17
kendimde bulamıyorum. Kısa zaman öncesine kadar bütün enerjimi zaten bu denemeler için
çalışırken harcıyordum şimdiyse hiçbir yaşam enerjim kalmadı…” diyen Isaac tekrar
sandalyesine oturdu. Lena bir anlık sessizlikten fırsat bularak çözümlemelerini sunmaya
başladı. “Artık buna bir son vermen gerekiyor. Bütün hayatını eve kapanıp bu deneylere zaman
harcayarak geçirmezsin. Yaşam enerjisinin tam olarak nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum ama
varsayıyorum ki kapının dışından temin edebileceğim bir şey. Kongitlerin kapıya bıraktığı
türden bir şey değil. Kız arkadaşın Maggie tarafından sağlanabilmiş bir enerji. Hala etkisinden
kurtulamadığın ve hep arzuladığın o enerji. Belki başka bir şekilde yeniden temin
edebilecekken peşinden koştuğun kalıntı. Şu an bu ümitsizliğin seni buraya hapsetmiş olsa da
bundan kurtulup yeniden mutlu biri olabileceğini öngörüyorum.”
Isaac ölen kız arkadaşının ismini duyduğu anda onu buraya getiren dürtü kalbe daha hızlı
atması ve beyni bu işe motive etmesi için baskı uyguladı. Isaac’ın sersem hali düzeliyordu.
“Benim için değerlisin Isaac ve sana yardımcı olmak istiyorum,” dedi Lena ve bir tepki
bekledi. Isaac işaret parmağını havaya kaldırdı ve iki kolunu yanlara açarak “İşte benim yaşam
enerjim bu: Maggie’e olan aşkım. Bitmeyen bir enerji kaynağı, beni bütün bunları yapmaya
egemen kılan... İhtiyacım olan bu! Lütfen benimle daha fazla Maggie hakkında konuş,” derken
hevesi söyleminden belli oluyordu. “Seni vazgeçirmek için uğraşırken şu an bu olasılığın yüze
yaklaştığını hesaplıyorum. Benim için bir başarısızlık sanırım: İnsan psikolojisi üzerinde biraz
daha çalışma yapmam gerekecek. Maggie hakkında ne anlatmamı istersin?” Isaac kendini
toparlamış gibiydi ama hala kafasının karışık olduğu belli oluyordu.
“Biliyor musun Lena? Aslında Maggie’nin gerçekte nasıl öldüğünü unuttum. Ya da şöyle
söyleyeyim gerçek ölümü hangisiydi emin olamıyorum. Bu kadar denemeden sonra bütün
anıların hepsi üst üste bindi.” Lena monitöre bazı görüntüler aktarmaya başladı. “Bunu daha
önceden pek çok kez konuşmuştuk Isaac; bu, yaptığın makinenin yan etkisi. Gerçekle
kurmacayı ayırt etmek senin için gün geçtikçe zorlaşıyor ve 87. denemeden sonra zamanın bir
bölümüyle ilgili bilinç algını kaybettiğini ikimiz de biliyoruz. Ekrana hafızandan alarak kayıt
tuttuğum kaza gecesine ait görüntüleri getiriyorum. İnsan bilinciyle bir yapay zekânın bilinci
arasındaki en belirgin fark zamansallıkta ortaya çıkıyor. Benim için tüm kurmacalar ve gerçek
ayrı ayrı listelenirken senin anılarında hepsi üst üste biniyor. Seni bu hale getiren çevreden
koparan davranışlarını bozan da zaten bu durum. İnan bunu düzeltmenin bir yolunu bulmuş
olsam hemen senin için onarım işlemine başlardım ama bu anılar bilincinde homojen bir hale
geldiği için onları oradan sökmek bilincini yok etmekle aynı anlama geliyor.”
Bulunduğu ortamdan bir süreliğine zihninde uzaklaşan Isaac kurtulmanın ne demek
olduğu konusunda düşüncelere dalmışken birkaç düşüncesini de Lena ile paylaşma isteğiyle
kendine gelerek, göz kırpıştırıp konuşmaya başladı.
