24
ÖLDÜKTEN SONRA DA YAZMAYA DEVAM
EDEN (!) BİR YAZAR: POE
KORAY SARIDOĞAN
Edgar Allan Poe ismi, her zihinde farklı
imgeler canlandırabilir elbet fakat bu imgeler ne
olursa olsun ortak paydalarından birinin
“karanlık” olması kaçınılmaz. Evet; Poe, farklı
türlerin bazen ilk, bazen en karakteristik
örneklerini ortaya koyan ve bunu daima karanlık
bir fon üzerine kuran bir yazar olmakla birlikte,
bu karanlığı kendi hayatıyla da isteyerek veya
istemeyerek diri tutmuştur kuşkusuz.
Çocukluğundan ilişkilerine, evliliklerinden
ölümüne kadar kimi spekülatif, kimi zaman içinde
kanıtlarını kaybetmiş pek çok karanlık iddia,
Poe’yu çok daha ikonik, ve “kült” hale getiriyor.
Öyle ki bu karanlık, ölümüyle de bitmemiş,
öldükten sonra da onu, yazmaya devam eden bir
yazar haline getirmiştir.
Poe hakkında az bilinen, bilinse de detayına
pek girilmemiş, bugünün penceresinden biraz
eğlenceli lakin bazı açılardan tedirgin edici bu durum, Poe’nun ölümünden sonra Lizzie Doten
adında Amerikalı bir kadın şairin ortaya çıkmasıyla başlıyor. Spiritüalist mevzulara inancı
olmayanlar bu yazıda kendisine epey gülecektir ama yine de kendisini öyle bir kalemde
harcamamak gerek.
Lizzie Doten, 1 Nisan 1829'da Massachusetts'te doğmuş. İyi bir temel eğitim almış fakat
çoğunlukla kendi kendini geliştirdiği söyleniyor kısıtlı biyografik bilgilerinde. Kadın
haklarında, kadın-erkek eşitliğinde ve ahlaki çifte standartları eleştirme konusunda aktif bir
birey olmakla beraber şahsından "ilham verici bir konuşmacı" ve
doğaçlama şiir yazan biri
olarak bahsedilir; bunu pek de entelektüel bir emek veya çaba sarf etmeksizin yapar zira
yazdığı veya doğaçlama söylediği birçok şeyi kendisine ruhların dikte ettirdiğini söyler. Bu
dikte ettirenlerden en ünlüsü Poe olsa da tek isim o değildir.
Poe’nun öldüğü 1849 yılından 14 yıl sonra Lizzie Doten “Poems From The Inner Life” adlı
bir şiir kitabı yayımlar. “İçsel Hayattan Şiirler” olarak çevirebileceğimiz bu kitap, adından da
sezileceği üzere çeşitli trans hallerinde öte dünyadaki kimi isimlerden kendisine aktarılan
şiirleri içeriyor.
25
Edgar Allan Poe ile birlikte Shakespeare’in de ruhani etkisiyle yazdığını iddia ettiği şiirler,
spiritüalizmin çeşitli şekillerde popüler olduğu dönem ortamına rağmen ciddiye alınmıyor ve
Doten’in dikkat çekmek için böyle bir yola başvurduğu düşünülüyor.
Tabii ki ona inanan okurlar ve bazı kimseler var. Örneğin Poe’nun ölen ilk eşinden sonra
Elmira Shelton’la nişanlanmadan önceki nişanlısı Sarah Helen Whitman, faytona atladığı gibi
Doten’in yanına varıyor çünkü tüm bu şiir yazdırma işlerini, Poe’nun kendisine ulaşma çabası
olarak yorumluyor.
Poe'nu ruhunun yazdırdığını söylediği "The
Cradle or Coffin (Beşik veya Tabut), Resurrexi
(
Diriliş kelimesine gönderme yapan bir kelime
oyunu), The Streets of Baltimore (Baltimore
Sokakları), The Prophecy of Vala (Vala'nın
Kehaneti), The Kingdom (Krallık),
Farewell to Earth
(Yeryüzüne Elveda) isimli şiirlerin üslubunu,
dönemin bazı eleştirmenleri gerçekten de Poe’nun
üslubuna benzetmiş.
1844-1946 yılları arasında yayın yapan
Springfield Republican gazetesinde "Resurrexi"
şiirine dair Lizzie Doten'in yaşadığı trans hallerinde
yazdırılan bir şiir olduğundan dem vurulur ve
eklenir:
"Dikkat çekici bir şiir. İşin gerçeği ne olursa
olsun şiirde göze çarpan durum şudur: Görünen o ki Bayan Doten, böyle bir şiiri üretemez
(
başka şiirleri kastediliyor olsa gerek). Bir başkası tarafından onun hafızasına okunmaktadır
ve şiirdeki Poe tarzı tonlamanın ve duygu yoğunluğunun Poe’yla aynı olması harikadır. Şiiri
kim yazmışsa Poe’ya son derece aşina. Eğer Bayan Doten dürüstse ve şiir onun söylediği gibi
çıktıysa, tartışılmaz bir şekilde spiritüalizmin en şaşırtıcı ürünüdür bu.”
Şiirden Çıkarım Yapmak
The Streets of Baltimore şiiriyle ilgili çarpıcı bir eleştiri 11 Ocak 1863 tarihli Banner of
Light gazetesinde çıkar:
“Poe’nun ölüm koşulları genel olarak bilinmemekle birlikte aşağıdaki şiirle bağlantılı
olarak gerçekleri sunmak iyi olabilir: Virginia’daki servet sahibi kadınla evlenmeden birkaç
gün önce Baltimore’dan Virginia’ya geçen Poe, eski arkadaşlarıyla buluştu, arkadaşları onu
içki içmeye davet etti, fakat bilgimize göre o, bir yıl boyunca içkiden uzak durmuştu. Bu uzun
sürenin ardından gelen davet iştahını uyandırdı. Kısa süre içinde aşırı sarhoş halde sokağa
doğru yürüdü ve ertesi sabah ölü bulundu. Karanlık acılar ve işkenceler çeken ruh, Lizzie
Doten’le haberleşerek yazdırdığı bu şiirde, ölümünü canlı bir şekilde tasvir etti.”
Lizzie Doten’in Kaleminden
Sarah Helen Whitman