Ercan, Gökdeniz, Girişimciliğin Gelişim Süreci ve Girişimcilik Açısından Kazakistan
67
2. Girişimcilik
2.1. Girişimciliğin Tanımı
Bugüne kadar girişimciliği ekonomik, psikolojik ve sosyolojik yaklaşımlarla
açıklamak amacıyla bir çok tanım ortaya atılmıştır. Girişimci kelimesi, ‘entre’
(girmek) ve ‘prendre’ (almak, üstlenmek) sözcüklerinden oluşmakta ve
‘birşey yapmak’ anlamına gelmektedir (Öğüt 2006: 431). Kelime, ekonomik
yazında ilk kez 1730’larda Fransız Richard Cantillon tarafından kullanılmıştır.
John Stuart ile İngiliz yazınındaki kullanımı ise 19. yüzyıla rastlamaktadır
(Çetindamar 2002: 33).
Genel olarak girişimci, gereksinimleri karşılamak amacıyla iktisadi mal-hizmet
üretiminin gerçekleştirilebilmesi yönünde üretim faktörlerini bir araya getiren
kişidir (Karalar 2001: 13). Klasik anlamda girişimci, bir işletmenin faaliyetle-
rinden kaynaklanan riski, sorumluluğu ve örgüt yönetimini üstlenen kişi ola-
rak kabul edilmekteydi. Fakat bilgi toplumuyla birlikte, kavram yeniden ta-
nımlanarak yenilik üreten, risk alan, fırsat yakalayan ve bunları hayata geçi-
ren kişi olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla, girişimcinin değişen tanımında
belirleyici unsur ‘yenilik’ kavramı olmuştur. Peter Drucker ise girişimciyi,
sahip olduğu kaynakları düşük verimlilik alanlarından, yüksek verimlilik alan-
larına yönlendiren ve orada tutmayı başarabilen kişi olarak tanımlamaktadır
(Çelik 2006: 468). Girişimci aynı zamanda, gördüğü fırsatları değerlendirme
yolunda kendi girişimcilik anlayışıyla stratejiler geliştiren, bu sayede değişi-
min öncülüğünü yapan kişidir (Özkara vd. 2006: 222).
Girişimcilik ise yenilik üretme, risk alma, fırsatları görme ve uygulamaya
geçme faaliyetlerinin geneline verilen ad olarak ifadelendirilebilir.
Schumpeter’e göre girişimciliğin dört değişik davranışsal göstergesi bulun-
maktadır. Bunlar pazara yeni bir ürün ve hizmet sunmak, üretimde yeni bir
yöntem geliştirmek, henüz keşfedilmemiş bir talep boşluğu yakalamak ve bir
sanayi dalında yeni bir firma kurmaktır (Karasioğlu 2006: 149). Görüldüğü
üzere, Schumpeter’e göre girişimcilik, yenilik yapmak anlamına gelmektedir.
Girişimcinin kim olduğunu belirlemeye yönelik yapılan tanımlarda, bazı kü-
çük farklar olmasına rağmen, hepsinde vurgulanan ortak noktalar vardır.
Bunlar yenilik yapmak, risk almak, üretim faktörlerini bir araya getirmek ve
kazanç sağlamaktır (Hisrich et al. 1998: 9). Dolayısıyla girişimcilik, risk altına
girmeyi, üretim faktörlerini temin edilmesini ve etkin kullanımını gerektirmek-
tedir. Girişimcilik sermaye büyüklüğü ya da işletme ölçeğinden ziyade, fırsat-
ları erken görebilen tetikte bir şuur ve makul riskleri almaktan çekinmeyen
cesaret duygusuyla alakalı bir süreçtir.
Charles Handy’e göre girişimci, dünyadaki yanlışları ve eksikleri gören, bun-
ları düzeltmek ve boşlukları doldurmak için yenilik yapma gayreti içerisinde
bilig, Bahar / 2009, sayı 49
68
olan kişidir (Bozgeyik 2006: 2). Bu tanım girişimciliğin önemini göstermesi
açısından dikkat çekicidir. Çünkü girişimciliğin, aynı zamanda bazı sorumlu-
lukları da beraberinde getirdiği vurgulanmaktadır. Bu sorumlulukların en
önemlisi, piyasa mekanizması içerisinde fark edilerek yakalanan fırsatların,
üretim yatırımlarına dönüştürülmesidir. Bu sayede, ülke genelinde istihdama
da katkı sağlanarak, sosyal bir sorumluluk yerine getirilmiş olmaktadır.
2.2. Girişimcilik ve Benzer Kavramlar
Bazı kavramların girişimcilikle karıştırıldığı görülmektedir. Bunlarından biri ser-
maye ya da sermayedar kavramıdır. Oysa girişimcilik yenilik yapmayı, sorumlu-
luk ve risk üstlenmeyi, cesaretli olmayı, fırsatları görebilmeyi ve başarı arzusunu
gerektirmektedir. Görüldüğü gibi, bu özellikler içerisinde sermaye kavramı bu-
lunmamaktadır. Buna karşın, sermaye sahibi bir girişimci olunabileceği gibi,
sermaye sahibi olunmasa da girişimci olmak mümkündür (Titiz 1994: 4).
Ayrıca girişimcilikle işveren ve patron kavramları da karıştırılmaktadır. Bura-
da patron, bir girişimci olabileceği gibi aynı zamanda bir sermaye sahibi,
işveren ya da bir yönetici durumunda da olabilir (Müftüoğlu 2004: 11-12).
Sonuçta girişimcilik temel bazı özellikleri gerektirmekte ve bu özelliklere sahip
olan kişi hangi meslek sınıfına dahil olursa olsun, aynı zamanda bir girişimci
olarak kabul edilmektedir.
2.3. Girişimciliğin Özellikleri
Girişimciliği, diğer yönetsel alanlardan ayıran bazı özellikler bulunmaktadır.
Girişimciliğin bu temel becerileri üç başlık altında Tablo 2’de verilmiştir
(Hisrich et al. 1998: 20).
Tablo 2: Girişimcilik için Gerekli Olan Beceri Türleri
Teknik Beceriler
Yönetsel Beceriler Bireysel
Beceriler
Sözlü iletişim Amaçları belirleme
İçsel Denetim
Çevresel gözlem
Karar verme
Risk alma
Teknik yönetim bilgisi
İnsan ilişkileri Yenilik
yapma
Teknoloji Pazarlama
Değişimi yönetmek
Kişiler arası ilişki (interpersonal)
Finans
Kararlı olma
Dinleyici olma
Muhasebe
Öngörü (viyon) sahibi olma
Örgütleme
Yönetim
Değişimi tesis etmek
Şebeke kurabilme
Denetim
Yönetim türü
Sorun çözme
Usta (yetiştirici) olma
Girişim
Takım oyuncusu olma
Yönetim geliştirme
Kaynak: (Hisrich 1998: 20)
Tablo 2’de, bir girişimcinin sahip olduğu beceriler teknik, yönetsel ve bireysel
olmak üzere üç ana başlık altında incelenmiştir. Teknik beceriler içerisinde
Ercan, Gökdeniz, Girişimciliğin Gelişim Süreci ve Girişimcilik Açısından Kazakistan
69
yer alan, kişiler arası ilişki son zamanlarda önem kazanan kavramlardan biri
olarak dikkat çekmektedir. Yönetsel beceriler, genelde bir yöneticide bulun-
ması gereken özellikleri içerirken, bireysel beceriler içerisinde risk almak,
yenilik yapmak ve değişimi yönetmek, bilgi çağı girişimcisinde öne çıkan
temel belirleyicilerdir.
Girişimcilerin bazı özellikleri kısaca, makul riskleri göze almak, kararlı olmak,
çok yönlü olmak, iş bitirici olmak, kendine güven duymak, eksiklerini gör-
mek, iş konusunda titiz olmak şeklinde sıralanabilir (Müftüoğlu 2004: 19).
Bunların dışında, yenilikçi olmak, vizyon sahibi olmak, başarı ihtiyacı duy-
mak, içsel denetim yapabilmek, belirsizliklere katlanabilmek, değer oluştur-
mak ve dönüşümü yönlendirmekte de girişimcilik özellikleri arasında yer
almaktadır (Turan 2006: 352).
2.4. Girişimciliğin Türleri
Bunun yanında girişimcilik, icra biçimi ve sahalarına göre bazı türlere ayrılmak-
tadır. Bunlar bağımsız girişimcilik, iç girişimcilik, kurumsal girişimcilik, yönetici
girişimcilik, teknik girişimcilik, girişimci girişimciliği ve çevreci girişimcilik türleridir
(Top 2006: 8). Öte yandan Timmons’a göre girişimcilik, türü ne olursa olsun,
dürüstlük ve samimiyetle doğruların inşasıdır (Timmons 1999: 312).
Ayrıca küreselleşen ekonomik ortamda geleneksel üretim araçları da gittikçe
önem yitirmekte ve ikincil duruma düşmektedir. Bu açıdan bakıldığında
işletmelerin faaliyete geçirilmesinde önemli bir unsur olan sermayenin, kredi
kurumlarının artması sonucunda artık tek başına rekabet avantajı sağlayan
bir üretim faktörü olma özelliğini kaybettiği görülmektedir. Buna karşın yöne-
tim ve girişimci yönetici unsurları, üretimde belirleyici etkenler durumuna
gelmiştir (Akın 2006: 2). Benzer şekilde, girişimci önderlik kavramının da
giderek önem kazandığı görülmektedir (Müftüoğlu 2004: 14). Ayrıca, bu
değişim ortamında büyüme ve dinamizm sağlayan en önemli unsurun “stra-
teji” olduğunu hatırlatmak yerinde olacaktır (Eren 2002: 8). Bugünün bilgi
toplumunda girişimciliği, ekonomik sistemin temel belirleyicilerinden biri
olarak değerlendirmek gerekmektedir.
Buraya kadar olan açıklamalar ışığında, günümüz girişimci önderlerini başa-
rıya taşıyacak özellikleri toparlamak gerekirse; azim, kararlılık ve çalışmak,
başarıya duyulan ihtiyaç hatalardan ders almak, vizyon sahibi olmak, öncü
olmak ve önderliğe istek duymak, sorumluluk sahibi olmak ve güçlü bir kişi-
lik olarak özetlenebilir (Peker vd. 2000: 59-61, Müftüoğlu 2004: 14).
Öte yandan girişimcilerin milli ekonominin kalkınmasına yaptığı katkıları,
sadece GSMH’yı arttırmasıyla sınırlamak doğru değildir. Çünkü bilgi çağında
Dostları ilə paylaş: |