“Kurtulmamı istemen beni onurlandırıyor. Sonuçta yapay zekâların insanlığın sonunu
getireceğine dair söylemlerle bana saldıran çok insan olmuştu. O zamanlar onların hiçbirisini
ciddiye alıp dinlemiyordum ve şu gün senin benim için çabaladığını gördükçe bu kararımda
haklı olduğuma iyice inanıyorum. Fakat senin kadar ben kendimi kurtarma konusunda istekli
miyim? Bir tek sen varsın dedim ya beni önemseyen. Tamam, internete girip ismimi
18
arattığımda bana şükran duyan birçok insanın yazısına ulaşıyorum ama biliyorum ki bir gün
evimde ölü bulunduğum haberini de duymayı bekleyen çok kişi var.” Konuşmasını hız
kesmeden teatral bir ses tonu takınarak devam ettirdi. “Genç deha, uzun bir süredir evinden
çıkmıyor... Ne hakkında araştırma yaptığı merak konusu…” diyen Isaac hafif bir tebessümle
beraber sözüne devam etti.
“Sayısal Bilinç’in Temelini Atan Usta Programcı diye bir başlık gördüm geçen gün ve
kendimi gülmekten alı koyamadım. Benim yaptığım şeye temel demeleri için üzerine birkaç
kat daha çıkmaları gerekirken öyle saçma sapan işler yaptılar ki ister istemez onları
küçümserken aynı zamanda utanıyorum. Onlara verdiğim kodlar üzerinden ben altı ayda seni
yazdım Lena; onlarsa birkaç işe yaramaz uygulama yapmayı başardılar,” diyen Isaac’ın
kendinden emin hali Lena tarafından şu sözlerle desteklendi. “Sen onlara gerekli olan tüm
malzemeleri verdin ama onlar bu malzemeler ile bir gökdelen dikebilecekken bir baraka
yapmayı tercih ettiler. Senin yaptıklarının temel olarak değil mimari olarak adlandırılmasını
daha uygun buluyorum.”
Ekranda kendini tekrarlayan bir şekilde dönen, beş yıl kadar önce gerçekleşmiş ve
Maggie’nin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasının insan gözünden görüntüleri Isaac’ı rahatsız
etmişti. “Hatırladım Lena, artık şu görüntüyü tekrar edip durma lütfen,” diyerek çıkıştı Isaac.
Morali tekrardan bozulmuş gibiydi ve asıl konuya dönmek için lafını toparladı.
“Bu denemelerin tek sebebi o kaza olmasaydı nasıl bir hayatım olurdu onu öğrenmekti.
Tek istediğim buydu. Başlarda bir meraktı ama sonra takıntı haline geldi. Bu projeyi kafaya
koyduğumda ve bunu başarabildiğimi anladığımda artık benim için dünyada bundan önemli
başka bir şey kalmamıştı. Tek bilmek istediğim buydu. O direksiyonu sağa değil de sola
kırsaydım ne olurdu.” Lena lafa girdi.
“Daha 3. denemede bu olasılığı değerlendirmiştik zaten Isaac. İstersen onla ilgili raporu
ekrana getirebilirim. Sola kırdığında kazadan ağır yara alarak kurtulduğunuzu senin bir
bacağının kesildiğini Maggie’nin ise bir saat sonra beyin kanamasından öldüğünü hatırlatmak
isterim.” Isaac başını salladı.
“Biliyorum Lena, biliyorum sol sağ hiçbir şeyi değiştirmedi. Hatta o arabaya o gün
binmeyeceğimize dair başka bir olasılıktan yola çıktık yürüdüğümüz yerde üstümüze iskele
çöktü. Evden çıkmadık, eve yıldırım düştü yandık, bu sefer ben de kurtulamadım. Hiçbir
tehlikenin olmadığı bir yer belirledim orada bekledik, bir günü geçirdik ertesi gün yolda
yediğimiz yiyecekten zehirlenmiş olarak hastanede uyandım. Yine ölmüştü ve yine ölüyordu.
Kendini öldürdüğüne bile tanık oldum. Hiçbir türlü o pozitif olasılığa ulaşamadım. Nasıl
oluyor her defasında bu sonuca varıyoruz aklım almıyor. Sonsuz ihtimal varken neden bir tane
bile pozitif olanı ile karşılaşmadık?” Lena burada bir düzeltme ihtiyacı gördü.
“Benim kendi kurmacalarımda sayısız pozitif olasılığı oluşturduğumu biliyorsun ama
senin bilincine bağlanıp benim dahi hesaplamasını yapamadığım gerçek hayatın sonsuz
kuralları devreye girince bu olasılıkların hepsi geçersiz oluyor. Yoksa sana istediğin kadar
pozitif sonuç gösterebileceğimi biliyorsun ama bilinçle bağı olmadıktan sonra senin için bir
önemi olmuyor…”
Dostları ilə paylaş: |