Seta: Sert kıl. Kalın sert yapıdaki kıl.
Setos:
Sert kıllı. Kalın sert yapıdaki kıllarla kaplı olması
.
Sferik Simetri: Küresel simetri. Vücudun herhangi
bir yerinden geçen tüm
düzlemlerin, vücudu eşit iki parçaya ayırdığı simetri tipi.
Sferoplast: Çıplak bakteri hücresi. Hücre duvarı kısmen uzaklaştırılmış bakteri
hücresi.
Sfinkter: Dairesel kas lifi. Kısalarak bir açıklığı kapatan dairesel dizilmiş kas
lifleri grubu. Midenin sonunda bulunan pylor sfinkter gibi.
Shigella: Dizanteri bakterisi.Basilli dizanteri gibi pek çok hastalığın etmeni
bakteri.
Siatyum,
Siatum: Ortada bulunan bir dişi çiçek ve etrafına dizilmiş erkek
çiçekler ile kalikse benzeyen brakte ve aralarında bulunan glandlardan meydana gelen
çiçek durumu. Euphorbia cinsinde olduğu gibi.
Sigma
Virüsü: Özellikle meyve sineklerinde hastalık yapan Rhabdovirüs
grubuna ait bir virüs.
Sikaslar: Tropik ve subtropik
bölgelerde yaşayan odunlu, tohumlu bitki
ordolarından biridir. Ya kısa yumru biçiminde toprak altı ya da dik silindirik toprak üstü
gövdeye sahip bitkilerdir.
Siklopiazonikasit: Asp. flavus ve
Pen. aurantiogriseum tarafından sentezlenen
bir küf metaboliti.
Siklozis: Tipik olarak bitkilerin yaprak hücrelerinde görülen sitoplazmanın
dairesel hareketi.
Sil: Küçük kamçı. Bazı tek hücrelilerde hareketi sağlayan, yine bazı
organizmaların akciğer borularında senkronize hareket ederek toz vb. partikülleri
akciğerden uzaklaştıran kamçı benzeri yapı.
Siliat: Kirpiksi, kirpik şeklinde.Yaprak ayasının kenarında
kirpiğe benzer bir
yapının bulunması.
Silikula: Silikvaya benzer
Silikva:
İki karpelden meydana gelir. İki karpel arasında bulunan yalancı bir
bölme ile meyve iki kısıma ayrılır. Olgunlaştığı zaman iki karpel, kapak halinde
yarılarak tohumları taşıyan yalancı bölmeden ayrılır. Meyvenin boyu, eninin üç mislidir.
ancak meyvenin boyu eninin üç mislinden daha azdır.
Silikuva: Yapı olarak silikulaya benzer, ancak boyu
eninin üç mislinden daha
fazladır.
Simbiyont: Ortak canlı, birliktelikli canlı. Başka türden bir canlı ile ortak
yaşayan canlı. Bu birliktelik, her iki tarafın fayda ya da zarar durumuna göre farklı
isimler alır.
Simbiyos: Yararcı yaşama. İki farklı organizmanın her ikisi de yarar sağlayacak
şekilde bir arada yaşaması. Tipik örneği biyolojik azot fiksasyonudur. Baklagillerle
ortak yaşayan Rhizobium bakterileri havanın serbest azotunu bitkiye kazandırırken,
bitkiden kendi gelişmeleri için gereken besin maddelerini sağlarlar.
Simbiyozis: Birlikte yaşama, ortak yaşama. İki değişik organizmanın birlikte
yaşaması. Bu tip yaşam mutualizm,
kommensalizm, parazitizm yada amensalizm
biçimlerinde olabilir
Simiyan Virüsü: S virüs. Papovirüsler grubuna giren, çift iplikli DNA içeren,
çıplak, küçük, ikozahedral tip, onkogenik bir virüs.
Simpatri: Aynı yerde bulunma. İki veya daha fazla populasyonun aynı yerde
bulunması.
Simpetal: Bileşik taç yapraklı. Taç yaprakların bileşik olması, eş anl.
Gamepetalus.
Simpodial: Serbest dallanma. Ana bir eksenin baskın olmadığı dallarıma şekli.
Örnek: Gürgen, kayın, söğüt
gibi.
Sinangiyum: Dal uç kümeleri. İlkel Gymnospermlerde
polen keselerinin dal
uçlarında oluşturduğu kümeler.
Sinaps: Sinir değme noktası, sinir bağlanma noktası. Bir nöronun aksonu ile bir
başkasının dendriti arasındaki bağlanma.
Sinapsis: Değme yüzeyleri. Mayoz bölünmenin erken evresinde erkek ve dişiye
ait homolog kromozomların yan yana gelerek temas etmesi.
Sinerjik etki: Birlikte etki. İki etkenin beraberce olan etkisinin, her ikisinin tek
başına etkisinin toplamından daha fazla olması.
Sinerjistik: Etki artırma. Birlikte faaliyet gösterme. Bir başka güç ya da etmenin
etkisini artırma.
Sinerjizm: Etki uyandırma, hızlı gelişme. İki mikroorganizmanın ortak yaşaması
sonunda her ikisinin ayrı ayrı geliştiklerine oranla daha hızlı gelişmeleri,
daha fazla
metabolik ürün üretmeleri. Tipik örneği yoğurt oluşumudur. Yoğurt bakterileri ayrı ayrı
olmak üzere sütü 10-12 saatte pıhtılaştırırken, yoğurt oluşumu 3-4 saat sürer, ayrıca
beraber olduklarında daha fazla aroma maddesi vb. ürün üretirler.
Singami: Eşeyli üreme. Döllenme olayında gametlerin birleşmesi.
Singenesis: Birleşik anterli. Filamentleri serbest fakat anterleri bileşik stamen
grubu.
Sinkarp: Çok kapsüllü dişi organ. İki ve daha çok sayıda kapsülden meydana
gelen pistil. Sinonim ile eş anlamlıdır.
Sinkonium: İncirsi meyve. Etlenmiş ve çanak şeklini almış reseptakulumu iç
yüzeyinde eriksi (drupa), gevşek meyveler olan bileşik yalancı meyve.
Sinoatrial Düğüm: Kalp düğüm doku kütlesi. Üst Vena cava’nın sağ atriuma
boşaldığı noktada yer alan küçük bir düğüm dokusu kütlesi.Yürek atışlarını başlatır ve
kasılımla hızını düzenler.
Sinonim: Farklı şekil, farklı isim. İsimlerde aynı takson için kullanılan farklı
isimlerden
her-biri.
Sinsepal: Birleşik sepal. Çanak yaprakların kısmen veya tamamen birleşmiş
olduğu çiçekler.
Sinsinus: Yanal çiçek saplarının bir sağa bir sola doğru yönelmiş ancak aynı
düzlem üzerinde olmayan çiçek durumu.
Sinsitiyum: İçi boş kanal kütlesi. Hücrelerin kaynaşmasıyla
oluşan çok
çekirdekli bir sitoplazma kütlesi.
Sintip: Eş tip. Holotipi ayrılmamış bir tip serisi içindeki her bir örnek.
Sinüs: Organ boşlukları, doku arası boşluklar. Organların yada dokuların
arasındaki boşluk yada her hangi bir açıklık.
Sirhos: Yaprak ucunun ince uzun olup kangal şeklinde kıvrılış olması. Kangal
şekilli yaprak
Sirkadiyen
Ritim: Günlük ritmik olay. 24 Saat aralıkla ortaya çıkan ritmik
olaylar.
Siroz: Normal karaciğer hücrelerinin yerine skar (nedbe) dokusunun oluştuğu
duruma verilen isimdir, ve bu durum karaciğerin tüm fonksiyonlarında
azalmaya neden
olur. İlerlemiş hastalarda, hasar o kadar ciddidir ki, tek çözüm yolu karaciğer naklidir
Sistol: Kalp kasılması. Yüreğin kasılması. Kanın
Aort’a ve
Arteria pulmonaris
içine itilmesi sırasında birinci ve ikinci yürek atışları arasındaki evre.
Sistron: Biyokimyasal işlevde genetik birim. Bir peptid zincirde amino asit
dizilişini tayin eden DNA’ daki nükleotid çiftlerinin diziliş sırası.
Sitokinez: Hücre bölünmesinde ikiye ayrılması. Mitoz ya da mayoz sırasında
sitoplazmanın
bölünmesi.