74 Yerel Dış Politikanın temelleri
revin kapsam ve niteliği ile etkinlik ve tasarruf gerekleri göz önün-
de bulundurulmalıdır.” Avrupa Birliği de sübsidiyarite ilkesini 1992
Maastricht Antlaşması’ndan bu yana resmen benimsemiştir.
31
Ayrıca,
AB’nin yerelleşmeye yönelik politikalar geliştirmesinde, daha şeffaf,
daha hesap verebilir ve daha demokratik bir yönetim yapısının oluşu-
mu için Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların özendirici ve
cesaretlendirici çalışmaları etkili olmuştur (Birçok yazardan aktaran
Demirkaya, 2008:33).
Diğer yandan, “vatandaşların karar alma sürecine katılımlarının,
demokrasinin temel bir unsuru” olduğunu belirten Avrupa Güvenlik
ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) da, yerindenleşmenin “yurttaşların yö-
netime katılımlarını artırmanın en etkin araçlarından biri” olduğu-
nu beyan etmektedir (OSCE, 2011:i). Aynı zamanda yerindenleşme,
istikrar ve hukukun üstünlüğünün hâkim olduğu bir ortamda siyasî
özgürlüklerin ve bireysel ekonomik tercihlerin kullanımını kuvvet-
lendiren bir reformdur (USAID, 2009). Yerinden yönetim sisteminin
önemi, özellikle demokrasiye geçiş yapan ülkelerin demokratikleş-
me süreçlerinde de vurgulanmaktadır. Yerindenleşmenin, çoğulcu
demokrasinin inşası için önemli bir unsur olduğu gerçeği, gerek ko-
münist rejimlerden sonra Doğu Avrupa ülkelerinde (UNPAN, 2000;
Schep, Angenent, Wismans ve Hillenius, 1995:14
32
), gerek Latin
Amerika ülkelerinde
(Centellas, 2000:2), gerekse dünya genelinde
(Kauzya, 2005:25) görülmüştür.
Dolayısıyla yerindenleşme demokratikleşmenin doğal bir sonu-
cudur, günümüzün küreselleşme olgusunun bir neticesi değildir. De-
mokratik yönetimin gereği olarak yerindenleşme talepleri geçmişte de
var olagelmiş, birçok ülkede yerinden yönetim reformları yapılmıştır
33
.
31 Avrupa Birliği Antlaşması, md.5: “Sübsidiarite ilkesi gereğince Birlik, münhasıran kendi alanına
giren konular hariç olmak üzere, teklif edilen eylemin ancak merkezî, bölgesel veya yerel
düzeyde olmak üzere üye devlet tarafından gerçekleştirilemediği ve teklif edilen eylemin ölçeği
veya etkileri sebebiyle Birlik düzeyinde bunun daha iyi şekilde gerçekleştirilebileceği takdirde
devreye girecektir.”
32 Ancak Schep, Angenent, Wismans ve Hillenius (1995:1,2,14)‘da bu konu ile ilgili bölümde
farklı ifadeler mevcuttur. Yerindenleşmenin ve uluslararası yerel yönetim işbirliğinin sebepleri
bazen demokratikleşme kapsamında, bazen de küreselleşme kapsamında açıklanmıştır.
33 Hatta bu yönde bazı çabaların çok eskiye dayandığı söylenebilir. Misalen, Fransa’daki yer-
inden yönetimin tarihî süreci hakkında bilgi veren Fransa Millî Meclisi’nin web sitesine
göre, bu yönde yapılan birtakım reformların ve adımların tarihleri şöyledir: organları seçimle
işbaşına gelen komünlerin (belediyelerin) temel idarî birim olarak kabul edilmesi tarihi 1789,
yerel özerklik ilkesinin kabulü 1884, komünler arası işbirliği mekanizmaların kurulması 1890,
vali tarafından belediye bütçelerinin onayının kaldırılması 1970, yerel yönetimlere vergi
oranlarını belirleme yetkisi 1980 (http://www.assemblee-nationale.fr/histoire/decentralisation.
