141
Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi/2019
-14
Her iki kitabedeki kufi yazılar bitkisel bir zemin üzerindedir. Kıvrık dal, rumi ve palmetler
bu süslemenin motiflerindendir. Dikey harflerin uçları ok ucu şeklindedir.
Benzer kitabe formlarını Ahlat Meydan Mezarlığı’nda görmek mümkündür (Fot. 33).
2-
Celî sülüs hat:
Ani Menuçehr Cami Minare, Ani İsimsiz Mescit kitabeleri, Ani I.-II. şahideler, ve Ani ibn-i
Rahim sanduka celî sülüs hatlıdır.
Gayr-i İslami kitabeler ise Ermenice ve Gürcücedir. Kitabelerde Şeddadi Sultanlarının ismi
geçmesi önemli bir veridir. Ermenice kitabeler ise Ani’deki zengin kişilere aittir. Şehrin ileri
gelenleri bizatihi kendi öz kaynaklarıyla inşa faaliyetlerine geçmişlerdir. Bu imar işleri hem dini
yapılarda olduğu gibi hem de savunma yapılarında da gözükmektedir.
Gürcüce kitabe ise muhtemelen Şeddadi ailesine mensup bir prense aittir. İslam dininden
ayrılmış ve Hıristiyanlığı seçmiş prens tarafından bir kilise inşa ettirilmiştir.
Şeddadi Sultanlarının aile üyelerinin isimlerinin zikredilmesi hanedan üyelerinin ve
şeceresini tespiti açısından önemlidir.
Gence Şehir Kapı Kitabesi ve Ani Orta Kapı Batısındaki Burcun kitabesi ile Ani Menuçehr
Cami kitabesinde bani ve babasının isimleri zikredilirken Ani İç kale Kapı kitabesinde baniden
sonra 3 ata belirtilirken; Ani St. P’rkitch Kilisesi Kitabesinde ise bani ve babasının isminden
başka dedenin de adı zikredilmiştir. Bu makalede zikredilen kitabelerde sultanların ait olduğu
boyun ismi zikredilmemektedir. Ancak Ani, Ebu’l-Mameran Cami minaresinde yer alan Sultan
b. Mahmud’un fermanında hanedanın üyesi olduğu boy olan “Şeddadi” ismi kaydedilmiştir
66
.
Kitabelere göre Şeddadi emirleri ise: Şavur b. Fadl, Menuçehr b. Şavur, Fadlun, Fahreddin
Şeddad b. Mahmud b. Şavur b. Menuçehr, Ebu’l-Esvar, Sultan b. Mahmud’dur.
Gürcüce kitabede Fadl oğlu el-Melik de kesin olmamakla birlikte Şeddadi hanedanına
mensup sonradan Hıristiyan olan kişidir. Kendisi tarafından yaptırılan kilisede isimlerin olması
önemlidir.
Ani’deki Ermenice kitabelerde ise baniler kitabelerde binanın inşa edildiği dönemde
hükümran olan Şeddadi Sultanı’nın isminden başka dönemin Katalikosunun adı da
okunmaktadır. Bunların haricinde kitabelerde bani ve ailesi için dua edilmesi ve ne amaçla inşa
ettirdikleri yazılıdır.
Şeddadi emirlerinin kullandıkları unvanlar ise:
Gence Şehir Kapı kitabesinde bani Şavur, Mevlana, emir, seyid ve ecel,
Ani Orta Kapının Batısındaki Burç kitabesinde bani Menuçehr, emir, ecel, mansur, şücaü’d-
devle, ebu şüca,
Ani İçkale Kapı kitabesinde bani Fahreddin Şeddad, emir ve sipehsâlâr,
Ani Menuçehr Cami kitabesinde bani Menuçehr, emir, ecel, şücaü’d-devle, ebu şüca
şeklindedir.
Sadece Gence Kalesi Kapısı’nın kitabesinde usta ismi zikredilmektedir.
Sadece Gence Kalesi Kapısı’nın Kitabesinde nazır –mütevelli-? Adı yer almaktadır.
Kitabelerden sadece Ani Menuçehr Camis’inde Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah ile babası
Alp Arslan’ın ismi okunmaktadır.
66
Erdal, “
Şeddadi Kitabeleri
:”, 486.
142
Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi/2019
-14
N. Marr’ın yaptığı kazılarla ortaya çıkarılan İç kale kitabesi hakkında yerli kaynaklarda fazla
bilgi bulunmamasına karşın aslan figürü hakkında bu zamana kadar herhangi bir yayın söz
konusu değildir.
Aslan figürü de tek parça taş malzeme üzerine kabartma tekniğinde yapılmıştır. Yürür
vaziyette tasvir edilen aslanın yüzü cepheden, gövdesi ise profilden verilmiştir. Yukarı doğur
kıvrılan kuyruğun ucu ise rumi motifi biçimindedir.
Cepheden verilen yüzde gözler badem şeklinde olup burun yassıdır. Çatık kaşlar burun
hattı ile birleşmiştir. Yanaklar şişkin ve sarkıktır. Burunun üst kısmında iki kaş arasına gelen
yerde eşkenar dörtgen şeklinde bir kabartma dikkati çekmektedir. Kulaklar küçük olup boyun
ve yele gözükmemektedir. Gövde de gerek adele gerekse hareketlenmeden dolayı vücutta
meydana gelen izler hakkında detay bulunmamaktadır. Aslanın hareket halinde olduğunu
anlatmak için dış ön ayak havada durur gibi verilmiştir. Bu ayaklardan yere basanın pençesi
tahrip olmuştur. Hava kalan ayağın sadece pençesi vurgulanmıştır. Hareketlilik aslanın
kuyruğu ve havada asılı duran pençesi ile belirtilmiştir.
Aslan figürü açısından Ani’de farklı örnekler bol miktarda bulunmaktadır. Şehrin
kuzeyindeki surlarda (Fot.31) , Tigran Honents Kilisesi’nin güney cephesinde; benzer aslan
figürleri Diyarbakır Kalesi’ndeki Selçuklu Burcu (1088-89), Yedikardeş Burcu (1208)’nda, ve
Adana Müzesi’nde bulunmaktadır
67
Sonuç olarak 150 yıl boyunca Kafkaslar de hayat süren Şeddadiler Ani’den Bakü’ye
Hudaferin’den Tiflis’e kadar geniş bir alanı kontrolleri altına almışlardır. Bu süreç içinde
Ermenilerin ve Gürcülerin, Şeddadi ülkesinin güneyindeki İslam topraklarına saldırmalarına
engel olmuş ve İslam’ın da Kafkaslar’da yayılmasına katkı sağlamışlardır. Şeddadiler, Büyük
Selçuklu Devleti’nin Kafkaslardaki faaliyetlerinde mihmandar olması, Selçuklu ordusuna
rehberlik etmesi nedeniyle uzun süre hayatta kalmayı başarabilmiştir.
Sürekli işgal ve istila edilen bir coğrafyada ortaya çıkması nedeniyle bu devlete ait eser
oldukça azdır. Eserlerin en yoğun olduğu yer ise Türkiye sınırları içindeki Kars –Ani’dir.
Şeddadilerden günümüze ulaşan kitabeler, ülkenin ortaya çıktığı bölgenin etnik ve dini
çeşitliliğine uygun bir şekilde Arapça, Farsça, Ermenice ve Gürcücedir. Emirler, ataları ile
birlikte muhtelif unvanlarla zikredilmiştir. Şeddadi Emirlerinin haricinde şehrin ileri gelen
zenginlerinin de imar faaliyetlerine katkı sağlaması, Anadolu’da varlıklı ailelerin kentsel
mekânların oluşturulmasında katkı sunması geleneğinin bir yansıması şeklinde yorumlanabilir.
Dostları ilə paylaş: