Allah yolunda cihad çEŞİtleri, HÜKÜmleri ve fazileti



Yüklə 0,52 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə1/6
tarix19.10.2018
ölçüsü0,52 Mb.
#75122
  1   2   3   4   5   6


ALLAH YOLUNDA CİHAD 

ÇEŞİTLERİ, HÜKÜMLERİ VE FAZİLETİ 

 

Âlemlerin  Rabbine;  bize  cihadı  emreden,  onu  İslam’ın  zirve  noktası  ve  cennete 



güvenle giriş yolu kılan Allah'a hamdolsun. 

Salât  ve  selam,  mücahidlerin  önderine  ve  ölüm  kendisine  gelinceye  kadar  Allah 

yolunda hakkıyla cihad eden Rasule; onun, ilmiyle amel eden, ak-pak ve mücahid ailesine ve 

yine  onun  hayırlı,  cesur  ve  mücahidlere  örnek  olan  ashabına;  onları  dost  edinen,  onların 

yoluna  samimiyet,  ihlâs  ve  güzellikle  tabi  olan,  onların  sancağını  yükselten  ve  onların 

yolunda kıyamete kadar cihad eden muvahhidlere ve mücahidlere olsun. 

Yüce  arşın  Rabbi,  Kerim  olan  Allah'tan  bizleri  onlarla  ve  nebilerle  birlikte  Firdevs 

cennetinde bir araya getirmesini niyaz ederiz. Amin!! 

 

1-

 

ALLAH YOLUNDA CİHADIN TANIMI 

Sözlükte Cihad: 

Cihad  sözlükte  sözlü  ya  da  fiilî  olarak  elden  gelen  bütün  gayreti  göstermek  ve 

çabalamak  demektir.  Arap  dilinde  cihadın  yirmiden  fazla  anlamı  olduğunu  görmekteyiz  ki 

hepsi de cihadın ıstılah anlamına uygun düşmektedir. Bu manalardan bazıları şunlardır: Güç, 

meşakkat, imkân, savaş, mübalağa. 

Istılahta Cihad: 

Şer’î ıstılahta cihadın iki anlamı vardır: 



a) Cihadın Genel Anlamı: 

Bu daha genel ve kapsamlı olup cihadın bütün türlerini içine alır. Yani genel anlamda 

cihad, dinin tamamını kapsar ve hayatın bütün alanlarını içine alır. 

Bu  manaya  göre  Allah'a  iman  ve  itaat;  O’nun  emirlerini  yerine  getirme  ve 

yasaklarından  kaçınma;  şer,  fesat  ve  sapkınlığa  karşı  koyma;  nefsi  Allah'ın  dini  üzere  sabit 

kılma hususunda onunla mücadele etme; vesveselerini def etmek için şeytanla mücadele etme

uzak ya da yakın, müslim ya da gayrimüslim başkalarını da Allah'a itaate çağırma konusunda 

gayret gösterme; Allah'ın sözünü en yüce kılmak için kafirlerle savaşta elinden geleni yapma, 

diğer  salih  amelleri  işleme  ve  bütün  günahlardan  kaçınma  konusunda  samimi  bir  müminin 

göstermiş olduğu bütün gayretler genel cihadın kapsamına girer. 

Şeyhulislam  İbn  Teymiyye  rahimehullah  cihadı  şöyle  tanımlamıştır:  “Cihadın 

hakikati, Allah'ın sevdiği iman ve salih ameli elde etme ve O’nun sevmediği küfür, fasıklık ve 

isyanı da def etme konusunda gayret göstermektir.” 

b) Cihadın Özel Anlamı:  

Allah  yolunda  cihad  denince  kastedilen;  Müslümanların;  kâfir,  baği

1

,  mürted  ve 



benzerlerine karşı Allah'ın sözünü yüceltmek ve O’nun dinini yeryüzünde hâkim kılmak için 

yaptıkları savaşta ellerinden gelen gayreti göstermeleridir.  

Cihadın “Allah yolunda” olması, bu cihadın  dine uygun olması için şarttır. Bu şartla 

birlikte Allah rızası için olmayan bütün çaba ve gayretler bu kapsamın dışında kalmış olur. 

Yani  Allah  yolunda  cihad;  Müslümanların,  aralarında  anlaşma  bulunmayan,  İslam’a 

ya da cizye vermeye çağrılan ancak buna olumlu karşılık vermeyen kâfirlere karşı savaşmak 

suretiyle  Allah'ın  sözünü  yüceltmeleridir.  Bu  da  Allah  yolunda  savaşta  elden  gelen  gayreti 

göstermek suretiyle direkt olabileceği gibi, malla veya görüşle destek olma ya da Müslüman 

tarafın sayısını kalabalık gösterme gibi dolaylı yollardan da olabilir. 

İslam  dininde  cihad,  Müslüman  olmayanların  kayıtsız  şartsız  öldürülmeleri  demek 

değildir.  Cihaddan  maksat,  Allah'ın  dininin  yeryüzünde  hâkim  kılınması,  hikmetli  şeriatının 

                                                 

1

 Meşru devlet başkanına isyan edip silâhla karşı koyanlar. (Çeviren) 



 


uygulanması ve kulların, kullara kulluktan kurtarılıp kulların Rabbine kulluğa ve batıl dinlerin 

zulmünden İslam’ın adaletine kavuşturulmalarıdır. 