Yerel Dış Politikanın temelleri 75
Aslında yerindenleşme çabalarının küreselleşme ile ilişkilendirilmesi
hususunu Garrett ve Rodden incelemiştir. Yazarlar, demokrasi ile yerin-
den yönetim arasında (ve ayrıca demokrasi ve siyasî federalizm ile malî
yerinden yönetim arasında) pozitif bir ilişkinin olduğunu, buna karşın
ekonomik küreselleşmenin gerekleri olan sermaye akışının ve ticaretin
yerinden yönetim üzerinde kayda değer bir etkisinin olmadığı sonucu-
na ulaşmıştır. Dahası, açık/serbest ticaret ve sermaye bilançoları olan
ülkelerde daha ziyade merkezîleşmiş malî sistemler söz konusudur. So-
nuç olarak, bir yandan küreselleşme, diğer yandan merkezî, yerel ve
uluslarüstü yönetim düzeyleri arasında yetki akışları arasındaki ilişkinin
kanıtlanmadığı ifade edilmektedir (Garrett ve Rodden, 2001:24,29,34).
3.1.4. küreselleşme (Globalleşme) Faktörü
Taraftarlarının ve karşıtlarının dünyada cereyan eden neredeyse
tüm olumlu veya olumsuz gelişmeleri kendisine dayandırdıkları küre-
selleşme (veya başka yaygın bir kullanımla globalleşme) olgusu için
bu tezde benimsenen tanım ilgili bölümde verilmişti. Özetle tekrar
ifade edilecekse, küreselleşmeye dair ele alınan temel unsurlar şun-
lardır: “insanların, malların, bilgilerin ve fikirlerin küresel ölçekte hızlı
dolaşımı”, “zaman-mekân sıkışması” ve “küresel farkındalık”. Ayrıca
küreselleşmenin 1980’lerde başlayıp 1990’lılarda hızlandığı görüşü
bu tez kapsamında benimsenmiştir. Zira ekonomik gelişmelerin yanı
sıra ulaşım ve iletişim araçlarının yaygınlaşması, karşılıklı farkındalı-
ğın ve ilişkilerin artmasını kolaylaştırmıştır.
Bu bölümün girişinde ifade edildiği gibi, küreselleşme kavramı
kapsamında sıkça dile getirilen bir olgu, yerelleşmedir, veya bu
asp , 23.06.2012). Yerel yönetimlerin yerel özerkliği geliştirmek ve “Ortak Avrupa” fikrini
desteklemek üzere Avrupa Belediyeler Konseyi (CCE, sonrasında CCRE-CEMR) çatısı altında
birleşmelerinin tarihi 1951. Bu inisiyatifin doğmasına sebep olan Alman Prof. Adolf Gasser’in
yazdığı “Belediye özerkliği ve Avrupa’nın Yeniden İnşası” adlı çalışmasının tarihi 1943 (yani 2.
Dünya Savaşı esnasında !) (Bergeret-Cassagne, 2009:15,18,19). Avrupa Konseyi tarafından Yer-
el Yönetimler Özerklik Şartı 1985 yılında kabul edilmiştir. Ayrıca, Türkiye ve dünyada yerinden
yönetimin girişimlerini anlatan ve 1990’lı yıllar veya daha eski tarihte yayımlanan kitaplarda
(örn. Keleş,1994; Nadaroğlu 1994; Tekeli ve Ortaylı, 1978), bu girişimlerin etkin ve demokra-
tik yönetim arayışlarının bir sonucu olduğu ifade edilir. Yani bu açıklamalarda, bugün moda
olan küreselleşme veya buna benzer başka faktörlere rastlanılmaz. Ayrıca “yerinden yönetim”
kavram olarak 1961 T.C. Anayasası’na girmiştir. Son olarak, yerel yönetimlerin uluslararası
çalışmalarını inceleyen Bontendal (2009:62) da yerindenleşme temayülünü küreselleşme
faktörü ile değil, hizmetleri vatandaşa yakın düzeye aktarma arzusu ve iyi yönetişim saikleri
çerçevesinde açıklamaktadır.
Dostları ilə paylaş: |