Spencer e göre toplumlar barbarlık aşamasından medeni toplumlar aşamasına doğru gelişen bir yapıdadır. Spencer yine comte gibi bilimsel araştırmalar yapmamış sadece toplum konusunda fikirler geliştirmiştir.


KARL MARX VE MADDECİ GÖRÜŞ

Kendisi bir sosyolog olmamakla beraber yazdıkları sosyolojik açıdan çok zengin olduğundan en önemli ve özgün düşünürlerden birisi olarak nitelendirilmiştir. Çatışma kuramının yaratıcısıdır. Sınıf yapısının temeli olarak üretim ilişkilerini görmüş, devlet ve düşünce sistemini toplumun üst yapısı olarak nitelendirmiştir. Marx’a göre sosyal bilimcilerin görevi dünyayı açıklamak değil, değiştirmektir. Bu değişim de ihtilalci bir yaklaşımla olur. Toplumun üst yapısını din, sanat, bilim ahlak gibi kültür kurumları alt yapısını, üretim araçları, üretim güçleri ve üretim ilişkileri anlamına gelen ekonomik kurumlar oluşturur.



Alt Yapı: Üretim Araçları, Üretim Güçleri, Üretim İlişkileri Ekonomik temeldir.

Üst Yapi: Din, Sanat ,Bilim, Ahlak, Kültür kurumlarından oluşur.  Marx' a göre sosyal bilimcilerin görevi dünyayı açıklamak değil,  değiştirmektir. Değişim ihtilalci bir yaklaşımla olur.

Eseri: Kapital(eserinde liberal görüşün eleştirisini yapmıştır)

 

EMİLE DURKHEİM (1858-1917)

Toplumu bir arada tutan güçlerin toplumun üyelerince paylaşılan Toplumsal Gerçeğin Temelini; toplumsal bilinçte görmektedir. Toplumsal bilinç, toplumun bireylerindeki ortak inanç ve duyguların bütünüdür. Durkheim in ilgi alanı endüstriyel toplumdaki işbölümü ve bunun sonuçlarıdır. Ona göre iş bölümünün endüstriyel toplumlarda ortaya çıkardığı sorun anomidir.

İlgi Alanı: işbölümü ve bunun sonucudur.

İşbölümü; endüstriyel toplumların ortaya çıkardığı bir sorun, Anomi'dir.

Anomi: Kuralsızlık durumudur.

İntihar: intiharın nedeni bireysel değil, toplumsaldır görüşünü savunur. Durkheim'm iki amacı:

     I. Bireysel davranışların toplumsal güçler tarafından ne şekilde etki­lendiğini göstermek.

     2. Toplumsal araştırmaları daha pratik hale getirmektir.

     Sosyolojiye diğer katkısı da sosyolojik yaklaşımı insan davranışlarını anlamada kullanmasıdır.

 

MAX WEBER - objektiflik

     Max Weber'e göre sosyoloji, toplumsal yaşamdaki önemli nedensel ilişkileri anlamalı ve araştırmalıdır. Sosyologlar olaylara ön yargılardan arınmış biçimde bakmalıdır. Weber Objektiflik ilkesini savunur. Kendisi endüstriyel toplumlardaki değişmenin yön ve biçiminin , bürokrasi ve bürokratik kurallar yüzünden arzu edilmeyen bir hale dünüştüğünü ve hayatlarında akılcılık ve etkili olmaktan başka bir şey bilmeyen uzmanlar tarafından endüstriyel yaşamı olumsuz olarak etkilendiğini savunmuştur. Weber, Marx dan farklı olarak toplumsal değişmenin mutlaka ekonomi kökenli olmasını kabul etmez. Sosyal nedenlerin de değişimde önemli olduğu görüşündedir. Örneğin, din faktörünün de değişimde önemli rolü olduğunu savunur.

Weber insan davranışlarının sadece bir takım istatistiklerle açıklanamayacağının bunların muhakkak yorumlanması, anlamlandırılması gerektiğini savunur.



Weber'in Anlama Süreci 3 Aşamalıdır:

1. Sosyolog olayları gözler ve bireylerin duygularını görmeye çalışır. 2. Bireylerin motifleri yani güdülerini keşfetmeye çalışır.

3. Bireyin duygu ve güdülerine ilişkin davranışlarını veya faaliyetlerini açıklamaya çalışır.

     Teknikleri

  ideal Tip Analizi


  • Tarih Analiz



SOSYOLOJİ GELENEĞİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR: SOSYAL ALIŞVERİŞ KURAMI VE FEMİNİST KURAM

ı. Fonksiyonalist (Görevselci) Yaklaşım:

Kurucusu: TALCOT PARSONS un yaklaşımına göre, sosyal sistemi oluşturan parçaların (ekonomi, din, aile, politika ve eğitimin) toplumda yerine getirdiği görevlerin (fonksiyonların) o toplum için fonksiyonel olmaları önemlidir.