Allah Teâlâ  şöyle buyurmaktadır: “Fitne/şirk  ortadan kalkıncaya ve din tamamen 

Allah'ın  olup  (yalnız  O’na  kulluk  edilinceye)  kadar  kafirlerle  savaşın!  (Küfre)  son 

verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür.” (Enfal, 39) 

Aslında  Müslümanların,  kendileriyle  cihad  ettiği  kâfirler  de  bu  cihaddan  istifade 

etmektedirler.  Çünkü  bizler,  Allah'ın  katında  tek  makbul  din  olan  İslam’a  girmeleri  için 

canımızı  ortaya  koyarak  onlarla  cihad  ederiz.  Bu  da  onların  hem  dünyada  hem  de  ahirette 

kurtulmalarına vesile olur. Nitekim Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: “Siz, insanların iyiliği 

için  ortaya  çıkarılmış  en  hayırlı  ümmetsiniz;  iyiliği  emreder,  kötülükten  meneder  ve 

Allah'a  iman  edersiniz.  Ehl-i  kitap  da  iman  etseydi,  elbette  bu,  kendileri  için  çok  iyi 

olurdu.  (Gerçi)  içlerinde  iman  edenler  var;  (fakat)  çoğu  yoldan  çıkmışlardır.”  (Âl-i 

İmran, 110) 

Yüce  sahabî  Ebu  Hureyre  radıyallahu  anh  “Siz,  insanların  iyiliği  için  ortaya 

çıkarılmış  en  hayırlı  ümmetsiniz.”  buyruğu  hakkında  şöyle  demiştir:  “Yani  siz,  insanlara 

karşı insanların en iyisisiniz. Zira sizler, onları boyunları zincire vurulmuş halde (esir olarak) 

getirirsiniz de -nihayet- onlar İslam’a girerler.” (Buhârî) 

Cihadın bu tarifi; dört mezhebe mensup fakihler tarafından benimsenmiştir. Nitekim 

Hanefî mezhebine mensup âlimlerin kitaplarında cihad şöyle tarif edilmektedir: 

“Şeriatte cihad, Allah  yolunda can, mal, dil vb. ile savaşta elden gelen bütün gayreti 

sarf etmek ya da bu konuda mübalağa etmek anlamında kullanılır.” (Bedaiu’s-Sanai’, 7/79) 

“Cihad,  hak  dine  çağırmak  ve  onu  kabul  etmeyenlerle  savaşmaktır.”  (İbn  Âbidin, 

Hâşiye, 4/212; Fethu’l-Kadir, 5/436) 

Malikî mezhebinde şöyle tarif edilmektedir: 

“Cihad,  Müslümanların,  aralarında  anlaşma  bulunmayan  kâfirlerle  Allah'ın  sözünü 

yüceltmek için savaşmalarıdır.” (eş-Şerhu’s-Sağir ala Akrabi’l-Mesalik, 2/267) 

Şafiî mezhebinde şöyledir; Hafız İbn Hacer Askalanî 



rahimehullah

’ın da belirttiği gibi:  

“Şeriata göre cihad, kâfirlerle savaş etmekte gayret göstermektir.” (Fethu’l-Bari, 6/3) 

Hanbelî  mezhebinde  de  cihad  şöyle  tarif  edilmiştir:  “Şeriata  göre  cihad,  kâfirlerle 

savaşmaktır.” (Metalibu Uli’n-Nuha, 2/497) 

 

2-



 

CİHADIN MEŞRU KILINMASININ AŞAMALARI: 

Allah yolunda cihadın meşru kılınması, dört aşamada gerçekleşmiştir: 



Birinci  Aşama:  Peygamber 

sallallahu  aleyhi  ve  sellem

  Mekke’de  Allah'a  davet  görevini 

yerine  getirdiğinde  insanlar  ona  düşman  olup  eziyet  ettiler.  Bu  dönemde  Allah  Teâlâ  ona 

kendisine yapılanlara aldırış etmemeyi, sabretmeyi ve affetmeyi, onlarla Allah'a davet, Kur'ân 

ve delille cihad etmeyi emretti. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: 

“(Rasûlüm!)  Sen  şimdi  sabret.  Bil  ki  Allah'ın  vâdi  gerçektir.  (Buna)  iyice 

inanmamış olanlar, sakın seni gevşekliğe sevk etmesin!” (Rum, 60) 

“İman  edenlere  söyle:  Allah'ın  (ceza)  günlerinin  geleceğini  ummayanları 

bağışlasınlar. Çünkü Allah her toplumu, yaptığına göre cezalandıracaktır.” (Casiye, 14) 

“Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri ancak hak ile (bir amaç için) yarattık. 

O saat (kıyamet), mutlaka gelecektir. Şimdilik onlara güzel muamele et.” (Hicr, 85) 

İkinci  Aşama:  Peygamber 

sallallahu  aleyhi  ve  sellem

’e  ve  ashabı  radıyallahu  anhum’a 

yapılan eziyetlerin şiddeti artınca  Allah  Teâlâ, Rasulü 

sallallahu  aleyhi  ve  sellem

’in Mekke’den 

Medine’ye  hicret  etmesine  izin  verdi.  Rasulûllah 

sallallahu  aleyhi  ve  sellem

  de  ashabına  oraya 

hicret  etmelerini  söylemesini  emretti.  Bu,  Peygamber 

sallallahu  aleyhi  ve  sellem

’e  risaletin 

gönderilişinden on üç sene sonra idi. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: 



Yüklə 0,52 Mb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə