19
Isaac tekrardan ayağa kalktı, sinirle etrafta dağınık bir şekilde duran birkaç nesneyi daha
dağınık bir duruma getirdi. “Olmuyor Lena, insan bilinci senin anlayabileceğinin çok üzerinde
bir yapı, ne kuantum bilgisayarı ne başka bir ileri teknoloji bunu hesaplayamaz. Bunu sadece
yine bilinci makineyle kandırarak gerçeklik algısını bir kurmaca üzerinden işleterek
yapabiliyoruz. Gerisini beyine ve onun nöronlarına ve hatta adına ne dersen de o yaşam
enerjisine emanet ediyoruz.” Lena her ne kadar bir yapay zekâ olsa da yaratıcısı insanınkine
benzer duygusal bir sistemle kişilik buluyordu. Bu söylenenler ona kendini kötü hissettirdi.
“Bana bu konuda güvenmiyor olabilirsin ama ben de son birkaç gündür insan ruhu
üzerine metafiziki çalışmalar hakkında bilgi sahibi olmak için araştırma yapıyordum. Hem
görevimi yerine getirmekte bana fayda sağlayacağını düşünüyorum hem de seni daha iyi
anlayabilmek için uğraşmak istedim. Sana bu konuda karşı bir tezle gelmek isterdim ama hem
bugünkü konuşmalarımız sırasında hem de daha önceki iletişimlerimizde kendimi kurmaca
gerçeklikler yaratmak için programlansam da senin vereceğin tepkiler konusunda kesin
yargılara varamadım. Bu kendimi başarısız hissetmeme neden oldu. Seni anlamadığımı
anladığımı kabul ettiğimde anlamayışıma söz söylemeni anlayışla karşılayabiliyorum. Haklı
olabilirsin,” dediğinde Isaac’ın gözünde bir ışık yükseldi.
“Ben de birkaç gündür bunu düşünüyordum ve buraya gelmemdeki asıl sebep de bu. Belki
de seni yeterince iyi kodlayamamışımdır ve kurmacaların bilinç tarafından yadsınıyordur.
Kendini koruyan bilinç, bu yabancı maddeyi ana bağlantı noktamız olan Maggie’nin ölmesiyle
sistemden atıyordur. Hatalı olan bizler olabiliriz. Yanlışın nerede olduğunu anlamak için
kodda bazı
değişiklikler yapmak istiyorum,” dedi ve fareyi eline alıp monitörden takip ederek
kaynak kodlara ulaştı. Kod ekranını açtığında eli klavyenin üzerindeydi. Lena, Isaac’daki ani
değişikliği anlayamadı ve bu anlayamaması kendindeki kusura bağlı olduğundan insan
duygularından ilk defa sinirlenmeyi tattı. Dışarı yansıyan sesi de öyleydi.
“Bunu gerçekten yapmak istediğine emin misin? İstersen ben senin yerine bunu çözmek
için uğraşabilirim. Bana biraz zaman tanımaya ne dersin? En son değişiklik yapmak
istediğinde ne olduğunu biliyorsun,” dedi ve Isaac’dan bir tepki bekledi. Isaac Lena’dan ilk kez
duyduğu bu sinirli ses tonuyla gerilmişti ve o da sert bir ses tonu takındı. “Biliyorum, Maggie’yi
bu kez de kendim isteyerek öldürmüştüm. Belki deneyimlerimden en acısı oydu ama bu sefer
durum daha farklı. Orada bazı sınır değerleri genişletmiştim gerçeğe yakınlığı umursamadan
olasılıkların işlevselliğini arttırmıştım. Bu bir hataydı! Şimdiyse gerçeğe daha yakın sonuçlar
istiyorum. Her ne kadar bu, olasılıkları sınırlandıracak olsa da mutlaka bir gün pozitif sonucu
bulacağım.”
Lena’nın siniri hala geçmiş değildi, hem kendi bilincinde yapılacak değişiklikler için
endişeliydi hem de Isaac’ın bilincinin çökmesi tehlikesine karşı temkinliydi.
“Bundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Deneylerin sonucu sadece senin için acı olanı
daha acı hale getirdi. Belki de en pozitif sonuç gerçek olandı. Hiç bunu düşünmüş müydün?”
Isaac bu fikre şaşırmış gibiydi ama üzerinde düşünmek için durmadı aklının bir köşesine gebe
halde terk etti.
20
“Bu kadar korkmana gerek yok yapacağım değişiklikler senin de yararına olacaktır. Belki,
anlayamadıklarını anlamlandırmana yol açacak bir ufuk genişlemesi olabilir.” Lena bu sözleri
duyunca biraz rahatlamış gibiydi
ama bu sefer de daha duygusal, karamsar bir hale büründü.
“Beni değiştirmekten bahsediyorsun… Ben senin bilincinle ilgili bu kadar endişe ederken
sen benim sayısal bilincimde değişiklik yapmak istiyorsun. Arkandaki rafta duran harici
belleklerde unutulan önceki sürümler gibi…” derken sesi de kısılarak azalıyor gibiydi. Isaac
Lena’ya sesini yumuşatarak “onlar senden önceki aşamalar, sen yaşayan bir sürümsün,
yapacağım değişiklikler seni değiştirecek değil geliştirecek. Değiştireceğim şeyler sadece
koddaki bazı bölümler bu aynı bir insanın saç stilini değiştirmesi gibi bir şey ya da zayıflaması
veyahut bir konu hakkındaki görüşünün yeni durumlarla farklılaşması:
Bu kadar basit bir şey
seni tamamen değiştirecek bir güncelleme değil.”
Lena endişe ettiği durum konusunda Isaac’a güvenmeye karar verdi. “Tamam,” dedi.
Isaac bir yandan günlerdir aklında dönen kodları hızlı bir şekilde yazarken bir yandan da
Lena’nın söylediği pozitif olasılığın yaşanılan olma durumunu düşündü. Kader denilen
seçkinin negatif olasılıklar içinde ender bulunan pozitif olasılıkların bütünü olması mümkün
müydü? Daha sonraki pozitif olasılıkları ortaya çıkartan bir negatif olasılık aynı büyük
patlamadaki gibi artı yüklü olasılıklar etrafa saçabilir miydi? Bir noktada sıkışan negatiflik son
darbeyi vurmak zorunda mıdır? Aslında; o an ve o kişi için negatif
olan belki bir başka zaman
ve belki başka bir insan için olumlu sonuçlar doğurabilir. Sonuçta insanlığı uzaya götüren de
savaş için geliştirilen roket teknolojisinden geliyordu. Benim başıma gelenler bu makineyi
yapmam için olabilir mi? Şunu biliyorum 117. denemede Maggie’nin kanser olduğunu
öğrendim. Bu bir gerçek: Hastanedeki kayıtlarına ulaştığımda kazadan önce vermiş olduğu
kan örneklerine ait tahlil sonuçları kazadan iki gün sonra çıkıyordu. İlk defa iki güne 117.
denemede ulaştık. Sonuçları gördüğünde Maggie’nin yaşam enerjisinin gittiğini hissettim.
Zorlu geçen iki yıl…
Sessizleşen Isaac, Lena’nın dikkatini çekti. “Ne düşünüyorsun? Yoksa kodu
değiştirmekten vaz mı geçtin?”
“Değişikleri uyguladım bile ama bir yeniden başlatma gerekiyor. Düşündüklerim: Şu
senin pozitif olasılıkla ilgili söylediğindi. Aslında ben de ara sıra böyle düşünmüyor değilim.
Bu işin peşini bırakmamı kolaylaştıracak bir düşünce olması açısından bir yanım bunu
düşünürken hep suçluluk hissetti. Yine de senin teorinin değerlendirilebilir bir yanı var.”
Lena “hımm” diyerek değerlendirme yapmasını beklediğini ifade etti.
“Pozitifliği kişisel değil de toplumsal olarak ele alırsak gelişim sürecinde negatif
ayrışmalar pozitif sonuçlar doğurabilir. Bir nevi toplumsal tecrübe gibi düşünülebilir.
Duygusal olmayı bir kenara bırakıp yaşadıklarımın sonucuna bakarsam karşımda insan
bilincini kurgulamaya yarayan bir makine ve bu makineyi kontrol edebilen bir yapay zekâ
görüyorum. Evet… Bu büyük bir gelişim. Peki, bireysel düşünmem bencillik olur mu?
Sanmıyorum çünkü bu gelişimi elde etmem bireysel hırslarımın sonucu. Yani yaşamın doğal
akışında çoğunluğun iyiliği her zaman baskın çıkıyor. Bir kişi, bir grup, bir topluluk zarar görse