Makro konuları inceler. (Toplumsal Değişme, Toplumsal Sınıf, Düzen) Toplum bir fonksiyonlar bütünüdür.

     Kuramı: Toplum organize olmuş düzenli ilişkilerden meydana gelen ve her bireyin toplumun temel değerlerini paylaştığı bir sosyal sistemdir.

 ROBERT MERTO

 Kurama gizli ve açık fonksiyon kuramları eklemiştir. Açık fonksiyon, sistemin içinde bulunanlar tarafından arzulanan ve bilinen fonksiyonlardır. Gizli fonksiyonlar ise sistemin içinde bulunanlar tarafından ne bilinen nede arzulanan fonksiyonlardır. Fonksiyonel yaklaşımda grup birbiriyle ilişkisi olan parçaların fonksiyonel bir bütünüdür. Bütünün parçalarını   ve dış fonksiyonlarını bilmek gerekir.



2. çatışma Yaklaşımı: Çatışma yaklaşımı, toplumsal davranışların en iyi şekilde rekabet halinde bulunan gruplar arasındaki gerginlik ve mücadele ile anlaşılabileceğini savunur. Çatışma burjuva ile proleterya (işçi sınıfı) arasında yaşanır. Karl Marx rekabet, değişim ve gerginlik üzerinde durur.

3. Etkileşimcilik Yaklaşımı;

       Toplumda yer alan bireylerin birbirlerini etkilemelerini, karşılıklı     ilişkilerini ve bu ilişkileri nasıl gerçekleştirdiğini inceler. Bireyi odak alır.

       William James William Thomas John Dewey Charles Horton Cooley George Herbert Mead

       Etkileşim kuramcısı semboller üzerinde durur ve insanların semboller aracılığı ile etkileşimde bulunduğunu öne sürer. Kuramcılara Sembolik Etkileşim Kuramcısı denir.

       Sembolik Etkileşim davranışlarımızın neye bağlı olduğunu, kendimizi ve başkalarını tanımlamamızın analizini yapmaktadır.

Sembolik etkileşim davranışlarımızın neye bağlı olduğunu, kendimizi ve başkalarını tanımlamamızın analizini yapmaktadır. Örneğin, bir kişiye amca veya hala dediğiniz zaman, bu kişilere belirgin bir biçimde davranıyoruz. Bir kişiyi erkek veya kız arkadaşım diye tanımladığınız zaman ise, davranışlarımız tamamen farklılaşıyor. Bu nedenle günlük yaşam, bizim çeşitli davranışlarımızı sergilediğimiz bir tiyatro sahnesidir. Değişen seyircilere göre burada farklı roller alıyor ve farklı performanslar sergiliyoruz.



SOSYOLOJİ GELENEĞİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR

 İki kuram daha vardır:



1.Sosyal Alışveriş Kuramı: Değişim yaklaşımı genelde Ekonomist­lerin, Antropologların ve Psikologların fikirlerine dayalıdır.

      Kuram; etkileşimin  Ödül ve Cezalara dayalı bir alışveriş olduğunu İleri sürer.

      Kuramdaki Değişim toplumsal değişmeden çok karşılıklı bir alışveriş­tir. Bu nedenle Sosyal Alışveriş Kuramı denir.

 19. yy Ekonomistlerinden;

Adam Smith John Stuart Mill David Ricardo Jeremy Bentham İnsanı sırf kendini düşünen her zaman kar etmeyi amaçlayan ve akılcı olan bir varlık olarak düşünmüşlerdir.

Temsilcisi:



George C. "omans; İlkel ekonomi ve davranışsal psikolojiden geliş­tirilen alışveriş kuramını tanıtır.

2. Feminist Kuram: Kadının odak olarak alındığı bir perstpektiften bakarak toplumsal yaşamı ve buradaki farklı sistem ve fikirleri irdelemektedir. Feminist kuram kadını temel obje veya ilgi odağı olarak görür ve inceler. Feminist kuram, liberal, sosyalist ve radikal olmak üzere temel yaklaşıma sahiptir.
TÜRKİYE’DE SOSYOLOJİ

 

I. Dünya savaşı sırasında edebiyat fakültesinde okutulmaya başlanıldı. Osmanlı imparatorluğunda 2 Türlü Akım vardır.



 

1. Prens Sabahattin tarafından temsil edilen Leplay Okulu

2. Ziya Gökalp - Mehmet İzzet tarafından temsil edilen Comte ­Durkheim Okuludur.

 

     Ziya Gökalp; Pozitivizmden yola çıkar. Düşünce eksenini, ulus ve terakki konuları oluşturur.



     Pozitivizm; salt gerçeği ve olayların nedenlerini aramaktan vazgeçer,

olaylar hakkında bilgi edinmekle yetinen ideolojidir.



Yüklə 221 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə